Başımıza gelebilecek güzel şeyler insanın hayal gücü ile sınırlıdır. Olabilecek kötü şeyler ise sınırsızdır. 1990'larda Orta Amerika'da bir uçak kazasını hatırlıyorum. Uçak havada patladı, yolcular yandı ve Karayip denizine binlerce metre düştü ve sonra köpekbalıkları kalanları yedi. Rhein radarındaki ATC sisteminin bakımında çalışırken, ‘olabilecek kötü şeylerin hiçbir sınırı yok’ diye düşünürdüm.
Kötülüğün nedeni bilinmemesidir. Beklentileri neyin boşa çıkaracağı bilinmez.
Burada anahtar kelime 'beklenti'. İnsanoğlu bilinmeyenin üstesinden gelmek için beceriler geliştirmiştir. Bunlar "GÜVENLİK ÇERÇEVELERİ" dir.
Farkındalık, uyanıklık, tetikte olmak, gözü açıklık, tedbir, teyakkuz emniyetle ilgili çerçeveleri tanımlayan kelimelerden bazılarıdır. Önlem, teyakkuz ve uyanıklık, büyük sistemlerin güvenliği ile doğrudan ilgili olan üç çerçevedir.
Çerçeveler, kısmen belirli şema kümelerini harekete geçirerek bireylerden belirli tepkiler uyandıran (gövdeler ve ayarlar dahil) maddi nesnelerin durumsal topluluklarıdır. Çerçeve, bir nesneler kümesi, bir nesneler topluluğudur. Bu nesneler, basit maddi nesneler veya soyut olgular olabilir.
“Çerçeve” kelimesinin en basit anlamı, bu şeyin içini ve dışını tanımlayan bir sınırı ifade eder. Kümeler veya koleksiyonlar, kendilerine ait olan bir grup öğeyi tanımlar. Bir öğe bir koleksiyona aitse, bu o öğenin söz konusu koleksiyonun içinde olduğu anlamına gelir.
Koleksiyonlar veya setler, öğeleri açıkça listelemek yerine, öğelerin özelliklerini tanımlayabilir. Öğeler yalnızca maddi nesneler değil, belirli niteliklere ve işlevlere sahip örneğin 'itfaiyeci' gibi gerçek nesneler olabilir. İşlevleri, yürüttüğü komut dosyalarıdır. Bir set/koleksiyon oluşturmanın kuralı herhangi bir şey olabilir. Belirli bir öznitelik veya komut dosyası, bir kümenin/koleksiyonun oluşturma kuralı da olabilir.
Polimorfizm "birçok form" anlamına gelir ve kalıtım yoluyla birbiriyle ilişkili birçok sınıfımız olduğunda ortaya çıkar. Örneğin elma ağacı, armut ağacı ve çam ağaçlarının hepsi ağaçtır. Bu üç ağaç, ağaç sınıfının polimorfizmine aittir. Polimorfizm, polimorfik nesnelerin tüm ağaçlarda ortak olan niteliklere veya komut dosyalarına/yöntemlere sahip olduğunu ima eder. Her üçünde bir gövde ve kollar vs. vardır.
Çerçeveleri oluşturan koleksiyonlar/kümeler, polimorfik bir ailenin belirli niteliklerini veya komut dosyalarını dahil etmek şeklinde bir oluşturma kuralına sahip olabilir. Örneğin, bir ormanda yürürken sadece etrafınızdaki ağaç gövdelerini göreceğinize karar verin. Sadece ağaçların gövdelerinin gözünüze çarptığını fark edeceksiniz. Bu, araba kullanırken sadece arabanızın muhtemel yolunun yakın görüş alanında ortaya çıkan yayaları görmenizle aynı olgudur. Bunun nedeni, riskli yayalara karşı bir 'güvenlik çerçevesi' kurmuş olmanızdır.
Sürüş sırasında aniden öndeki aracın alışılmadık bir şey yaptığı gerçeğiyle uyanabilirsiniz. Bunun nedeni, daha önce bir 'güvenlik çerçevesi', önceki eğitim veya deneyime dayalı bir beceri oluşturmuş olmanızdır.
Bir çerçeve otomatik/bildirimsiz veya kasıtlı/bildirimli olabilir. Bir bildirim çerçevesi oluşturan park etme kriterlerinizle bilinçli olarak uygun bir park yeri seçebilirsiniz.
Önlem, teyakkuz ve uyanıklık gibi “güvenlik çerçevelerine” geri dönersek; tüm bu güvenlik çerçeveleri belirli koşullar tarafından tetiklenecek şekilde oluşturulmuştur. Sorun şu ki, bu koşullar ya tanımlanmadı ya da bilinmiyor. Bu çerçevelerin öğeleri, polimorfizme göre sözde koşulları veya koşul bölgelerini içerebilir. Bu koşullar, genel güvenlik kurallarından yukarıdaki birçok katmandan miras alınır. Ancak mutlak öğeler olarak somutlaştırılmazlar. Psikolojik olarak, bu bir farkındalık, uyanıklık, tetikte olma hissi verir.
Farkındalık, uyanıklık, tetikte olmak, gözü açıklık da bir duygu unsuruna işaret eder. Bu nedenle hava trafik kontrolü, büyük bir sistem veya genel olarak havacılığın pilotluğu da bir performans sanatıdır.
Ali Rıza Saral
http://largesystems-atc.blogspot.com/2021/07/emniyet-cerceveleri.html
Ali Rıza Saral’ın bilgilendirme ve Farkındalık yazılarını önemsiyorum. Kişilik ve kişilik oluşumu ile ilgili bilimsel açıklamaları, daha önce görmediğim bir dünyayı aydınlatıyor, insanın karmaşık düşünce ve duygularına ışık tutuyor. En önemli kavram ise “kök neden” kavramı. Artık bilimsel çalışmalar sonucu “kök neden” kavramı geliştirilmiş ve olayların nedenleri bulunup, yinelenmesini önleyecek çareler ortaya konmuştur. Bu nedenle insanların duygularını besleyecek her tür sanat desteklenmiş, duygusal gelişim ile beceri, yetkinlik ve erdem üstün kılınsın diye eğitimde gelişmeler sağlanmıştır. Atatürk’ün eğitime verdiği önemi hatırlayınız. Elbette sadece bilimsel eğitim yeterli değildi.
Eğitime destek olması için kurulan Halk Evleri, bu boşluğu kapatmak için yurt yüzeyinde yaygın bir biçimde yer almaktaydı. Ayrıca Samanyolu şarkısını söyleyen rahmetli Berkant, Köy enstitüsü mezunu idi. Ankara'nın Hasanoğlan köyünde saz hocalığı yapan Aşık Veysel ile olan bir anısını Yaşar Kemal de şöyle anlatır;
“Ben Veysel'i o yıllarda tanıdım. Sevineli bir şakımadaydı. ‘Karacaoğlan da böyle şakır mıydı?’ diye sordum Veysel'e. Önce anlamaz gibi yaptı, sonra birden güldü, uzun güldü, sonra;
‘Karacaoğlan böyle şakıyamazdı fukara’, dedi. ‘Onun Hasanoğlanı yoktu’.!”
Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir!
Bu yazı bazı gerçekleri anlatıyor.
Yorumlar