Ülkede işsizlik bitmez, rüşvet doğal, itibar unvan ve parada. Evet; bu sözler benim değil Biz gençlerden ümitliyiz ama onlar yaşadığımız bu ortamdan maalesef ümitli değiller Genç Türk girişimcisinin Türkiye’deki ve dünya’daki sesi olmayı ve Dünya’ya tanıtmayı hedefleyen TUGİAD’ın ( Türkiye Genç İş Adamları Derneği ) 2014 yılında yaptığı “ Gençlik Araştırması” sonucunda ortaya çıkanların satırbaşları. Nedenini bilmiyorum ama bu anket Ankara’da yapılmış. Türkiye’nin her bölgesinden birer yerleşim noktasından seçilmemiş denekler ile yapılmış olmasını tercih ederdim ama bu konuda uzman yarısı olan bir dostum aynı çizgideki deneklerle imkânların daha kısıtlı olduğu bilinen doğuya doğru gittikçe bu sonuçların daha da menfileşeceğine emin olabilirisin dedi. Mantık bu yaklaşımın doğru olabileceğini söylüyor.
Bu ankete iştirak eden gençlerin %53,3’ü erkek, %46,7’si ise kadın. Bu deneklerin % 67,4’ü 18-24 yaş, %32,6’sı ise 25-30 yaş aralığında bulunuyorlar Çalışmaya iştirak edenlerin %32,2’ si öğrenci, % 30,5 ‘ işsiz ve %29,5 oranındaki denek ise bir iş yerinde çalışıyor. Evet; gençlerin % 90’ dan fazlası ülkede işsizliğin sona ereceğine inanmıyor. Halen iş sahibi olanlarında işsizliğin sonlanmayacağına inanan % 90 üzerindeki grubun içerisinde olması dikkat çekici.
Araştırmanın “ Gençliğin gözünde itibar “başlıklı birinci bölümünde deneklere itibar kelimesi denince hangisini anlıyorsunuz diye soruldu. Deneklerin % 30,5’u “para” % 26,6’sı “ güç “,5 21,1’i “ mevki” ve %15,4’ü “ saygınlık cevabını verdi. İtibar sahibi olmak karşı cinsle olan ilişkilerin gelişmesi için önemlimidir sorusuna “ çok önemlidir” yanıtını verenlerin oranı %42,8 oldu.
İtibarın en büyük simgesi sizce nedir sorusuna da gençlerin %20,8’i “ kuvvetli bir banka hesabı” yanıtını verdi. Araştırmanın “ Gençlik ve iş hayatı “ başlıklı ikinci bölümünde ise deneklerden %72,5’i “çok önemli bir şirkette yönetici olmak, konusunda uzman olmaktan daha önemlidir yorumuna katılıyor musunuz? Sorusuna “ evet “ yanıtını verdi.
Deneklerden % 75,7’si “ Geçimini sağlamak için rüşvet almak çok doğaldır, bu yoruma katılıyor musunuz sualine “ Evet Doğaldır” yanıtını verdi.
İş yerinizin nasıl bir konumda olmasını istersiniz sualine ise gençlerin önemli bir bölümü “ Çok iyi maaşı olan bir iş “ yanıtını verdi.
Araştırmanın gençliğin geleceğe bakışı bölümünde ise gençlerin umutsuzluğu çok net bir şekilde ortaya çıktı. Deneklerde % 84,2’si Türkiye’nin önümüzdeki 15 yıl içerisinde AB’ giremeyeceğini dile getirirken ,% 87,2’si Türkiye’nin gelişmişlik ve refah düzeyinin önümüzdeki dönemde artmayacağını belirtiyor. Denek gençlerin, % 85,3’ü eğitim sorunları ile ilgili olarak yaşanan sıkıntıların devam edeceğini, % 90,7’ si ise işsizlik sorununun çözümlenmesinden ümitli olmadıklarını söylerken, gençlerin % 81,9’u yine önümüzdeki 15 yılda siyasetin toplumun gerisinde kalacağı yönündeki düşüncelerini ortaya koydular. İş yerinin konumu ile ilgili olarak ifade edilen “ önemli bir bölümü “ sözünün bu tür bir ankette yer bulmamasının gerektiği noktasından hareketle TUGİAD’dan konunun geneli ile ilgili bilgi talep ettimse de, maalesef bir geri dönüşüm olmadı.
Evet, ana hatları ile gençlerimizin hissiyatı bu çerçevede. Bu anketin deneği olmayan ve şu anda bir işte çalışan çok mahdut sayıda görüştüğüm genç kardeşlerim bu sonuçları “ biz sizlere göre daha realistiz, etrafa iyi bakıyoruz ve gidişatı daha iyi değerlendiriyoruz vb sözlerle destekliyor ve paylaşıyorlar. Hatta çalıştıkları iş yerlerine göre bazılarının daha da karamsar olduğu net olarak görülüyor.
Haydi; Bakalım Gelin de Siz Ümitli Olun.
