4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2 ve 3 ncü maddeleri söyle der.
MADDE 2 - Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
MADDE 3- Kanunun iyi niyet’e hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz.
Evet; Kanun bunları demesine der ama kim dikkate alır o ayrı bir konu?
Sivil Havacılık sektöründe çalışanlar, şirket personelinin pass bilet haklarının kullanılma şartlarını bilirler. Sektör dışındakiler ise bu konuyu zaman zaman gazetelerde okumuşlardır. Personele seyahat yardımı adı altında verilen bu ücretsiz ve özel ücretli bilet haklarının amacı, bir yandan çalışan personel sadakatini ve aidiyetini canlı tutmak; diğer yandan da, şirketten ayrılan personele geçmiş hizmetleri nden ötürü teşekkür etmek ve belki de onore edilmesini sağlamaktır. İşte bu nedenle söz konusu biletler personelin hizmet süresini, yani kıdemini esas alan bir değerlendirmeye göre verilmektedir.
Tabii ki çalışanlara verilen bu bilet rezervasyonlu (koltuk garantili) değil. Bu uçaklarda satıştan sonra boş koltuk kaldığı takdirde personelin istifadesine sunulan ve bütün vergi ve harçları hak sahibi personel tarafından ödenen, şirkete kesinlikle hiç bir maliyet getirmeyen bir uygulamadır.
Türk Hava Yolları tarafından her yıl acentelere, şirketlere ve kişilere veya CIP & VIP şahıslara reklam ve promosyon amaçlı olarak dağıtılan rezervasyonlu on binlerce biletin milyonlarca liralık mali külfeti ile karşılaştırdığımızda, bu hakların şirkete hiç bir maliyet yüklememesi bir yana, ikinci paragrafta belirtilen sosyal sorumluluk fonksiyonunu yerine getirmesi nedeniyle önemli ve değerli olduğu açık olup emekli personele tanınan güzel bir imkandır.
Bu kadar genel bilgi herhalde yeterlidir. Gelelim işin şantaj kısmına.
İşten ayrılan personelin ve ailesinin ( 10 yıl ya da daha fazla yıl hizmet etmiş olması koşuluyla ) çalışanlara tanınan yılda birer adet, yurtiçi-yurtdışı, gidiş-dönüş ücretsiz bilet hakkından faydalanabilmesi için ilgili Yönetmelik, “ Çalışanın ortaklıktan emekli olmak suretiyle ayrılmış olmasını” şart koşuyor. Aslında normal yönetilen ve çalışanlarla ilişkilerini sağlıklı tutan şirketler için gayet doğru bir yaklaşım. Tabii ki buna itiraz etmek mümkün değil. Zaten itirazımız da bu yaklaşıma yönelik değil.
Şimdi 83 yaşında bir şirket düşünün ve de çalışanlarının ortalama kıdem yılı 6,5 olsun. Bu nasıl sağlanır sizce? Tabii ki istihdamdaki devri hızlandırmak sureti ile. Evet; 2003 yılından bu yana 10.000 çalışanın ( Bu rakam Türk Hava Yolları çalışanları tarafından ikili görüşmelerde sıklıkla ifade edilmektedir.) iş akdinin feshedildiği konuşulmaktadır. Ancak Türk Hava Yollarının açıklaması halinde doğru rakamı öğrenebiliriz ki kişisel görüşüm söylenenlerin doğru olduğu yönündedir. On bin veya 9875 her ne ise Bu insanların bir şekilde Ortaklıktan ayrılıp, yerlerine yeni istihdamın sağlanması şirket çalışanlarının kıdem yaşı ortalamasını bu seviyelere düşürür. Her halde bunun başka bir nedeni yoktur. Olamaz.
Şimdi de şirketin tepelerinin 2005 yılında “ Türk Hava Yollarında 2010 yılı itibarı ile 2003’ den önce işe girmiş kimse kalmayacak” beyanı ile şu kıdem yaşı anlatımını birleştirirseniz bu işten çıkarmaların iyi niyetle şekillendirilmemiş olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor zannederim.
Evet, Müdür veya Başkan sizi çağırır. Sizinle çalışmama kararı verdik, ya dilekçe verip emekliliğinizi isteyin veya iş akdiniz şirket tarafından feshedilecek “ der. Tabii ki karar sizin. Ve de yönetimin hukuken şirketi ve kendilerini zor durumda bırakmayacak bir düzenleme yapabileceğini de düşünürsünüz o an. İki şık var önünüzde, ya uzun senelerin emeğinin karşılığı olan tazminatınızı alacak ve pass bilet haklarınızdan vazgeçeceksiniz. Veya emeklilik talep dilekçenizi verip, ihbar tazminatınızdan vazgeçerek, kıdem tazminatınız ile yetinecek ve bu ücretsiz bilet haklarınızı kullanmayı sürdüreceksiniz.
