Her ne kadar trol yapılı bazı çalışanlar THY yönetimi aleyhinde yazmayı, uygulamalarını kritik etmeyi İktidardaki hükumeti zemmetmek olarak algılayıp verdikleri cevaplar ile beni yıpratmaya çalıştılarsa da bunun hatalı bir tutum olduğu açık. Mantık bu olmamalı. Maalesef bunu değiştirmek benim elimde değil.
Her hükumet hatalı atamalar yapar / bugüne kadar yapmıştır. İktidar Türk Hava Yollarına bugüne kadar kaç tepe yönetici, üst ve orta seviyede yönetici atadı bir düşünsenize. Bunları kim değiştirdi? Kim değiştirilmelerini istedi? Kendileri getirdi, kendileri aldı görevden. Bu da gösteriyor ki, yaptıkları atamaların belirli hatalarını sonra anladılar veya gördüler. Bundan öncekilerinde zaman zaman benzeri işlemler yaptığını hepimiz hatırlıyoruz. Demek ki hükumetler de atamalarda hata yapabiliyor. Yöneticilerin yaptıkları uygulamaları takiben açıklamasız yapılan yönetici değişiklikleri bu konuda yapılan hatalı atamaların bir anlamda itirafı sayılmaz mı? Hep düşünürüm, Acaba THY’ na bu atamaları yapanların en tepesindeki devlet görevlisi (Cumhurbaşkanımız) THY’ na atadığı tepe yöneticinin / yöneticilerin bu noktada uzun senelerce başarı ile hizmet etmesini istemez miydi.? Bana göre isterdi. Biz de şapka çıkartırdık. Sevinirdik, severdik. Ama olmadı.
Bundan önceki THY tepe yöneticisi ile ilgili yazdığımı hatırlıyorum. O yöneticinin bazı uygulamalarını hatalı bulup kendileri görevden aldıktan sonra başkaları da birtakım şeyler yazılıp çizdiğine göre benim o hataları önceden görüp, düşünüp yazıp çizmem neden yadırganıyor ki?
ÖZGÜVEN MANTIK ÇİZGİSİNİ AŞMAMALI.
Yazdığım yazılar ile ilgili olarak gelen yorumlara bakarsak, bu mağduriyetlerde basit ve göz ardı edilecek hususlar olmadığı görülüyor. Ancak 20 senede ortaya çıkan mağduriyetlerin nasıl giderilebileceği ayrı bir konu. Bunu düşünürken mağduriyetlere neden olan uygulamalar ile hukuki karşılıkları arasında balans kurmak gerekir.
Örneğin bazı arkadaşlarımızın mahkemelerin / Yargıtayın verdiği işe iade kararına rağmen işverenin bu karara uymamasını hepimiz hak ihlali olarak anlattık, yazdık ve dile getirdik. Doğru yapmadık. Oysaki iş kanununun ilgili maddesi işverene söz konusu mahkeme kararına rağmen söz konusu personele iş başı yaptırmama yetkisini veriyor. Mahkemece belirlenen belli bir + tazminat ödemesi yapılması şartı ile. Bu da yapıldı.
Anlayacağınız İş Kanunu’nun ilgili maddesi çalışandan yana değil. Bu konuda THY işveren vekiline ancak teessüflerimizi sunabiliriz tabii hiçbir hak talep etmeden. Oysa ki, itiraz, serzeniş ve taleplerimizin büyük kısmını bunun üzerine bina etmiştik. Evet göreve iade üzerine kilitlendik çoğumuz.
Nereden icap etti tam hatırlayamadım, yazdıklarımla / yazacaklarımla ilintili olduğu / olacağı mutlak. Bir vesile ile daha önce de ifade etmiştim. “THY konusunda kendimi çok tecrübeli görürüm ama ben şirketten ayrıldıktan 21 sene sonra yaşımı ve geçen bu senelerde sivil havacılığın ne denli değiştiğini / ilerlediğini dikkate almadan beni THY’ de son hizmet verdiğim noktada veya başka bir icrai konuda görevlendirmek isteseler yapmam gereken tek şey, teşekkür edip bu görevi yapamayacağımı söylemekten ibaret olur. Kendi üzerimden örneklediğim için bu da benim düşüncem hali ile.
Yorumlarınızda en çok gördüğüm ifade “Bu hükumet değişecek ve bizlere haklarımız iade edilecek” Ve de bu hakların iadesi ifadesinin içinde yeniden THY’ na geri dönmenin de olduğunu hatta başta geldiğini biliyorum. 2004 yılından bu yana Türk Hava Yollarından kaç çalışan ayrıldı? 2012’ da on binli rakamlar söyleniyordu. Şimdi kaç olmuştur sizce? Bu işlem kaç senede yapıldı? Bir, üç, beş senede değil. Sizce şayet hükumet değişirse yeni iş başı yapacak bir THY yönetimi (Hükumet destekli bile olsa) bu denli büyük bir grubu şirketten ayırmayı ve yerlerine şirketin eski çalışanlarını istihdam etmeyi düşünebilir mi? Pratikte imkânsız ve mantıksız olan bu uygulama ile kendi başarısızlıklarına davetiye çıkartmış olmazlar mı? Yeni yönetici siz olsaydınız bunu yapar mıydınız? Hiç zannetmiyorum. Ben yapamazdım. Aklı başında olan hiçbir yönetim / yönetici böyle bir şey yapmaz / yapamaz.
