ALLAH BİZİ BU TÜR YÖNETİCİLERDEN KORUSUN DİYE DUA ETTİK AMA YAKARIŞIMIZ KABUL GÖRMEDİ. Adamlar Nepotizmle kalmamış, Favoritizm, Klientalizm, Kronizm, patronaj vb. birçok kelime sıralamışlar yanına. Sonuçta hepsi aynı kapıya çıkıyor. Biz konuyu en basite indirmişiz Akrabaya yapılanda, siyasi görüş ortağına ve eğitim kurumu paydaşlarına da yapılanların hepsi hepsinin ortak adı torpil. Ve de biz bunu en fütursuzca hiç sıkılmadan uygulayan milletiz.
Bu yazıda sizlere oturup ülkemizde, şirketlerimizde uygulanan insan ayrımcılığı örneklerini sıralayacak değilim. Yaşadığınız için bunları siz benden iyi biliyorsunuz. Dün okudum, bir siyasi partiyi Belediye Meclisinde grup başkanı sıfatı ile temsil eden bir zatı muhterem, mensubu bulunduğu siyasi parti iktidardayken teşkilata kendisi ile aynı soyadını taşıyan 20’ ye yakın / aşkın kişiyi sokmuş. Bu akrabaların İsimleri ve atandıkları noktalar da belirtiliyor paylaşımda. Bu beyefendi şimdi adaletten insan haklarından vb. insani değerlerden bahsediyor. Savunmasını da yapmış. “Türkiye’de benimle aynı soyadını taşıyanların tümü akrabam değil” Bizdeki örnek bu kadarla kalsın. THY dahil iyi bildiklerimizi sıralamaya başlarsak bir ayda dört yazı senede 48 yazı bu anlatım sonlanmaz, bitmez.
Dünyada bu konuya nasıl yaklaşıyor ülkeler. Bu bilgiler tabii ki derleme. Ama yazımın amacı bizimkileri mazur gösterecek argümanları sizlere sunmak değil. Hoş bunu becerebilmek zaten imkânsız ya.
NEPOTİZM NEDİR?
Latincede ‘akraba’ anlamına gelen nepotizm, yakın aile üyelerini ve arkadaşlarını kayıran ve onları yüksek mevkilere taşıyan insanların yaptığı ‘haksız ayrıcalık’ olarak tanımlanıyor. ‘Nepotist’ kimseler, birilerini kayırarak emek ve eğitim gerektiren işlere başkalarını getirerek bir nevi etik dışı bir eylemde bulunuyor. Nepotizmin örgütsel ve toplumsal ilişkilere zarar verdiği bilinen bir gerçek,
KAYIRMACILIK NEDİR?
Kayırmacılık, toplumsal ve siyasal alanlarda kamuya ve / veya özel sektöre ait maddi / maddi olmayan değerlerin dağıtımı ve paylaşılmasında göreceli daha adil ve liyakate dayalı nesnel kriterlerin yerine farklı toplumsal kodlardan sökün eden ve genellikle öznel ilişki sistemlerinin belirleyici olması şeklinde bir ilişki modelidir Bizimkiler bunun ilmini yapmışlar demem hatalı mı olur? Bilemiyorum.
İrrasyonel davranışlardan sayılmakta olan kayırmacılığın yerli ve yabancı literatürde farklı türlerinin tanımları yapılmaktadır. Bunlar; eş dost kayırmacılığı, akraba kayırmacılığı, aynı aşiretten ya da kabileden olan insanların kayrılması ve siyasi düşünceden dolayı yapılan kayırmacılıklar ki içinde bulunduğumuz süreçte Türkiye’mizde en etkin olan bu türdür.
Gündelik dilde kayırmacılık şeklindeki toplumsal ilişki tipini tanımlama ve adlandırmada kullanılan en yaygın kelimeler torpil, iltimas, referans, yandaşlık, adamı olmak, dayısı olmak gibi hiçbirinin yabancısı olmadığımız kelimelerdir.
