26 Eylül 2016 günü Airporthaber yazıma şöyle başlamıştım. “Ali Kıdık beyin geçtiğimiz hafta kaleme aldığı “ Hayalleri kararan Çocuklar “ başlıklı yazısı bana Türk Hava Yollarındayken niyetlendiğimiz bir konuyu anımsattı. Müsaadeleri ile aynı konuya başka bir açıdan değinmek istedim. Bu arada zaten senin yazılarını Ali Bey yazıyor diyenlere de aleyhimde bir yorum daha yazma imkânı sunuyorum.”
Ali bey 17 Nisan 2017 yine aynı konuyu yazmıştı geçen hafta. “THY ONLARA SIRT ÇEVİREMEZ “ başlığı ile yazdığı çok doğru ve yerinde bir tespitle aynı konuya değinmişler. Konu açısından Ali bey’in ( doğrularını ) takip eder duruma düşmek benim için sorun değil. Doğruyu takip etmenin sağlığa bir zararı yok. Tabii müsaadeleri ile.
Ben de Eylül 2016 tarihli yazımın sonunda demiştim ki “ Sivil Havacılığa gönül vermiş bir gencin başka bir konuda çalışması ve de verimli olmasının hayli zor olacağını düşünüyorum. Önerilerimin uygulamaya aksetmesi yönetimsel açıdan mümkün olmayabilir. Ancak şurası mutlak ki bu konuda bir şeyler yapılması şarttır. Hem de süratle. Kim yaparsa yapsın, kim uğraşırsa uğraşsın, haddimi aşar ama bu konuda gözüm Sivil Havacılık Genel Müdürünü tutuyor. Bu karmaşada bu iş için vakit ayırabilirseler tabii.” Ben beyefendiyi sistemin en düzgün insanlarının başına sıralamıştım. Ekşi beye değil ama kendime bir şey söylemem gerek Amma da safmışım.
Evet; geçtiğimiz hafta İstanbul ilçelerinin birinin müftülüğüne gittim Ve de fetva verme yetkisi olan bir din adamıyla görüştüm. Kendilerine aşağıdaki notu havi bir yazı ile sualimi yönelttim.
“ ……….. Yani paraya ve maddeye bağlı alacak-verecek ilişkilerinde vaki olan kul hakkı maddî; gıybet, iftira, dedi-kodu, yalancı şahitlik GİBİ manevî “tahkir ve hakaret”i konu alan kul hakkı manevîdir.
BU GİBİ’NİN İÇİNE AŞAĞIDAKİ ANLATIMDA YER ALAN DURUM GİRER Mİ? Sivil Havacılık faaliyeti olan bir şirket var. Ve de bu şirket personel arama ilanı yayınladı. Bilindiği üzere Devletin Sivil Havacılığa insan yetiştiren SİVİL HAVACILIK OKULLARI var. ( Yüksek okul- Fakülte) Gençler bu okullara sektörde çalışma hayatına atılmak amacı ile gidiyorlar ve 2 ila 4 senelik eğitim yapıyorlar. Bu ilanda 16 değişik fakültenin mezunlarının ( Sosyal, Beşeri İlimler ve Uygulamalı Bilimler fakülteleri dâhil ) iş için müracaat edebilecekleri yazılı. Tabii ki sonuç imtihan veya mülakatla belirlenecek. Ancak listelenen bu şirketlerin içinde Sivil Havacılık Yüksek Okulları mezunlarının iş için bu şirkete müracaat edebilecekleri belirtilmiyor. Kanaatimce; Sivil Havacılık camiasına girebilmek amacı ailelerinin maddi fedakârlıkları ile senelerce eğitim gören bu gençlerin eğitimlerine bu şirket tarafından saygı gösterilmemesini bu kulların maddi ve manevi haklarına tecavüz olarak yorumluyorum. Düşüncem sizce doğru mu? “
Aldığım cevap düşüncemin bire bir doğru olduğunu gösterdi. Evet; verilen ilana Sivil Havacılık Yüksek Okullarının konulmaması orada eğitim gören / mezun olmuş olup iş arayan gençlerin / kulların maddi ve manevi haklarına tecavüz niteliğinde kabul edilmesi doğrudur. Ve de konuşmada verilen örnekler bu doğruluğu teyit eder mahiyetteydi.
