Bu konuyu işleyince, bir takım insanlar hemen “neden bo konu “ diye soruyor. Zannediyorlar ki hükümetin veya iktidardaki siyasi partinin aleyhinde bir şeyler söyleniyor. Evet; işsizlik yılların ve Türkiye gibi birçok ülkenin senelerdir devam eden bir sorunu. Ve de kısa bir dönemde üstesinden gelinebilecek gibi de değil. Bu arada bizden kötü durumda olanlar da var tabii ki. Allah herkese yardım etsin.
2016 yılı Eylül döneminde Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 420 bin kişi artarak 3 milyon 523 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1 puanlık artış ile %11,3 seviyesinde gerçekleştiği ilan edildi. Sektörümüzdeki istihdamın ağırlığını teşkil eden genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 1,4 puanlık artış ile %19,9’a yükseldi.15 Temmuz darbe girişiminden sonra basına da yansımış olduğu üzere şirketlerin yaşanan krizin ağırlığını tam olarak hissederek tasarruf sağlamak amacı ile istihdamda kısıntıya girmeye Ekim 2016 ayında başladılar. Bu da önümüzdeki aylara ilişkin belirleme sonucunda DIE tarafından yapılacak olan araştırmanın ülkeyi düşünen herkesi daha fazla üzeceğine inanıyoruz.
Evet gelelim bu sıralarda krizin zorlaması ile yapılacak olan tasarruf nedeni ile şirketlerin uygulayacağı tensikat sonucunda işten çıkartılacak olan yeni işsizlerin durumuna. Eğer personel arama ilanlarına bakarsanız hiç bir işyerinin 35 yaşın üzerinde olanlara rağbet etmedikleri görülüyor. Özellikle bir şirkete girip orada 10 sene çalışmış olan fakülte mezunu çalışanların bu yaş sınırında olacakları veya bu limiti geçtikleri bir gerçek. Bu durumdakilerin ülkedeki işsizlik oranı de dikkate alındığı takdirde yeni bir iş bulma konusunda zorlanacakları ortada. Tabii ki aynı zorluk aynı nedenlerle bu yaş limitinin altında olanlar için de mevcut. Bir insan ek kolay hangi sahada iş bulabilir? Tabii ki; insanın uzmanı olduğu ve daha öncede çalışmış olduğu konularla uğraşan kuruluşlarda iş bulması daha kolay. Peki; örneğin PGS’ den yapılan tensikat nedeni ile ayrılan bir personel hangi kuruluşlarda iş bulabilir? Bu personelin sektörünün diğer kuruluşlarında iş arayışına girmesi sizce de normal değil mi? İyi de sektörün bütünü ile sürecin en ağır etkilerini hissettiği ve yaşanan krizin tüm bu şirketlerin belini büktüğü de malum. İstihdamı kılı kılına ayarlayan şirketler dışında tüm şirketler bu konuda hafifleme ihtiyacında. Dolayısı ile kriz süreci boyunca sektörün genelinde iş bulabilmek hayal. İşsizler ordusu maalesef daha da artacak gibi görünüyor.
Peki, bu durumda işverenler ne yapmalı? Eğer tensikat kaçınılmaz ise, bu uygulamaya muhatap olacak çalışanların seçimini en adil şekilde yapmanın yöntemlerini düşünmeli. Bu kararı vermek zordur ve de herhangi bir kişiyi falan filan nedenle işten çıkartmaya benzemez. İnsanları toplu halde işsizliğe mahkûm etmenin vicdani sorumluluğu ağırdır. Yöneticiler tarafından yapılacak bu belirlemede de torpil, falan filana yakınlık ve siyasi görüş ayrılılığı vb. faktörler tercih nedeni olursa bunun acısını işlemi yapanlar bir gün mutlak çekecektir. Ve de bundan korkulmalıdır. Zira acıyı her zaman günahı bizzat işleyen çekmiyor.
Ne Güzel Bir İş Yerinde Çalışmışız.
