Önce DHMİ ile Sabiha Gökçen Havalimanı arasında yürütülen çalışmaya bakalım. Biliyorsunuz Sabiha Gökçen Havalimanı hava trafik kontrolü hizmetini Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nden alıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı'na iniş kalkış yapacak uçakların sevk ve idaresi Atatürk Havalimanı tarafından yapılıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı kulesinde de DHMİ Hava Trafik Kontrolörleri hizmet veriyor.
Ancak DHMİ ile Sabiha Gökçen Havalimanı arasında uzun süredir sessiz sedasız hava seyrüsefer hizmetinin devri konusunda görüşme yapılıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı'nın bu isteğine DHMİ'nin olumlu baktığını biliyorum. Hatta anlaşılmak üzere olunduğu yönünde bilgi mevcut bende.
Tabi bu teknik konular bizi aşmakla birlikte, görüştüğüm bazı hava trafik kontrolörleri bu konudaki endişelerini dile getirdiler.
Yazımın başlığında da belirttiğim gibi tehlike şurada. Atatürk Havalimanı'ndan Marmara Denizi üzerine doğru kalkış yapan uçak Sabiha Gökçen'den Marmara Denizi üzerine kalkış yapan uçağın havada karşılaştıklarını düşünmek bile istemiyorum. Tam tersini düşünelim inişe geçen uçakların alçalma limitleri nasıl organize edilecek.
En küçük bir hava hadisesinde Marmara Denizi'nin üzerinde uçakların tur attığını düşünürsek, Atatürk Havalimanı kulesi ile Sabiha Gökçen Havalimanı kulesi arasında nasıl koordinasyon kurulacak açıkçası cevaplanması gereken soruların başında geliyor.
Dünya örneklerinde bir şehirdeki havalimanlarının hava seyrüsefer hizmetlerinin tek elden yapıldığını yine hava trafik kontrolörleri söylüyor. DHMİ ile Sabiha Gökçen Havalimanı yöneticileri bu devir teslimin artılarını ve eksilerini düşünmeleri gerekir.
Bir başka tehlikeyi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün özel sektöre yaptırmak istediği denetimlerde görüyorum.
Her ne kadar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Bilal Ekşi'nin göreve gelmesinden sonra sektörü sektörle birlikte yönetme adına adımlar atsa bile tehlikeli bir adımlar da olduğunu söylemek zorundayız.
Sık sık çalıştaylar yapılıyor SHGM tarafından. MRO'lar, havayolu şirketleri, hava taksi şirketleri, genel havacılık gibi sektörün oyuncularından görüşler alınıyor. Bu adımların havacılık sektörünü anlamak adına yapılması görüş ve önerileri dinlemek olumlu bir düşünce. Tabi sektörün görüşlerine ne kadar kulak verilecek doğrusu onu yaşadıkça öğreneceğiz. Umarız havanda su dövülmez.
Bilal Ekşi döneminin en dikkat çekici çalışması havacılık alanında faaliyet gösteren firmaların denetimlerinin özel şirketler tarafından gerçekleştirilmesi için hazırlık yapılması. Bu konu ile ilgili çalışma henüz taslak aşamasında. İçeriği nasıl şekillenir şimdiden kestirmek mümkün değil ama olması muhtemel gelişmeleri tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Bakmayın denetçi firmadan aranacak şartlarda, firma ile ilişkisi olmaması, akrabalık derecesi bulunmaması gibi şartlara.
Düşünün şimdi bir havacılık işletmesi kendini denetleyecek bir firmaya nasıl hükmedeceğini. En basitini söyleyelim. Şirket içinde bu işi yapacak kişiler istifa ettirilecek ve denetim şirketi kurdurulacak ve nasıl olsa kendisini denetleyecek şirketi seçme hakkı da havacılık işletmesine ait. O halde baba patron perde arkasında yine havacılık işletmesi olacak.
Böyle bir denetimin havacılık sektörüne ne tür bir faydası olur yine bunları yaşayarak göreceğiz.
Bunun yerine havayolu şirketlerinin kalite başkanlarının iş güvencesi teminata altına alınsa, teknik başkanın iş güvencesi teminat altına alınsa çok daha sağlıklı olur. Böylelikle patron baskısından kurtulacak olan form-4 sahibi bu kişiler olumsuzluklara iş endişesi ile göz yummayacaklardır.
Eğer denetimlerin mutlak daha ehil ve bilgiç kişiler tarafından yapılması isteniyorsa SHGM bunu çok basit bir yöntemle yapabilir. Öteden beri savunduğumuz hatta bir defasında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a da söylediğimiz gibi denetçilerin sektörden emekli olmuş yıllarını bu mesleğe vermiş deneyimli ellere bırakmak daha mantıklı olur. SHGM tarafından oluşturulacak olan bu birime sözleşmeli olarak emekliler alınabilir. Bu işi zevkle yapacaklarına da inanıyorum. Pilot ise pilot, teknisyense teknisyen, mühendis ise mühendis. Piyasada aramadığınız kadar emekli personel mevcut. Çok cüz'i ücretlerle bu işi yapacaklarına inanıyorum.
SHGM, denetim işini mutlaka özel kuruluşlara devredecekse mutlaka cezai kuralları ağır olmalı. Hatta göz yummalara, kayırmalara hapis cezası verilecek düzenleme getirilmeli. Bu konu kanunla yürürlüğe girecek yapılanma ile gerçekleştirilmeli
Bizden söylemesi. Hem DHMİ-Sabiha Gökçen arasındaki ilişkide hem de SHGM'nin denetimleri devretmesi konusundaki endişelerimizi dile getirdik.
Kalın sağlıcakla.
Düzeltme : Değerli okurlarım, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki hava trafik hizmeti yine DHMİ tarafından verilecek ancak Atatürk Havalimanı'ndan bağımsız hareket edecek.
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)