16 Aralık 2024, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

MAAŞ ZAMMINA NE GEREK VAR? GEÇİNİP GİDİYORUZ İŞTE




Maaşlara artım uygulanma başka bir deyişle zam dönemi geldi. Bu dönem yaklaştıkça yöneticiler ve bu kararı verecek olan zevat hep aynı sualle karşılaşıyor. Ücret artımlarının hangi şart ve koşullara göre belirlendiği? Cevaplar ise standart. Çalışanın pozisyonu, performansı, ülkedeki enflasyon, piyasa koşulları. Sırası değişik olmasına rağmen torunum bile suali aynı hususları belirterek cevaplıyor. Bu belirleme sonuçta doğru çıkıyor mu?

2025 yılı maaş artımı politikalarının belirlenmesinde iki temel unsurun ön planda tutulmasının gerektiği açıktır. Enflasyona karşı çalışanların alım gücünü koruma ve nitelikli iş gücünü elde tutma. Teknoloji ve sivil havacılık gibi dövize duyarlı sektörler daha yüksek maaş artışları planlarken, çalışmalarını iç talebe dayalı olarak sürdüren sektörlerde artışlar sınırlı kalabilecekleri düşünülüyor. İnşallah doğru çıkar.

2025 yılında maaş beklentilerinin, yukarıda ilk sırada ifade edildiği üzere Türkiye’nin ekonomik koşulları, enflasyon oranı, döviz kurlarındaki değişimler ve sektörel büyüme dinamiklerine göre şekilleneceği düşünülmektedir. (Bu tüm ülke çalışanlarının beklentisi ve dileğidir) Her sektör, kendi dinamikleri doğrultusunda maaş politikalarını belirlerken; çalışanların alım gücünü koruma ve nitelikli iş gücünü elde tutma stratejilerini de mantıken (Her ne kadar maddiyatın mantığa galebe çaldığına ilişkin güncel ve tarihsel örnekler mevcut ise de) ön planda tutmaları gerekir.

Bu nedenle sektörler, çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak için enflasyona paralel veya üzerinde maaş artışları yapmak zorunda kalabilirler. Ancak bu artışların, ekonomik belirsizlikler ve şirketlerin kâr marjlarına bağlı olarak sektörler bazında farklılıklar göstermesi kaçınılmaz. Bu arada dövize endeksli veya hibrit çalışma modelleri sunan sektörler, çalışanlar açısından cazip görünümlerini sürdürecektir.

Evet, bu konuda tahminde bulunmak çok bilinmeyenli bir denklemi çözmekle / çözebilmekle eş değerde bir işlemdir. Bu nedenle aşağıdaki iki paragrafta belirtilen hususlara bir kez daha, ikinci defa dikkat çekmekte fayda var. Konuyu daha realist bir yaklaşımla ele alırsak yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere enflasyonist ortamın artım beklentilerini en tepe noktaya çıkartacağı / çıkarttığı ortada. Tabii buna bağlı olarak çalışanların alım gücünü koruyabilmek için ne yapılması gerektiğini hem işverenler hem çalışanlar biliyor. Ekonomik büyüme hızının, şirketlerin karlılıklarını ve dolayısıyla zam yapma kapasitelerini etkileyeceği kabulü zorunlu olan bir gerçek. Yüksek büyüme dönemlerinde şirketler, çalışanlarına daha yüksek oranlarda zam yapma imkanına sahip olabilirler. Ülkedeki işsizlik Oranının düşük olması halinde, işgücü piyasasında rekabetin artacağı kuşkusuz. Bu durumda çalışanlarını elde tutmak için yapılması gereken husus bellidir.

Her sektörün kendine özgü özellikleri ve karşılaştığı zorluklar vardır. Bazı sektörler diğerlerine göre daha hızlı büyüyebilir veya daha fazla kar elde edebilir. Bu durumun, sektörlerin çalışanlarına uygulayacağı zam oranlarını etkileyeceği kuşkusuz. Şirketin Finansal Durumu tabii ki kurumun zam yapma kararlarını doğrudan etkileyecektir. Karlı bir şirket, çalışanlarına daha yüksek oranlarda zam yapabilirken, zarar eden bir şirketin zam yapma imkânı hali ile sınırlı olacaktır. Hükumetin belirlediği asgari ücret artışlarının, diğer sektörlerde de zam oranlarını etkileyeceği kuşkusuz.

