12 Ağustos 2024, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

İŞ YAŞAMI STADINDA OYNANAN MAÇTA YAPILAN KASITLI FAULLER.



Bu yazıyı 2004 yılında kaleme almıştım. Yaşadığım bir kırgınlık nedeniyle içimi, satırlara mı dökmüştüm. Hatırlamıyorum. Bazen unutkanlık iyi, insanı rahatlatıyor zira yaşanmışlarda zihnini meşgul etmiyor. Ancak baktım ki anlatım düne de uyuyor, bugüne de. Böyle devam ederse şüphesiz yarınlara da uyacak. İşin şaşırtıcı tarafı bizde faulleri, sahada oyunu yöneten, oyuncuların hareketlerinin kurallara uygunluğunu kontrol eden yetkili ve sorumlu kişinin, başka bir deyişle hakemlik görevini üstlenmiş olan 23 ncü insanın yapması ve diğer iki yardımcısı ile seyircilerin çoğunluğunun da aynı renk tişört giydikleri hakemin her kararına mutlak alkışları ile iştirak etmeleri. Yarınlarda aynı iş sahasında maça çıkacak olan çalışanlar bu tür hakemlerle ve kasti faullerle karşılaşmasın. Bunu yürekten temenni ediyorum. Gelelim yazıya.

Sahada gole giden rakibini biçen bir futbolcu var.

Tiz bir düdük sesi duyulur. Ve oyun durur. Bu faulü yapan oyuncu sarı veya kırmızı kart görür. Biçme işleminin yapıldığı noktaya göre takımının aleyhine ya penaltı verilir ya da serbest vuruş.

Hakem yapılan faulü fark etmez ise tribünler ayağa kalkar. Seyircinin kalitesine uygun protesto şekillerinden biri duyulur, gökleri inletircesine. Bu protesto çok uzarsa bu defa seyirci yerine takım cezalandırılır. Ve de 1,2 veya 3 maç o takım sahasında oynamaz.

Bana göre iş yaşamının da sportif bir müsabakadan pek farkı yok   Aynen futbol maçı veya basketbol maçı gibi. Bu oyunda da insanlar birbirine faul yapıyor. Bilerek veya bilmeyerek. Tek fark yaşam maçında faul yapılan oyuncu dışında diğerleri genelde yapılan bu faulü görmüyor, fark etmiyor. İş yaşamdaki faulleri genelde gizli olarak yapıyor insanlar birbirlerine.

Bazen düşününce yaşam oyununda düdük çalıp maçı donduran, faul yapan oyuncuyu anında cezalandıran bir hakem de yok gibi geliyor insana. Aslında bir hakem var. Sahada değil, yukarıdan bakıyor oyun sahasına.

Ama görülmüyor. Ne oyuncular ne de seyirciler onu görebiliyor. Yine de onun varlığını hissedebilirsiniz. Yukarıdan düdük çalıyor o da.  Ama duyulmuyor. Yalnız vicdanınız o sesi duyabilir. Tabii ki varsa.

İş yaşamında oynanan maçı seyrettikçe şaşırabilir ve faul yapan oyuncunun küp gibi sağır olduğunu zannedersiniz. Bakarsınız ki duymuyor, Durmuyor, sağı solu omuzlayıp koşturmaya devam ediyor. Nefes nefese. Yaşam oyununun yüce hakemi de ceza veriyor faul yapan oyuncuya. Ama nedense anında değil.

Cezanın etkisini o dakikada hissedemiyor oyuncular. Anlamıyorlar. Çünkü bu hakem oyunu durdurmuyor. Anlamıyorlar çünkü maç yine devam ediyor.

İş Yaşamı takımının oyuncuları çok becerikli. Uzun yaşam maçı süresince her türlü oyunu oynuyor. Futbol oynuyor, basketbol oynuyor, voleybolda oynuyor.  Ve aklınıza gelen tüm diğer oyunlar içerisinde ustalıkla yer alıyor.  Bir eksikliği var belli ki. Hafızaları iyi değil.

İş yaşamının bir döneminde çok faullü oynadığı bir futbol maçında alması gereken cezanın bilmem kaç sene sonra oynadığı bir voleybol maçında kendisine verildiğini bir türlü fark etmiyor.