Evet; %15’i geçer mi bilemiyorum mutlu azınlık dışındaki sektörümüz gençlerinin bu güne kadar tüm APH sistemine yazdıkları yorumlardan çıkan sonuçlar daha daha iç karartıcı. Tabii ki şirketlerimiz tarafından düzenlenen çalışan memnuniyeti anketlerine bu görüşler aksetmiyordur.
1. Çalıştığınız iş yerine güven duyuyor musunuz? Cevap Hayır.
2. Yöneticilerinize güven duyuyor musunuz? Cevap Hayır.
3. Şirketinizde yükselme ümidiniz var mı? Cevap Hayır.
4. Şirketinizde tayin ve terfi işlemlerinde bilgi ve verimin ana tercih nedeni mi? Cevap Hayır
5. Şirketinizde torpil ve tavassut etkili oluyor mu? Cevap Evet.
6. Şirketinizde size adaletli davranılıyor mu? Cevap Hayır.
7. Çalışma şekliniz sosyal yaşantınızda dikkate alınarak hazırlanıyor mu? Cevap Hayır
8. Şirketiniz size çalışmanızın karşılığını ödüyor mu? Cevap Hayır.
9. Önümüzdeki süreçte maaşlarınızın artacağı konusunda ümitlenebiliyor musunuz? Cevap Hayır
10. İşyerinizin kalite politikasını destekliyor musunuz? Cevap Hayır.
11. Yaptığınız iş; aldığınız eğitim, yetenek ve becerilerinizle uyuşuyor mu? Cevap Hayır.
12. İşinizi yürütürken verilen görev ile yetkiniz arasında denge var mı? Cevap Hayır.
13. Kendinizi bu işyerine ait hissediyor musunuz? Cevap Hayır.
14. Şirketinizin Yönetimi çalışanların görüş ve önerilerine önem veriyor mu? Cevap Hayır.
15. Şirketinizde alınan kararların zamanında uygulamaya koyuluyor mu? Cevap Hayır.
16. İşyerindeki fiziksel çalışma koşullarından memnun musunuz? Cevap Evet
17. Kurum içi iletişimin etkin olarak sağlandığını düşünüyor musunuz? Cevap Hayır.
18. Hizmet içi eğitimlere yeterince önem veriliyor mu? Cevap Hayır.
19. Mesleki eğitimlerin yanı sıra kişisel gelişim eğitimler uygulanıyor mu? Cevap Hayır.
20. Yöneticilerinizin sizi bir üst göreve hazırlıyorlar mı? Cevap Hayır
21. Şirketinizin İnsan Kaynakları uygulamaları çalışanları kucaklıyor mu? Cevap Hayır
Genel durum işte böyle. Tabii ki buna karşı çıkanlar olacaktır. Aynı görüşte olmadığını yorumları ile söyleyenler olursa ve de bunlar benim mutlu azınlık olarak isimlendirdiğim gruba dâhil olmayan kişilerse tabii ki bundan mutluluk duyarım.
Gelelim yazımızın konusuna. Çalışma hayatını sektörümüzde yaşayan gençler mutlu ve de şartların düzeleceğinden ümitli değiller. TUGİAD’ ın anketine bakılması halinde ise bu çalışmaya iştirak eden genç deneklerde yaşamın seyrinden ümitli değiller. Bu arada, gençlere ilişkin olarak yapılan birçok anketin sonuçları da birbirinden çok kopuk görülmüyor. Yolda yürürken kendisine uzatılan mikrofonda yöneltilen 2023 beklentileri suallerine ise gençlerin verdiği cevap, “ Adalet ve demokrasi bekliyorum, ülkeden gidebilirim, 2023’ den beklentim yok yeterki bu günden daha vahim bir duruma düşmeyelim. Umarım 2023’ de halen demokrasiyi kutlar oluruz. Ben beş yıl sonrası ile ilgili olarak önümü göremiyorum şeklinde.” Peki, özetle gençler önlerindeki yaşam tablosuna karamsar ve ümitsiz gözlerle bakarken, önlerindeki resmin zeminini siyaha yakın gri tonda görürlerken acaba bizler gençlerimizden nasıl ümitli olabiliyoruz?
Tabii ki ben bu hususu ancak kendi adıma, konuya kendi basit zaviyemden bakarak cevaplayabilirim. Son işyerimde gördüğüm bir iki genç çalıştıkları şirketle ilgili mevcut şikâyetlerine rağmen yaratıcı risk almaya hazır, iş üreten kişiliklerdi. Gerektiğinde proaktif olabilen yani iş verilmesini beklemeden yeni projeler üretebilme özellikleri vardı. Aidiyet duyguları fazla gelişmemiş olmasına rağmen, salt bu çatı altında bulundukları ve de bu şirketten bir gelir sağlamaları nedeni ile günlük görevlerinin ifası dışında kuruma artı bir şeyler katmaya mecbur görüyorlardı kendilerini. Bu yüzden üstlerden iş beklemek yerine yaratıcı yeni fikirler oluşturarak onları şekillendirmeye uğraşırlardı. Tabii ki gerektiğinde risk ve sorumluluk alabilmenin çalışma yaşamında başarıya ulaşmanın anahtarı olduğuna da inanıyorlardı. Bunun da yönelimlerinin ana nedenlerinden biri olduğunu ifade etmem gerekir. Şirkete tutkun değillerdi ama iş yaşamının ahlaki sorumluluklarının da fazlası ile bilincindeydiler. Biri hislerine yenildi ve ayrıldı iş yerinden, diğeri halen boğuşuyor Onlar kendilerine hangi gözle baktığımı, bilmezler. Zaman zaman kendilerini tenkit etmemim nedenlerini de. Evet, ben bu gençlerden ümitliydim. Halen de öyle. Şimdi bu yazıyı yazarken bu gençlere TUGİAD anketindeki sualleri yönelttiğimi düşündüm. Rüşvet hariç aynı cevapları vereceklerinden ve yukarıda yer alan 21 suali de ( + -) bir iki farkla benzeri şekilde cevaplayacaklarından eminim. Ben iş ahlakına sahip oldukları kuşkusuz olan bu gençlere inanıyordum.
