Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı televizyonlarda bir açıklama yaptı. Bazı işverenler çalışanların maaş kartlarına 1300 TL olan asgari ücreti yatırıp, daha sonra 300 TL’ sini çalışandan geri alıyorlarmış. Ya vermezse sualini sormak bile gereksiz. Derhal aynı gün kaşının üzerinde gözün var bahanesi ile kapı dışarı. Bu tür hareket edenlere ne tür bir ceza uygulanacağını merak ediyorsak ta bir bilgi yok. Sn. Bakan yaptıkları açıklamada da bu konuya değinmediler. Eğer bunun cezası 166. 45 TL ise, bu karaktersiz işverenlerin yaptıklarından vazgeçmesi mümkün değil. Kul hakkı yeme konusunda herkese konferans verecek düzeyde Müslüman geçinen bu sözde işverenlerin yaptığı işte bu. Allahtan bizim sektörde bu denli aşağılık uygulamalar yok.
Konuların ne şekilde istismar edildiğini en iyi bilen kim? Tabii ki hükümet. Baksanıza bu uygulamadan bizim haberimiz yoktu. Sayın Bakan uyandırdı.
Esnek Çalışma Modeli:
Her ne ise, ülkede mevcut işsizlik yetmiyormuş gibi bir de “ esnek çalışma ” modelini öngören İş Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin kanunda TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Ve Cumhurbaşkanlığı onayına sunuldu. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde Cumhurbaşkanlığı söz konusu kanunu onaylamayıp yine TBMM’ ne iade etmişti. Onaylamama nedeni ise iş barışı vb..konularla ilgiliydi.yanılmıyorsam.
Yeni tasarının internette bulunabilmesi ve ilk hazırlanan ile farkını görülebilmesi mümkün. Yine de ben bu konunun üzerinde fazla durmak istemiyorum. Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi durumlar ve de muhtemel erken seçim ve yine olası halk oylaması nedeni ile bahis konusu yasayı şimdilik kaydı ile yine TBMM’ ne iade edeceğini düşünüyorum. Daha sonra ne olur tabii ki bilebilmemiz mümkün değil.
Malum Yabancıların Türkiye’de çalışma izni alabilmeleri için öncelikle oturma müsaadesi almaları gerekiyor. Pasaportu ve ikamet izni olan yabancıların ülkemizde çalışma izni alabilmeleri için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına Başvurmaları gerekli. Bir süre önce Bakanlık çalışma izni konusunda Suriyelilerden diğer yabancılar için istenen bazı şartların aranmamakta olduğunu açıkladı. Peki; bu şartlar nelerdir? Suriyeli mültecileri çalıştırmak isteyen şirketlerden (5 + 1) kuralı, yani bir (1) yabancı istihdam edebilmek için işyerinde beş (5) sigortalı Türk vatandaşı çalıştırma mecburiyeti ve yine Suriyeli mültecileri çalıştırmak isteyen şirketlerin, ödenmiş sermayesi 100.000TL ve üzeri olması ve Suriyeli yabancılardan ( Tahsil ) diplomalı olmaları şartı aranmamaktadır. Bu uygulama Şubat 2016 ayı başında Başbakanlık Genelgesi ile yürürlüğe girdi.
Görüleceği üzere bu şartlar ülkemizin Suriyeli misafirlerinin (? ) küçük şirketlerimizde iş bulmalarını kolaylaştıracaktır.
Evet, şimdiye kadar bu iznin olmamasına rağmen birçok işyerlerinde Suriyeli Mültecilerimizin çalıştıkları görülüyordu. Hepimizin bildiği ve tahmin ettiği üzere bu istihdam iş yeri sahipleri açısından daha ucuzdu. Zira insanlar çaresizdi. 650 TL ücretle çalıştığını söyleyen ve bundan duyduğu memnuniyeti anlatan bir Suriyeliye Eminönü’nde rastlamıştım. Mültecilere yapılan bu istismarın aynı şekilde devam edeceği mutlak.
Asgari ücretle çalışan işçisinin 1300 TL’lik hak edişini banka kartına yatıran ve bilahare işçisinden bu meblağın 300 TL’ sini geri alan işverenlerimizin, ine bağlanmış Suriyeli mülteci istihdamını nasıl sömürebileceklerini kestirmemiz şu an için mümkün değil. Ancak mutfak dolaplarının bir gözüne konulan sarımsağın konusunun 3 günde çıkacağı noktasından hareketle yakında bunu da öğrenebileceğimiz açık. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın yazının girişindeki açıklamayı yaparken bu konu ile ilişkilendirmediği mutlak. Daha ucuz istihdam kapıda beklerken tabii ki saygıdeğer işverenlerimiz onları tercih edecektir.
Suriyelilerin Ekonomimize zararı var mı?
