ORTADOĞU HAVA SAHASININ KAPANMASI, ÜLKEMİZİ VE SİVİL HAVACILIĞIMIZI NASIL ETKİLER başlığının cevabını aramak hayli zor. Yine de yazar, okur görüşlerini birleştirerek elbirliği ile üstesinden gelmeğe çalışalım? Maalesef hayatta her şey planlandığı gibi gitmiyor değerli okurlar. Kaostan doğan düzen 'e inanmış ve bu sloganı yönetim biçimi olarak benimsemiş, hâkim bir grup dünyada belli ölçüde söz sahibi. Gerçek den de her şeyi içine alan, kâinata kaostan doğan kendine özgü bir düzen hâkim ama yönetici sınıf bunu bir formül olarak uygulamak zorunda mı? İşte ondan emin değilim. Ama sağa sola baktıkça uygulayanların az olmadığı görülüyor? Bilmem hak verir misiniz?
YİNE DE BEN ÜLKEM ADINA YARINLARA UMUTLA BAKABİLİYORUM, GÖRDÜĞÜM KADARI İLE TARİH HEM JEOPOLİTİK HEM JEOSTRATEJİK OLARAK BİZ İSTESEK DE İSTEMESEK DE HATTA BİZE RAĞMEN ÜLKEMİZE TARİHİ MİSYONLAR YÜKLÜYOR. BUNDAN KAÇIŞIMIZ YOK.
Sizin de bildiğiniz üzere ben havacılık sektörü mensubu değilim. Sizler kadar sektörel bilgim de yok tabii ki. Ama ben sizlerde olmayan çok değerli bir şeye sahibim. Benim çoook vaktim var. Bu değerli zamanımı da yaklaşık on yıldır kendimce felsefe, mantık bilimi, kavramlara ulaşmak, olaylardaki örüntüleri bulmak ve zamanın ruhuna göre düşünerek geçiriyorum. Fazladan zamanım olması sebebiyle olaylara çok disiplinli şekilde bakabilme yetisini kazandım belki de. Peki eksiklerim yok mu? Olmaz olur mu? Her insan gibi benimde eksikliklerim, yanlışlarım var tabi. Yazılarımda benimsemediğiniz, düşüncelerimle ters düşen fikirleriniz olursa lütfen yorumlarınızda samimiyetle belirtiniz. Bu interaktiflik sayesinde hem birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı bulabiliriz, hem de benim eksikliklerimi düzeltmemde yardımcı olmuş olursunuz. Bu benim için çok önemli.
ETRAFIMIZDA DURUM NASIL?
Neyse biz konumuza dönelim. Evet ülke sınırlarımızın güneydoğusunda yaşananlarla ilgili zaten uzun süredir ülkemizin ve insanımızın karşı karşıya kaldığı onca problemi hepimiz biliyoruz. Bunlar ülkemiz sınırlarının dışında kalan yerler için henüz fragman formatında. Çevremizde savaş olmayan savaşlar, yönetici sıfatı taşımayan yöneticiler, gidecek yeri olmayan sığınmacılar, balistik imha gücü olmayan balistik füzeler, önden haberli bombalamalar, kâğıt üzerinde kazanan ancak gerçekte zombi olan şirketler, çökmüş ideolojiler, idealar ve saymakta zorlandığım birçok entrika var bu fragman kapsamında.