Geriye dönüp o futbol maçını düşünmüyor. O maçta neyi hak ettiğini hesaba katmıyor.

Söylediği tek şey “ben bu cezayı hak etmedim “Hani futbol maçlarında faulü yaptıktan sonra iki elini “ben ne yaptım ki” dercesine havaya kaldırıp hakeme doğru en masum yüz ifadesi ile dönüp bakan oyuncular var ya. Aynı hesap.

Bilmiyorum ve de anlamıyorum. Alemi kontrol eden büyük ve yüce güç maçı dondurup yaşam faullerini neden anında cezalandırmıyor?

Maç neden devam ediyor? Nedeni ortada. O kadar cezalandırılacak oyuncu var ki Herhalde yüce hakem insan neslinin bir anda tükenmesini istemiyor.

Bugün bir sıkıntı mı yaşıyorsunuz? İçinde bulunduğunuz durum sizi üzüyor mu?

Geriye dönün ve arkaya geçmişinize bakın. Benzeri bir sıkıntıyı hiç kimseye yaşattınız mı? Onu bir kez düşünün.

Muhtemelen yaşam maçının birinci devresinde yaptığınız faulün ertelenmiş cezasıdır içinde bulunduğunuz durum. Dua edin ki bu maçın hakemi değişik. Siz yine dua edin ki bu hakem maçı durdurmuyor. Size kart gösterip oyun dışına çıkarttıktan sonra yaşam maçınızı iptal de etmiyor.

SOSYAL MEDYADA HİLE HURDA (?)

Acaba bazı hesap sahipleri (?) sanal medyadaki takipçilerinin bir kısmını kendileri mi belirliyor (?) Siz ne düşünüyorsunuz (?) Senelerce önce “Falan sanal medyada temizlik. Bazı ünlülerin takipçi sayıları 2 Milyon düştü” diye bir haber okumuştum. Bu günlerde yine aynı konu bir nedenle (?) kafama takıldı. Ünlü deyince salt ses sanatkarı, film artisti vb. kişileri mi düşünmek gerekir. Değil tabii ki. Peki, bu insanlar yapılan bu ayıklamaya nasıl sessiz kaldılar? Hiçbirinden çıt çıkmadı. Basında bu konu ile ilgili hiçbir karşı çıkış haberi okumadık. Başka bir deyişle yapılan bu temizliğe itiraz eden, nedenini soran da olmadı. Görüşüme göre bu takipçilerin ediniliş şekillerinde bir tuhaflık olmalıydı. Yapılan işleme suskun kalmak sizce neyin göstergesi olabilir ki?

Başka bir sanal medyada uygulanan takipçi hileleri, çeşitli programlarla otomatik bir şekilde takipçi sayısını artırmayı sağlarmış. İlgili programlar aracılığıyla yapılan takipçi hileleri, hesaplara gerçek olmayan bot takipçiler kazandırıyormuş. Bu tür hile programları iki işleve sahip olduğu söyleniyor. Bazıları gönderilerinizde beğeni ve yorum artışı sağlarken, bazı hile programları ise botlar ile hesap sahibine takipçi kazandırıyormuş.

Aynı zamanda sanal medya hesabınızın, bu tür hile programları tarafından çalınma riskinin hayli yüksek olduğu ifade ediyor uzmanlar. Bu programların sadece hesapları çalmakla kalmadığı ve başka tür marifetlerinin de olduğunu anlatanlarda var.

Programınızdaki olağanüstü hareketlenmeye karşılık yeniden parola isteyen bazı sanal medya kuruluşlarının sahte takipçileri ve beğenilerini otomatik olarak da silebileceği de ifade ediliyor.

Hatırlıyorum da birkaç sene önce bir yönetici sanal medyada kendisine gönderilen bir mesajı ve verdiği cevabı birlikte yayımlamıştı. Soruya ve cevaba, onların uyumuna bakınca aklımıza gelen tek şey söz konusu sorunun bizzat cevaplayan tarafından kaleme alınmış olabileceğiydi. Zira yöneticinin söylemek isteyeceği hususlara bire bir davetiye çıkartan bir yorumdu. Çoğunluk tarafından tepki ile karşılanan uygulamasını ancak bu şekilde savunabilirdi. Bir uzmandan rica ettik, araştırdı ve soruyu gönderen hesabın sahte bir kurulum olduğunu yazılı olarak bildirdi Çalışanları söz konusu yöneticiye zaten pek güven duymuyorlardı. O gün bugün kendisine duyulan güven kırıntılarını da sıfırlamış oldu.

