( Y ) Kuşağı sektörümüzde çalışmayı neden düşünmüyor dersiniz?
1971 yılından 2013 yılının 5 nci ayına kadar Sivil Havacılık sektöründe çalıştım. İyi ve kötü birçok unutulamazları bu sektörde yaşadım. İşten ayrıldığımdan bu yana son çalıştığım şirkette dâhil olmak üzere çoğunu açık açık veya üstü kapalı tenkit ettim. Tabii ki yazılan ve çizilenler etkili olmadı.
Bu kez başkalarının bazı sitelere yazdıkları yazıları ve bu arada yapılan bir anketin sonucunu da okudum. Bir zamanlar mensubu olmanın gurur vesilesi olarak kabul edildiği, senelerce çalıştığım, emek verdiğim, sektörümün bu ankette durduğu yerin Sivil Havacılığa gönül vermiş insanları üzmemesi mümkün değil.
Hatırlarsınız, iki üç sene önceye kadar şirketler üniversitelere giderek öğrencilere kurumlarının tanıtımlarını yapar ve de gençlerin bir adım ötesini planlamalarına yardımcı olabilmek için şirketlerinin bu kariyer günleri ile genç hafızalara kazınmasını sağlarlardı. İşsizliğin bu denli yoğun olduğu ülkemizde artık bu uygulamaya gerek duymuyorlar ve ya ben bu konuda güncel değilim.
Ülkemiz Sivil Havacılık sektöründe 12 adet havayolu var. Bunları 5 adet Teknik Bakım Kuruluşu takip ediyor. Sektörün devamında ise 3 yer hizmeti kuruluşu yer alıyor. Tabii ki bir de 3 adet havaalanı işletmeci şirketi mevcut. , Yüzlerce uçağı havada tutan 23.adet sektör şirketi bu denli hayati bir işi omuzluyor. Sivil Havacılık Sektörü çok düzenli ve sistemli bir şekilde yönetilmesi şart olan bir sistem. Gerek pilotun gerekse teknisyenin ve uçağa hizmet götüren tüm diğer çalışanların kendilerini yalnız işine verebilmelerinin gerekli olduğu bir çalışma düzeni. Düşününce insanın aklına saat gibi tıkır tıkır işleyen bir yapı geliyor değil mi? İyi de ( Y ) kuşağının gençleri neden sektörümüzde çalışmak istemiyor? Bilen var mı?
Bloomberg Businessweek ve Realta Danışmanlık şirketinin müştereken yaptıkları “ Üniversite Öğrencilerinin Seçtiği Türkiye’nin En Gözde Şirketleri “ araştırmasına 89 farklı üniversitede öğrenim görmeye devam eden 18.635 öğrenci geçerli anket formu ile katıldı. Anketin örneklem büyüklüğü konu ile ilgili yeterli kanaat edinilmesine uygun olup araştırmada 235 firma rassal bir düzende sıralanarak değerlendirilmeye sunulmuş ve firmaların tespiti eldeki verilerin öğrencilerle yapılan odak grubu çalışmalarında yapılan değerlendirmeler sonucunda şekillendirilmiştir. Katılımcılar oluşturulan bu listeye ilave etmek istedikleri firmaları formatta mevcut olan “ Diğer “ kutucuğuna yazmak sureti ile belirtmişlerdir. Araştırma sorularının iç tutarlığı gösteren değer bilimsel yeterlilik sınırı içerisinde. Deneklerin % 51’i erkek % 49’u kadın olup öğrencilerin okudukları sınıflara göre dağılım yüzdeleri; 1 sınıf % 3, 2 nci sınıf % 8, 3 ncü sınıf % 43, 4 sınıf % 43, yüksek lisans % 9 şeklindedir.
Yukarıda verilen bilgiler araştırmanın gayet ciddi kıstaslar dikkate alınarak yapılmış olduğunu gösteriyor..