Malum Eski Genel Müdür Temel Kotil, şirketten ayrılırken çalışanlara “ hakkınızı helal edin demişti. Kim etti, kim etmedi bilemem ama bu günkü yöneticiler kimden helallik isteyecekler, bunu düşündükçe aklım karışıyor. Muhakkak öbür tarafa kul hakkı dolu birkaç çuval ile gidecekler. ki bu çuvalları taşımanın ne denli zor olduğunu yük omuzlarına binince anlayacaklardır. Türk Hava Yollarında çalışanlar bir tarafa, şirketin kapısından girmemiş gençlerinde kul hakkı var sırtınızdaki çuvallarda. Çuvallar dolu olduktan sonra, onların kimin haklarının günahı ile dolu olduğu farketmez diyebilirler. Ha şirketten olmuş ha şirket dışından Ve de haklı olurlar. Amma nöbet değişikliği esnasında “ hakkınızı Helal edin” diye kime sesleneceklerini de şaşırırlar. Helallik
Konuyu fazla uzatmadan bir iki küçük değişiklikle aynı yazımı tekrarlıyorum. Yazının aşağıdaki bölümü Eylül 2016 tarihinde yazılmış olup bazı bilgileri aldığım internet adresleri ve de işten atılma nedenimi havi paragraflar salt yazının kısaltılması amacı ile kaldırılmıştır. Dolayısı ile yazıda güncel olmayan bir bilgi varsa affola .Vurgulanmak istenilen konu yalnız Sivil Havacılık okullarında okuyan gençlerin durumu ve Türk Hava Yollarının tavrı.
SİVİL HAVACILIK OKULLARI: HAYALLERİ KARARAN ÇOCUKLAR
ERZİNCAN ALİ CAVİT ÇELEBİOĞLU SİVİL HAVACILIK YÜKSEK OKULU: Uzun hikâyedir. Bir takım gelişmelerden sonra Çelebi Holding Ali Cavit Çelebioğlu Sivil Havacılık Yüksek Okulunu 2010- 2011 ders yılında Erzincan’da açtı. Neden Erzincan diye bana sormayın. Hatta Çelebiye’ de sormasanız iyi olur. Şimdiki Başbakanımız malum Erzincanlıydı. O tarihlerde de Ulaştırma Bakanıydı. Okul 1541 öğrenci ve 28 derslik kapasiteli. Lisan eğitimi ve bilgisayar laboratuarı da mevcut olan ve o tarihte 77 eğitimcinin görev yaptığı pırıl pırıl bir kuruluş. Açılış töreninde görevli olarak bulunmuş ve iftihar etmiştim. Hiç unutmam Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı açılış töreninde yaptığı konuşmada Ali Cavit Çelebioğlu Sivil Havacılık Yüksek Okulunu “ İş Garantili Yüksek Okul Olarak lanse Etmişti. “ Okul ilk mezunlarını 2014-2015 ders yılında verdi. Mezuniyetten önce okuldan ilk mezun olacak öğrencilere Çelebi Hava Servisi tarafından iş teklifi yapıldığını bir internet sayfasında okumuştum. Oysaki ne Bakan Bey böyle bir talepte bulunmuş ne de yapılan sözleşmede böyle bir madde vardı. Böylece kamuoyuna Yönetim Kurulu Başkanınca verilen söz fazlası ile yerine getirildi diye düşündüm. Fazlası ile diyorum zira hafızam beni yanıltmıyorsa Başkanın sözü okul birincisi, ikincisi ve üçüncüsü olarak bitirenleri kapsıyordu. Basınımız konuşmayı habere dönüştürme sırasında bu ifadeyi hafiften çarpıtmıştı. Demek ki Çelebi Yönetimi de başarılı öğrencile
Türkiye’mizdeki işsizlik rakamlarının boyutu hepimizce malum.15- 25 yaş aracı gençlerimizin bu konudaki sorunu daha üst seviyede. Bu ve diğer Sivil Havacılık Yüksek okullarında eğitim gören öğrencilerimizin benzeri desteklere ihtiyaçlarının olduğu da açık. Bunun dışında hizmet kalitesi açısından sektörümüzün de yetişmiş, eğitim görmüş çalışanlara gereksinim duyduğu da ortada.