MERCER TÜRKİYE 2024 YILI ARAŞTIRMASI: Risk, strateji ve çalışanlar konuları ile ilgili olarak Firmaların değişen iş gücünün sağlık, varlık ve kariyer alanlarındaki ihtiyaçlarını yönetmeleri için çözümler sunarak danışmanlık hizmeti veren dünyanın önde gelen profesyonel

hizmetler firması Marsh McLennan’ınin ülkemizdeki kuruluşu Mercer Türkiye 1744 firmamızın katılımıyla 2024 yılı için  yaptığı  “” çalışmasına göre, 2024 yılı için planlanan ortalama ücret atışı beklentisinin genelde yüzde 50 olarak şekillenmişti.(https://www.foreks.com/haber/detay/656f3e7446e0fb00010ca014/FRKS/tr/basin-bulteni-mercer-2023-ucret-ve-yan-haklar-arastirmasinin-sonuclarini-acikladi/)

Tabii ki 2024 yılına ilişkin çalışmalar 2023 yılının sonlarına doğru yapılmıştı. Önemli olan 2024 yılı maaş artım uygulamalarında firmalarca bu suale muhatap oldukları tarihte deklare edilmiş olan yüzdelere ilişkin gerçekleşme oranlarının da Mercer tarafından açıklaması. 1744 firmanın araştırma konusuna yaklaşımlarındaki hüsnüniyetleri ancak bu şekilde anlaşılabilir diye düşünmekteyim.

Herhalde Mercer 2025 yılı için firmaların öngörülerini içinde bulunduğumuz ayın sonunda açıklayacaktır. Bugüne kadar (09.12.2024) böyle bir bilgi / haber bilgisi İnternet’e ulaşmış değil. Kendilerinden bu konuda bilgi talep ettimse de geri dönüş alamadım. Sizlerle paylaşmak üzere takipte olacağım.

Bu bilginin kaynağı konu ile ilgili olarak internette yer alan kayıtlara ilaveten 3 değişik yapay zekadan konuya ilişkin olarak elden edilen bilgilerin sentezinden ibaret. Şayet 20 Aralık tarihine kadar bu konuya ilişkin olarak tanınan insan kaynakları kuruluşlarına ilaveten Mercer gibi uluslararası kuruluşların araştırmalarına dayanan paylaşımlarının kamuoyuna duyurulması halinde, bu paragrafta kayıtlı olan bilgilerin daha profesyonel bir yaklaşım olarak değerlendirdiğim uzman kuruluşların bulguları ile karşılaştırılarak elde edilen sonuçlar üzerinde konunun daha geniş yorumunu yapabileceğimiz mutlak. Bu çalışmada kanaatimce en çok dikkati çeken husus beklentiler arasında bulunan yaklaşık %20-%15 vb. oranındaki farktır. Bu arada elimde olmadan beklentilerden sonra gelen satırlara kendi görüşlerimi de ilave ettim.

Teknoloji ve Bilişim Sektörü: Beklenti: %30-50 arasında bir ücret artışı uygulanacağı yönünde. Yazılım geliştirici ve yapay zekâ uzmanı ve benzeri pozisyonlara talebin arttığı hepimizce biliniyor. Buna ilaveten döviz bazlı maaşlar

ve uzaktan çalışma imkanlarının bu sektörü cazip kıldığı gerçeği de biliniyorken bu çalışanlar için %30 ile başlayan zaman oranının gerçekçi olamayacağını düşünüyorum.

Sağlık ve İlaç Sektörü: Beklenti: %20-35 zam oranı uygulanacağı konuşuluyor. Sağlık sektöründe çalışan açığının mevcut olduğu biliniyor. Bu açık yeni istihdam ile kapatılacak. Buna ilaveten, sistemde yer akan sendikalı çalışanlara uygulanacak olan toplu sözleşme artışlarının bu konuda sektörün sendikalı ve sendikasız çalışanları arasında menfi etki göz önün alınarak, sektör mensupları için öngörülen maaş artım oranının daha yukarı yönlü revize edilmesini gerekli kılmıyor mu? Umarım ki sektör üst yöneticileri bunu düşünürler.

Finans ve Bankacılık Sektörü: Beklenti: Bu grup için %25-40 zam oranından bahsediliyor. Finansal piyasalardaki dalgalanmalar ve nitelikli iş gücünün diğer bankalara kaymaması ve başka bir deyişle elde tutulmasını teminen kuruluşların yeni yıl maaş artımı konusunda imkanlarını zorlaması kaçınılmaz olarak görünüyor.