HAYATA 1-0 ÖNDE BAŞLIYORLAR
Özellikle sosyal medya platformu Tik Tok’ta baş gösteren “nepotizm çocukları” deyişi, ünlü anne babaya sahip veya siyasal açıdan arkaları veya destekleri çok kuvvetli olan bu yıldızların işgal ettikleri konuma nasıl geldikleri sorusunu akıllara getirdi. Tabir yerindeyse, hayata 1-0 önde başlayan bu şahısların sahip oldukları imkanlar ve nüfuz, nepotizm gerçeğini destekliyor gibi görünüyor.
DÜNYADAN NEPOTİZM ÖRNEKLERİ.
Hepimiz nepotizmi kendimiz, ailemiz ve bizimle aynı siyasi görüşü paylaşanlar için istiyoruz ama başkası yapınca tepki gösteriyoruz.
Konunun en önemli problemlerinden sayılan kayırma (Nepotizm) günümüzde ahbap çavuş ilişkisi (Karşılıklı çıkarları gözeterek sıkı dostluk içinde olma) olarak tanımlanabilir. İş yapıların bilgi seviyelerine göre değil. Yönetim ilişkilerinde daha değişik konularda yakınlığı olan kişilerin seçilmesi ile yapılan uygulamadır.
Bugün nepotizme ister demokrasi olsun ister diktatörlük dünyanın birçok ülkesinde rastlamak mümkün. Örneğin, Hindistan’da on yıllardır etkisini sürdüren bir Gandhi-Nehru ailesi var. Suriye’de Esat ailesi, Kuzey Kore’de ölen Kim Jong İl‘in yerine oğlu Kim Song il onun yerine de oğlu, Kim Jong-un ‘sevgili lider’ oldu. Küba’da Fidel Castro’nun yerine kardeşi Raul geçti. Fransa devlet başkanı Nicolas Sarkozy ‘nin oğlu Jean Sarkozy, babasının politik kariyerine başladığı Paris banliyösünde belediye başkanlığına seçildi. Yunanistan’da Karamanlis ailesi (Kostas, Konstantin), Papandreou ailesi ve Mitsotakis ailesi kuşaklardır politikayı domine ettikleri bir gerçek.
Konuya ülkeler açısından bakarsak: (Kayıtlarını bulduğum, Çin, Romanya, İspanya, Sirilanka, Venezuela hariç)
1. Avustralya: 2009 yılında Avustralya, Queensland Eyaleti seçimlerini kazanan Anna Bligh; kocası Greg Whithers'i, torpille 'İklim Değişikliği' ofisine başkan yapmakla suçlanmıştır. Etrafa bakınca bunun bizdekilere kıyasla çok masum bir uygulama olduğu görülüyor.
2. Belçika: Ülkede 2650 denekle yapılan bir kamuoyu araştırması sonucuna göre ‘devreye bir siyasetçi sokunca iş daha kolay çözümlenir’ diye düşünenlerin oranı 65 % civarında olduğu görünüyor. Ülkede torpil iddiaları, 2005 yılında eski senatör ve bakan Louis Tobback'ın oğlu Bruno Tobback'ın henüz 35 yaşındayken 'Çevre ve Emekli Haklarından sorumlu bakan olmasıyla gündeme damga vurmuştu. Bizde bu konuda bir kamuoyu araştırması yapılsa sonuç sizce ne çıkar?
3. Kamboçya: Başbakan Hun Sun ve parlamentonun önde gelen milletvekillerinin, 2013 seçimlerinde birinci derece akrabalarını ön sıralardan aday gösterdikleri iddiaları ülke gündemine bomba gibi düşmüştü. Çoğu seçilemedi ama yine de yüksek devlet organlarına atandılar. Bu uygulama seçim sonrası bizde yapılanları anımsatmıyor mu?