HAYAL KURMANIN İNSAN SAĞLIĞINA BİR ZARARI YOK. Bir zamanlar bu konuda bir hayalimiz vardı. THY Personel Müdürü Gülay Tarı, Yer İşletme Başkanı Halit Urkmezgil ile birlikte Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulunu ziyarete gittik. Amacımız bu okuldan mezun olan arkadaşları öncelikli olarak Havayolumuzda istihdam etmek için düşündüğümüz yöntemi yetkililerle tartışmaktı. Aklımızdan geçen; 3 veya 4 ncü sınıf öğrencilerini stajyer olarak İstanbul’ a götürmek, işbaşı eğitimi formatında THY Yer İşletme ekiplerindeki yapacakları çalışmaları gözlemlemekti. Bu arada öğrencilerin haftada bir gün Eskişehir’den gelecek olan Yüksek Okul eğitimcileri ile Havalimanında ( dershane düzenin de ) birlikte olmalarını sağlayarak öğretim üyelerine öğrencileri ile ilgili görüşlerimizi raporlamak ve öğretim üyelerinden uygulamadaki eksiklerimizi öğrenmek ve eksiklikleri gidermekti. Mezuniyet sonrası bu arkadaşlarımızdan işte temayüz edenleri arzu etmeleri halinde şirketimizde istihdamını sağlamak vb. bir düşüncemiz vardı. Bu arkadaşlara stajyer maaşı ödenmesini ve de yeme, içme ve barındırma giderlerine ilaveten iş yeri / konaklama mekânı / iş yeri ulaşım giderinin de THY tarafından karşılanacağını düşünmüştük. Aslında normal memur işe giriş ücreti ile stajyerlere yapılacak ödeme arasındaki fark, üst yönetimimizin sağlayacağı bir destek ( Devlet Yurtlarında ücretsiz veya indirimli konaklama ) ile bu giderlerin karşılanmasına yeteceğini hesaplamıştık. Bizi merak ve ilgi ile dinlemişlerdi. Uygulama için müfredat programı üzerinde kapsamlı bir değişiklik yapılmasının gerektiğini ve bunun olabilirliğini, gerekli iznin ( YÖK, Bakanlık ) alınabileceğini ifade etmişler ve Yönetim Kurulumuzun ve
Genel Müdürümüzün bu konudaki görüşlerini sormuşlardı. İçimizden geldiği gibi cevapladık bu suali. “ Onlara konuyu daha net bir şekilde açmadık Projelendirdik o kadar. Prensipte mutabık olmamız halinde Genel Müdürümüzün bu tür konulara müspet yaklaşacağından kuşku duymadığımızı söyledik. Sonuç THY ve öğrenciler için de faydalı olacağı noktasından hareketle Yönetim Kurulumuzun da, Genel Müdürümüzün de konuyu sahipleneceğini ancak yaptığımız hesabı ve kitabı görmek isteyeceklerini söyledik. Şaşırdılar. Üstlerine bu kadar güvenen yöneticilerle konuşmak çok güzel vb onurlandırıcı sözlerle bizi tekrar buluşarak beş altı günlük bir çalışma ile detayların yeniden birlikte gözden geçirmek sureti ile projenin müşterek bir çalışma haline dönüştürülmesi hususundaki arzularını da ifade ederek bizi uğurladılar. Sivil Havacılık Yüksek Okullarının Yer Hizmetleri ( Hava Ulaştırma İşletmeciliği Bolümü ) için hayalimizin ilk adımını işte böyle atmıştık. Gönül isterdi ki okulun tüm bölüm öğrencileri için aynı şeyler düşünülsün. Ancak bizim boyumuz bu kadardı. Ancak zaman imkân verseydi konunun bu veya başka bir formatta sonuca ulaşılacağına inanmıştık ama olmadı.
PROJE NEDEN İŞLERLİK KAZANMADI? Sonra ne mi oldu? Bir süre önce bana kızan bir okur tarafından gönderilen notta belirtilen yüz kızartıcı bir nedenden dolayı atılmadım şirketten. Kaç kez cevapladım bunu. Bilen biliyor. Ben şirketten bir şekildeuzaklaştırıldım. Tepede
KONU ÇÖZÜMLENEBİLİR Mİ? EVET. YETER Kİ NİYETLİ OLUNSUN. Senelerce sonra Sivil Havacılık Yüksek okullarının uçak teknisyenliği ( Havacılık Elektrik ve Elektroniği ve Uçak Gövde, Motor Bakım ) bölümünden mezun olan arkadaşlarımızın bir kısmının THY Teknik de ( Habom ayırımı yapmadan belirtiyorum) işe başlamalarından tabii ki büyük mutluluk duymuştuk.
Sistemde kaç tane Havacılık Lisesi var, Kaç adet Sivil Havacılık yüksek okulu var? Küçümsenecek bir miktar değil. . Hepsi Devlet babadan gerekli izinler istihsal edilerek tedrisata başlamışlar. Okullar ile ilgili çokça tenkit de mevcut. YÖK konuya eğilmeli ve de sistemi yeniden yapılandırmalıdır. Bu konuda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne görev düşüyor. Neden mi? Sivil Havacılığın başındaki insanın önemli konulara müspet yaklaşım göstermesinden öte bir nedeni yok. Başka bir ifadeyle durumdan vazife çıkartabilecek bir insan olarak tanıdık kendisini. Tabii bu benim görüşüm. Kurumun görevi kapsamına girer mi? Baktım da; istendiği takdirde SHGM’ nün görev ve sorumluluklarında yer alan maddelerde biri ile ile ilişkilendirilebileceğini düşündüm..
