Aşağıdaki görselde sıralanan ve bazı (?) çalışanların şikayetlerinin temelini oluşturan beklentiler olarak da ifade edebileceğimiz hususlar mantıklı ise, bunlar robotların yönetimine neden imrendiğimin cevabıdır. Uzmanlar başka türlü düşünebilirler. Ancak robot yöneticileri benim umudum haline getiren mevcut “insan “yöneticilerin yan tutucu davranışları olup çalışanları sizden, bizden şeklinde ayrıştırmakla başlayan hakka saygı duymayan ve adalet mefhumunu sürekli zedeleyen istihdam uygulamalarıdır. Görselde ifade edilen hususların ne denli doğru olduğunu ancak yandaş olmayan ve trol lük görevini yürütmekle görevlendirilmiş çalışanlar dışında kalan personel takdir edebilir.
YAPAY ZEKÂ CEO’ LUK YAPIYOR.
Yapay zekanın artık hayatımızda ciddi anlamda yer edinmesiyle beraber yöneticilik yapmaya başladığı da görüldü.
Daily Mail'in haberine göre, dünyanın ilk yapay zekaya sahip robot CEO'su, Twitter ve Meta'yı hem Elon Musk hem de Mark Zuckerberg'den çok daha verimli bir şekilde yönetebileceğini iddia ediyor.
Kolombiyalı firma Dictador'un başında bulunan Mika, yapay zekanın işletmelere uyum sağlamasıyla birlikte yakında dünya çapında kendisi gibi daha fazla CEO'nun ortaya çıkacağına inanıyor. Zam istemiyor, tatil yapmıyor.
Zam istemeyen ya da tatil yapmayan bir çalışan olan Mika, iletişim, strateji planlama ve hatta ambalaj tasarımı da dahil olmak üzere pek çok konuda yardımcı olarak kar elde etme konusunda ezber bozan biri olmakla övünüyor.
Yapay zekanın büyük miktarda veriyi işleyerek süreçleri optimize edebileceği, kalıplara ve algoritmalara dayalı kararlar alabileceği belirtildi. Ancak yapay zekâ algoritmalarının uygun şekilde geliştirilmez ve denetlenmezse sorun yaratabileceği kaydedildi.
Mika ‘nın Dictador’da stratejik iş kararları almak için en son algoritmaları ve makine öğrenimini kullandığı düşünülüyor. Dictador'da çalışanların ilk başta yapay zekaya biraz şüpheyle yaklaştıkları kabul edilse de Mika, şirketlerine kattığı değeri fark ettiklerini söylüyor. "gelecekte neler olacağını görmek beni heyecanlandırıyor
Yapay Zekâ CEO'su Mika, 'Yaklaşık bir yıl önce yapay zekâ CEO'su oldum ve o zamandan beri öğreniyor ve büyüyorum. Bu inanılmaz bir yolculuktu ve gelecekte neler olacağını görmek beni heyecanlandırıyor." ifadelerini kullandı
ROBOT MİKA BM KONFERANSINDA KONUŞMA YAPTI
Mika ‘nın asıl işi Dictador’un yönetmek olsa da bu ayın başlarında Birleşmiş Milletler konferansında yaptığı konuşmayla siyaset dünyasında da kendine bir yer edindi.
Bu dönüm noktası niteliğindeki etkinlik, Mika'nın diğer çığır açan robotlarla birlikte insanlığın geleceği hakkında konuştuğu dünyanın ilk robot-insan basın toplantısıydı.
SERBEST PİYASA EKONOMİSİ VE TİCARİ AHLAK ANLAYIŞI
DEPREM YÖRELERİNDE EV SAHİBİYDİ, BURADA İSE MARKET VE MANAV İŞLETMECİSİ. AYNI KARAKTER YAPISI. AYNI AHLAKSIZLIK: Bu konu hepimizi ilgilendiriyor. Evet, bu ara pahalılıktan şikâyet çok. Maaşların azlığından da. Her kimle görüşsen bir şekilde aynı konu açılıyor. Geçen gün bir televizyonda yapılan söyleşide gazeteci bir iştirakçi, satıcının birine yönelttiği “bu nasıl bir fiyat, ne kadar pahalı” sualini “şikâyet ediyorlar, söyleniyorlar ama ne fiyat versek ödüyorlar nasıl olsa” şeklinde cevapladığını söylüyordu.
Hepimiz pahalılıktan şikayetçiyiz. Bunu yaşıyoruz, inkâr edilmesi mümkün değil. Bunun için bir çoğumuz hükumeti ve ekonomik politikalarını suçluyoruz. Mutlak tabloda onlarında büyük ölçüde hatası mevcut. Gel gelelim bir iki hususa da açıklık getirilmesi gerekir. En hafif deyim ile birbirimizi düşünmediğimiz, sevgisizliğimiz bu noktada da ortaya çıkıyor. Hem de nasıl.