Tabii ki sosyal medya ağlarını doğru ve ciddiyetle kullanan iş adamlarımız, yöneticilerimiz ve de sanatkarlarımız da mutlak mevcuttur. Onların hepsini bu anlatımdan tenzih ediyorum.

YORUM YAPMAK.

Birkaç seneden beri, yorum nasıl yapılır, nelere dikkat edilmesi gerekir türü birçok hususu okurların bilgisine sunduğumu hatırlıyorum. Aslına bakarsanız Sivil Havacılık sektörü gibi tahsil seviyesi hayli yüksek insanların görev yaptığı bir iş kolunun çalışanlarına bunu anlatmak beni mutlu etmiyor. Hatta utandığımı bile söyleyebilirim. Hele hele yapılan bazı yorumları yayımlamama zorunda kalmak, sansürlemek veya alınmamış farz edip sistemdeki başka bir dosyaya koymak bu utancı katlayan uygulamalar. Buna rağmen yorumcuların en büyük yanlışlarından biri de yorum köşelerindeki anlatımlarında neyi nasıl anlatırlarsa anlatsınlar, yazarın bunu yayımlamak zorunda olduğunu düşünmeleri. Böyle bir mecburiyet tabii ki yok. Yazı konusunun dışındaki hususlardan, çalışanların değişik konulardaki şikayetlerinden bahseden yorumların yayımlanmamasını normal karşılamanız gerekir. Hatırladığınızı zannetmiyorum ama bu konuda Sn. İlker Aycı Beyin THY çalışanlarına seslenişini hatırlatmak isterim. Bir tepe yönetici ilk kez şirket çalışanlarının dikkatini bu konuya çekme ihtiyacı hissetmişti.

Evet bu giriş yine küçük bir hatırlatma takip ediyor. Özürlerimle.

İŞ YAŞAMI STADINDA OYNANAN MAÇTA YAPILAN KASITLI FAULLER.

Yorumlar

Bos adam ~ 3 ay önce
Bunun gibi şirkete gelmiş gecmis bos adam yok Kendi civarından başka f.eto çıkara kadar yaptiklerini şirket harcasaydı simdi Şirket daha iyi ellerde olurdu A. boş bolat

Yanıtla

Kalan karakter 1000
ALLAH GÖSTERİR ~ 3 ay önce
Allah bu kişiye de kırmızı kart gösterildiğini bize gösterecektir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Kırmızı kart tgs ci ~ 3 ay önce
Tgs de kırmızı kart ve süresiz men cezası hakeden İst bagaj hizmetleri düzeni kuran iso ve iso Iga’ya geçince şu anda müdür olan ve düzeni devam ettiren yurtdışı seyahatlerin deki bellboy u O.Ü. Ve bist etmiş leg ve müdür yaptıkları komple hakediyorlar . Senelerdir onlardan olmadığı için birçok personel kıyıma uğradı yönetici olamadı . Bir çoğu bıraktı , bazıları Tk da güzel yerlere geldi . Ama bu emek hırsızlarına birilerinin artık kırmızı kart göstermesi gerekiyor . Zaten aldıkları paraların hayrını göremiyorlar . Borsa bitcoin bataktalar çoğu . Daha Allah’ında azabı olacak merak etmesinler .

Yanıtla

Kalan karakter 1000
KIRMIZI KART'A ~ 3 ay önce
ALLAHIN GAZABINA İNANSALAR BÖYLE YAPMAZLAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
Bellboylara selam ~ 3 ay önce
Çalışan yıllarca emek verenler varken , üst yöneticisnin çantasını taşıyarak yönetici olması .! Daha alcak ca bir durum olmaması gerek . İnsanların bir dürülü olmalı . Maçesef durusu olanlar değil , oynak olanlar yönetici oluyorsa ; oradaki düzenin vay haline …. Elbet siyaset te biter , din sömürüsüde biter .. şerefle anılmak kadar güzel birsey yoktur heralde

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000