Bu örneği genelleştirmek mümkün mü? Tabii ki bu oldukça zor. Ancak o grupta benim bilmediğim, tanımadığım aynı evsaf ve karakterde başkalarının da olduğu kuşkusuz. Ve de çoğunluğun bu duruma gelmeleri için fazla çalışmak gerekir.. Fedakârlık ister. İşverenler tarafından takdir edilip üst makamlara getirilen ve de imkânlarından ve gelirlerinden mutlu olan yöneticilerinizin işi ne? Tabii ki şu an için görevde bulunan yöneticilerinizin yukarıda belirtilen bu karakteristik vasıflara sahip olup olmadıkları önemli. Eğer sahip değillerse insanları doğruya yönlendirmeleri mümkün olmayacaktır.
Neticeten gençlerin her konuda örnek alacağı insanlar olmalı yöneticiler. Bir yöneticinin asıl görevi, olmaz ise olmaz görevi “ yerine adam yetiştirmek ” Bunu yapan var mı ? Bunun neden yapılmadığını sorgulayan var mı? İkisine de net cevap hayır. Yılını tam hatırlamıyorum. THY’ de Basın ve Halkla İlişkiler Müdür Muavini oldum. Müdürüm Engin Öktemer arkadaşımızdı. Başkan da Uçal Dalgıç. Benim ise doğrusunu isterseniz konu ile fazla ilgim yoktu. Engin’ de Uçal’ da bildiklerini benden esirgemediler. Bana konuyu öğrettiler. Uçal ağabey gidince rahmetli bir pilot arkadaşımız atandı Başkanlığa, daha sonra da ben. Enginin yerinde başkası olsaydı, o süreçte benim o üniteden ayrılmam mutlak olurdu. Beni zorlamadı, önümde set oluşturmadı. Her ne ise, Engin eli ile beni Başkan yaptı demem yanlış olmaz. Hadi bakalım, şimdi sizlerde arayın da şirketinizde bir Engin bulun. Tabii ki varsa. Kaldı ki o da gençti o zamanlar. Benim şansım mı? Evet şanslıydım. Allah beni iyi insanlarla karşılaştırdı hep. Daha büyük bir şans olur mu?
Sayın Yöneticiler;
Evet, pekte uzakta olmayan bir gün gelecek, tüm ilerlemiş ülkelerde olduğu üzere, Türkiye’mizde de bu gün çağın peşinde tıknefes koşan iş yaşamının tüm kesitleri, sistemi salt işverenin menfaatlerine uygun çalıştırmanın bu noktadan sonra mümkün olmayacağını anlayacaklardır. Zamanı geriye götürmek imkânsız olduğuna göre, iş yerlerindeki tüm motifler bu tarzı anlamak zorunda kalacak ve çalışanların hak ve hukukuna saygı göstereceklerdir. Patronlar ve yöneticiler de dâhil.
Tabii ki ülkemizde ve sektörümüzde çağı yakalamış olan kuruluşlarda var. Onları tenzih ediyorum.
Evet, gençler gidişatla ilgili ümitli değiller. Resmin bütününü gri görüyorlar. Ümitsizler. Eminim ki bazılarınıza bakınca tablo daha da kararıyor onların gözünde. İlk beklentileri daha fazla bir gelir değil. En azından çalıştığınız sektörde bu böyle. Paradan önce adil bir yönetim ve huzurlu bir ortam arıyorlar. Onlara daha rahat çalışma imkânı sunmak için kuvvet sarf edin, biraz uğraşın. Riske girin gerekirse. Bir şeyleri göze alın. İnanın ki sonuçta buna değecektir.
Ben iyi veya ortanın üzerinde bir yönetici olabildim mi? Tabii ki bu konuda benim fikrim önemli değil. Eğer bu işi becerebildimse birlikte çalıştığım yöneticilerin bunda büyük hatta çok büyük etkisi vardır. Sonuçta onlardan gördüğümü yaptım. Onlar iyilerdi.
Sizden bunu görürlerse, onlar da öyle devam edecektir. Sistemin düzeleceği belki o zaman düşünülebilir hale gelir. Ve de insanların ümidi artar.
Türkiye’mize yazık. Şirketlerimize yazık. Ve de bu gençlere çok yazık.
Yorumlar Tüm Yorumlar (23)