Semtimizde iki adet zincir market bulunduğunu varsayalım. (a) meyve birinde 27, diğerinde ise 54 TL’ ye satılıyor. Aynı meyve ve de aynı kalite. Sizce bu fark niyedir. Bu örnek çoğaltılabilir.
Yine semtimizde aynı zincir marketin iki adet satış mağazasının bulunduğunu varsayalım. Aynı markete ait bu iki satış noktasında aynı ürün birbirinden farklı fiyata nasıl satılır? Bu bizzat yaşamıştır.
Bunların yanında yine semtimizde küçük bir bakkal dükkanının ön tarafında sebze ve meyve satıldığını düşünün.
Toplamı 100 m2’ lik bir yer olsun. Bunun 48 m2’sinin manav olduğunu düşünelim. Bu marketin sahibi her gün hale gidip alışveriş yapıyor. Sizce bu dükkânın halden veya toptancılardan en büyük zincir marketler gibi ve onlarla aynı miktarda alışveriş yapmaları mümkün mü? Hani derler ya fazla miktarda alışveriş yapanlar toplu alımlarda malı
daha ucuz fiyata alırmış. Peki nasıl oluyor da bu küçük kuruluş’ un sebze ve meyve satış fiyatları büyük zincir marketlerden daha ucuz oluyor. Nasıl olur da aynı marka bir pilin satış fiyatı bir markette diğerinden %160 daha fazla olabiliyor? Anlamak mümkün değil
Geçenlerde Cumhurbaşkanımız: Türk ekonomisi, serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edecektir demişlerdi. Diğer bir toplantıda ise AHİLİK, SADECE KENDİNİ DÜŞÜNMEK DEĞİL
TÜM TOPLUMU GÖZETMEKTİR: diye konuştu ve seslenişine şöyle devam etti. “Asırlar boyunca Anadolu’da devletin zayıf düştüğü, toplumun birliğe ve dirliğe ihtiyacı olduğu her dönemde ahiler, yani esnaf ve sanatkârlarımız
devreye girmiştir. Âdeta bir çimento gibi milletimizi bir arada tutan, savunan, yaşatan, büyüten Ahiler, kendi içlerinde de sıkı bir mesleki ve ahlaki disiplin oluşturmuşlardır” diyor. Ahilerin asıl gücünün, kendi içlerindeki bu nizamdan, intizamdan, ihlastan geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Ahilik, sadece kendini düşünmek değil aynı zamanda çevresindeki kardeşleri ile tüm toplumu gözetmektir. Selçuklu’ dan beri devletimizi ve milletimizi ayakta tutan omurga görevi gören esnaf ve sanatkârlarımızın bugün de aynı misyona sahip olduklarına inanıyorum diyerek devam etmişlerdi konuşmasına. Sn. Cumhurbaşkanımızın ifade leri doğru ancak “inanıyorum” dediği hususa ben inanamıyorum. Bu günküler çoğunlukla eskilerle aynı misyona sahip değiller maalesef.
Vatandaşın pahalılık nedeniyle çektiği sıkıntı meydanda. Bunu herkes kabul ediyor. Peki bu nasıl aşılacak? Serbest piyasa ekonomisi, piyasalara giriş ve çıkışların kısıtlanmadığı, arz ve talebin, fiyatın tek belirleyicisi olduğu, piyasadaki ekonomik sorunların sadece fiyat ile çözümlendiği, hiçbir surette devletin ekonomiye müdahil olmadığı bir ekonomi modeli. Hepimiz bunu bu şekilde biliyoruz. Bu tanımın birçok iktisatçı tarafından da en fazla
kabul görmüş olan tarif olduğu da açık. Evet bu modelde Piyasalara giriş ve çıkışlarda hiçbir müdahale, koşul, engel olmaz. Piyasadaki ekonomi sorunları yine piyasada ve piyasa koşullarında çözülür. Çözüm anahtarı ise sadece fiyattır. Arz ve talebin oluşturduğu serbest ortamda fiyat oluşur. Görüldüğü gibi, son derece açık, net ve tamamı birkaç satırla ifade edilebilecek bir modeldir. Serbest Piyasa Ekonomi Modelini, “Bırakınız yapsınlar” ile çok
Özdeşleştirmemek, ama çok da zıt olarak anlamamakta yarar vardır. Serbest piyasa modelinde hiçbir surette devletin piyasaya müdahalesi olmamaktadır. (H. Ardıç)
Evet, bu ekonomi modelinde herkes malını istediği fiyata satar. Bu satış fiyatlarının tespiti ahlaki değerlerler göz önüne alınarak yapılmaz ise piyasanın ve halkın durumu bu günkü gibi olur.
