SEKTÖR ÇALIŞANLARINDA TAKIM RUHU NEDEN YOK? Çalışanlar aynı çatı altında tesadüfen bir araya gelip birbirlerini görünce ekip ruhu kendiliğinden oluşmuyor. O insanlara bu ruhu aşılayacak yöneticiler gerek ve de o kalabalığa biz bir takımız dedirtecek yöneticilerin öncülük etmesi gerek.
Bazı işverenler şirketlerinde çalışan personelin birbirleri ile iyi anlaşarak dostane ilişkiler kurmalarından mutlu olmazlar. Onlar açısından personelin birbiri ile çekişmesi ve aslında takım ruhu ile hareket etmemeleri daha kendi açılarından daha uygun oluyor nedense. Bunun işe aksediş şekli ise kimsenin umurunda değil gibi. İnanılması zor ama birinin görevini konu ile ilgili olmayan bir başkasına verip, eş unvanlı bir diğerine ise onları gözlemleten ve rapor alan tepe yöneticiler tanıdım. Bu tür iş yerlerinde değil ekip olmak iş barışı tesisi bile imkânsız oluyor haliyle. Nitekim öyleydi de.
EN ÇOK NEYE İHTİYACIMIZ VAR.
En çok neye ihtiyacımız var? Etrafa dikkatle bakınca bir kalabalığı takım yapabilmek için “Lider Yöneticilere” gereksinimimizin olduğu açıklıkla görülüyor. Bu güne kadar işverenler neden bu vasıflara sahip yöneticileri istihdam etmekten hep kaçındılar. Bilmem siz ne dersiniz? Evet; kişileri bastırmak, kişileri susturmak, kişileri yönlendirmek kolay olmasına rağmen takım aklı ve ekip ruhu ile başa çıkmak zordur. Ve de tepedeki yetkili ve etkililer bunu bilir.
Çalışanlara yön verebilen, güvenilir ve arkasından gidilmeye değer lider yöneticiler bir topluluğu takım yaparken işverenin uydusu haline gelmezler ve kurum veya patron lehine çalışmanın ayırımını yapabilecek kabiliyettedirler. Özellikle hizmet sektöründe iş görenlerin rolünün ne denli önemli olduğunun bilincinde olup yönetimsel tarzını ve uygulamalarını bu hususu göz önüne alarak planlarlar. İşte bunun için de bu türler işverenlerin benimsemediği yöneticilerdir. Önce bir şekilde pasifize edilirler, ilk uygun ortamda ise kaşının üzerinde gözün var gerekçesi ile şirketten uzaklaştırırlar. Tepedekilerin gözü ile bakınca çalışana yakın yöneticiler işveren açısından tehlikeli sayılıyorlar belli ki.
Her insanın keman çalması mümkün olmadığı gibi yaptığı işin tekniğini çok iyi bilen her çalışanında da yönetici olabilmesi mümkün değil. Yönetici olabilmek keman çalabilmeye benzer gibi bir olgu. Rahmetli annem böyle söylerdi. Kabiliyet işi derdi. Doğuştan insanda bu kabiliyetin olması gerekli der ve insan yönetmenin mantıkla ilintili olduğuna inanırdı. Ve yönetim mantığı insanın içinde varsa ve de en önemlisi bunu etrafına da hissettirmeyi başarabilirse hem kurum hem de çalışanlar ondan ümitli olabilir derken, konuyu “ Ders alarak yönetici olmak mümkün değil.” sözleri ile sonlandırırdı. Her ne kadar annemle aynı görüşü paylaşmayan uzmanlar varsa da iş yaşamında gördüğümüz değişik örnekler valide hanımın bu yaklaşımın doğruluğunu teyit ediyor.
ATANAN PERSONEL NE ZAMAN YÖNETİCİ OLUR?
Daha önceki bir yazımda değinmiştim. Patronlar veya işveren vekilleri kuruluşun organizasyonunda mevcut kutuların hangi çalışan tarafından doldurulacağını belirlerler. Bu doğru. Ve de seçilen insanın ismi o kutunun içine yazılır. Seçilmişin maaşı ve kendisine tanınan sosyal imkânlar artar, sekreteri de olur belki de, emrinde bilmem kaç kişi çalışır. Seçilen bu insan şimdi yönetici olmuş mu dur? Bana göre hayır. Peki; o seçilmiş insan nasıl ve ne zaman yönetici olacaktır? Bu atanmışa bağlı olarak çalışan personelin onu benimsemesi, özellikle kişiliğine ve bilgisine güven ve saygı duydukları, onun arkasından gidilmeye değer bir insan olduğunu anladıkları zaman.
Evet; süreç işte böyle gelişiyor. Neticeten bir anlamda o göreve üstlerce atanan insan çalışanlarca onaylanmadan yönetici olamıyor. Çalışanların bu onayını almadan atanmışın liderlik bir tarafa yönetici bile olması imkânsız.
