PISA, 2000 yılından bu yana her üç yılda bir dünya genelinde 15 yaş grubu öğrencilerin fen, matematik ve okuma alanındaki yeterliklerini ölçerek eğitim sistemlerinin performanslarını karşılaştırmaya olanak veren veriler sunmaktadır. PISA 2022 döngüsünün odak alanı matematiktir. TEDMEM olarak bu raporda, PISA 2022 bulgularını Türkiye açısından inceledik.
Raporda öne çıkan bulgu ve değerlendirmelerden bazıları şöyledir:
- OECD ülkelerinin performansındaki genel düşüş eğilimine karşın Türkiye son on yılda performansını iyileştiren az sayıda ülkeden biri olmuştur.
- Son 20 yılda Türkiye’nin fen, matematik ve okuma alanlarındaki ortalama performansı temel yeterlik düzeyi üzerine çıkamamıştır.
- Türkiye’de matematik alanında öğrencilerin %39’u, okuma alanında %29’u ve fen alanında %25’i temel yeterlik düzeyinin altındadır.
- Diğer ülkelerle rekabet edebilirlik ve kalkınma hedefleri bakımından Türkiye’nin performansı beklenen düzeyin altında kalmaktadır.
- Öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerine yönelik kapsamlı önlemler alınmalıdır.
- Fen bilimleri eğitiminde kazanılan ivme, stratejik alanlarda ihtiyaç duyulan insan kaynağını yetiştirmek üzere temel oluşturabilir.
- Türkiye, okullar arası performans farkının yüksek olduğu ülkelerden biridir.
- Türkiye’de sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı bir öğrencinin öğrenme düzeyinin, eşitsizliğin giderildiği bir sistemde en az bir okul yılı kadar ileri gideceği tahmin edilmektedir.
- Türkiye’de her beş çocuktan biri “parasızlık” nedeniyle haftada en az bir öğünü atlamak zorunda kalmaktadır.
- Türkiye’de eğitim sistemini iyileştirme çabaları, yalnızca akademik başarıyı artırmaya değil sosyo-duygusal becerileri geliştirmeye de odaklanmalıdır.
- Türkiye, öğrencilerin matematik kaygısının en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Bu durum, öğrencilerin matematik performansını olumsuz etkilemektedir.
- Zorbalığa maruz kalan öğrencilerin matematik performansı daha düşüktür.
- Aile desteği öğrencilerin performansında fark yaratmaktadır.
PISA, 15 yaş grubu öğrencilerin fen, matematik ve okuma alanındaki yeterliklerini ölçerek eğitim sistemlerinin performanslarını karşılaştırmaya olanak veren veriler sunmaktadır.
- YKS’ye başvuran aday sayısı geçen yıla göre %11,53 (406.573 kişi) oranında azalsa da son üç yılda olduğu gibi sınava başvuran aday sayısı 3 milyonun üzerinde olmuştur (3.120.870). Bu durum yükseköğretimde tüm programlara aynı yöntem ve ölçütlerle öğrenci yerleştirmenin sürdürülebilir bir uygulama olmadığını bir kez daha göstermektedir.
- Sınava başvuran adayların 301.508’i sınava girmemiştir. Geçtiğimiz yıla kıyasla sınava başvurduğu halde girmeyen aday sayısında azalma söz konusudur. Ancak adayların sınava girmeme gerekçelerinin belirlenmesi gelecek dönemlerdeki sınav katılım oranını ve kaynakların etkili kullanılmasını iyileştirecektir.
- Sınavı geçerli her beş adaydan yaklaşık ikisi (%38,8) son sınıf öğrencisidir.
- Sınava giren adayların %2,3’ ünün (64.085 kişi) Temel Yeterlilik Testinde 1 neti dahi yoktur. Bu oran geçtiğimiz yıla kıyasla azalmıştır (%3,4).
- Sıfır doğru cevap sayısı olan aday oranının en yüksek olduğu test geçen yıl olduğu gibi 2024’te de Fen Bilimleri olmuştur. Fen Bilimleri testinde sıfır doğru cevap sayısı olan aday oranı TYT’de %16, AYT’de ise %11’dir. TYT Fen Bilimleri testinde doğru cevap sayısı 0-1 olan aday oranı ise yaklaşık %21’dir.
