Uçağın hâkimi olarak gördüğümüz bir pilot, bu çelik gövdeyi uçurmak için gerekli her türlü bilgiye sahipken, teknisyen uçakta oluşan her türlü arızayı gidermek için gerekli olan her türlü bilgi ile donatılmış bir teknik insandır. Pilot uçağın tüm sistemlerini nasıl kullanacağını bilirken, teknisyen bu sistemlerin nasıl çalıştığını, hangi arızayı gidermek için hangi yolun izleneceğini ve bu arızanın nasıl giderilebileceği konularında üst seviyede bilgi sahibidir. Dolayısı ile teknik açıdan uçağı en iyi tanıyan./ tanıması gereken kimsedir.
Adını vermeyen bir teknisyen kardeşimiz internet de mesleğini söyle tarif etmiş.( Üç, beş kelime ekleyip zevahire dokunacak yedi, sekiz kelimeyi çıkarttım.) “ Bu konuda Ülkede neredeyse tekel olan THY nin devlet mekanizması ile el ele vererek taşeronlaştırıp oto sanayi seviyesine düşürmeye çalıştığı, bazı kurumların lisans konusunda milleti canından bezdirip, EASA üzerinden ticaret yapmaya çalışan bir takım uyanık kimselerin kucağına ittiği cefakâr meslek. Zaten sürekli büyüyen, uçak alan şirketlere yetecek sayıda teknisyen yok, Kendini yetiştirmiş teknisyenler de tıpkı değer görmeyen bilim adamları gibi yurtdışına kaçmaya başladı. Bir teknisyen Filipinler’ e, bir tanesi Finlandiya ya ve de tanesi Katar’a gitti. Bunlar benim işyerimden geçen hafta kaçan usta teknisyenler” Bu kardeşimizle aynı görüşte olduğumu ifade etmek isterim.
Geçen hafta Airporthaber için kaleme aldığım yazımı şekillendirirken yabancı pilot konusunda olduğu gibi, Teknik ünitede de son dönemlerde bir takım konularda düzelmeler sağlanmış olabileceğini düşündüm ve ünitenin bir mensubu ile görüşmek ihtiyacı hissettim. Görüşme sonucunda yeterli bilgiyi aldığımı ve sevindiğimi söyleyemem. Ancak THY kanadı için aynı fikri tam olarak paylaşmasam da görüştüğüm kimseler konularına el atılması ve halledilme yoluna sokulması için Türk Hava Yollarının Yönetim Kurulu Başkanından ümitli olmaları ve Sivil Havacılık Genel Müdürünün konularına müspet yaklaşımından ve ilgisinden ötürü de mutlu olduklarını dile getirmeleri beni yine de memnun etti. O kadar.
27 Nisan 2015’ de bir yazı kaleme almıştım. Başlığı “Temel Kotil: Yabancı Teknisyen de Alabiliriz “ Bu yazı. APH’ da yer aldı. Evet; Temel Bey bu konudaki isteklerini Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne iletmişlerse de konuda söz sahibi olan bu kuruluşun konuya sıcak bakmadığını ve THY’ nin isteğini müspet cevaplamadığını duymuştum. Doğruymuş. Şimdi yapılması gereken bir tek şey var ki o da sisteme Teknisyen yetiştirecek olan okulların sorunlarının süratle çözümlenerek Havayollarını besleyecek düzeye getirilmeleri.
Yakın geçmişe bir bakarsak; 2011 yılının ikinci yarısında THY Habom diye bir şirket kurdu. Bunu yaparken her ne kadar amaçlananın Hava iş’i bitirmek ise de milli havayolunun bu yoldan daha ucuz istihdam sağlaması olduğu gizlenmedi.
Bir hava yolunun en can alıcı hizmetini daha ucuza mal etmek ve sistemi sendikasızlaştırmak veya istedikleri bir sendika ile ilişkilendirmek amacı ile ve de çalışan bir sistemi alt üst etmenin günahı tabii ki o dönemdeki THY Yönetiminindir. Habom’ da çalışmaya personelin işinde ihtisaslaşması, deneyim kazanması adına THY tarafından bu güne kadar ne yapıldı. Bunu en iyi Habomcular bilir. Bu nedenle bu konu ile ilgili anlatımda bulunmam yersiz olur.