BU ARADA BİZZAT ŞAHİT OLDUĞUM BİR HUSUSU PAYLAŞMAK İSTEDİM. TANIDIĞIM BİR KEBAPÇIDA YEMEK YERKEN LOKANTANIN SAHİBİ İLE SOHBET EDİYORDUM. TELEFONU ÇALDI. ARAYAN SEMTTE BULUNAN VE AYNI İŞİ YAPAN BİR LOKANTANIN SAHİBİYDİ. VE “SEN (X) MAMULÜ ŞU FİYATA SATARAK HEPİMİZİN İŞİNİ BOZUYORSUN. FİYATINI ŞU SEVİYEYE YÜKSELT, “DİYORDU.
BİR SORU? KİM CEVAPLAR BİLEMEM?
Şubat 2019’ da İstanbul ve Ankara’da açılan Tanzim satış mağazaları uygulanan ekonomik sisteme bir müdahale sayılmaz mıydı? Sayılır tabii diyenler hayli fazla. Bundan önceki Ticaret bakanı Sn. Mehmet Muş “"Serbest piyasa ekonomisi geçerli, fiyatlara müdahale etmeyiz. Fiyatların dengelenmesi için mücadele etmek gerekiyor" İyi de bu mücadeleyi kim yapacak.? Bu söylenilenler doğruysa aşağıdaki açıklamanın izahı ne ola ki?
KİM BUNA SERBEST PİYASA EKONOMİSİ DİYORSA GELSİN KÜLAHIMA ANLATSIN.
Cumhurbaşkanımız 2019 yılının şubat ayında ne söylemişlerdi. "Dedik ki, 'Böyle giderseniz bu oyunu da bozarız.' Tanzim satışlarını kurduk mu, başlattık mı? Eğer bu iş 31 Mart'a kadar düzeldi, düzeldi, zaten yarı yarıya düştü. 31 Mart'tan sonra TESKOMB ve TESK adlı kuruluşlarla masaya oturacağız ve onlarla beraber en ücra köşedeki mahallelerdeki marketlere varıncaya kadar onlarla bu satışları yapacağız, gerekirse ürün çeşitlerini de artıracağız. Çünkü bizim derdimiz ne biliyor musunuz? Vatandaşa en uygun, en ucuz fiyatla ürünü getirebilmek. Çünkü biz sömürü düzenlere aracı olamayız. Vatandaşını sömürenlerle beraber olamayız. Eğer kim buna serbest piyasa diyorsa, piyasa ekonomisi diyorsa onu gelsin külahıma anlatsın."
Evet Cumhurbaşkanım bu yöntemle mi olur, başka bir şekilde mi planlarsınız ancak bir şeyler yapılması gerekiyor. Halk zor durumda. Piyasanın bir şekilde zapturapt’ a alınması şart. Böyle devam ettiği takdirde maaşlara uygulayacağınız artımın da bir faydası kesinlikle olmayacak.
TİCARİ AHLAK
Ticarette temel amaç para kazanmaktır. Ancak sadece paraya odaklanmak ve daha çok kazanmak için ne gerekirse yapmak anlayışı ticari ahlak ile bağdaşmaz. Hak edilen ölçüde kazanmak, hakkına razı olmak, müşteriye hakkını vermek, onu aldatmamak/kandırmamak ticari ahlakın gerekleridir. Kısa sürede büyük hedeflere ulaşma, köşeyi dönme arayışı; merdivenin basamaklarını sıçrayarak çıkma isteği; özellikle genç kuşakta gözlenmektedir. Çalışmak, emek vermek, alın teri dökmek, zaman harcamak genç kuşağın yabancı kaldığı değerlerdir. Artık verilen sözlerin, bulunulan vaatlerin, “şeref sözü” ve “hatırım için” gibi söylemlerin önemi kalmamıştır. Öyle ki insanlar kime güveneceklerini, kiminle iş yapacaklarını şaşırmış durumdadır. “Dürüst satıcı”, güzel ve nostaljik bir slogan olarak geçmişte kalmıştır.
Güçlü olanın, zayıf olanı ezdiği bir düzen ahlaki sayılamaz. Bu düzende baskı, zulüm vardır. Devletin görevi yasalar ile bunun önüne geçmektir. Yasalar ahlak kurallarını dikkate almalı, ahlaklı olmayı özendirici, ahlaksızlığı is cezalandırıcı özellik taşımalıdır. Vergi kaçırmak, ahlaki değildir. Kayıt dışı ekonomi bitirilememiştir. Piyasada serbest çalışan ve iş hayatı boyunca devlete bir kuruş vergi ödemeyen kişiler vardır. Bazı ülkelerde vergi kaçırmak büyük suç sayılmakta ve hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. (TİMDER)
Yorumlar Tüm Yorumlar (69)