Happy Workspace 2003 yılının en mutlu şirketlerini açıkladı. THY bu sıralamada 2.ci sırada. Bu liste toplanan bilgilerin bir bilim kurulu tarafından değerlendirilerek sıralanması ile düzenlendi ve sonuç THY mutlu bir iş yeri.
Benim anlayışıma göre bir şirketin mutluluğu çalışanlarının mutlu olması demektir. Bu araştırma sonucunda belirlendiği gibi Türk Hava Yolları çalışanları mutlu olduğuna göre, THY yönetiminden şikayetçi olan çalışanlar yalan söylüyorlar ve yazıp çizen ben de uydurulan yalanların üzerine bir gerçeklik inşa etmeğe çalışarak THY yönetimine sürekli çamur atıyorum (?) Savunmaya geçmeyeceğim. Zira şu andaki net görünüm bu. THY ve dolayısı ile çalışanları mutlu.
Yukarıda da ifade ettiğim üzere Türkiye'nin En Mutlu İş yerleri, Happy Workspace Sertifikalı şirketleri arasından Wellbeing Index puanı ve İnsan Yönetimi uygulamaları baz alınarak (tekrar ediyorum insan yönetimi baz alınarak) bilim kurulu tarafından belirlenmiş. Bir daha tekrarlıyorum. İnsan Yönetimi uygulamaları dikkate alınarak bilim kurulu tarafından belirlenen bir mutluluk bu. Kaldı ki benim tenkit ettiğim konuların neredeyse tümü insan yönetimi ile ilgili.
Peki Wellbeing nedir? Kurumsal wellbeing, mutlu bir ofis ortamı yaratma ve verimli çalışanlara sahip olmanın temelidir. Esenliğe önem veren şirketler; çalışanlarının yalnızca fiziksel refahına, güvenliğine ve ruh sağlığına yatırım yapmakla kalmaz aynı zamanda daha sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmak için önleyici tedbirler de alır. (Bende bunun anlamını yeni öğrendim)
HAPPY WORKSPACE SONUCA NASIL ULAŞTIĞINI İŞTE BÖYLE ANLATIYOR.
“Çalışan mutluluğu ve yüksek performans tesadüfen oluşmaz. Bilinçli bir çaba ve doğru araçlar gerektirir. İşte bu noktada devreye giriyor ve Amerikan Psikoloji Derneği’nin iyi olma hali (wellbeing) yaklaşımını temel alan ölçme araçlarımız ile işyerinizdeki çalışan deneyimi ve ilişkiler hakkında derin bir içgörü sağlıyoruz. Bu süreçte, sadece mevcut durumu tanımlamakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin en geniş benchmarkı ve en iyi uygulamalarını temel alarak, anket sonuçlarınızı pratik eylemlere ve kişiselleştirilmiş, uygulanabilir planlara dönüştürüyoruz. Geleneksel sunum yöntemlerinin yanı sıra, yapay zekâ ile desteklenen en son teknolojileri kullanıyor, zihnindeki tüm soruların cevabını bulabileceğiniz bir alt yapı sağlıyoruz. Özetle daha iyi bir çalışan deneyimi ve sürdürülebilir yüksek performans için bilimsel temelli, kolay uygulanabilir ve etkili çözümlerle yanınızdayız “diyor Hapyy Workspace ve devam ediyor. “Happy Workspace Türkiye olarak her yıl 300’ün üzerinde şirkete çalışan anketi uyguluyoruz. Bu sayede sonuçlarınızı, son derece geniş ve daha önemlisi güncel bir veri tabanı ile kıyaslayarak yorumluyoruz. Vede “Anket verilerinizi mevcut araştırmalar ışığında anlamlandırıyor, araştırma raporunuzu alanında uzman akademisyenlerin desteğini alarak hazırlıyoruz. Sonuç sunumlarınızı yine akademisyenler yapıyor.” Derken yaptıkları anketi de şöyle tanımlıyor” Wellbeing Index- Çalışan Deneyimi Anketi, şimdiye kadarki en basit ama bir o kadar gelişmiş ölçüm aracıdır. 14 güçlü soru yardımıyla kuruluşunuzdaki çalışan deneyimin gerçek zamanlı göstergesini sağlar. Çalışanların işleri, çalışma arkadaşları, yöneticileri ve işveren markası ile olan etkileşimini temel alan bütüncül bir çerçeve sunar.”