Hizmet Sektörü (Turizm, Perakende, Lojistik): Beklenen zam oranı: %15-25 arası zam uygulanacağı görüşü var. 2024 yaz sezonundan gelen toparlanmanın etkisi devam etse de dahi yüksek maliyetler maaş artışlarını sınırlayabilir. Geçmişte bu durumdaki bazı sektör şirketlerinin aralarında anlaşarak çalışanlarına yapılan ödemelerde uygulama birliği sağlamak sureti ile şirketler arasında personel hareketlerini engellendikleri hatırlamaktayım. Bu grupta Turizm sektörü denince akla hemen dövizle satış ve kura bağlı olarak maaşlarda artım yüzdesinin beklenenin üzerinde olacağı düşünülse bile, reel tablonun bu şekilde şekillenmeyeceği açıktır. Büyük bir otelin organizasyon şemasına bakıldığı takdirde bu + uygulamadan istifade edebilecek çalışan miktarının fazla olmadığı görülecektir.

Eğitim ve Akademi Sektörü: Beklenti: %15-20 arası zam oranı uygulaması beklentisi mevcut. Özel okullar ve üniversitelerde öğrenci kayıtlarındaki düşüş maaş artışlarını baskılayabilir. Kamu eğitiminde ise enflasyon oranına paralel bir artış beklentisi var. Özel okulların devlet kurumlarına ataması yapılmayan öğretmenlere ne denli düşük maaş ödedikleri sürekli basına konu olmaktadır. Bu arada uyguladıkları, öğrencilerden tahsil ettikleri bedeller de. Bu tablo üzüntü verici olup düzeltilmesi hepimizin dileğidir.

Üretim ve Sanayi Sektörü: Beklenti: %20-35 arasında bir zam oranı uygulanacağı ifade ediliyor. İhracata dayalı üretim yapan firmalar için olumlu bir görünüm olsa da iç talepteki daralma, artış oranlarını sektörler arasında farklılaştırabilir. Örneğin, otomotiv yan sanayinde daha yüksek maaş artışları bekleniyor. Acaba?

Medya ve İletişim Sektörü: Beklenti %10-20 arasında bir maaş artımı. Gazeteleri ele alırsak okur sayılarının azaldığı biliniyor. İnsanlar günlük gazeteleri internetten takip eder oldular. Sektörde reklam gelirlerinin daralması ve düşük karlılık, çalışan maaşlarının artışını sınırlayabilir. Ancak dijital içerik üretimi yapanlar daha iyi fırsatlar bulabileceklerdir.

Sitemizin ana konusu olması nedeni ile satırlarımda Sivil Havacılığa fazla yer ayırmamızı yadırgamayacağınızı ümit ediyorum.

Beklenti: Ufukta görülen %30-40 arası zam oranı beklentisi, sektördeki pozisyona ve çalışanın niteliğine göre farklılaşır mı dersiniz? Bu mümkün. Ancak bu artışlar, alt kademelerde çalışan ofis vb. personeli için daha sınırlı olabilir. Yüksek teknik bilgi gerektiren bazı alanlarda görev yapan çalışanların maaşlarının sektörel ortalamanın üzerinde artırılması da kimseyi şaşırtmamalı. Kritik personelin elde tutulması için özel teşvikler ve prim sistemleri uygulamaları devreye sokulabilir. Sektör şirketleri çalışanlarına, maaş dışında yan haklar, eğitim fırsatları, prim uygulamaları sunarak çalışan bağlılığını artırmak için gayret sarf edeceklerini göz önün de tutmak gerekir. (Temenni ederiz ki böyle olsun)

Büyük sivil havacılık kuruluşlarının tepeleri sıklıkla dönemsel karlarını yönetimdeki başarılarının bir göstergesi olarak kamuoyuna açıklama alışkanlığındalar. Ben bu tür açıklamalara bu günlerde pek rastlamıyorum. Belki sizler görmüş olabilirsiniz?

TÜRK HAVA YOLLARI A.O: Malum Sivil Havacılığımızın kaptan-ı deryası olan THY en fazla istihdam sağlayan kuruluşumuz ve de çalışanlarının büyük bir bölümü sendikalı. THY’ de bugüne kadar yapılan uygulama ücret artımı döneminde sendika üyesi olmayan çalışanlara da sendikalılara Toplu İş Sözleşmesi ile verilen hakkı uygular. Dolayısı ile THY çalışanları yılbaşında kendilerine uygulanacak maaş zammı oranını biliyorlar diyebiliriz Yine de gelen yorumlardan anladığımız kadarı ile “Ağanın eli tutulmaz” beklentisi ve ümidi içinde olan çalışanlar da var. Büyük karlar sağlayan şirketler bunu çalışanlarının emeği ile kazanıyorlar Yapılacak olan (+) her türlü ödeme bunun kabulü ve karşılığı sayılır. Hayırlısı ve inşallah diyelim.