Öncelikle lise ve yüksek okulların hassas bir şekilde gözlemlenerek ( Bu konuda sektör şirketlerinin de görüşü alınmalıdır) okul sayılarının bu denli artmasından sonra düştüğü çeşitli platformlarda dile getirilen eğitim kalitesinin yükseltilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ön ayak olmalıdır.
Bu arada öğrencileri daha fazla gayrete getirecek argümanlar da geliştirilmeli ve Sivil Havacılık Yüksek okullarında mutlak Terminal İşletmeciliği bölümleri açılırken aynı konu Havacılık Liselerinin müfredatına da mutlak ilave edilmelidir.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü; sistemdeki Sivil Havacılık Kuruluşları ve Okulların yönetim temsilcilerinin de katılımı ile detaylı bir çalışma yapmalıdır. Bunun sonucunda mutabakat ile belirlenmiş olan Lise ve Yüksek Okullardan o dönemde başarı ile mezun olan adaylarla bire bir yapılacak olan Türkçe – İngilizce mülakat ( Aday / Sivil Havacılık Kuruluşu ) sonucunda uygun görülen adayların istihdamının sağlanabilmesi mümkün olacaktır.
Dün bu konuyu bir dostumla tartıştım. Çelebi sonuçta kendi okulunun öğrencilerini alıyor vb. bir şeyler söyledi. Çelebinin Ulaştırma Bakanlığına karşı olan mükellefiyeti okul binasını yapıp, dayayıp döşeyip ilgili Devlet kuruluşuna teslim etmekten ibaretti. Çelebiden eğitim desteği hariç daha ötesini talep eden olmadı. Bu model uygulanabildiği takdirde hem okul yönetimleri kurumlarında tedrisatın eksiksiz yapılarak okullarının bu tercihli yapının içine girmesini sağlamak, hem de öğrenciler mezuniyet sıralamasında önlerde yer alabilmek için daha fazla çalışma gayreti içerisinde olacaklardır. Sonuçta uygulamanın gerek okullara ve gerekse öğrencilere sağlayacağı fayda ortada.
BUYURUN SİZE BİR ÖRNEK:
Bilirsiniz mutlak, Hastanelerin hastabakıcı / Hemşire olarak Sağlık Meslek Lisesi /Sağlık Meslek Yüksek Okulu mezunlarını çalıştırma zorunluluğu var. Bu noktadan hareketle Havacılık İşletme Ruhsatı olan kuruluşlara da Sivil Havacılık Lisesi / Sivil Havacılık Yüksek Okulu mezunlarını istihdam etme zorunluluğu getirilmesini istemek/ beklemek sizce yanlış mı olur?
Şu an için Sivil Havacılık Kurumlarına bünyelerinde kaç adet Sivil Havacılık Lisesi / Yüksek okulu mezunu istihdam ettiklerini sorulsa ( THY Teknik dışında ) eminim ki alınacak cevaplar durumun önemini ortaya koyacaktır. Acaba tüm Sivil Havacılık Kuruluşlarına toplam istihdamın % ( ... ) kadar Sivil Havacılık Lisesi / Sivil Havacılık Yüksek Okulu mezunlarını istihdam etmeleri gibi bir mecburiyet konulabilir mi? Tabii ki değişik yüzdelerle.
SİVİL HAVACILIĞA GÖNÜL VERMİŞ BİR GENCİN BAŞKA BİR KONUDA ÇALIŞMASI VE DE VERİMLİ OLMASININ HAYLİ ZOR OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM. ÖNERİLERİMİN UYGULAMAYA AKSETMESİ YÖNETİMSEL AÇIDAN MÜMKÜN OLMAYABİLİR. ANCAK ŞURASI MUTLAK Kİ BU KONUDA BİR ŞEYLER YAPILMASI ŞARTTIR. HEM DE SÜRATLE. KİM YAPARSA YAPSIN, KİM UĞRAŞIRSA UĞRAŞSIN, HADDİMİ AŞAR AMA BU KONUDA GÖZÜM SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRÜNÜ TUTUYOR. BU KARMAŞADA BU İŞ İÇİN VAKİT AYIRABİLİRSELER TABİİ. DEMİŞTİM 2016 EYLÜLDE YAZDIĞIM YAZIDA. ANCAK ŞİMDİ BAZI İNSANLARI NE DENLİ YANLIŞ DEĞERLENDİRDİĞİMİ VE POLİTİKANIN NELERE KADİR OLDUĞUNU ANLADIM.
Yaşadım ve gördüm ve inandım ki iş yeri ile ilgili düşündüğünüz projelere
Yorumlar Tüm Yorumlar (20)