Saygın, uluslararası bir ekonomi mecmuası olan CAPİTAL her sene Türkiye’mizin en büyük özel 500 şirketini belirleyerek bir liste yayınlıyor. Bu ay 2014 sıralaması yayınlandı. Ulaştırma sektöründen 9 kuruluş girmiş bu sıralamaya. Birisi ise firma isminin açıklanmasını istememiş. Her sene olduğu gibi bu listeye girmeyi başaran Yer Hizmetleri Kuruluşlarımızın konumuna baktım. Tabii ki öncelikle A grubu ruhsata sahip üç şirketimizin de bu listeye girebilmiş olması yine de memnuniyet verici.
Büyüklüğün yalnız şirketlerin ciroları ile ilişkilendirilerek ifade edilmesi özellikle şirket çalışanlarının ve müşterilerin yapılan bu çalışmayı fazla önemsememesine yer açtığı bir hakikat. Yine de senelerdir muntazam şekilde sürdürülen bir araştırma olması nedeni ile saygınlığının olduğu mutlak.
2013’ de 345. sırada bulunan TGS 636.175. 405 TL ciro, 223.342.492 TL Toplam Aktif, 12.000.000 TL özsermaye, 44.341.569 TL vergi öncesi kar ve 8542 personel istihdamı ile listenin 316 sırasına oturmuş.
2013 yılında 340 sırada bulunan Çelebi Hava Servisi 621.449.684 TL ciro, 95.521.545 TL özsermaye, 573.244.822 TL Toplam aktif, 70. 644. 275 TL vergi öncesi kar ve 4256 personel istihdamı ile listenin 328 nci sırasında yer bulmuş.
494 cü sırada, 2013 yılında 467. sırada bulunan Havaş 393.439.170 TL ciro, 86.155.469 TL vergi öncesi kar, 108.521.240 TL ihracat, 432.713.944 TL özsermaye, 600.512.604 TL toplam aktif ve 3622 personel istihdamı ile yer alıyor.
Fazla Personel= Daha Az Çalışma= Daha az Maaş artımı
Ülkemizdeki Yer Hizmeti bedellerinin Avrupa da uygulanan hizmet bedellerine oranla çok aşağıda olduğu bilinmektedir. Evet; yukarıda yer alan bilgilere bakarsanız tatminkâr olup olmaması kuruluşlara göre değişken olmasına rağmen yine de bir karlılık mevcuttur.
Görülüyor ki; Yer Hizmeti şirketleri arasında en büyük istihdamı yapan ve listelemede diğerlerine göre en üstte olan TGS’ dir. Tabii ki bu büyük kadronun oluşmasının bir nedeni Türk Hava Yollarının hizmetini görmesi olup bir diğer nedeni de siyasilerin bir elinin THY kanalı ile TGS’ nin üzerinde bulunmasıdır. Bunu nereden biliyorsun derseniz Temel Kotil bey Hürriyet gazetesindeki söyleşisinde ifade etmişti. Kim inkar ederse etsin maalesef bu Türkiye’mizin bir realitesidir.
Hatırlıyorum da, Özelleştirilmesinin hemen sonrasında şirket grevdeyken Havaş’ta işe başlamıştık. Yanılmıyorsam 1995 yılının sonlarına doğruydu. Grev süresince fazla bir şeyin farkına varamadık desem yalan olmaz. Tüm enerjimizi grevin sonlandırılması için sarf ediyorduk. Fazla da sürmedi. Yaklaşık bir ay içerisinde grev noktalandıktan sonra baktık ki şirketin Genel Müdürlüğünde 250’yi aşkın personel çalışıyor. Hesap, kitap Genel Müdürlükteki hizmetlerin eksiksiz olarak yürütülmesi için gerekli personel adedinin 70-75 personel civarında olması gerektiği sonucuna götürdü bizi. Diğer istasyonlarda ise durum çok farklı değildi. Tabii ki tatsız bir dönemdi. Maalesef devletin etkin olduğu işyerlerindeki kadrolarda şişkinlik oluyor. Şimdi birileri TGS’ nin özel bir kuruluş olduğunu ve TAV ortaklığının bu tür kadro şişkinliklerine müsaade etmeyeceğini vb. söyleyecektir Hatırlatmak isterim ki; Türk Hava Yolları TGS’ nin ortağı olan TAV’ ın en büyük müşterisidir. Dolayısı ile TAV bu tür şeyler için TGS’ deki ortağı THY’yi kırmayacaktır. Siz olsanız kırar mısınız? Zannetmem. Esasen TGS’ nin diğer ortağı olan Türk Hava Yollarına makul düzeyin de altında bir fiyatla hizmet sunduğu bilinmektedir. Bu nedenle en büyük istihdamı beslemesine ve en büyük ciroyu yapmasına rağmen mevcut 3 Yer Hizmeti Firması arasında karlılığı en az olan TGS’ dir. Tabii ki TGS’ nin bilançosu ile ilgili olarak net bir bilgiye sahip değilim. Ancak maaşları düşük olmasına rağmen personel giderlerinin bilançodaki payının makulün hatta emsallerinin çok üzerinde bir orana sahip olduğunu bilmek için âlim olmaya gerek olmadığı da açık.