- TYT Matematik testinde doğru cevap sayısı sıfır olan aday oranı yaklaşık %6’dır. AYT Matematik testinde ise doğru cevap sayısı sıfır olan aday oranı geçtiğimiz yıla kıyasla 3 yüzde puan artarak %11'e yükselmiştir. Doğru cevap ortalamalarının düşüklüğü, en az lise mezunu olan adayların hayata etkin katılımı için gerekli temel bilgi ve beceri düzeyleri konusunda ciddi endişeler uyandırmaktadır.
- 2024 yılında tercih yapacak adayların en düşük başarı sırası uygulaması aynı kalmıştır.
EĞİTİM SÜREÇLERİNİN ÇIKTILARI
- Türkiye’de ortaöğretim mezunu dahi olmayan 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin oranı 2016’dan bu yana %15 puan azalarak %30 olmuştur.
- Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki her iki yetişkinden biri en fazla lise mezunudur.
- Türkiye’de, en az bir ebeveyni üniversite mezunu olan 25-64 yaş aralığındaki yetişkinlerin %81’i üniversite mezunudur.
- Türkiye’de, 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yaklaşık üçte biri (%31,1) ne eğitimde ne de istihdamda yer almaktadır. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran %13,7’dir.
- Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı erkeklerin neredeyse iki katıdır.
- Türkiye, hem 25-64 yaş aralığındaki ortaöğretim mezunları (%62) için hem de yükseköğretim mezunları (%74) için en düşük istihdam oranına sahip OECD ülkesidir.
- Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu bir yetişkin, ortaöğretim mezunu bir yetişkine kıyasla %49,2 daha fazla aylık gelir elde etmektedir.
EĞİTİM SÜREÇLERİNİN ÇIKTILARI
- Türkiye’de ortaöğretim mezunu dahi olmayan 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin oranı 2016’dan bu yana %15 azalarak %30 olmuştur.
- Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki her iki yetişkinden biri en fazla lise mezunudur.
- Türkiye’de, en az bir ebeveyni üniversite mezunu olan 25-64 yaş aralığındaki yetişkinlerin %81’i üniversite mezunudur.
- Türkiye’de, 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yaklaşık üçte biri (%31,1) ne eğitimde ne de istihdamda yer almaktadır. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran %13,7’dir.
- Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı erkeklerin neredeyse iki katıdır.
- Türkiye, hem 25-64 yaş aralığındaki ortaöğretim mezunları (%62) için hem de yükseköğretim mezunları (%74) için en düşük istihdam oranına sahip OECD ülkesidir.
- Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu bir yetişkin, ortaöğretim mezunu bir yetişkine kıyasla %49,2 daha fazla aylık gelir elde etmektedir.
EĞİTİME AYRILAN FİNANSAL KAYNAK
- Türkiye, tüm eğitim kademelerinde öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkeleri arasındadır.
- Türkiye’de GSYH’nin %4,2’si eğitim kurumlarına ayrılmaktadır.
- Türkiye’de bir öğrencinin 6-15 yaşları arasındaki eğitimi için yapılan harcama OECD ortalamasının yarısından daha azdır. Türkiye’de ilköğretimden yükseköğretime kadar öğrenci başına yapılan yıllık harcama ortalama $ 5.425, OECD ülkeleri ortalaması ise 14.209 dolardır.
- Türkiye’de eğitim kurumlarına GSYH’den ayrılan pay azalma eğilimi göstermektedir.
- Türkiye, temel eğitim kademesinde eğitim kurumlarına yapılan özel harcamaların payının en yüksek olduğu OECD ülkesidir.
ÖĞRETMENLER, ÖĞRENME ORTAMLARI VE OKULLAR
- Türkiye’de devlet okullarındaki ortaokul sınıf mevcutları, OECD ortalamasına büyük ölçüde yaklaşmıştır.
- Türkiye’de, ilkokulda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ortalama 18 iken ortaokulda 14’tür.
- Türkiye’de öğretmen maaşları çalışılan kademe ve deneyim süresine göre önemli bir farklılık göstermemektedir.
- Türkiye’de bir okul müdürünün alabileceği en yüksek maaş, OECD ortalamasından oldukça düşüktür.
- OECD ortalamasına kıyasla Türkiye’de 30 yaş altındaki öğretmen oranı yüksek, 50 yaş ve üzerindeki öğretmen oranı ise oldukça düşüktür. Okul öncesi ve ortaokul kademesinde 50 yaş ve üzeri öğretmen oranın en düşük olduğu OECD ülkesi Türkiye’dir.
- Türkiye, ortaokul ve ortaöğretim kademelerinde öğretmen ihtiyacı bulunmayan üç OECD ülkesinden biridir.