Tabii ki bir takım etkileri olacaktır. Örneğin doğu illerimizde ev kiraları önemli ölçüde arttı. Ev sahipleri mülklerini Suriyelilere kiralamayı tercih ediyorlar. Talebin artmasının paralelinde özellikle temel maddelerin satış fiyatları da arttı haliyle. Kaçak yollarla ucuz iş gücü olarak istihdamlarının maliyeti etkilecek bir unsur olarak rekabeti haksız bir şekle soktuğu mutlak. Sınır illerinde işini kaybedenlerin %40 ile %100’ü arasında değişen oranlardaki bölümü “Suriyeliler nedeni ile işini kaybettiğine” inanıyor.. Bu durumun da yerel halk arasında haliyle iş fırsatlarının ellerinden alındığı şeklinde bir tepkiye neden olduğu / olacağı açık. Bir araştırma Kuruluşunun yaptığı anket sonucunda halkın ve işçilerin başka bir nedenle işten çıkartılmış olsalar dahi işlerini Suriyeli istihdamı nedeni ile kaybettiklerini düşündükleri ifade ediliyor. Doğu ve güneydoğu illerimizde Suriyelilerin kaçak olarak açtıkları işyerleri ticari faaliyetlerini genelde mültecilerle sürdürüyor. Bu durum yerel esnaf arasında haksız rekabet ortamı doğmasından dolayı tepki yaratıyor. Siyasilerimizin Suriyelilere daha müsamahakâr davranmalarının siyasi kutuplaşmayı körükler mi? Evet.. Bunu doğu illerimizde açıklıkla görebilmek mümkün..
Sığınmacılarca yaratılabilecek en ciddi güvenlik sorunu onlar arasında ülkemizde provokasyon çıkartmak ya da Türkiye’yi cezalandırmak isteyecek kişilerin olabileceği düşüncesidir ki bu düşüncenin yerleşmiş olması iyi bir gelişme değil. İnsanlarımızda. Suriyeliler arasında, IŞİD üyeleri ya da PKK’lıların olabileceği korkusu hâkimdir ki yaşanan bir kaç olayda yakalanan faillerin arasında mültecilerin de bulunmasının bu düşüncenin zihinlere kazınmasına sebebiyet vereceği açık.
Mültecilerin zor koşullar altında yaşıyor olmaları her türlü suç ve şiddet ortamının doğup gelişmesi açısından uygun koşullar sunmaktadır. Eğitim almamış, düşük gelir seviyesine sahip, dışlanmışlık hissi içinde kimlik bunalımı yaşayan gençlerin ileriki dönemde pek çok suçun kaynağını oluşturacağını düşünmek toplum psikolojisi açısından imkân dâhilindedir.
Türkiye’deki İşsiz Sayısı ile Suriyeli Mülteci Adedi Karşılaştırılması.
Gelelim sonuca. Türkiye’mizde kaç milyon işsiz var? TUIK verilerine göre Türkiye genelinde işsiz sayısı 2 milyon 686 bin kişiye yükselmiş.
Peki; ülkemizdeki Suriyeli mülteci sayısı kaç? Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan ülkemizdeki Suriyeli mülteci sayısını twitter hesabından paylaştılar. Bu bilgiye göre “10 Mart 2016 tarihi itibarı ile Türkiye’deki Suriyeli göçmen sayısının 2 milyon 733.784. 26 ‘ ya ve geçici barınma merkezinde kalan Suriyeli sayısının ise 282 bin 815’e ulaşmış olduğu bilgisini paylaştılar.
Başka bir deyişle işsiz nüfusumuzdan fazla Suriyeli mülteci barındırıyoruz ülkemizde. Kaba hesapla bir Suriyeli ailenin üç kişiden oluştuğunu düşünürsek ( 3,06681500/ 3 ) 1,02227166 adet Suriyeli aile reisinin iş aramaya hazır olduğunu düşünebiliriz. Bu da Türkiye’deki işsiz sayısının % 38’dir.
Evet; bizdeki asgari ücretin altında bir maaşla çalışmaya ve de aldığı parayı kimseye söylememeğe hazır olan 1.022.27168 adet Suriyeli mülteci ülkemizde iş arama pazarına girecek. Bizim asgari ücretli çalışanlarımızın 300 TL’ sını geri alan zihniyet sizce hangisini tercih eder. Her halde sn bakanımız bu hususun önüne geçmek için gerekli önlemlerin alınması talimatını vermişlerdir,
İşsizlik Şubat 2015’ ten Beri En Yüksek Seviyeyi Gördü.
Yılın ilk üç aylık döneminde işsizlik oranı % 11,1 olarak gerçekleşti. Böylece işsizlik rakamları 2015 Şubat ayından bu yana en yüksek seviyeye çıkmış oldu.