THY TGS’ yi Çelebi ve Havaş’tan aldığı hizmeti daha ucuza mal etmek için kurdu. Ancak bildiğim kadarı ile THY için hizmet bedelini çok düşük tutarak bu amaca ulaştı. Bu planlamayı yaparken şirketin karının çok düşük olacağını ve de bu şekilde çalışanlarına da tatminkâr bir ödeme yapmasının mümkün olamayacağını hesapladı mı bilemiyorum. İstihdam sayısının da zaman içinde yukarıda dile getirdiğim nedenle belirli bir ölçüde abartıldığına eminim. Türk Hava Yollarının ilan ettiği vergi öncesi karına bakıldığı takdirde, Yer hizmetleri bedellerinde yapacağı makul bir artımın TGS personelini mutlu edeceği THY için ise sakal traşı bile sayılmayacağı mutlak.
Sistemde iki yer hizmeti şirketi daha var. İlk 500 arasında 494 cü sırada bulunan Havaş bunların içinde cirosu en düşük olmasına karşın vergi öncesi karı en fazla olanı ve de en az sayıda istihdam yapanı. Yukarıda TGS için yapılan bakkal hesabını aynen Havaş’a uygularsak aradaki farkın dudak uçuklatacak seviyede olduğu görülecektir İsterseniz hesaplayın.
Bakkal usulü maaş artımı hesaplaması.
Konuya bakkal usulü hesabı ile yaklaşalım. 44.341.569 TL Vergi öncesi kardan kurumlar vergisini düşmemiz halinde kalan 35.500.000 TL’ nin içerisinden işveren yeni dönem maaş artımı için ne kadar bir meblağ ayırabilir dersiniz? Hayal kuralım ve yüzde 40 diyelim ki, bu oran şirketin çarkının dönmesi için gereksinim duyacağı bir takım yatırım unsurlarının önemli bir kısmından vazgeçmesi demektir. Yine de hayal kurmanın sağlığa bir ziyanı yok. 35.500.00 TL’ nin %40’nı alalım ve onu da 8542’ ye bölelim. Çıkacak rakam bir personele bir yıl boyunca düşecek brüt meblağdır. Bunu da 12’ ye bölersek aylık brüt maaş artımı tutarı ortaya çıkacaktır. Bu meblağdan da % 25-30 oranındaki vergiyi düşersek, arta kalanı güle güle harcayın. ne ise yukarıdaki bakkal hesabının sonucu 97 TL / aylık bir net artıştır. Eğer çalıştığınız kurumda 6542 personel çalışıyor olsaydı, meblağdan payınıza düşecek aylık maaş artım tutarı 127/ ay olacaktı. Bu meblağ maaşınızın % kaçıdır bilemem. Bu hesabı işverenin de bu konuda ne kadar açmazda olduğunu ifade etmek için yaptım. Yoksa maaş artımı hesaplamasının bu şekilde yapılmayacağını biliyorum. Neticeten; konuya işverenin karın bir kısmından vazgeçmesi şeklinde bakmamak gerekir. Bu tür yaklaşımı hangi şirket için kurarsanız kurun, hizmet ücreti düşük, hizmet verdiği uçak adedi ve dolayısı ile personeli fazla olan kuruluş için sonuç değişmeyecektir.
THY’ de yapılacak olan Toplu sözleşme öncesi Sendika tarafından düzenlenen bir ankette maaş artımının bu şekilde eşit bölünme ile yapılmasını istemiştik. Maaşı düşük olanlar için bunun sonucu tabii ki tatminkârdı o tarihte. Aylık geliri yüksek olanlar için ise çok kötüydü tabii ki. Hiç unutmam zammın bu tür uygulanmasını isteyenlerin komüniste çıkmıştı. Ben de aralarındaydım.
Tabii ki şirketler her ne kadar maaş artımlarını tek kalemde yüzde olarak ifade ederlerse de, birçoğu maaş artımı olarak belirlenen toplam meblağın paylaşımını İnsan Kaynakları ünitelerine bırakırlar. Onlar bildiğini yapar ve her konuda olduğu üzere uygulamadan şikâyetçi olanlara da Yönetim Kurulunu veya patronları işaret ederler. Böyle alışmışlar. Böyle gelmiş. Böylede gidiyor.
Çok Enden Olsa da Hayaller Gerçek Olabiliyor.
Nevzat Yalçın Yemeksepeti.com sitesi 581 Milyon USD gibi sektörde görülmemiş bir bedelle dünyanın en büyük online yemek sipariş platformu Delivery Hero’ya sattı. Esas olarak konu ilgimiz satış aşamasından sonraki adım. Nevzat bey satış bedelinin 27 milyon dolarlık bölümünü, gelir vergisini de bizzat ödemek sureti ile 114 çalışanı arasında pay etti. Kendisine bu hareketinin nedeni sorulduğunda da “ hiçbir sözümüz ve yükümlülüğümüz olmamasına rağmen kazancımızın 27 Milyon Dolarının çalışanlarımıza pay edilmesinin tek nedeni bunu hak etmiş olmalarıdır. Eğer ortada bir başarı varsa bu hepimizindir.”şeklinde cevaplamışlar.
Kimse sektörümüz patronlarından benzeri bir hareket beklemiyor.Yine de istiyoruz.ki bunu duysunlar. Demek ki böyle patronlarda varmış.
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)