Türkiye’nin katılan ülkeler arasında yer almadığı PIAAC 2023 (Programme for the International Assessment of Adult Competencies - Yetişkinlerin Becerilerinin Uluslararası Olarak Ölçülmesi Programı) bulgularını derlediğimiz çalışmamızdan öne çıkanlar şöyledir:
- Finlandiya, Japonya, Hollanda, Norveç ve İsveç her üç alanda da yetişkin becerilerinde en iyi performans gösteren ülkelerdir.
- Son on yılda, birçok ülkede 16-65 yaş aralığındaki yetişkinlerin sözel beceri puanlarının büyük ölçüde aynı kaldığı ya da azaldığı gözlemlenmiştir.
- OECD ülkelerindeki yetişkinlerin %26’sı sözel beceri alanında, %25’i sayısal beceri alanında, %29’u ise uyarlanabilir problem çözme beceri alanında en düşük yeterlik (1.düzey veya altında) düzeyine sahiptir.
- PIAAC’a katılan ülkelerdeki her beş yetişkinden biri her üç beceri alanında da en düşük yeterlik düzeyine sahiptir
- PIAAC’a katılan çoğu ülkede, nüfusun en düşük performans gösteren %10’luk kesiminin sözel ve sayısal becerilerinde düşüşler yaşanmıştır.
- Yükseköğretim mezunu yetişkinler, sözel beceri alanında ortaöğretim mezunu olanlardan 33 puan, ortaöğretim mezunu dahi olmayanlardan ise 43 puan daha yüksek performans göstermiştir.
- Ebeveyni yüksek eğitim düzeyine sahip yetişkinler tüm beceri alanlarında daha yüksek performans göstermiştir.
- Sayısal beceri performansında 58 puanlık bir artış (sayısal beceriler ölçeğinde bir standart sapmalı artış) istihdam edilme olasılığının yaklaşık %1 daha fazla olması ve %9 ücret artışı ile ilişkilidir.
- Yüksek beceri düzeyine sahip bir birey düşük beceri düzeyine sahip bir bireye kıyasla saatte %75 daha fazla kazanmaktadır.
- Bireylerin eğitim düzeylerindeki yaklaşık 3 yıllık ilave öğrenim (bir standart sapmalı artış) istihdam edilme olasılığı %1,1 artırmaktadır.
- Bir bireyin yaklaşık 3 yıllık ilave öğrenim görmesi (bir standart sapmalı artış) %16’lık ücret artışıyla ilişkilidir.
- Sayısal beceri düzeyi yüksek yetişkinlerin %84’ü yaşam memnuniyetinin yüksek olduğunu bildirirken, sayısal beceri düzeyi düşük yetişkinlerin %65’i yaşamından memnun olduğunu belirtmiştir.
- OECD ülkelerinde çalışanların yaklaşık %23’ü mevcut işlerinin gerektirdiğinden daha yüksek niteliklere sahipken, %9’u işlerinin gerektirdiklerinin altında bir nitelik düzeyine sahiptir.
- Sahip olduğu niteliklerin altındaki işlerde çalışan yetişkinler, sahip olduğu niteliklere uygun pozisyonlarda çalışanlara kıyasla %12 daha düşük ücret almaktadır.
TEDMEM
AKP ile girdiğimiz cahiliye döneminde PISA ölçümü, her sene bizi derin düşüncelere dalarak geleceğimiz hakkında endişe duymamıza neden olmaktadır. Teknolojiyi güncel takip etsek bile, bu genel eğitim seviyesi ile yaratıcı olma şansımız çok düşüktür.
“15 yaşındaki çocukların itiraz etme becerisi.!
Türkiye'de bu oran %2.2. Güney Kore'de bu oran %28. OECD ortalaması %11.
Şimdi bakın, normal koşullarda, çocuklar doğduğu zaman %5'i “üstün nitelikli” doğarlar. Bu konuda hiçbir şey yapmanıza gerek yok.
Biz o yüzde 5'i alıyoruz, 10 yıl eğitiyoruz ve %2.2'ye kadar düşürüyoruz.
Bizim en büyük sıkıntımız bu. İtiraz etmeyi bilmiyoruz.
(https://www.servetbasol.com/Articles/Ucuyorum/APH-1650.htm)
Selçuk R. Şirin - TEDxIstanbul
Bundan tam 8 sene önce hatırlatmıştım. İlk yaptığınızda buna hata dersiniz. İkinci yapışınızda ise unutkanlık. Ama aynı konuda üçüncü hatayı yapana ne denir siz söyleyin.
Yorumlar