Airport haberde yazdığım üç yazıdan sonra Çetin ağabeyin rahatsızlığı ve ısrarı üzerine yeni yazı konusu ararken Ortadoğu'da olası, nispeten daha kapsamlı bir savaş ihtimali artınca “hava sahası kapanması” gibi bir yaptırım sonucunda neler olabilir diye bir an düşündüm, Vede sivil havacılığımızın global operasyonları açısından açıkçası korktum desem yalan olmaz. Sonra ''insan bilmediğinden korkar'' sözü aklıma geldi. Tabi başladım araştırmaya. İşin sonunu baştan söyleyeyim hepimiz rahat bir nefes alalım. Birincisi “korkunun ecele faydası yok, olacak olan olur”. İkincisi ise bugün artık TÜRK HAVA YOLLARI dünya sisteminde konusu ile ilgili olarak küçümsenmesi mümkün olmayan etki gücüne sahip, global bir ulaşım ağı işletmecisi konumunda. Ayrıca benim şahsi görüşüm TÜRK HAVA YOLLARI
Cargo’nun değerli ve stratejik önemi olan ürünlerin güvenli ve hızlı ulaşımı için kritik derecede kilit bir noktada faaliyet göstermesi ve de bu hususların genelde hemen hemen uluslararası boyutta kabul görmesidir. Bu durumda TÜRK HAVA YOLLARI ve TÜRK HAVA YOLLARI kargo yönetici ve çalışanlarını kutlamamız ve teşekkür etmemiz gerekir. Bu vesile ile bu teşekkür borcumu da eda ediyorum. Yazının başındaki görselde Sn. Bolat’ a bir hitabım var.” Liderliğiniz birleştiriciliğin büyük önem taşıdığı kriz sürecinde belli olur” Bu özelliği kriz dönemi dışında da görmek isterdim ama Çetin Bey ’in tabiri ile “Tepe Yöneticilik” döneminde bunu görmedim. Ancak önümüzdeki günler için bundan da ümit var olduğumu söylemeliyim.
TÜRK HAVA YOLLARI KARGO’NUN ÖNÜ AÇILACAK MI?
Bildiğiniz üzere Süveyş kanalından gemi geçişleri bugün durma noktasına gelmiş durumda. Ayrıca Yemendeki olumsuzluklar yüzünden ümit burnunu dolanmak zorunda olan gemi trafiği inanılmaz bir oranda arttı. Bu güzergâh kaçınılmaz olarak navlun fiyatlarını da etkiliyor. Artan navlun fiyatları ve sigortalama maliyetlerine rağmen (oda gemileri sigorta yapan şirket bulunabilinirse) sistem, ticaretin dijital platformlara taşındığı günümüzde ulaşılmış olan hıza yarın da ayak uydurmak zorunda. Ve lojistik sektörünün bu gibi nedenlere maruz kalacağı olumlu ya da olumsuz her durum TÜRK HAVA YOLLARI Kargo’ nun önünü açacaktır. (Lütfen okuyunuz. https://www.utikad.org.tr/Detay/Sektor-Haberleri/36175/gemi-trafigi-suveys-kanali-nda-dibe-vurdu-umit-burnu-nda-iki-katina-cikti.
危 机 (WEİJİ)-危 TEHLİKE-机 FIRSAT
Eminim içinizde bilenler vardır, Çincede kriz kelimesi iki farklı sembolle kavrama kavuşur. Tehlike ve Fırsat. Evet kriz sözcüğünün Çince' de hem tehlike olduğunu hem de fırsatlar olduğunu ülke kamuoyuna ve diğer muhataplarına bu şekilde anlatıyorlar. Biz Türkiye olarak çıkacak olan muhtemel bir krizde fırsatlardan yararlanan tarafta olmalıyız ve de olacağız. Çünkü TÜRK HAVA YOLLARI' nın yoğun operasyonları ve buna duyulacak ihtiyaç yanında mevcut jeopolitik avantajımız dünyanın kabullendiği bir gerçek. Bu durumu, sunduğumuz kaliteli ve güvenli hizmeti kimse göz ardı edemez, etmeyecektir de. Yeter ki ülkemizi yönetenler ideolojik saplantılarla ülkemizi işin içinden çıkılamayacak olaylar silsilesine sürüklemesinler.
İSRAİL VE İRAN
Bildiğiniz üzere İsrail'in İran'a karşılık vermesi an meselesi, yaklaşan ABD seçimleri, olay örgüsü üstünde belirsizlik sisi de oluşturuyor. Ayrıca, İsrail'in İran'a doğrudan mı yoksa İran’a bir şekilde bağımlı olanlara mı misilleme yapacağı da bizim bilgimiz dahilinde değil. Bu işi neden şu an ciddiye aldığımı da hemen belirteyim. Gerçek sorun dünya finans sistemi sevgili okurlar. Konu her zaman ekonomik dengesizliklerdir. Küresel borç stoku 315 trilyon dolara ulaşmış durumda ve artık yönetilmekte zorlanıldığını hepimiz gözlemliyoruz. Kim borçlu veya kim, kimler alacaklı net olarak bilen var mı?
