Farkında mısınız bilmiyorum ama; 2011 yılından itibaren havacılık sektöründe yaprak kımıldamıyor ve bana göre “durağan mı desem düşüş mü desem” adını koyamadığım bir dönemi yaşıyoruz. Girişimciler de her nedense bir şekilde engelleniyor ya da bir şekilde defans ile karşılaşıyor.
Birlikte bi’ bakalım isterseniz.
Kimse yanlış anlamasın ve kimse altında bir çapan aramasın. Düşündüklerimizi, gözlemlediklerimizi, bildiklerimizi, belgelendirdiklerimizi yazmakta bir sıkıntı yaşamıyoruz. Özgürce söyleyip, yazabiliyoruz.
Yaklaşık üç ay önce "SESSİZ SEDASIZ İKİ HAVAYOLU KURULUYOR" şeklinde bir yazı kaleme almıştım. Aradan geçen bunca zamana rağmen, SHGM kurulacak olan yeni havayolu şirketlerine izin vermedi. Batu Havayolları Kargo ile My Jet Havayolları'ndan bahsediyorum.
Batu Havayolları ile ilgili çok ilginç bilgiler geliyor. Bunları araştırma safhasındayım. Zaman içerisinde gelen bilgilerin doğruluğunu kanıtlayabilirsem bu bilgileri paylaşıyor olacağım.
Ne olacak peki?
Herşeyin SHGM'nin iki dudağı arasında olduğunu düşünürsek beklemekten başka çaresi yok bu iki yeni şirketin.
Ama anlamakta güçlük çektiğim şey şu; Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü neden yeni oluşumlara soğuk bakıyor? Batan şirketlerin kötü imajı SHGM'yi karar vermekte güç durumda mı bırakıyor dersiniz?
Daha önce bir yazı yazarak fazlaca kurulan, havacılık eğitimi veren üniversitelere bakışımın negatif olduğunu bahsettiğim bir uzman havacı bana "Serbest piyasada iyi olan kalır. Bu sürecin yaşanması gerekir" demişti.
Evet; Türkiye'de çok sayıda havayolu şirketi batmış durumda. Benim bildiğim özel şirketlerin kurulma süreci olan 1985 yılından sonra altmış şirkete yakın havayolu batmış. Bu talihsiz bir durumdur. Lakin, ülkemizde havacılık kültürü oluşmuş durumda değil. Kanunlar ve yönetmelikler de henüz belli bir olgunluğa ulaşmış değil.
Bu sebeple SHGM, mali yeterlilikleri ve istenilen prosedürleri yerine getiren yeni şirketlerin derhal önünü açmak zorunda.
Daha rekabetçi bir havacılığın kime ne zararı olabilir ki?
MY JET Havayolları'nın sektöre yeni bir soluk getirmesine izin verilmeli.
Hala Ankara'ya Atatürk Havalimanı'ndan uçan özel bir şirket yok. THY'nin ambargosunu kıracak bir SHGM de yok. Bir dönem Atlasjet Havayolları'na verilen bu hak maalesef siyasetin baskısı ile engellenmişti. Ankara'da THY karşısında özel sektöre de şans verilmeli. MY Jet, Ankara base ile uçacaksa Atatürk'e de uçmalı. Hatta, Atlas, Onur gibi AHL merkezli şirketlere de bu hak verilmeli. Böylelikle de rekabette yaşanacak olan fiyat düşümleri yolcuya yarayacaktır.
"Sabiha Gökçen'den Ankara uçuşları var" savunmasının hükmü yoktur.
SHGM'nin daha cesur kararlar vermesi gerekir. MY Jet, Batu veya her kim olursa olsun havayolu şirketi kurmak istiyorsa kurulmalı. Havacılık, ekonominin lokomotif sektörlerinden biri ise ona gerekli değer ve önem verilmeli.
Bir paragraf da geçen haftanın haberlerine ayırmak isterim.
Pegasus Havayolları, Atlasjet'in yolunda ilerliyor. Atlasjet, Türkiye'de havacılık sektörünün daralması veya daraltılması nedeniyle geleceği, sınırlarımız dışında yeni şirketler kurarak örnek teşkil etmişti. Pegasus Havayolları da, aynı yolda ilerlemek üzere Kazakistan'da low-cost havayolları kuracağını açıkladı. Umarız güzel olur ve Kazak turistleri ülkemize taşır.
Biliyorum ki, THK konusunda da benden bilgi ve gelişmeleri aktarmamı bekliyorsunuz. Artık seçim haftasına girildi. Geleceği oylamak delegelerin hiçbir baskı altında kalmadan, yüreklerini ortaya koyarak yeni THK yönetimini seçmelerini bekleyeceğiz.
O kadar çok kritik bir dönem ki ve o kadar çok bilgi var ki bunları yazarsam bir delegenin dahi aklını çelersem endişesi içindeyim. O yüzden beklemek zorundayım. Seçimlerden sonra gerekli açıklamaları yapacağım.
Hayırlı olsun temennisinden öteye gidemem.
Bu arada TÖSHİD Başkanlığı'na seçilen Teoman Tosun'u da tebrik ediyorum. Umarım sorunlara Onur Air şapkası ile değil, sektör şapkası adı altında bakarak temsiliyet sorumluluğunu taşır.
Son sözü SHGM'ye söylüyorum. Biraz daha cesaret.
Haftaya görüşmek üzere.
Yorumlar Tüm Yorumlar (36)