Ülkemiz çalışma yaşamının en büyük sorunlarından birini teşkil eden taşeron işçi istihdamı konusunun Soma kazasından sonra doruğa tırmandığını ve Türkiye’mizin gündemine oturduğunu gördük. Daha önce söylenilenler bir tarafa Başbakan seçim sonrası konunun çözüme kavuşturulacağını söylüyor. Konu Ana Muhalefet partilerinin de programında yer alıyor. Temenni ederiz ki kökten halledilsin.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'da karayolları işçileriyle bir araya geldiği toplantıda, "Bugün sizlerle hem bir bayram kutlaması hem bir müjde için bir aradayız. 6 bin 417 karayolları işçisinin kadrosu hayırlı olsun" dedi. Akşam haberlerin de ise Ana Muhalefet Partisi Lideri “Ne zamandan beri mahkeme kararı ile alınan, Yargıtay tarafından da onaylanan bir hak İşçiye verilen bir müjde şeklinde lanse ediliyor.” diyordu. Seçimlere az kaldı ya. Taşeron firmalarda çalışan arkadaşları bilmem ama bu konuda benim aklım karışıyor.
2015 Şubat ayı. Türkiye Yol- İş Sendikası'nın 10. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, taşeronlaşmayla ilgili bütün platformlarda açık bir şekilde konuştuğunu anımsatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, " 1936 yılında başlayan taşeron istihdamı uygulamasının 2000'li yıllardan sonra daha fazla hızlandığını belirterek, defalarca ifade ettiği üzere “BU KURALSIZ ÇALIŞMANIN EMEĞİN SÖMÜRÜSÜ “ olduğunu söylüyordu. İşte konu ile ilgili en yetkili ağız ve ifadeleri.
Hafızam beni yanıltmıyorsa sektörümüzde taşeron çalıştırma konusu 1980’li yılların ikinci yarısında başlamıştı. THY Teknik ünitede boya atölyesinde ve dokların montaj ve demontajında ve teknik ünite hangarının inşaat alt yapısının kazılma, tamir vb. işlerinde kullanılıyordu Taşeron işçiler. Uçak Atölyesi hizmetlerindeki Uçak Temizlik ve Bakımın ki alt hizmetlerin yapılması ile başlayan bu uygulamadan sağlanan karlılık hoşa gitti ki şirketin diğer bölümlerinde yayılarak bu çirkin uygulama genişletildi. Genel Müdürlüğün temizlik, odacı ve şoförlük hizmetleri ile Kargo’da mal hazırlama, genel temizlik gibi konuların şirkete maliyetini düşürme ve THY Teknik gibi kilit ünitelerde ise hem hizmet maliyetini aşağı çekme hem de sendikalaşmaya mani olmayı amaçlıyordu bu istihdam şekli. İşte böyle yayıldı ve serpildi taşeron uygulaması.
Seneyi tam olarak anımsayamıyorum ama Yer Hizmetleri kuruluşları da tabii ki bu uygulamanın karlılığının kokusunu aldı. Bir adım daha ileri giderek kurdukları yan şirket kanalı ile Yer hizmetlerinin yükleme ve boşaltma işi için daha ucuz istihdam sağlama yolunu seçtiler. Talihsiz bir dönemdi. Bir süre sonra sakıncaları ortaya çıktı. Yönetmelik mi değiştirildi, Bakanlık mı konuya el koydu bir şeyler oldu. Net hatırladığım husus DHMI’ nin bu yan kuruluşlar kanalı ile sağlanan yükleme ve boşaltma işçilerine “ Apron kartı “ verilmeyeceğini bildirmesi ile bu sistemin kadük olduğu ve kurulan yan kuruluşların ise kapatıldığıydı..
Türk Hava Yollarımızı da ülkemizin genel şartlarından soyutlanması tabii ki mümkün değil. Daha fazla kazanmanın ve belki de kazandırmanın ( Taşeron şirket patronuna ) yoluna dönüşmüştü bu sistem. Gel gelelim, Bayrak taşıyıcı Havayolumuz “ VUR DEYİNCE ÖLDÜR “ dercesine, olası sakıncalarını da dikkate almadan veya yeterince değerlendirmeden THY Teknik gibi önemli ve uçak taşımacılığı açısından hayati önemi haiz bir üniteye taşeron uygulamasını öyle veya böyle bir şekilde sokmuştu. Bu arada THY DHMI taşeron işçilere apron kartı vermeme uygulamasını taşeron işçilere yalnız teknik hangara giriş kartı verilmesi ile aşılmıştı herhalde. Bu da THY Yönetiminin siyasi iktidara yakınlığı ile sağlanmıştı mutlak ve teknik ünitenin bu çalışanlarının apron park yerlerinde bulunan uçaklara hiçbir şekilde hizmet götürmediklerine inanmak mümkün mü bilemiyorum. Taşeron firma seçimleri konusunda yapılan ihaleler ise ayrı bir husus. Her ihale sonrası, hangi firmanın kimin yakını, diğerinin ise kimin hemşerisi olduğu konuşuluyordu.