Dolayısı ile “ Hangi Şirketlerde Çalışmak İstersiniz “ sualinin cevabı olan anket sonucu deneklerin okul yaşamı sonrasında çalışmak istedikleri şirketlerden beklentilerine de ışık tutmaktadır.
Anket sonuçlarına göre; İlk beş sırada Turkcell, Unilever, Mercedes Benz, THY ve P&C şirketleri var. Takip eden ikinci beşlik grup ise; İş Bankası, Google, Coca-Cola, Aselsan ve Microsoft’dan oluşuyor. 11 – 50 nci sırada olan şirketler ise; Pfizer, Garanti Bankası, FinansBank, Arçelik, Vodofone Deloitte, Philip Morris, PWC, Yapı Kredi Bankası, Ford Otosan, T.C Merkez Bankası, >Pepsi Co, TC.Ziraat Bankası, TUBİTAK, Bosch, EY, Ülker, Tüpraş, Toyota, Siemens, ETİ, İBM, Avea, Akbank, SPK, Türk Telekom, Anadolu Efes, TTNET, B/S/H, Bat, L’oreal, Mc Kinsey, Samsung, Vestel, KPMG, Migros, Nestle, Henkel, TAV, TEB şeklinde şekillenmiş.
Evet, sektörümüz havayollarının THY hariç hiç biri bu listede yer almıyor. Başka bir deyişle Yaklaşık 19 bin üniversite öğrencisinden hiç biri bizim Havayollarımızda, Yer Hizmetleri şirketlerimizde ve Teknik Bakım Şirketlerimizde çalışmak istemiyor.
Bu gün sistemimizde çalışan personelimizin iş yerlerinden şikâyetlerini ve de yaşadıkları mutsuzluğun nedenlerini bu yazıda tekrarlamayacağım. Zaten sizler onları biliyor ve yaşıyorsunuz.
Y Kuşağı sadece ücret değil, adil bir çalışma ortamında, takdir ve samimi geri bildirim bekliyor. Kaynağa değil insana önem verilen şirketlerin her zaman ön plana çıkacağını düşünüyor. Y Kuşağının bireye saygı ve şirket uygulamalarında adalet beklentileri en üst düzeyde. Ve de olmazsa olmazları ise çalışacakları şirketlerin onlara kariyerlerinde ilerleyebilme imkânı sağlaması. EVET; SİVİL HAVACILIK SEKTÖRÜNÜN TEPE YÖNETİCİLERİ KURULUŞLARININ ASLINDA ÇOK NORMAL OLAN BU BEKLENTİLERİ KARŞILAYIP KARŞILAMAYACAKLARINI DÜŞÜNMELİDİRLER.
Evet; Airporthaber’ de Sivil Havacılık sektörümüz kuruluşlarının yönetim ve çalışma sistemi ile ilgili birçok yazı neşrediliyor. Yazılardan daha önemlisi ise okurların, sektör çalışanlarının bu sistemin işleyişi konusunda yazdıkları yorumlar ve de açık açık ortaya koydukları mutsuzluk ve güvensizlik. Hadi bunları önemsemiyor veya ülkede mevcut işsizliğe güvenip “ biri gider, diğeri gelir “ düşüncesi ile aldırmıyorsunuz. Bu anketin sonucu size üniversite öğrencilerinin zihin dağarcığında şirketinizin isminin hiç bir şekilde bulunmadığı söylüyor. Bilmem bu ağırınıza gidecek mi? Pek zannetmiyorum desem yalan olmaz. Evet; 19 bine yakın üniversite öğrencisinin hiç biri, bir tanesi bile şirketlerinizde çalışmak istemiyor. Sonuçta anketten çıkan bu tablonun üniversite öğrencilerinin özel kuruluşlarımıza güvenmediklerini gösterdiği şeklinde yorumlanması da hata olmayacaktır.