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 31 bin kişi artarak 3 milyon 290 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puanlık azalış ile yüzde 11,1 seviyesinde gerçekleşti. Böylece işsizlik Şubat 2015'ten beri en yüksek düzeye çıktı. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı 0,4 puanlık azalış ile yüzde 13 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,8 puanlık azalış ile yüzde 19,2 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 0,3 puanlık azalış ile yüzde 11,3 olarak gerçekleşti.
İşsizlik konusundaki bu çalışmalar sonuçlandığı zaman Suriyelilere daha çalışma müsaadesi verileceği resmileşmemişti. Konuşuluyordu ama Başbakanlık genelgesi yayınlanmamıştı. Her ne kadar bizim bazı işverenler ( bu türleri işveren diye anmak her ne kadar doğru değilse de ) Suriyeli mültecileri de istihdama ve de ücret tespiti konusunda istismara başlamışlardı bile.
Evet; oturma ve çalışma müsaadesi verilmesinin insancıl olduğunu söylesek bile, kendi gençlerimiz iş bulamazken salt daha ucuza çalışma eğilimindeler diye Suriyelilerin tercih edileceği kabulü zorunlu olan bir gerçek. Her ne kadar resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelikte Suriyeli Mültecilere ülkemizde geçerli olan asgari ücretin altında ödeme yapılmayacağı belirtilmekte ise de işverenlerimizce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için bu uygulamanın dışında hareket edildiği bilinmekteyken bu maddeye Suriyeliler için sadık kalınacağının düşünülmesi ne denli doğru olur bilemiyorum.
Suriyeli mültecilere çalışma izni verilmesi ülkemizdeki işsizliği Etkiler mi? Şu anda işsiz olan bir kısım Suriyelilerin kadın ve çocuklarının bir kısmının ailenin geçimini sağlamak için sokaklarda para toplamaya çalıştıkları bir gerçek. Kayıt dışı istihdam edilen sığınmacıların ise düşük ücret ve ağır çalışma koşulları ile katlanmak zorunda bırakıldıkları da biliniyor. Hatırlarmısınız? Gaziantep Organize Sanayi bölgesinde vuku bulan patlamada canlarını kaybeden 7 kişiden 2 ‘ sinin Suriyeli oldukları belirlenmişti. Küçük bir oran değil.
Bu gün sektörümüzde çalışanların yaşadıkları en büyük istihdam sorununun kökeninde işverenin çalışacak işçi bulma kolaylığının yattığı konusunda okurların büyük bir bölümü ile fikir birliğinde olduğumuzu düşünmekteyim. Bu nedenle rahatlıkla beğenmeyen gider diyebiliyorlar. Tüm dünyada büyük sıkıntı yaratan işsizliğin ülkemizde de ağırlıklı olarak hissedildiği ortada. Durum bu merkezdeyken Suriyeli misafirlerimize çalışma izni verilmesinin ülkemizdeki işsizliği de küçümsenmeyecek boyutta etkileyeceği malum. ( tarım, inşaat vb...) Bunun tersini savunanlara ve bu insanların çalıştırılmasının ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacağına ilişkin görüş serdedip, bunu yazılarına konu edenlere şaşırmamak mümkün değil.
Evet, başlıkta da ifade edildiği üzere “İŞİ ZOR BULAN, ONU İYİ MUHAFAZA EDER” Bu ne demek mi oluyor. İşi zor bulan onu kaybetmemek için çok çalışır demek oluyor.. Birçoğumuz aldığımız maaşı beğenmiyoruz. Onlar aylık sıfır gelirin perişanlığını yaşadıktan sonra evine, çocuğuna bir şeyler götürebilme şansını yakalayacaklar. Bunun kıymetini daha iyi bilecekleri mutlak. Şimdiye kadar iş aslanın ağzındaydı. Şimdi ise onu aslanın midesinden çıkartıp almak gerek. Her ne kadar bizim sektörde çalışanın maaşının bir bölümünü gasp eden şirketlerin bulunmadığına inanıyorsak da ve bu açıdan konunun Sivil Havacılık sektörünü ilgilendirmediğini söyleyecek kimseler yine çıkacaktır. Bu zihniyete Peşin cevabımı şimdi veriyorum. Bunu da göremiyorsanız siz nerede yaşıyorsunuz? Başka cevap yok.
Belirli bir süre sonra, sektörümüzün Yer hizmetleri kuruluşlarının Uçak temizlik işlerinde Suriyelileri göreceğimizi düşünmem sizlere çok mu yanlış geliyor. Tabii ki bu gerçekleşirse bu konuda atılan ilk adım olacaktır. Neden mi ilk önce temizlik işlerinde çalıştırılacaklar diyorum? Verilen izinde bu konunun
( temizlik işleri olarak) belirtildiğini bir yerde okumuştum da ondan. Evet, bu bazı kesimleri çok fazla etkilemez. Ancak şirketlerimizde çalışan vasıfsız işçi arkadaşlarımızı etkileyecektir
Yorumlar Tüm Yorumlar (19)