Eğer bu atanmışın varlığı astlarınca onaylanmaz ise, o insan kendisi için belirlenen noktayı şeklen doldurmaya memur edilmiş bir müşavir olarak kalıyor. Yöneticilik de hayal, tabii ki bir sonraki aşama olan liderlikte. Ne tuhaf değil mi? Kurumun sahibinin veya vekilinin görevlendirmesinin yeterli olmadığını ve o teşkilatta yönetici olabilmek için astların onayının gerekliliğini konuşuyoruz.
Bu yaklaşımın doğru olup olmadığını tespit için etrafınıza bir bakmanız yetecektir. Doğru açıdan bakabildiğiniz takdirde içinde bulunduğunuz sistemde mevcut olan içi boş müşavirlerle yöneticilerin ayırımını yapmanız hiç de zor olmayacaktır.
GRUBU TAKIM YAPMAK ZOR İŞ.
Grubu takım yapmak kolay iş değil. Önce atanacaksınız. Sonra altınızda çalışan gurup sizde ışık görecek, doğrunun peşinde koşup onu yakalamak için çalışan ve kendisini sürekli geliştirerek yenileyen insanlarla çalışmayı tercih eden bir kişi olduğunuza inanacak. İşte bu inancın oluşmasını takiben gurup takım zihniyeti ile çalışmaya başlayacak ve işte o zaman kendinizi takım kaptanı olarak görmeniz mümkün olacak.
BU LİDERLİK NE Kİ?
Nedir bu liderlik. Her şeyden önce, gerçek lider, insanı seven ve ona değer veren bir yapıya sahip olmalıdır. Sevecen ve alçak gönüllüdür. Bu kimselerde duygudaşlık temel ilişkiler felsefesi olarak ön plana çıkar. Kendisinden önce, izleyenleri yüceltmeyi ve onların durumunu iyileştirmeyi hedef alır. Enkaz devralma edebiyatı yapmaz. Dürüsttür, adildir. İnsanlara güven telkin eder ve onlara güvenir. Vizyon sahibidir. Bu vizyon, gelecekte ve elde edilmesi çok kolay görünmeyen, ancak imkansız da olmayan bir hedeftir. İyi bir iletişim ustası olduğundan izleyenleri bu hedefe inandırarak ve onları bu hedefe inandırır, yönlendirir. Yetki ve gücünü paylaşmak suretiyle enerjiyi insanların içinden çıkararak ve ateşleme konusunda başarılıdır. Detaylarla uğraşmaz Resmin tamamını görür. Engelleri çok önceden bertaraf eder. Anlaşmazlıkları basite indirgeme konusunda uzmandır. Çoğunlukla başarıları izleyenlere, başarısızlıkları kendine mal eder. İnsanlara teşekkür eder ve onları yüceltir. Çalışanlara önemli olduklarını hissettirme konusunda ustadır. Kriz anlarında ortaya çıkar, paniklemez ve çalışırken insanlara moral aşılar.
EKONOMİST ARAŞTIRMASINA GÖRE LİDERLİK VASIFLARI
Ekonomist dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonucuna göre bir liderin sahip olması gereken 10 özellik aşağıda sıralanıyor.
Sağlam ahlaki özellik, Açıklık ve odaklanma, Tutku, Etkili iletişim yetenekleri, İnsanları değerlendirme yeteneği, Yetenek geliştirme ustalığı, Duygusal olarak kendine güven, Adaptasyon ve karizma,hoş olmayan kararları alma yeteneği.
Yukarıda sıralanan bu özelliklerin pek çoğu bir girişimi, özellikle herkese açık ticaret yapan bir organizasyonu yönetmede çok yararlı ve yardımcı özellikler olup, şirketlerin yönetim şekilleri milletlerin başarısını, çalışanlarının ve müşterilerinin mutluluğunu belirler.
LİDER İLE YÖNETİCİNİN FARKI.
Aşağıdaki metin Zimbabwe’de Harare şehrindeki hükümet binasının duvarındaki posterden alınmıştır. Yönetici kudrete bel bağlar, Lider iyi niyete. Yönetici korku uyandırır, Liderden sevgi yayılır. Yönetici “ ben ”der, Lider ise “ biz ” Yönetici kimin hatalı olduğunu gösterir, Lider neyin yanlış olduğunu. Yönetici nasıl yaptırılacağını bilir, Lider nasıl yapılacağını. Yönetici insanları çalıştırır, Lider çalışanlara ilham verir. Yönetici saygı görmek ister, Lider saygıyı hak eder.
Şimdi; arkanıza önünüze, yanınıza yakınınıza bir bakın. Eğer yukarıdaki tariflere uyan, kimsenin uydusu olmamış bir yöneticiniz varsa lütfen ama lütfen bana ismini ve çalıştığı şirketi bildirin. Önce bilginin doğruluğunu kontrol eder eğer doğruysa kendisini ziyaret edip yaşına bakmadan elini öpmek isterim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (16)