Tabii ki insan kaynakları üniteleriniz sizlere hemen elimizde ( x ) kadar personel başvurusu var, diyerek bu anketin önemsizliğini ifade edecektir ki bir takım şirketlerimizde esas sıkıntı buradadır. Şirketlerin bu duruma düşmelerinin % 65-70 nedeninin IK yönetimi uygulamaları olduğu ( bazı şirketlerde bu oran daha fazladır ) zaten açık olup bu husus bu günün çalışanlarca açıklıkla ifade edilmektedir. Nedense buna inanmak istemeyen ve de inanmamak için adeta direnen patronlar var. Mal sahibi ( ? ) olmak onlara bu hakkı veriyor tabii ki.
Görünen o ki; çalışanların serzenişleri ile Y kuşağı’ nın beklentilerinin çakıştığı tek bir şirket var, oda Türk Hava Yolları. THY bu ankette ilk beş arasında yer buldu. Çalışanlarının bir bölümünün her fırsatta dile getirdikleri yoğun şikâyetleri ve mutsuzluk nedenleri ile ankete iştirak eden deneklerin beklentileri konular itibarı ile aynı. Şirket çalışanlarının bir bölümü şirketin uygulamaları ile ilgili mevcut şikâyetlerini açık açık dile getirdiklerini biliyor ve okuyoruz. Y kuşağının bu şirketimizi üst sıralarda değerlendirmeleri ve dolayısı ile bu büyük havayolumuzun ilk beşte yer alması şaşırtıcı gibi görünüyor. Bu durumda gençlerimizin THY’ nı tercih etmelerindeki en önemli faktör kanaatimce uluslar arası büyüklüğü ile inkâr edilemeyecek önemli bir markamız olmasından öte değil. Gençlerin bu konu ile ilgili görüş ve değerlendirmeleri ise pek alışık olmadığımız türde.
Y kuşağı’ nın mezuniyetlerini takiben çalışmak istedikleri sektörümüz şirketleri arasında Uluslararası markamız Havalimanı İşletmecisi TAV ‘ da mevcut. Tav çalışanları şayet varsa kurumlarından serzenişlerini şu veya bu şekilde sütunlara taşımıyor ve konuşmuyorlar. Bu noktadan hareketle gurur verici bu tercihin alt yapısını, IK uygulamaları yanında, şirketin büyüklüğünden ve de uluslararası arenada ülkemizi temsil kabiliyetinden kaynaklandığını düşünmek yanlış olmayacaktır.
Evet, bir arkadaşımın aracılığı ile bu ankete denek olarak iştirak etmiş bulunan iki genç kardeşimiz ile görüşme imkânım oldu. Tabii ki kendilerine yalnız sektörümüzle ilgili sualler yönelttim. THY ve TAV dışında hiç bir şirketin adı da geçmedi görüşmede. Tabii ki kendilerine böyle bir karar verebilmeleri için bahis konusu şirketleri çok iyi tanımalarının gerektiği hususunda yönelttiğim suali gülümseyerek cevapladı.
Bir denek “ THY’ nin özel statüde olmasına bakmayın. Devletin bir eli bu havayolunun üzerinde. Mevcut şikâyetlerin hepsini biliyoruz. Bunlar tabii ki yöneticilerden kaynaklanıyor. Belirli bir süre içinde bu yöneticiler haliyle şirketten ayrılacaklardır. ………. Eski bir THY YK Başkanının ismini zikrederek, o veya benzeri bir yöneticinin başa gelmesi halinde THY’ nin hatalarını unutmaktan ve tekrarlamamaktan başka bir çaresi olmayacaktır. Bizden sizden ayırımına aldırmıyoruz. Biliyoruz ki, son dönemde işe alınanlarının büyük bir bölümü, siyasi iktidara yakın kimseler olarak ifade ediliyorsa da, bunların çok büyük bir çoğunluğu bu günkü yöneticilerin yakınlarından oluşmaktadır. Bizler siyasi görüş ayrılıklarına fazla aldırmıyoruz. Hem dönemde bu konuda bir şeyler oluyor. Kaldı ki şu andaki YK Başkanı birçok yanlışa karşı çıkabilecek güçte olmasına rağmen bu gücü çalışanlar lehine kullanmamakta ve bu açıdan hatalı yönetimi sürdürmektedir. “ vb… Görüşmenin sonunda 30 seneyi aşkın bir süre THY’ de çalıştığımı bu gence söyledim. Önce inanmadı. Sonra eski ID Kartımı görünce ikna oldu. Ve de o andan itibaren sorgulanan ben oldum. Şunu gördüm ki, gençler şirketin bu günkü durumunu benden kat be kat iyi biliyorlar. Analiz etme şekilleri ise kendilerine özgü bir yaklaşım.