Evet, çoğunluğun ağzında Hükumet değişecek ve bizler geri döneceğiz vb. sözler var. THY’ den ayrılmalar, (Kendimde aynı işleme tabi oldum ama, kovulduk, atıldık bu kelimeleri kendimin dışında başkaları için kullanmaktan hoşlanmıyorum) ne zaman başladı? 2004 – 2005’ de diyelim. Kaç sene geçmiş aradan. 18 sene. Bu da demek oluyor ki bu senelerde iş akitleri feshedilen arkadaşlarımız 18 yaş daha almışlar. 2010 da şirketten ayrıldığınızı düşünürsek 13 sene oluyor bu süreç. Hesap bu. Şimdi kaç yaşındasınız. İşten ayrıldığınız zaman kaç yaşındaysanız üzerine geçen bu seneleri de koyun. Ve de bıraktığınız yerden yeniden başlamayı düşünün. Çoğunuzun benden daha fazla kabiliyetli, atak olduğunu düşünebilirim ama. Her şey değişti. Benim için çok zor olan, imkânsız olan sizler için de en azından zor olmalı. Evet özgüven mantık çizgisini aşmamalı.
BU ARADA DİĞER MAĞDURİYETLERİN GİDERİLMESİ GEREK.
Evet ortada giderilmesi şart olan belirli mağduriyetlerin de olduğu mutlak. Hepiniz ezbere biliyorsunuz. Kısaca tekrarlayalım.
PASS BİLET: Gerek iş sözleşmesinin feshi ve gerekse mahkemenin işe iade kadarına rağmen iş başı verilmemesi konularında çalışanların bir iradesinin bulunmadığı açıktır. Bu konuların hiçbirinde iradesi bulunmayan bir çalışanın
Yapılan bu işlemlerin olumsuz sonuçlarına katlanmasının ve emekli olması halinde hak kazanacağı sosyal haklardan mahrum bırakılmasının eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu kabulü zorunlu olan bir gerçektir ki bu husus işe iade kararı uygulanmayan çalışanların talepkâr oldukları pass bilet ve diğer haklarının verilmesi konusuna ışık tutar mahiyette olduğu açıktır
BU HAKKIN YARGITAYIN EMSAL KARARINA RAĞMEN THY YÖNETİMİNCE MAĞDURLARA TESLİM EDİLMEMESİNİ ANCAK” VİCDANİ KÖRLÜKLE” İFADE EDEBİLİYORUM.
CED BİLET: Pass bilet haklarına ilaveten mahkemelerde işe İade kararı verilen ve iş başı yaptırılmayan eski çalışanlara Türk Hava Yollarının uyguladığı indirimli bilet alma hakkının da verilmemesi dikkat çekicidir. Oysaki CED biletlerde sadece biletin vergisini değil bilet ücretinin THY tarafından öngörülen bir kısmı da ödenmektedir.
ZED BİLET: Bu personelin ZED bilet hakkından da mahrum bırakılmasını Bolat Beyin ve özellikle önde gelen şürekasının bu zümreye karşı düşmanlığının net bir göstergesi olarak yorumluyorum. Malum ZED biletler bir yılını dolduran çalışanlarına veya emekli olan personele sadece vergileri ödemeleri sureti ile eşleri ve çocuklarıyla birlikte anlaşmalı hava yolu firmalarıyla seyahat edebilme imkânı tanıyor. Kısacası bu biletle seyahat eden çalışanın veya eski çalışanın Türk Hava Yollarına hiçbir maddi yükü bulunmuyor. Bu düşmanca duygular beslemek değilse nedir?
SAĞLIK SİGORTASI: Ayrıca şirketten atılan söz konusu personeli THY süratle (ertesi gün) özel sağlık sigortası havuzundan çıkararak çok daha yüksek primlerle satın alınan poliçe ödemeleri ile baş başa bırakıyor. Esasen normal emekli ettikleri kişiler ise bu sağlık sigorta havuzunda kalmaya devam ettikleri için mahkemenin işe iade kararına rağmen iş başı yaptırılmayan eski çalışanlarına göre bu poliçelere çok daha düşük primlerle ulaşıyorlar
EMEKLİ PERSONEL TANITMA KARTI: Türk Hava Yolları Mahkeme kararlarına rağmen iş başı yaptırmadığı
Personele emekli personel kartı vermekten bile imtina ediyor. Bari kendisine İşten çıkış tarihi “10 Nisan 2023”
olan emeklilik kartını biz verelim dedik. Böylece dileğimizi de kartın çıkış tarihi bölümüne not etmiş olduk. Bir aralar bir kendini bilmez kartların maliyeti var demişti. Hatırlıyor musunuz?