Malum, Yapboz oyuncağına benzetilen Habom daha yakın bir geçmişte THY Teknik A.Ş ile birleştirildi. Bu kez tabii ki değişik statüye bağlı çalışanların görev yaptığı bu iki yapının kaynaşacağı beklentisi hâkimdi insanlara. Bu konunun suyunu çıkaran tabii Türk Hava Yollarıydı. İki farklı statüye sahip olan çalışanların, birlikte görev yapmalarının zorluğu ile nasıl kaynaştırılacağı düşünülmeden bu birleştirmenin yapıldığı ortada. Bir yazımda THY’ de uygulamaların planlamadan önde gittiğini ifade etmiştim. Maalesef THY’ de yaşanan Habom uygulaması da bu ifadenin doğruluğunun bir göstergesi.
Gelelim, 2023’ e kadar bu günkü mevcudu iki katına çıkartacak olan okulların durumuna..
Şu an için, SHY 147 onaylı olan Anadolu Üniversitesi Havacılık ve Uzay bilimleri Fakültesi, Erciyes Üniversitesi Sivil Havacılık yüksek okulu, Kapadokya Meslek Yüksek Okulu, THY Teknik A.Ş olup. Sivil Havacılık tarafından tanınan Okullar ise Bağcılar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Eskişehir Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi. Lise grubundaki okullar Milli Eğitim Bakanlığına, Yüksek Okullar ise YÖK’ e bağlı. SHY ve YÖK’ün müfredatları da haliyle değişik. Bunun dışında yetki başvurusunda bulunmuş ve eksiklerini gidermesi beklenilen 6 ila 7 okulun daha mevcut.
Yukarıda da ifade ettiğim üzere Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Türk Hava Yolları’nın yabancı Teknisyen çalıştırma isteğine sıcak bakmadı ve talebi müspet cevaplamadı. Sivil Havacılık Sn. Genel Müdürün 2023 yılına kadar mevcut teknisyen sayısının 2 misline çıkmasının gerektiği şeklindeki ifadeleri Teknisyen yetiştiren okullarla ilgili sorunlara samimiyetle eğileceğinin ve bir adım öte aksaklıkları gidermek için caba göstereceğinin açık bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Samimiyetle diliyorum ki, insanların ümitleri boşa çıkmasın. Uzun zamandı çalışanların bir yöneticiye güvenmek istediklerini ve de bunu açıklıkla ifade ettiklerini görüyorum.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Türk Hava Yollarından Bağcılar Meslek ve Teknik Okuluna, Pegassus’dan ise Eskişehir Sabiha Gökçen Endüstri ve meslek lisesine ( Sponsor ) destekleyici olmalarını istediği biliniyor. .Bu tür işler SHGM’ nün işi değil. Ama bir şeyler yapmak istedikleri ortada. Eğer adı geçen Havayolları kardan bir miktar zarar etmeyi göze alabilirler se Türk Sivil Havacılığına büyük katkıda bulunmuş olacakları mutlak.
Görüştüğün şahsa Uçak teknisyenlerinin son maaş durumlarını da sordumsa da cevap alamadım. Dokümanlara bakmak gerektiğini söyledi. Bu bilgilere sahip olduğunu biliyordum ama nedense ifade etmek istemediler. Bende başka birini arayacağımı ve ondan öğreneceğimi söyledim ve üzerinde durmadım. O şahsa da ulaşamadığım için akçeli konulara girmiyorum. Zira elimdeki bilgiler güncel değil. Ama bir tek şey biliyorum ki teknisyenlik mesleğinde balansın kurulması için eğitim ve akçeli konulara öncelik tanımak ve mevcut aksaklıkları düzeltmek gerekir.
Bakanlığın Uçak Bakım 850CK0002 sayılı Uçak Bakım ve Çevre dokümanındaki şu söz dikkatimi çekmiş ve geçmişte sizlerle bu sayfalarda paylaşmıştım.. “Uçak bakımında teknisyenin önemi unutulmamalıdır; Göz, kulak, beyin, duygusal stres, bedensel yorgunluk, dikkat, uyku, beslenme, solunum, öğrenme ve unutma gibi insanı insan yapan özellikleri de mutlak dikkate alınmalıdır.” yazıyor bu kitapçıkta. Hafta başı konuyu görüştüğüm bir THY mensubu bu hususların tümünün dikkate alındığını zira sistemin bunu unutturmamak üzere şekillendirildiğini söylediler. İki senede bir yapılan bir uygulama ile konunun sürekli gündemde ve hatırlarda tutulduğunu da ifade ettiler. Allah biliyor ya, bu anlatım bana fazla profesyonelce geldi. Benim bildiğim ve gördüğüm şudur ki; eğer bu dokümanda belirtilen hususların tümü Türk Hava Yolları Yönetimince dikkate alınsaydı Teknik ünite 2011’ den bu yana yaşadığı keşmekeşi yaşamazdı.
Yorumlar Tüm Yorumlar (32)