4. Fransa: Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy önce küçük oğlu Jean Sarkozy’yi iş hayatında “kayırmakla” suçlanır. Daha sonra da büyük oğluna arka çıktığı gerekçesiyle eleştirilerin hedefi olur. Nicolas Sarkozy, iddialara göre bir rap albümü için (Doc Gyneco) sponsor arayan büyük oğul Pierre Sarkozy için torpil girişiminde bulunur. SCPP adlı kurumdan mali destek isteyen Pierre Sarkozy, “ret” yanıtı alınca, Elysee Sarayı’nın kültür danışmanı Eric Garandeau devreye girer ve konu halledilir. Türkiye’miz de böyle bir şey olabilir mi sizce?
6. Hindistan: Ülkede hemen her alanda nepotizm ‘in egemen olduğu iddia ediliyor. Film sektörü, politika ve kriket iddiaların özellikle yoğunlaştığı alanlar. Politikada; Gandhi ailesinin, film sektöründe ise; Khan, Kapoor, Bachan ailelerinin yegâne söz sahibi oldukları sıklıkla dile getiriliyor.
7. Pakistan: Butto (Bhutto) ailesi ülkede uzun zamandır nepotizm iddiaları ile karşı karşıya kalmaktadır. Zülfikar Ali Butto, General Ziaul-Hag tarafından azledildikten sonra Pakistan, 10 yıl boyunca diktatörlükle yönetilir. Ülke, demokrasiye yeniden Butto'nun kızı Benazir Butto sayesinde kavuşur. Benazir Butto'nun suikasta uğramasından sonra başbakanlığa Bilawal Butto Zardari gelir. Bilawal önceleri de politikayla uğraşan biridir. 2014 yılında, Imran Khan ve Dr. Tahirıl Qadri kitleleri peşlerine, ülkedeki 'Monarşi' düzenini bitireceğiz sloganıyla takar. Buna sebep veren ise eski Devlet Başkanı Nawaz Şerif'in(sharif) kardeşi Shahbaz Şerif'in Pencap Eyaletine Başbakan olmasıdır. Bugün nepotizm ülkede zirve yapmış durumdadır. Mevcut Devlet Başkanı'nın hükümette ve yüksek görevlerde 20'den fazla akrabası bulunmaktadır.
8. İngiltere: 2005 yılında Belediye Meclis üyesi Ann Reid, kızı Hannah'ın düğününe zamanında yetişebilmesi için şehirdeki trafik ışıklarını ayarlatır. Böylece kızının düğün konvoyu York'u bir baştan bir başa sadece 10 dakikada geçer. Bir Türk olarak ne var bunda, trafik kapatılmamış ya demek geçiyor içimden. Bir haber sitesine göre; Cambridge Üniversitesi'nin kendi koyduğu kuralların dışına çıkarak Prens William'a ayrıcalık tanıması diğer öğrencileri rahatsız eder. Öğrenciler, Prens William'ın Cambridge Üniversitesi'nde Özel Tarım İşletme eğitimi alması için gerekli A Level sonuçlarının yeterli olmadığı halde kendisine ayrıcalıklı davranıldığı için rahatsızlıklarını dile getirir. Üniversite gazetesinde yer alan haberde ise, bir öğrencinin Cambridge Üniversitesi'ne girebilmesi için A level sınavlarında en az bir 'A*' (yıldız) ve 2 'A' alması gerekirken, Prens William'ın mevcut sınav sonuçlarıyla bu üniversiteye girmesinin mümkün olmadığı bilgisi yer alır.
9. Amerika: Amerika'da aile hanedanlıkları hep konuşulmuştur. Güncel bir örnekle, demokrat parti başkan adaylığı yarışını Hillary Clinton kazansaydı, ülkeyi neredeyse 30 yıldır soyadı Bush ya da Clinton olan biri yönetiyor olacaktı. Sırf bu sebeple Florida Valisi Jeb Bush, valilikten sonra ağabeyinin yerine başkan adaylığına soyunmak yerine sessizliğe gömülerek, 2016’yı beklemeyi tercih etti.
Kennedy ailesi: Bugüne kadar, bir başkanlık, bir büyükelçilik, bir adalet bakanlığı, 3 milletvekilliği, 3 senatörlük koltuğu elde etti.