“BAY BOLAT VE ŞÜREKASINA HANGİ ÜLKENİN HANGİ MAHKEMESİNİN KARARINA SAYGI GÖSTERECEKLERSE ORADA DAVA AÇALIM”
Şeklinde seslenmiştik kendilerine. Tabii ki duymadılar, aldırmadılar veya umursamadılar.
Evet, aşağıda kırmızı ile belirginleştirilmiş satırlar bir T.C. Mahkemesinin kararının bir bölümü. Bu karar Bir Genel Kurul toplantısı sonrası odasında kendisine de sunuldu. Bir faydası oldu mu? Tabii ki hayır “İş akdinin geçerli nedene dayanmayan feshi nedeni ile özlük haklarından emekli olmuş personel ile aynı haklara sahip olduğunun tespitine karar verilmiştir” Bu kararda söylenileni anlayamamak mümkün mü? Gördük k Bay Bolat ve İnsan Kaynaklarının değerli yöneticisi anlayamıyor. Anlamak istemiyorlar.
Arkadaşlar, bu haklarınızın size teslim edileceğinden hiç şüphe duymuyorum. Bunun için seçimde iktidarın değişmesi falan şart değildi. O ayrı bir şey. Türk Hava Yollarına hangi partiden olursa olsun atanacak tepe yönetim takımı “hukuka, insan haklarına saygılı olsunlar, kötü niyetli olmasınlar “yeterli. Evet, şimdiki yöneticiler bu vasıflara sahip değiller. Türk Hava Yollarını, şirketimizin çalışanlarını bu duruma düşüren yöneticiler dışında herkese kolaylıklar ve başarılar diliyorum.
SEÇİM YAKLAŞTIKÇA SANSÜRLEDİĞİM YORUMLAR NEDEN ÇOĞALIYOR?
Evet maalesef bu doğru. Ben hoşnut muyum bu durumdan. Hayır. Peki neden? Bu yorumları yazanların kimler olduğunu bilmediğim için. Başka bir deyişle VPN kullanıldığı için. İsimlerini bile bilmediğimiz insanların bu yorumlarda zemmedildiği için. Bu yorumları yayımlayarak bunun hukuki sorumluluğuna ortak olduğum için. Yorumların bir bölümünün 4 Mayıs günü yayımlanan seçim yasaklarını zedeler görünümde olduğu için. Yorumların kişisel mağduriyetlerden ötürü dile getirilmediğine emin olamadığım ve bu konuda okurlarımı defaatle uyardığım için.
TÜRK HAVA YOLLARI İYİYE Mİ GİDİYOR?
İyiye gitmek konsepti bir bütün. Birçok faktörün bir araya gelmesinden oluşuyor. THY açısından nelerdir bu faktörler? İnsan Kaynakları Mali işlerle ilgili konular, Yatırım ve teknoloji konuları, Uçuş işletme faaliyetleri, Planlama ve ticari faaliyetler, Satış ve pazarlama konuları, Teknik faaliyetler, Yer İşletme faaliyetleri vb. Ve de bu faktörlerin tümünde tekrarlıyorum tümünde kurum üst basamağa çıkmak üzere adım atıyor ve bu ilerleme görülebiliyorsa iyiye doğru adım atıyor demektir.
Her şey, herkes, tüm çalışanlar bu adımlarla birlikte ilerleyecek demektir. Malum Sivil Havacılığın tüm iş konuları birbiri ile yakından ilintili olup, birindeki aksaklık hedeflenen sonuca varılmasını menfi olarak etkileyecektir
Evet, yukarıdaki görsele bir bakın. Her insan görünümünü havayollarının bir yukarıda gayrimuntazam şekilde sıralanan faaliyetlerinden biri olarak kabul edin. Sağdaki merdivende oturanların operasyon içindeki fonksiyonları ne ola ki? Bunu çalışanlar benden iyi bilirler.
Sivil Havacılık çalışmaları yolcuların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kullanılan insan, iş, ürün ve/veya hizmet kalite gereksinimlerinin, sistematik bir yaklaşımla ve tüm çalışanların katkıları ile yürütülmesidir. Uzun dönemde müşterilerin tatmin olmasını başarmayı, kendi personeli ve toplum için yararlar elde etmeyi amaçlar ve başarılı,
Üst seviyede bir hizmet üzerinde yoğunlaşır. Sivil Havacılık çalışmaları tüm personelin şirketin tüm ünitelerinin katılımına dayalıdır. Evet, yukarıdaki resimde sağdaki merdivende oturanlar hangi çalışmaya iştirak ediyorlar dersiniz? Neye katılıyorlar? Sizce eksiklikleri nelerdir? Çalışanın törpülenmesi ne demektir? Kimleri törpülediniz?
Eğer söz konusu şirketimizde büyük bir ayrımcılık mevcutsa Türk Hava Yollarının iyiye gittiğini söylemek mümkün olabilir mi? Toplam Kalite konusunu ise Türk Standartları Enstitüsüne sorun. Belgeyi, ödülü veren onlar olsa gerek.
Yorumlar Tüm Yorumlar (113)