İLKER AYCI'YA AÇIK MEKTUP...
Yazımın hemen başında belirtmeliyim ki, Türk Hava Yolları büyük bir faciayı kimsenin burnu kanamadan atlattı. Buna ister "şans" deyin, isterseniz "pilotun soğukkanlı becerisi" deyin. Ne derseniz deyin "Allah korudu" diyorum ben. Böylece çiçeği burnunda yeni başkan İlker Aycı da ilk ciddi kriz ile karşı karşıya gelmiş oldu.
Bu kriz aslında gelecekte yaşanacak ciddi sorunların da bir göstergesi olarak görülmeli. THY'de yeni başkan ile taşlar yerinden oynarken görülmesi gereken önemli noktalar gözden kaçırılmamalı.
Yeni yönetim, yeni yöneticiler. Elbette İlker Aycı'nın kendi ekibini kurması kadar doğal bir tutum eleştirilemez. Sonuç olarak ekibini seçerek başarı ya da başarısızlığı birlikte inşaa edecekler.
Benim üzerinde durmak istediğim konu bir havayolu şirketinin kritik noktalarını İlker Aycı'ya hatırlartmak olacak. Öyle departmanlar var ki; bu departmanlara okuldan arkadaşım, iş arkadaşım, şu partiden, bu görüşten gibi atamalar yapılmamalı.
Örneğin; uçuş eğitim en önemsenecek birimlerden birisi. Katmandu'da yaşanan olay ile İstanbul'da yaşanan iki olay, görüşümün en önemli verisidir.
Neden eğitim önemli biliyor musunuz? İstanbul'da yaşanan talihsiz olayla ilgili çok ciddi iddia var. Kaptan pilot ile ilgili Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne defalarca uyarı bilgisi gönderildiğini biliyor musunuz? Bu kaptan pilotun SKY Havayolları'nda performans müdürlüğü yaparken bir yıl içerisinde SKY uçaklarının dört kez yanlış duymadınız dört kez kuyruk vurduğunu biliyor musunuz? Bu pilotun ivedilikle psikolojik testten geçirilmesi gerekiyor.
Keza kaptan pilotun psikolojik sorunları olduğu iddiası da var. Bütün bunlar uçuş eğitim başkanlığının sorumluluğunda değil midir?
İşte bu yüzden İlker Aycı, Uçuş İşletme Başkanlığı'nı iyi incelemeli. Oraya da atama yapacaksa O'nun adamı, bunun adamı, şunun yakını, bunun yakını, şu siyasiye yakın, bu cemaate mensup diye atama yapmamalı. İşini en iyi yapacak kişi seçilmeli. Bu işin şakası yok. İki ayrı kaza çok kelle götürmeli idi. Ama maalesef kritik noktaların sorumluları değil olmaması gereken yerlerde değişimler oluyor.
Kalite birimi de çok önemli Sayın Aycı. Kalite departmanı şirketin beyni demek. Kalite departmanı demek bağımsız, korkusuz, şirketin çıkarları için hiçbir olumsuzluğa göz yummayan departman demek. THY'de öyle mi? Tartışılır. Kalite departmanı tüm olumsuzlukların raporlandığı birimdir. SHGM'ye karşı sorumludur. O yüzden İlker Aycı, THY'nin geleceğini düşünüyorsa ki bundan endişem yok, bu departmana da önem vermelidir. Temel Kotil'in arkadaşı Selman Nas bu görevi layıkıyla yapıyor mu? SHGM'ye raporluyor mu?
THY hızlı büyümenin sancılarını yeni yeni yaşamaya başladı. Kokpitteki pilot açığı kapatılmak için, her müracaat edilen üstün körü testlerle kadroya dahil edildi. Yabancılar da yanına eklenince bir CRM sorununun da ortaya çıkma olasılığı fazla. Bu yüzden THY, Katmandu başta olmak üzere İstanbul'da yaşanan olayla birlikte şapkayı çıakrtıp önüne koymalı. Bunu yapacak olan da İlker Aycı'dır.
En önemlisi THY'deki iki başlılık görüntüsü kesinlikle son bulmalı. Anadolu atasözü gibi "Ali yeyip oyuna, çoban yeyip koyuna" gitmesin.
Sayın İlker Aycı; THY'de tehlike çanları çalıyor. Bu yüzden size 24 saat bile yetmeyecek. Aklı başında ekip oluşturmak, mevcut ekiplerin içinde de aklı başında olanları kaybetmemek sizin sorumluluğunuzda. Sırf benden önceki yönetimin atadığı kişiler diye onlara negatif bakmaktansa, onların bilgi ve becerilerini ön planda tutmanızda fayda var.
Yazılacak çok şey var. Lakin bazen dil lal olur, kulaklar duymaz olur, parmaklar yazmaz olur.
THY talihsizliğinin son bulmasını, iki başlılığın ortadan kalkmasını, ortak şemsiye olan THY'nin yüceltilmesi için çalışılması gerektiğini herkesin hatırlaması gerektiğini söyleyerek noktalamak istiyorum bu haftaki yazımı.
Bu hafta yaşanan talihsiz olayın bir daha yaşanmaması dileğiyle.
İyi haftalar.
Yorumlar Tüm Yorumlar (108)