Genele Bakarsak: Artan Operasyonel Maliyetler: Havacılık sektöründe yakıt maliyetleri, döviz bazlı operasyonel giderler ve altyapı maliyetleri artmaya devam ediyor. Bu durum, bir taraftan şirketlerin genel bütçelerini sıkılaştırırken diğer taraftan ise çalışan maaşlarının da enflasyona karşı korunmasını gerekliliği sürüyor.

Sivil havacılık sistemi, kalifiye pilotlar, teknisyenler ve de özellikle DHMI hava trafik kontrolörleri gibi nitelikli iş gücüne yüksek oranda ihtiyaç duyuyor. Bunun özellikle nitelikli personeli elinde tutmak isteyen havayolu şirketleri ve DHMİ gibi devlet kuruluşlarının daha cazip maaş artışları yapmasına neden olabileceğini de düşünmek gerekli.

Bazı şirketler döviz bazlı gelirler elde etmesi nedeni ile, maaş artışlarının döviz kuru hareketlerine paralel şekilde düzenleme zorunda kalabilir mi? Küçük yapıda olan ve istihdam adedi az olan şirketler için bu mümkün. Kurumsal, büyük istihdamı barındıran kuruluşların böyle bir uygulamaya girmesi ise zor görünüyor.

2024’te toparlanan seyahat talepleri 2025’te de devam edebilir. Dileriz ki artarak devam etsin. Bu durum, sektördeki bazı pozisyonlarda (örneğin teknik ekiplerde) daha yüksek maaş artışlarını teşvik edebileceğini düşünmek gerek.

GENEL DEĞERLENDİRME: Sivil havacılık sektöründe maaş artışlarının, çalışanları elde tutma ve motivasyonu artırma politikalarıyla şekillenmesi olası.  Ancak bu artışların, şirketlerin finansal yapısına ve ulusal/uluslararası ekonomik trendlere göre önemli farklılıklar gösterebileceği de tabiidir. Bekleyip göreceğiz.

YER HİZMETLERİ ŞİRKETLERİ VE HAVAALANI İŞLETMELERİ: Beklenen zam oranının %20-30 arası gibi   gerçekleşmesi bekleniyor. Hava yolculuğu talebindeki toparlanma, özellikle uçak yükleme, yolcu hizmetleri, uçak koordinasyonu ve apron güvenliği gibi alanlarda operasyonel yükü artırıyor. Yer hizmetlerinde çalışanlar, operasyonların aksamaması için kritik roller üstleniyor. Bu nedenle şirketler, personel kaybını önlemek için enflasyona uygun maaş artışları yapmaya çalışmaları kaçınılmaz olarak görülüyor. Bunu tahmin ediyor ve umuyoruz.

Yer hizmetleri şirketleri, ağır çalışma koşulları nedeniyle çalışan memnuniyetini artırmaya yönelik maaş artışlarına ek olarak sosyal haklar, vardiya primleri ve yemek desteği gibi yan faydaları da iyileştirebilirler. 2025 senesi için %30-40 gibi artışların olabileceği beklenmekte ise de bu oranın, doğal olarak yüksek gelire sahip çalışanlara yansıması çok daha olumlu olmaktadır. Ancak, bu seviyedeki maaş artış oranları, özellikle daha düşük maaşlar ile çalışmakta ve apronda görev yapmakta olan personeli memnun etmekten uzak kalması kaçınılmaz.

Bu nedenle, her ne kadar vasıfsız işçi statüsünde gibi görülseler de havacılık endüstrisinin önemli bir segmentinde iş yapan bu kesime bir miktar daha fazla artım yaparak kurumsal bağımlılığı ve çalışan memnuniyetini artırmanın yanı sıra, artan hayat pahalılığına karşı biraz daha güvende hissetmelerine katkı sağlanabileceği düşünülmektedir. Bu bizim temennimiz olup bu pozisyonda görev yapan çalışanların haklı talebi olarak düşünülmelidir.