Sene 1972. Her gün değişik insanlar, değişik olaylar ve bu ortamda yaşamaktan mutlu olan çalışanlar hep bir aradaydık. Bu cümleyi şirket ayırımı düşünmeden, o dönemdeki tüm havalimanı çalışanları için yazıyorum. Ve de çoğunluğun aynı görüşte olduğunu biliyorum. Bizim aramızda anlaşmazlık yok muydu? Tabii ki vardı. Olmaması mümkün mü? Kavga bile yaşandığını hatırlarım. Ancak gerek yöneticilerle ve gerekse biz çalışanlar arasındaki sorunların çözümü daha medeni bir ortamda ve daha kibar bir üslupla, yarın, yine selamlaşacağımızı aynı yolculara ve aynı uçağa birlikte koşacağımızı düşünerek aranır ve de mutlak bulunurdu. İnsanlar birbirini bu denli kötü ve düşüncesizce yıpratmazdı. Ya bu gün? Bir arkadaşımız, rahmetli Engin eşine akşam saatlerinde Bakırköy tren istasyonunda sarkıntılık eden iki kişi ile kavgaya tutuşmuş ve bunlardan perondan rayların üzerine atmıştı. O sırada Yenimahalle tarafından tren geliyordu. Allah korudu ama kimse Enginin hapse girmesine engel olamadı. Ve de arkadaşımız yanılmıyorsam 3 ay bizden uzak kaldı. Bu sırada hiç kimse bu kazayı konuşmadı. Yönetim olayı duymadı. Her ay maaşının bir kısmı Enginin eşine, diğer kısmı ise cezaevine götürüldü. Aylık sigara ihtiyacı ile birlikte. Engin çıkıp işe başladıktan sonra İstasyon Müdürümüz rahmetli Fikret Okandan beyin “arkadaşınızın önünde iyi bir perde oluşturdunuz sizi kutluyorum” sözlerini hiç unutmam. Ömer Faruk ve yanlış hatırlamıyorsam İsmet Özkan Beyler, yapılan bu işin tüm sorumluluğunu taşımalarına rağmen bu konuda tek kelime etmediler. İşte Türk Hava Yolları böyle bir iş yeriydi. Bu gün böyle bir olay yaşansa ne olur, neler olur düşünemiyorum. Evet; çok çok güzel bir işyerinde çalışmışız. İş yeri de güzel, çalışanları da güzelmiş.
İşyerleri Bu Gün Neden Bu Halde
İş yaşamının başarıya ulaşmakta en önemli faktörlerinden biri çalışan grubunu takım haline getirecek olan düzgün, eğitimli ve kaliteli yöneticiler olduğu açık. Gurubu takım yapabilmek için "lider yöneticilere" gereksinim olduğu açık.
Ancak kuruma ve çalışanlara yön verebilen, çalışanların güvendiği ve arkasından gidilmeye değer bulduğu lider yöneticiler bir gurubu takım yapabilir. Son yıllarda özellikle Türk Hava Yollarında görev yapan yöneticiler yönetimin en önemli ilkelerinden biri olan bu oluşumu başarı ile yerine getirdiler(?) Getirmesine getirirler ama küçük bir farkla. Çalışanlardan bir Türk Hava Yolları takımı yaratacaklarına şirketin içinde iki takım oluşturdular.” Eskiler ve Yeniler” daha açık olmak gerekirse “ Bizden Olanlar ve Bizden Olmayanlar “ Şirkette insanlar birbirine düşman gibi adeta. Dışarı bile yansıyor bu karşıtlık. Bu durumu yaratan yöneticiler bununla da kalmadılar. Bu gruplaşmanın daha belirgin hale gelmesi için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Ve de bu gün Türk Hava Yollarında 46 sene önce işe başlamış olan ben yazıya “NE GÜZEL BİR İŞ YERİNDE ÇALIŞMIŞIZ.” Diye başlık atabiliyorum. Peki; bu beni mutlu mu ediyor? Hayır.