TÜM ÜLKELER BORÇLU DA ALACAKLI OLAN KİM?
Takip eden linke bir bakın. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2024/09/04/kuresel-borc-sarmali-315-trilyon-dolar “Ne diyor? Dünyadaki bütün ülkeler borçlu, ülkeler borçlu ise alacaklı kim. 500 yıldır aynı hikâye, böyle durumlarda işin içinden çıkamadıkları zaman durumu savaşla yönetiyorlar.” Şu bir gerçek ki dünya bu borç sarmalından büyük bir savaş olmadan çıkacaksa, bu çok büyük ve radikal reformlarla işin içinden çıkabilme opsiyonuna dönecektir. Buda şu anki kurulu sistemler için savaştan farksız olacaktır.
Böyle bir olayın olma ihtimali insanlık için çok acı Bütün bunlar bilincimize çıkmışken insan kalabilmek yaşam enerjimizi kaybetmeden günlük işlerimize hiçbir şey olmamış gibi devam etmek çok zor.
Görüşüme göre genç nesil dünyada dönen dolapların bizden daha çok farkında ama biz çalışanlar, geçinmek için çalışmak zorunda olan insanlar bunların, dönen dolapların farkında değiliz. Zira çoğumuzun motivasyonu, altında ezildiğimiz borçlar ve geçim sıkıntımızdan öte değil.
BİZİM BAŞARMAKTAN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK. ÇOCUKLARIMIZ İÇİN YARINLARIMIZ İÇİN ÜLKEMİZİN, MİLLETİMİZİN GELECEĞİ İÇİN HEPİMİZ GÖREVLERİMİZİ EN MÜKEMMEL ŞEKİLDE YERİNE GETİRMEK ZORUNDAYIZ.
CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILINA VE DÜNYAYA İNSANLIK ADINA VEREBİLECEĞİMİZ EN GÜZEL ARMAĞAN BU. TÜRK VİCDANI İLE ÇALIŞMAK.
KRİZİ FIRSATA NASIL ÇEVİREBİLİRİZ?
Peki bu olası Ortadoğu krizini nasıl fırsata çevirebiliriz. Böyle bir durumda zaten TÜRK HAVA YOLLARI' nın ve Kargosunun operasyonlarına dünya her zamankinden daha ihtiyaç duyması işten bile değil. Konuyu araştırdığımda zaman zaman eleştirisini yaptığım kapitalizmin savaş şartlarında dahi durmak nedir bilmeyen, her türlü olaya karşı yönetim planı hazır olan sistemine şapka çıkardım. Zaten sistemin sorunsuz devam etmelerini sağlamak zorunda olduklarını en iyi bu sistemi kuranlar biliyor ve bunun için çok büyük efor sarf ediyorlar. Tabi bu dediklerim kısmen de olsa kontrollü hava saldırıları için geçerli. Türkiye bu işin üstesinden gelir ve bunu fırsata çevirir/ çevirecektir.
Peki bu sefer normalden daha uzun sürebilecek bir durumla karşı karşıya kalırsak TÜRK HAVA YOLLARI' nın karşılaşacağı hususlar ve sorunlar neler olabilir?