ARAŞTIRMACI ŞİRKET BULGULARI İLE İLGİLİ GÖRÜŞ: Önemine binaen gelelim yukarıda iki, üç satırda konu ettiğim araştırmaların inanılırlığının sağlanmasına. Mercer’ in söz konusu araştırma için kullandığı denek firmaların konuya samimiyetle yanaşmaları ve bunu bir şekilde ortaya koymaları toplumun 2025 yılı anket sonuçlarını daha müspet bir bakışla değerlendirmelerini sağlayacağı kuşkusuz. 1700 küsur firma için aşağıdaki yöntemin uygulanmasının Mercer ’e nasıl bir maddi külfet oluşturacağının bilincindeyim. 2023 yılında bu araştırma için başvurulan her sektörden 5 veya 10 firma seçip o tarihte uygulanabilirliğini ifade ettikleri maaş artım yüzdelerinin 2024’ deki uygulamaları ile karşılaştırılması sonucunda bu iki bilginin örtüşmesi veya 2024 yılı artımlarının 2023 senesinde deklare edilen yüzdelere oranla makul, kabul edilebilir bir farkla uygulanmış olduğunun görülmesi ile deneklerin bu konudaki ciddiyetlerinin ve hüsnüniyetli davranışlarının bariz bir göstergesi olacaktır. Bu uygulamanın okurların 2025 yılı beklentilerini yukarıda da ifade edilmiş olduğu üzere daha müspet bir bakış açısı ile değerlendirilmesini sağlayacağı kuşkusuzdur. Bu hususun Mercer’ in konudaki ciddiyetinden şüphe duyduğumuz şeklinde düşünülmesi hatalı bir yaklaşım olur. Bu denli büyük, uluslararası bir firma için bunu düşünmek bile haddimizi aşar. Konu deneklerin konuya yaklaşımları ile ilgilidir.

ENFLASYON BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI: 08 Kasım 2024 günü yılın dördüncü enflasyon raporu toplantısında konuşan TCMB Başkanı Karahan, 2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerinin sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncellediklerini belirterek, “Enflasyonun, 2026 yıl sonunda yüzde 12’ye gerileyeceğini öngörüyoruz” demişlerdi. Evet anlaşıldığı kadarı ile 2016’ da rahatlayacağız.  TCMB’nin 2025’e ilişkin enflasyon tahmini daha önceki raporlarda yüzde 14’tü. Orta Vadeli Programda ise (OVP) 2025 enflasyon tahmini yüzde 17,5 olarak kamuoyuna açıklanmıştı. Tek haneli enflasyona geçilmesi planlanan 2026 yılı için ise Merkez Bankası’nın yeni tahmini yüzde 12 oldu. Merkez Bankası’nın 2026 yılı için daha önceki tahmini yüzde 9 idi. OVP’ de ise 2026 yılı için enflasyon yüzde 9,7 olarak duyurulmuştu. Bu değişkenlikler arasında temenni edelim ve dileyelim ki muhtemelen 2025 yılı şubat ayında yapılacak olan senenin ilk enflasyon bilgilendirme toplantısında enflasyon tahmininde “yukarı yönlü güncelleme “yapılmasın. Zamlı maaşların alınmasından hemen bunun sonra moral bozukluğu yaşamasın insanlar.

MAAŞ ZAMMINA NE GEREK VAR? GEÇİNİP GİDİYORUZ İŞTE

Yorumlar

Pilot ~ 6 saat önce
Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
pilot'a ~ 4 saat önce
Aman sen eksik kalma.
yazarmısın'a ~ 17 saat önce
sende de ( yazara inat. size kibar bir şekilde hitap etmek doğru değil) nasıl bir zeka, nasıl bir anlayış var? Kendin gibi bir iki kişi daha bulmuşsun. Senin zihniyetinle aynı catı altında bulunduğumuz için Allah bize acısın.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
yazarmısın nesin ~ 1 gün önce
Bu ne biçim bir başlık. Kime mesaj veriyorsun. Bir kere olsun bilmediğimiz bir şeyler yaz. Kimse seni okumak istemiyor.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP YAZARMISIn... ~ 1 gün önce
Önce tanımadığınız insanlara sen diye hitap etmemeyi öğrenin lütfen. Bilmediğiniz bir şeyi yazmışım işte. Kime mesaj verdiğimi bilmiyorsunuz. Nasıl oldu da bunu bilemediniz? Haklısınız. Benim yazının başlığına bakıp size zam vermeyebilirler. Muhterem bir insansınız belli ki. Sizi dinlerler. Benim yazdıklarımın okunmaması için bir kampanya başlatın isterseniz. Aynı notu neden 3 kez gönderirsiniz ki?

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000