Çelebi Yine Ne Yapmış?
İki haftadır değişik bir uygulama başlattı okurların bir kısmı. Şu anda görevde olan çalışanlar “ Neden falan şirketi yazmıyorsun” diye sorgulamaya başladılar. Arada bir de saçmalık dolu bir takım bilgiler geliyor.
ÇELEBİ’ deki çalışmam süresince ve de bunun öncesi takip ettiğim kadarı ile Çelebi hiç bir zaman gerektiğinden fazla istihdam yapmadı. Maddi açıdan yaşadıkları en rahat dönemlerde bile maliyet mantığına bağlı olarak her zaman çalışan adedini yeterli seviyenin altında tutmaya özen gösteren bir istihdam anlayışı var Çelebinin. Bu dönemde de tabii ki Çelebinin de işten çıkarttığı insanlar olmuştur.. Örneğin SABİHA GÖKÇEN ekibini dağıttı desek yeri var. Bunun nedeni ise apaçık ortada. PEGASUS Çelebi’ den hizmet alımını noktaladı. Ve de şirket salt adı geçen havayoluna hizmet sunumu için istihdam ettiği personeli işten çıkarttı. Tabii ki mutlu olunacak bir işlem değil ama konuya Çelebi açısından bakarsanız haksız sayılacak bir uygulama değil. Ne yaptı ÇELEBİ? SABİHA GÖKÇEN’ de görev yapan kardeşlerimizi işten çıkartıp, yerlerine başkalarını mı aldı? Hayır. ATA’ da personel ihtiyacı olmasına rağmen SAW’ da çalışanlarını dışlayıp ATA için sıfırdan personel alımı mı yaptı? O da hayır. Peki; ÇELEBİ’ nin patronları siz olsaydınız hizmetinden istifade edilemeyecek o denli büyük bir bir grup çalışana maaş ödemeye devam eder miydiniz? Tabii ki hayır. Bu bir tensikat değil. Dolayısı ile yazdıklarınıza kargalar güler Çelebi aleyhinde söyleyecek, yazılacak çok şey bulunabilir. Üstelik içlerinde haklı olacağınız noktalarında bulunması mümkün. Ülkemizle birlikte hali ile sektörümüzde bunalımlı günler yaşıyor. Siz ise boş şeylerden denizlerden deryalardan bahsediyorsunuz halen. Bu köşe bana insanlara saldırmam için verilmedi. Kaldı ki çalıştığım tüm şirketlerin hükmi şahsiyetlerine büyük saygı duyarım. Evet; yazdığınız serzenişlere ve bu anlatımlarınızın dikkati çekmesi için esas konu dışında yaptığınız kenar süslemelerinde de mantığım size hak vermiyor. ÇELEBİ HAVA SERVİSİ’NİN BAŞINDA YÖNETİCİLİĞİNİ FALAN BİR TARAFA KOYUN, İYİ BİR İNSAN VAR. Yanlış anlamış olabileceğimi düşünmüyorum. Konunuz yapılan tek tük işlemler değil SAW operasyonu ile ilgiliydi. İsteğiniz yerine getirildi ve de SAW konunuz işlendi. 50 senedir bir iki kez dışında hiç dolmuşa binmedim Bunu ifade etmem herhalde yeterlidir. Beklentinizi karşılayamadığım için üzgünüm. Lütfen bu tür yazışmaları AİRPORTHABER sistemi üzerinden yapınız. Herkes okusun. İstifade etsin ışığınızdan. Şimdi bunu yayınlasam ne olur, yayınlamasam ne olur? Siz karar verin. Evet; Çelebi’ de çalıştım. Hem de kısa sayılmayacak bir süre. Ama THY’ de çok çok daha uzun bir süre, yıllarca çalışmıştım. Yaptığım işle bunun ne ilgisi var ki? Anlayamadım.
Yorumlar