THY çalışanları bölündü, parçalandı. İş barışı sıfırın altında. Bu bölünme sürecinin tek sebebi Atilay Ayçin’in yanlış sendikal tutumudur. Bir tarafta Gökkuşağı, diğer tarafta Reform Hareketi, bir başka yönde Emek Meclisi, Değişim Hareketi. Grevin içinden çıkan işçi komitesi.
Bütün bunlar ayrı hareketler. Bu ne demek? THY çalışanları bölündü demek.
Ama en büyük bölünme kokpittedir. Kokpit ne havacılıkta grevi yasaklayan kanun karşısında ayaklanmıştır, ne de greve destek vermiştir. Bu tutumları, şirketlerine sahip çıktıkları şeklinde algılansa bile şirketle hiçbir ilgisi olmayan Bahadır Altan ile hareket etmeleri ise manidardır.
Asıl konuşulması gereken durum kabindir. Kabin hem sendika uğruna hemde hakları için çok işçi şehidi vermiştir. (Kovulan kabin memurları) Örneğin; grevi yasaklayacak olan kanun karşısında dik duran kabin memurları idi. Bu uğurda 305 kişinin canı yandı. Kimileri iş buldu, kimileri halen geçim derdi ile meşgul.
Grev deseniz, grevde de en ön saflarda bile yine onlar vardı. Her ne kadar sesleri cılız çıksa bile onlar grevin bir hak olduğunu görerek direttiler, direndiler. Bu dik duruşu alkışlamak lazım.
Ama kendi içlerinde de bölündüler. Grevciler ve işe geri dönenler olarak iki parça oldular. İşe geri dönenlerin, geri dönüşleri de Atilay Ayçin’in politikalarının ürünüdür.
Atilay Ayçin’i hem sırtında taşıyan hem de sırtından atan kabin oldu. Bu açıdan bakıldığında kabin memurları da 1980’li yılların mantığı ile sendikacılığın yürümeyeceğini idrak etmiş oldu.
Atarım, tutarım, asarım, keserim, greve giderim, işi yavaşlatırım mantığı artık ölmüştür. Konuşarak, uzlaşarak, mantıklı önerilerle hem şirketi hem de çalışanı düşünen mantık kazanacaktır bundan böyle.
Atilay Ayçin son dakika hamlesi ile bütün çalışanlara teşekkür edip ayrılmayı seçmedi. “Vuruşarak ölürüm” dedi ve dediği gibi de oldu. Oysa daha itibarlı gitmenin yolu teşekkür etmekten geçiyordu.
Bir önceki dönemde 1 oy ile kazandığı başkanlığı onlarca oy kaybı ile hezimeti yaşayarak gitti. “Galiptir bu yolda mağlup” diyecektir kendi kendine. Olaylar gösterdi ki THY çalışanları sendikaya karşı değil. Atilay Ayçin’e karşı.
Seçimleri protesto eden, er meydanından kaçan Bahadır Altan, kaybetme riskine rağmen meydana çıkan Atilay Ayçin’in eline su dökemeyeceği bir kez daha netleşmiş oldu. Hiç olmazsa “Ben buyum” diyebiliyor. Bahadır Altan, kendi yandaşları ile kendi köşesine kısılıp kaldı. Bundan sonra sadece oradan palavra sıkıp durur. Eeeee, sendikacılık bir zamanlar Anadolu Üniversite’nden Bursa’ya devletin helikopteri ile balık almaya, Perşembe günleri hanımla pazara gitmek için uçmamaya benzemez. Bunu da kimse bilmez. Seni de herkes işçi yandaşı sanır.
Oysa sen kendi iç pazarında çok farklısın.
Sel gitti kumu kaldı.
Evet, Atilay Ayçin gitti masada sorunlar kaldı.
Şimdi yeni başkan Ali Kemal Tatlıbal önce grevi çözmeli. Yaptığı açıklamadaki sözleri yerine getirmeli. Grevi bitirmeli ama çalışanlar için alınabilecek en güzel sosyal hakları almalı. Revizyon 3 ile ilgili verdiği sözü yerine getirmeli.
En önemlisi, 305 kişi ile ilgili söylediklerini maksimum derecede gerçekleştirmeli. Geri dönüşleri sağlamalı. İşte o zaman başkanlığı kabul görür ve söylenenlerin aksine yerini sağlamlaştırır.
Benim edindiğim bilgilere göre özellikle 305 kişi konusunda adımlar atılacak. İnşallah ağlayanların güldüğü bir THY fotoğrafı ile karşılaşırız.
Çok daha önemlisi THY’de kaybolan iş barışı bir an evvel tesis edilir.
Ali Kemal Tatlıbal’a başarı, Atilay Ayçin’e de hayatta başarı diliyoruz.
Yorumlar Tüm Yorumlar (22)