Torpil, genellikle bir kişinin herhangi bir alanda veya sistemde avantaj sağlamak amacıyla, yetkili ya da etkili bir kişiden aldığı destek veya referans olarak tanımlanır. Türkiye'de torpil, kamu ve özel sektörde işe alım süreçlerinde sıkça gündeme gelen bir konu olup, çeşitli eleştirilerle karşılaşmaktadır. Başka bir deyişle Torpil, bir kişinin başka bir kişiye iş bulmasında, görevde yükselmesinde, tayin ve terfi konularında sağladığı avantajdır ve bu durum genellikle bir borçlanma ilişkisi yaratır. Yani, torpille işe giren kişi, bu desteği sağlayan kişiye karşı bir nevi yükümlülük hisseder. Tabii ki bu yükümlülüğü hissetmeyenler de vardır. Bu şekilde, sağlanan menfaat ve kazancın helal olup olmadığı konusunda farklı görüşler bulunsa da torpilin kamu oyunca etik ve sosyal açıdan benimsenmeyen, tartışmalı bir konu olduğu açık. Torpilin varlığı, adalet ve eşitlik arayışının önünde bir engel olarak görülmekte olduğu kabulü zorunlu olan bir gerçek.
Bazı manevi borçlar var ki ödenmekle bitmiyor. Hadislerde söylenen İslam’a göre ödenmesi gereken türden borç değil bunlar. Zira başkalarının hakları çiğnenerek elde edilen imkanların hak etmeyen şahıslara sunulması sureti ile oluşan bir alacağa karşı aynı yöntemle yapılan bir ödemedir bu. Onlar birbirine bu borcu öderken, birileri daha ezilir arada. Yapılan ve zincirleme uzayan bu ödemeler usulsüz çirkin bir iyiliğin karşılığıdır kısacası.
Ne tuhaf değil mi? Sanki bazı işyerlerinde yaşanan çirkinlikleri özetliyor bu paragraf. Hani bazı insanlar var iş yerlerinde. Yöneticisini her halükârda müdafaa eden, ona toz kondurmayan ve her türlü uygulamasının doğru olduğunu cansiperane savunan. Bakarsanız bu insanın gerekli şartlara haiz olmamasına rağmen söz sahibi yönetici tarafından işe alındığını, terfiinin sağlandığını vb. görebilmeniz olası. Ve yapacağı, yetkiliden gördüğü iyiliğin karşılığından kaynaklanan manevi borcun ödenmesinden öte değil. Tabii ki bu ödeme esnasındaki fedakâr davranışları da karşılıksız kalmayacaktır. Netice bitmez tükenmez bir borç, alacak ilişkisi ve de bu alacakların tesisi ve borçların ödenmesi esnasında ezilen, hakları yenen diğer insanlar.
Torpil Genel Bir Sorun: Malum, Torpil, tüm ülkelerde sıklıkla tartışılan bir kavramdır ve çoğu zaman liyakat eksikliği ile ilişkilendirilir. Yazılara yansıyan görüşlere göre torpil, toplumun hayat felsefesini etkileyen bir unsur haline gelmiştir. Bu konuda yazılar, torpilin kamu sektöründen özel sektöre uzanan etkilerini ve bunun getirdiği adaletsizlikleri ele almakta. Evet, zannetmeyin ki torpil yalnız devlet sektöründe yaşanan bir olgu. Özel sektörde de bunun yaşanmış birçok örneği var. Yaşayanlar bilir. Bu ara Amerika’daki örneklerinden bazıları bizim basınımızda yer alıyor. Benim bile bu konuda özel sektör cenahında tecrübelerim var..
Evet bu başlık, basit bir eylem olan şeker erimesi üzerinden daha derin anlamlara gönderme yapıyor. Aslında, bir nesnenin (çay kaşığı) belirli bir işlevi yerine getirmesinin, o işlev için gerekli olan koşulların ortadan kalkmasıyla sona erip ermediği sorusunu, felsefe ve mantık alanında bile tartışılan bir konu.
Çaydaki şekerin erimesiyle çay kaşığının fonksiyonu sona erer mi? Bu soru, ilk bakışta basit gibi görünse de başka açılardan değişik anlamlar taşıyor. Bir nesnenin işlevi, sadece fiziksel özelliklerine mi bağlıdır, yoksa o nesnenin
Kullanıldığı bağlama göre mi değişir? Bu konuyu uzatmaya sizce gerek var mı? Yazı başlığı meramı anlatmak için yeterli mi? Değil mi? Olmaz ya, çay kaşığı da konuşabilse ve yazının başındaki görselde Pinokyo’nun ifade ettiği edildiği üzere “Bu adam amma da çok çay içiyor, çekip gitse de şu çay karıştırma işinden kurtulsam” der mi
ON GÜN İÇİN CEO SİZ OLUN: BU KONUDA (YZ) GEMİNİ’YE YÖNELTTİĞİM SUAL: Ekteki resimde yer alan anlatımı hiç duydunuz mu? Örnek alınabilecek güzel bir uygulama. 5-6 sene önceki notlarımda mevcuttu. Afrika'da böyle bir yöntem uygulanması bana çok enteresan gelmişti. Güzel değil mi? Merkezin adını notlarıma hatalı yazmışım. Afrika’ nın hangi ülkesinin, hangi Havayolunun uygulaması? Bulabilir misiniz.?