Görüştüğüm ikinci kişi olan Bn. denek, bir çalışanın “ bu şirkette başarıyı yaratıcılık ve kuruma bağlılık getiriyor “ sözünü dikkat çekici bulduğunu ifade ediyor. Kaldı ki bu sözü söyleyeni bile araştırmışlar. TC Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının “İŞTE EŞİTLİK PLATFORMU’NA “üye olan TAV, İnsan Kaynakları raporlama sistemini platformun öngörülerine uygun bir şekilde düzenlemiş. Şu anda % 37 olan kadın çalışan sayısının 2014 yılının sonunda % 50 ‘ ye çıkartılmasını hedeflerken, FIRSAT EŞİTLİĞİ MODELİNİ benimsediğini göstermek sureti ile bu faaliyetleri ile de Y kuşağına güzel bir mesaj’da vermiş oluyor. Bu tür mesajların hedefine ulaştığı görülüyor. Genç hanım TAV’ da eğitim faaliyetlerinin göstermelik olmadığını ( sektörümüz kuruluşlarından örnek vererek ) belirtiyor. Kendisine TAV’ ın çalışanlarına verdiği ücretler ile ilgili sualimi ise, Y kuşağının yaklaşımında ücretin yeri size ifade ettiğimiz hususların önünde yer almıyor dediler ve anlattılar da anlattılar.
Konuyu Bloomgerg Business Week’ de işleyen Ayşe Merve Kamacı’nın da belirttiği üzere “ Bu kuşağın hiç bilmedikleri, kültürünü ve işleyişini tanımadıkları bir işe kolay kolay girmeyeceğini” ifade eden denek arkadaşımız bu bilgileri edinmenin kendileri için zor olmadığını belirtiyor. İlk anlatımında inanamadım ama yakın muhitinde bulunan gençlerin bu konularda gerekli tüm bilgilere sahip olabilmesi için oluşturulan bir sistemin varlığından bahsettiler. Evet, sistem iyi çalışıyordu. Ve de açıklanmamak kaydı ile bana yanındaki bilgisayarından gösterdiği iki web düzenlemesini görünce ve de birkaç konuya bakınca tabii ki inandım. Bana sizde bu bilgilerden istifade edebilirsiniz, yazılarınız için konu bulmanız olası demeleri ise ayrıca güzeldi. Bu Ayşe Merve hanımın yazısında yer alan “ Sosyal medyada kendileri gibi düşünen ve birbirini destekleyen gruplara sahip olmalarından ötürü kendilerini daha kuvvetli hissediyorlar “ şeklindeki ifadesinin ne denli doğru olduğunun bir göstergesi.
“Kuruma Bağlılık” ilkesini bir meziyet olarak değerlendirmiyor bu gençler. Bunun yerine “Kuruma Saygı” duymanın önerini vurguluyorlar. İşyerinde emeğin sömürülmesinin görülmesi halinde, şayet mecbursam mümkün olduğunca kısa bir süre buna dayanıp hemen yeni bir iş aramaya başlarım diyorlar. Ve de kendileri için kariyerde ilerleme imkânının tercihlerinin ilk sırasını oluşturduğunu bir kez daha vurguluyorlar.
Temennim o dur ki, Allah bu güzel gençlere düşündüklerini uygulayabilme imkânı versin.
Yorumlar Tüm Yorumlar (65)