Adams ailesi: İkinci ABD başkanı John Adams, onun 6’ncı ABD başkanı oğlu olan John Quincy Adams, Massachusetts’in dördüncü valisi olan Samuel Adams’ın yanı sıra bir başkan yardımcılığı koltuğu, bir dış işleri bakanlığı koltuğu ve bir Kongre üyeliği Adams hanedanlığının hanesine yazıldı.
Roosevelt ailesi: 26’ncı ABD başkanı Teddy Roosevelt ve onun kuzeni, Amerikan tarihinin en uzun süreli başkanı olan Franklin Delano Roosevelt. Ailenin tarihi uhdesinde bir başkan yardımcısı adaylığı, iki de New York eyalet valiliği koltuğu da var. Bush ailesinin: İki ABD başkanlığı, bir başkan yardımcılığı, iki eyalet valiliği, bir senatörlük, bir Cumhuriyetçi Parti ulusal komite başkanlığı, bir CIA başkanlığı, bir büyükelçilik koltuğu Bush hanedanlığının elde ettiği makamlar.
Clinton ailesi: Aile kalabalık olmasa da, elde edilen koltukların sayısıyla hanedanlık rekabetinde son 20 yılda öne çıktılar. Bir başkanlık, bir valilik, bir senatörlük ve nihayet bir dış işleri bakanlığı da listeye eklendi.
Bizde olan bitenlerle bunları yan yana koyunca insanın aklı karışıyor. En azından benimkinin karıştığını söylemeliyim.
Prens Charles İmtihana girmeden okula girmiş. Çok kötü. Ama kimse soruları çalıp ona vermeyi akletmemiş.
Fransa Cumhurbaşkanı oğlu için bir rap albümüne sponsor aramış, becerememiş ama sarayın kültür danışmanı işi halletmiş (?) Bunun için tek bir kelime söylemiyorum. Bunun bizde olduğunu siz tahayyül edin. Kamboçya’da hâkimi mutlak partisinden seçime girip kazanamayan parti mensuplarını yüksek organlara tayin etmiş.
KÖTÜ YÖNETİCİLERİN ÖZELLİKLERİ SİZE NE ANLATIYOR? ETRAFINIZA BİR BAKIN.
Kötü yöneticilerin en karakteristik özelliklerinden bazıları şöyle sıralanıyor; Kayırmacılık ve ayrımcılık yapmak. Kayırmacılık çalışanların bir patronda görmek isteyecekleri son şey. Patronun torpillisi, ki bu patronun arkadaşı, eşi, dostu, akrabası veya sevgilisi olabilir, daima el üstünde tutulur. Bu kişilerin hataları, düşük performansları bir şekilde hep örtbas edilir, güzel işler onlara paslanır, terfiler vb. hep onlaradır. Kayırmacılık yapan patron çalışanın gözünde değer kaybedecekse de buna aldırmazlar. Tüm bunların yanında adalet duygusundan yoksundur sizden bizden ayrımı yaparlar ve liyakati vb. dikkate almadan insanları terfi ettirirler ve işe kabul ederler.
Aşağıdaki fıkrada anlatıldığı üzere.
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup sormuşlar: ”2 kere 2 kaç eder?” Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki:” Eminim ki dört eder. “Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra:” Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2’lik bir hata payı olabilir.” En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş” Kaç olmasını istersiniz?” Ve avukat işe kabul edilmiş.
Çalışanların yasal haklarına karşı da duyarsızdırlar ve de insanların, çalışanların kişilik haklarına saldırı da bulunurlar. Yönetme, yönlendirme ve koordinasyon eksiklikleri barizdir. Otoriteye uzun süre sahip çıkma arzularını anlamak zor değildir. Grup içinde ayrı fikirleri yöneteme becerisine sahip değildir. Mobbing uygulamaktan kaçınmaz.
Allah bizi böyle yöneticilerden korusun diye dua ettik ama yakarışımız kabul görmedi.
BUDA THY’MİZDEN BİR ÖRNEK. ADINI BEN KOYAMADIM.
Yorumlar Tüm Yorumlar (23)