ORTADOĞU HAVA SAHASININ KAPANMASI,
Bu TÜRK HAVA YOLLARI' nın bazı uçuş rotalarını değiştirmesi anlamına gelir. Özellikle Orta Doğu, Afrika, Asya ve Uzak Doğu’ya yapılan uçuşlarda bu durum ortaya çıkabilir. Uçaklar kapanan hava sahasından kaçınmak için daha uzun rotalar izlemek zorunda kalabilir. Bu da uçuş süresinin artmasına ve yakıt maliyetlerinin yükselmesine neden olur. Alternatif rotalar kullanıldığında haliyle uçuş süresi uzayacak ve yakıt tüketimi artacaktır. Bu da TÜRK HAVA YOLLARI’ nin operasyonel maliyetlerini ciddi şekilde yükselebileceği anlamına gelir. Eğer hava sahası kapanışı çok geniş bir bölgeyi etkilerse, TÜRK HAVA YOLLARI bazı uçuşlarını tamamen askıya almak zorunda kalabilir. Bunlar İran, Irak, Suriye gibi Ortadoğu hava sahasının kapanmasından doğrudan etkilenebilecek noktalara yapılan uçuşlar olacaktır.
Ortadoğu Hava Sahasının kapatılması TÜRK HAVA YOLLARI ’nin İstanbul Havalimanı’ndaki kapasite ve slot yönetimini de etkileyebilir. Uçuş rotaları ve frekansları yeniden düzenlendiği için, TÜRK HAVA YOLLARI’ nın slot yönetimi zorlaşabilir. Özellikle daha yoğun rotalara talep artabilir ve slot planlaması daha karmaşık hale gelebilir. Uçuşların başka bölgelere kaydırılması, İstanbul Havalimanı gibi önemli merkezlerde yoğunluk yaratabilir ve yer hizmetleri üzerinde baskı oluşturabilir. Hava sahasının kapanması ve uçuşların askıya alınması, TÜRK HAVA YOLLARI’ nın filosunu ve operasyonlarını yeniden planlamasını gerektirecektir. TÜRK HAVA YOLLARI, kapatılan rotalarda kullanılmayan uçakları diğer bölgelere yönlendirebilir. Bu uçaklar, Avrupa veya Kuzey Amerika gibi diğer stratejik pazarlarda daha yoğun kullanılabilir. Hava sahasının kapatılması nedeniyle bazı uçaklar kullanılmaz hale gelebilir. Bunun, filo kullanım oranının düşmesine ve buna bağlı olarak gelir kaybına yol açabileceğini değerlendirmek gerekir.
Yukarıda da ifade ettiğim üzere, TÜRK HAVA YOLLARI’ nın Kargo markası, özellikle Asya, Afrika ve Orta Doğu’ya önemli kargo taşımacılığı yapıyor. Bu bölgedeki hava sahalarının kapanması kargo operasyonlarını ciddi şekilde etkileyebilecek ve. Kargo taşımacılığı için yeni ve daha uzun rotalar oluşturulması şart olacaktır. Bu, kargo taşımacılığının hızını ve etkinliğini azaltabilir. Daha uzun rotalar ve artan yakıt maliyetleri, kargo taşımacılığı maliyetlerini önemli ölçüde yükseltebilir. Özellikle savaş bölgesine yakın kargo hatları durdurulabilir, bu da TÜRK HAVA YOLLARI’ nın kargo gelirlerinde düşüşe yol açabilir.
Orta Doğu'da bir savaş durumu, Türkiye’nin bölgedeki politik ve diplomatik ilişkilerini de kuşkusuz etkileyecektir. Türkiye’nin stratejik konumu, Orta Doğu’daki krizlerde tarafsızlık veya arabuluculuk rolünü artırabilir. Bu da TÜRK HAVA YOLLARI’ nın krizden kaçınmak için diplomatik çözümlerle bölgedeki operasyonlarına devam etmesine katkı sağlayabilecektir.
Yukarıda bahsi geçen olası olumsuzluklar yönetilebilir sorunlardır. Tabi artan iş yükünü üstlenecek sivil havacılık çalışanlarımız ve yöneticilerimiz sayesinde. Krizi fırsata çevirebileceğimiz anlarda bu sorunları çözerken kendiliğinden ortaya çıkacak olan müspet gelişmeler sarf edilen emeklerin ödülü olacaktır. Bunu şekillendirmek ve uygulamak tabii ki sektör yöneticilerimizin konusu ve başarısı olacaktır.
TÜRKİYE ESNEK HAVA SAHASI KONSEPTİ BÖYLE BİR DURUMDA KULLANILABİLECEK BİR ÇALIŞMA MODELİ OLUŞTURABİLİR Mİ? EVET BU OLABİLİR, OLMALIDIR DA.