THY’ deki bu uygulamanın düzeltilmesi için bazıları hiçbir gayret sarf etmediler. THY’ nın özel bir kuruluş olduğunu sık sık dile getiriliyor. Bir Yönetim Kurulu kararı bazı hayati hususların düzeltilmesi için yeterli değil miydi? Yeterliydi tabii ki. Ama yapılmadı. Teknik ünitenin diğer sayın yöneticileri, sizlerin de bu konuda üzerinize düşeni, üst yöneticilere konuya ilişkin baskı uygulama görevini yaptığınızı düşünmüyorum hatta buna eminim. Bu şirkette taşeron olarak çalışanlar bu güne kadar bu denli büyük sıkıntılarla yaşadılarsa bunu manevi sorumluluğuna büyük ölçüde ortaksınız.. İnsanları, insanca çalıştırabilmek için önce iyi insan olmak sonra da kardan zarar etmeyi kabullenmek gerek. İnsanların insanca çalıştırılmamasının ayıbına sizlerde ortaksınız. Kardan zarar etmeyi kabullenmek ise tabii ki Yönetim Kurulunuzun işi ve sorumluluğuydu.
Bu grubun iş sürecinde yaşadığı sorunlara ve çalışma şartlarına bakıldığı takdirde bu çalışanlarında genelde olduğu üzere MODERN KÖLE olarak isimlendirilmesi yanlış değildi. DEV VE MODERN BİR ŞİRKETİN KÖLELERDİ ONLAR. Gerek çalışma şartları ve gerekse ücret statüleri nedeni ile Taşeron işçiler THY’ de de fazlası ile istismar edildiler. Şükür ki, süreç ehil olmayan bu çalışanların sebebiyet verdiği bir her hangi büyük bir olay yaşanmadan sonlandı.
Evet; çok ama çok geçte olsa Türk Hava Yolları Taşeron teknisyen istihdamını bir süre önce büyük ölçüde sonlandırdı diyebiliyoruz. Şimdi Teknik Destek bölümünde, salt Lojistik hizmet veren mahdut miktarda taşeron firma personeli çalışıyor ki, bunlar hiçbir şekilde bakım ve onarım için uçak üzerine çıkmıyorlar. Bu işçilerinde belirli bir statüye geçirilmesini takiben Türk Hava Yolları bu konuyu devletten önce noktalamış olacağını ümit ediyoruz. Burası tamam, ancak bu statüde çalışanların istihdam süreçleri boyunca gasp edilen hakları ile ilgili bir gelişme olmadığı ve hatta olmayacağı da ortada. Bu da ayrı bir konu. Bu çalışanların istihkakından milyarlar ( THY + Taşeron işçi sağlayan firma patronları ) kazananlara söyleyeceğimiz fazla bir şey yok. Yetiştirilme şeklimiz bedduayı engelliyor.
Evet, tüm siyasiler şu anda konu ile ilgililer. Tabii ki her zaman ki gibi geç kaldılar. Ülkemizde 13 senedir hükümet eden siyasi görüşün Soma kazasından sonra bu konunun ele alınmasını süratlendirip neticelendirmemiş olmasını anlayabilmek mümkün değil. İstenmesi halinde 2 gün içinde bile bazı konuların kanunlaştırıldığını hepimiz biliyoruz. Gönül isterdi ki bu konuya öncelik verilsin. Tabii ki detaylarını tam olarak bilemiyoruz ama Taşeron işçilerle ilgili hazırlanan taslak mevzuatta kıdem tazminatının dışında maaşlar ve sosyal hak konularında da düzenleme yapılacağı ifade ediliyor. Yeni düzenlemede her sektör için taban ücret belirlenecek. Örneğin sağlık sektöründeki ve ulaştırma sektöründeki ücretler birbirinden farklı olacak. Taşeron firma işçilerinin kanuni izin hakları yeni bir düzenleme ile şekillendirilecek. Bunun yanında, taşeron işçilerin ücretlerinin geç ödenmesi konusuna son vermek için de firmalara yönelik yaptırımlar gündemde. ( Türk Hava Yollarında maaşların geç ödenmesi gibi bir uygulama bizim dönemimizde yoktu. Şimdide olmadığını çalışanlar söylüyor. ) Örneğin, işçilerin ücretlerini geç veya taban ücrete uygun düzeyde ödemeyen taşeron firmaların kamu kurumu ihalelerine girmeleri engellenecek. Özel şirketlerinde bunu uygulayacağı tahmin ediliyor. Firmalara yönelik denetimlerin artacağı da özellikle belirtiliyor. Taşeron işçiler de kıdem tazminatı alabilecekler. Bu sorunun büyük ölçüde, kıdem tazminatı fonu ile müştereken çözümleneceği belirtiliyor. Taşeron işçilerin alacağı ücretler sektörlere göre değişecek ve ücretler, kadrolu işçilerin ücret seviyesine çıkabilecek. Hangi işlerde taşeron firmalardan hizmet alınabileceği Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek. Başka bir deyişle her konuda taşerondan hizmet alınamayacak. Ve de en önemlisi bu haklar devlet garantisi altına alınacak.
Yanlış olduğu bilinen, tüm kesimlerce bu konuda her türlü uyarı yapılmasına rağmen sürdürülen bu uygulamanın kaldırılmasından tabii ki mutlu olacağız. Hani “ Vah gidene” derler ya, bu konuda da giden taşeron işçilerin gasp edilen hakları oldu. Bu ara bir çok konuda durum hep aynı değil mi?
Temenni ederiz ki bu taslak ve üzerinde yapılacak olan ( + ) iyileştirmelerin uygulamaya konulmasında herhangi bir sorun çıkmasın.
Yorumlar Tüm Yorumlar (30)