Yıl olmuş 2025

Tarih kitaplarında turizmin “altın çağı” diye okutulacak günlerden geçiyoruz.

Ama… Kimin için?

Bir haftalık Antalya tatili…

Ortalama 150 bin lira!

500 bine de var bu arada…

Eskiden bu parayla araba alınırdı, şimdi Side'de bir otelde serpme kahvaltıyla havuza bir bakış atabiliyorsunuz.

Bakış diyorum çünkü yüzmeye bile ekstra ücret isteniyor neredeyse.

Uçak biletine bakalım.

Hadi diyelim Bodrum hayali kurdun…

Hayal güzel ama biletin tek yönü 5.350 lira.

E bunu alırsan geri dönmeye paran kalmaz.

Dönüşü ya Allah’a emanet ya da yaya.

THY’ye de helal olsun, her zaman önde olduğu için biletleri 5358,85’ten satıyor.

“Yahu memleketime gideyim” dedin, olur.

Gidersin.

Ama gider gitmez senin de içinden bir şeyler gider.

Sinop’luyuz ya Sinop’tan örnek verelim.

Sinop’a vardığında, Karadeniz’in o masmavi kıyısında bir şemsiye + bir şezlong 700 lira.

Yani güneşin altında güneşlenmenin bedeli, ay sonu elektrik faturasını geçiyor.

Geçen gün Çırağan Sarayı’nda yemek yedim.

Saray dediğim… Osmanlı’nın gözbebeği.

Üç imparatorluk görmüş duvarlar, boğazın eşsiz ihtişamı…

Orası bile daha ucuz. Yok mu bunları denetleyen eden?

Oteller bomboş.

Bomboş ama fiyatlar hâlâ 2011 Barcelona finali gibi: Şov var ama Messi yok!

Turist nereye gitti?

Yunanistan’a, Mısır’a…

Adamlar 1 haftalık her şey dahil tatili 400 Euro’ya veriyor.

Bizde o fiyata minibüsle havalimanı transferi zor.

Hadi şimdi söyle bana güzel kardeşim…

Bu memleketin insanı tatili nerde yapacak?

Ege sahillerinde mi?

Karadeniz’de mi?

Yoksa mezarlıkta mı?

Çünkü artık ölü fiyatına bile tatil yok.

Kimse sormuyor:

Bu halk ne yer, ne içer, nerde dinlenir?

Ama ben soruyorum.

Sen tatili unut azizim…

Zaten cüzdanın ekside.

Yazın tatile değil, klimalı toplu taşımaya gidersin.

Kumda değil, otobüs durağında yanarsın.

Ha bir de not düşeyim…

Kültür ve Turizm Bakanlığı “Rekor kırıyoruz!” diyor.

Doğru.

Fiyat rekoru.

Sinir rekoru.

Umutsuzluk rekoru.

Bravo.

Alkışlarla yaşatıyorlar seni.

Not: Servislerle ilgili büyük olaylar var. Hepsini araştırıyorum.

Serdar BAŞAĞAOĞLU

[email protected]