Yanlış anlaşılmasın; haklı nedenlerle şirketten yönetimce uzaklaştırılan personele de pass bilet hakları verilsin demiyoruz. Ayıp kaçar. Tabii ki çalışan Türk Hava Yollarından yüz kızartıcı nedenlerden ötürü atılmış ise bu haktan istifade ettirilmesi düşünülemez. Ancak bu personelin yaklaşık % 90’nının “ hizmetlerinden verim alınamaması “ nedeni ile Türk Hava Yollarından uzaklaştırıldığına eminim. Hiç birinin işten atılma nedeni İş güvenliği yasasının “bildirimsiz fesih maddesinin yanından bile geçmiyor.
Yönetmeliğin ilgili maddesini adeta bir şantaj argümanı olarak kullanan Türk Hava Yolları Yönetimi yaklaşık 13 yıldır yürüttüğü bu kötü niyetli uygulama ile işten haksız fesihle attığı personelin pass bilet hakkını bir anlamda gasp etmektedir. Eğer bu ücretsiz bilet hakkınızı emekliliğiniz süresince de kullanmak istiyorsanız, yönetimin isteğini yerine getirecek ve emeklilik dilekçenizi verip işten kavgasız gürültüsün ayrılacaksınız. Bu bir zorlamadır. Bu bir şantajdır. Ve de bu mevzuat alet edilerek hakkın gaspıdır.
Özetle Türk Hava Yolları Yönetimi mevcut yönetmeliğe ve yasaya göre 60 yaşına kadar çalışma hakkı bulunan personel arasında ayrımcılık yaparak, sadece 2003 yılından önce işe girmiş personelini verimsizlik suçlamasıyla işten atmaktadır. Son senelerde üst seviyede performans notu almış olsa bile bu sonucu etkilemeyecektir.
Gelelim işin daha da samimiyetsiz bölümüne. Bilenler bilir, Türk Hava Yolları çalışanlarına 2014 yılında "özel ücretli bilet" alabilme imkânı sundu. Yapılan düzenlemeye göre, ekonomi bilet ücretinin yaklaşık % 25 ine tekabül eden bir ödemeyle, personele sınırsız sayıda bilet alabilme imkânı sağlandı.
Şirketten ayrılmış olanlar için emeklilik kıstası bu uygulamada, korunmakla birlikte, istifa ederek şirketten ayrılan personele de, bu özel ücretli biletlerden faydalanma hakkı tanındı. Bu haktan istifade edebilmek için gerekli olan hizmet süreleri de herhalde son dönemde işe alınan personelin uygulama kapsamına girebilmesini teminen kısaltıldı. Bu durumda Türk Hava Yolları’nda 3-5 yıl çalışıp şirketten istifa eden personel bu haktan yararlanabiliyor. Ama şirkete 25 yıl sadakatle hizmet edip salt 2003’ den önce Türk Hava Yollarına girmiş“ bizden değil “ gerekçesine dayanan haksız bir fesihle işten atılan personel bu hakkı tabii ki kullanamıyor.
Şirketin değerli bir ürününü tüm çalışanlar için ulaşılabilir hale getirmek başarılı yöneticilerin meziyetidir. Bunu kısıtlamak için çare üretmeğe çalışmak ise vicdan ve yönetim mantığı yoksulluğudur.
Evet; şimdi başa dönün ve yazımın girişinde yer alan 3721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2 ve 4 ncü maddelerini bir kez daha okuyun.
İsterseniz bir de 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 107. Maddesi ne diyor? Ona bir bakın.:“ Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Güler misiniz? Ağlar mısınız?
Evet; Kanun yapıcı bu konu ile ilintili her şeyi düşünmüş. Sorun her zamanki gibi uygulayıcılarda. Ve de onların kanun maddelerinde tarif edilen suçları işlemesine göz yuman “ Meydan senin, istediğin gibi oyna” diyen yetkililerde.
İnancım odur ki, iyi bir hukukçu bu kadar bariz bir insan ayırımının ve her türlü iyi niyetten uzak keyfi bir yaptırımın önüne geçebilecek argümanları sıralayıp bu sorunun adil bir uygulamaya dönüşmesine yardımcı olabilir.
Ve de son olarak, şu anda çalışan Türk Hava Yolları personeli “ bu konu bizi ilgilendirmiyor diye düşünmemeli ” Eminim ki Yönetimin 10 senede işten çıkarttığı ifade edilen 10.000 çalışanda bu denli büyük, kitlesel denilebilecek bir istihdam değişikliliğini düşünmemişti.
Türk Hava Yollarında bu güne kadar gördüğüm tepe yöneticilerin hiç biri şu anda başta olan saygıdeğer yöneticiler kadar zeki değildi ( ? ) Veya zekâlarını kötüyü geliştirmek için kullanmazlardı. Ama şimdi herkes bu yönetimin fevkalade insancıl ( ? ) tarzını öğrendi. Bu uygulamaların yarın sizleri de kucaklamayacağının garantisi yok. Belli mi olur? Daha sonra iş başına gelecekler, başarının eskilerin yaptığı hataları tekrarlamamakta olduğunu dikkate almazlarsa ne olacak? Hani bir söz var ya “Ağaca dayanma rüzgâr onu yıkar. İnsana da dayanma, ömrü ne kadardır bilemezsiniz.” Bilmem anlatabildim mi?
Yorumlar Tüm Yorumlar (79)