GEMİNİNİN CEVABI: Resimde anlatılan uygulama oldukça ilginç ve dikkat çekici. Afrika'da bir havayolunun kuruluş aşamasında deneyimli personel istihdam etmek için uyguladığı bu yöntem hem yaratıcı hem de etkili bir yaklaşım gibi görünüyor.
Uygulamanın Özeti: Havayolu şirketi, deneyimli personel istihdam etmek için ilginç bir yöntem uygulamış. Adaylara, 10 gün boyunca şirketin CEO'su olma ve kalıcı kararlar alma fırsatı sunulmuş. Adaylardan, şirketi daha iyi bir noktaya taşımak için "yaratıcı çözümler" sunmaları istenmiş. Başarılı adaylar, şirkette yönetici veya eğitim sorumlusu olarak işe alınmış. Adayların önerileri, havayolunun yönetmeliklerinde yer bulmuş ve uygulanmaya başlanmış.
Değerlendirme: Bu uygulama, adayların hem deneyimlerini hem de yaratıcılıklarını ortaya koymalarını sağlamış. Şirket, gerçek potansiyeli olan ve yenilikçi fikirler üretebilen personeli seçme fırsatı bulmuş. Adayların önerilerinin yönetmeliklere dahil edilmesi, şirketin çalışanların fikirlerine değer verdiğini gösteriyor.
Afrika'daki Havayolu Şirketi: Resimde belirtildiği gibi, uygulama Afrika Botsvana merkezli bir havayoluna ait olmalı. Bu bilgiler doğrultusunda, araştırmalarım sonucunda, Botsvana'nın ulusal havayolu şirketi olan "Air Botswana" olduğu karinesine ulaşılmıştır.
Air Botswana: Botswana'nın ulusal havayolu şirketi. Merkezi, ülkenin başkenti Gaborone'de bulunmaktadır. Bu uygulamanın Air Botswana tarafından yapılıp yapılmadığı konusunda kesin bir bilgiye sahip olmasam da karine ile bulabildiğim sonuç bu.
Sivil Havacılık sektörümüzde kaç kuruluş mevcut. İnternet de kesin bir bilgi bulamadım. Hayli fazla olduğu malum. Sektör çalışanları şimdi bir etraflarına bakın ltf.. Acaba kendi çalıştığınız şirkette veya yakınınızda olanların tepelerinde görev yapan egoist yöneticiler var mı? Cevabınız “Hayır bizde yok” olursa sizler adına sevineceğim.
Bir şirketin tepe yöneticisi, organizasyonun kaderini belirleyen en kritik figürlerden biri. Ancak, bu kritik konum, bazen ego tuzağına düşerek liderlik mefhumunu zehirleyebiliyor.
Bu Tür Yöneticiler, Başkalarının Görüşlerine Kapalıdırlar: Kendi doğrularının tartışılmaz olduğuna inanırlar ve eleştiriye tahammül edemezler. Kendilerini Öne Çıkarmaya Odaklıdırlar Başarıyı kendilerine mal etme alışkanlığındadır. Kendilerine Her Zaman “Evet Efendim” Denmesini İster ve Beklerler.: Kendilerine itaat eden bir ekip yaratmaya çalışırlar, böylece hiçbir karşıt görüşe maruz kalmazlar. Çalışanları Yıpratırlar: Aşırı baskıcı tutumları, yetenekli çalışanların motivasyonunu düşürür ve şirket içi kültürü olumsuz etkiler.
Şirketlere Verdiği Zararlar: Egoist tepe yöneticileri, organizasyon içinde güvenin zedelenmesine yol açar. Çalışanlar kendilerini değersiz hisseder Kuruluşta inovasyon ve yaratıcılık körelir. Şirketin vizyonu daralır, çünkü karar mekanizmaları sağlıklı işlemez. Zamanla, yetenekli personelin şirketten ayrılmasına ve rekabet gücünün azalmasına neden olurlar.
Ego tuzağına düşmüş bir tepe yönetici, zamanla şirketin en büyük engeli haline gelecektir. Zira gerçek liderlik ancak gücün ve yetkinin paylaşılmasıyla mümkündür. Organizasyonların sürdürülebilir başarısı, egodan arınmış liderlerin varlığına bağlı.
Yorumlar