AŞAĞIDAKİ LİNKİ AÇIP OKUYUNUZ LÜTFEN
Aşağıda linkini dikkatlerinize sunduğum detaylı çalışmada sektörün savaş ve barış zamanlarındaki yönetim şeklinin nasıl olacağının kapsamlı bir şekilde kaleme alınmış olduğunu göreceksiniz. Konunun muhatapları zaten bunları biliyordur, ama bir vatandaş olarak ben Esnek Hava Sahası Konsepti yönetim şekline yeni vakıf oldum. Planlar kâğıt üstünde gayet tatmin edici ve olağan üstü durumlarda bile işleyişin aksamamasını sağlayabilecek şekilde hazırlanmış.
https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11421/2655/360214.pdf?sequence=1&isAllow
YÖNETİCİ VE ÇALIŞANLARIMIZA BÜYÜK SORUMLULUK
Yalnız böyle bir durumla karşı karşıya kalırsak özellikle sivil havacılık yöneticilerine hatta çalışanlarına çok fazla ve çok önemli sorumluluklar düştüğü açık. Çok stratejik kararlar almak zorunda olabileceklerini şimdiden düşünmek gerek. Artan sorumluluklar, artan maliyetler, artan rötarlar, artan riskler, artan mesailer, her an verilmesi gereken ani stratejik kararlar, sinir stres katsayılarının yükselmesi vb.
Normalde ben zamanın ruhuna uygun olarak dijitalleşmenin, otomasyonun, yapay zekanın önemine ve ivmelenerek her sektörde kullanılmasına olumlu bakan biriyimdir. Ama bu konuyu kaleme alırken gördüm ki insan faktörü risk arttıkça daha önemli ve hassas kararlarda hala çok stratejik bir karar verme ve yürütme kabiliyetine sahip.
YAKIN GEÇMİŞTEN BİR ÖRNEK.
Örneğin 11 Eylül ikiz kuleler olayında ABD hava sahasında ki 4500 kadar uçağın koordineli bir uygulama ile yere indirilmesi kararı hayati önemi haiz bir örnektir. ABD resmi kaynaklarının verdiği bilgiye göre o gün yaklaşık üç veya dört uçak fiziki olarak teröristler tarafından kaçırılmış ve eylem gerçekleştirilmişti. Bugün artık siber savaş teknikleri sayesinde havadaki bütün uçakların aynı anda uzaktan müdahale ile benzeri terör eylem senaryolarının konuşulabildiği bir zamandayız.
Sivil havacılık çalışanları bu gibi durumlarda olağan dışı olaylara karşı ne kadar hazırlıklı onu tabi haliyle bilemiyorum. Başta tüm yönetim kadrolarımız, en üstten en alta tüm çalışanlarımız olağanüstü durumlarda her zamankinden daha fazla feragat ve cesaretle görevlerini icra edeceklerinden şüphem yok. Nede olsa pandemi döneminde bir örneğini sergilediler ve o krizi fırsata çevirdiler.
BÜTÜN BU OLASI SENARYOLARIN MENFİLİKLERİ ÜMİT EDİYORUM Kİ GERÇEKLEŞMEZ, ŞAYET GERÇEKLEŞSE BİLE KISA BİR SÜRE İÇERİSİNDE KONTROLLÜ BİR ŞEKİLDE ŞİDDET KAYBINA UĞRAYARAK SONLANIR.
Bu arada ülkemizin iftihar vesilesi kuruluşlarından biri olan TUSAŞ’ ın uğradığı menfur terörist saldırı nedeni ile derin üzüntülerimi beyan ederken bu duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Vefat eden TUSAŞ mensubu kardeşlerimize rahmetler diliyor, ailelerine ve tüm TUSAŞ mensuplarına ve Türk Slvil Havacılığı kuruluşlarına ve çalışanlarına kalbi taziyelerimi sunuyorum.
Hepinize başarılar ve iyi çalışmalar dilerim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (21)