Happy Workspace “Anketleri e-posta, kısa mesaj ve karekod ile çalışanlarınıza ulaştırıyoruz. Online erişimin mümkün olmadığı durumlarda geleneksel kâğıt-kalem yöntemini kullanıyoruz. Ve katılımcılarımızı tüm süreç boyunca eş zamanlı bilgilendiriyoruz” derken, açıklamaları bu yıl ikinci kez gerçekleştirilen araştırmaya 329 şirket katıldı. Nisan 2022-2023 tarihleri arasında yürütülen araştırmada örneklem yöntemi kullanılarak yapılan ankete, 74 bin 201 çalışanı temsilen 21 bin 422 çalışanın katıldığı şeklinde devam ediyor.
Çalışan Deneyimi anketinden 70 ve üzeri puan alan 104 şirketin aday olduğu listede, aday şirketlerin insan yönetimi uygulamaları bağımsız bir bilim kurulu tarafından değerlendirilmiş. Puanlar anket sonuçlarının ve yönetim uygulamaları değerlendirmelerinin yarı yarıya ağırlıklandırılmasıyla elde edilirken, sektörlerinde en yüksek puanı alan 75 şirket, Türkiye’nin En Mutlu İşyerleri Listesi’ne girmeye hak kazanmış. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen araştırmayla kıyaslanan sonuçlar, yalnızca 26 şirketin yerini koruyabildiğini, bu yılki sıralamaya ise 49 yeni şirketin girdiğini gösteriyor.
Bu arada beni şaşırtan ise bu konularda uluslararası boyutta söz sahibi olan Gallup firmasının bir süre önce yaptığı iş yerindeki mutluluğu ölçen araştırmasında, çalışan nüfusun dünya genelinde yüzde 87'sinin, Türkiye genelinde ise yüzde 85'inin iş yerinde mutsuz olduğunu gösterdiğinin açıklanmış olması. Bunu Happy Place to Work sonuçları ile nasıl bağdaştıracağımı düşünemedim., yan yana koyamadım. Kapital dergisi ise Gallup firmasının yaptığı araştırmaya ek olarak çalışanların mutsuzluğunun sebeplerini araştırmış. Yüzde 27 ile listenin başında yer alan neden 'iş yerinde yönetici ve iş arkadaşlarıyla olan ilişkiler olup İkinci sırada ise yüzde 25 ile 'maaş tatminsizliği' yer aldığı belirtiliyor. Devam eden maddelerde ise yüzde 15 oranıyla 'kariyer olanaklarının kısıtlı olması' ve yüzde 13 ile 'yeterince takdir görememe' gibi çok önemli konular bulunuyor.
Her ne ise dönelim asıl konumuza. Ankete iştirak eden çalışanları kim belirliyor ve Happy Workspace’e e- posta adreslerini kim veriyor? Ona açıklık getirmemişler açıklamalarında. Bir de ankete 74.201 çalışanı temsilen 21 bin 422 çalışanın katılmış olması ne demek onu da anlayamadım. Yani 50 çalışan bani vekil tayin ediyor ve ben görüşlerimi 51 kişi için (adına) sunuyorum. Şimdilik kaydı ile” Bu kadar kusur kadı kızında da olur” diyelim?
Bugüne kadar istihdamla ilgili olarak yazdıklarımın tabii ki arkasındayım. Demek ki benim ele aldığım konular münferit yaşanmışlar (?) olup ne mutlu ki şirket çalışanlarının bütününü etkilememiş bu sorunlar. Başka nasıl izah edebilirim ki? Yine de bu konuyu araştıracağım. Özellikle de katılımcıların belirlenmesi ile temsilen katılma konusunu. Geçte olsa ilan edilen listede 2 sırada olan Türk Hava Yollarını kutlamam gerekir diye düşünüyorum.
ÇOĞUMUZ BİR YALAN UYDURUP ONUN ÜZERİNE BİR GERÇEKLİK İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYORUZ. DALKAVUKLAR VE YALAKALAR
Allahtan yakınlık duyduğum, kalbimin birlikte çarptığı, geçmişte görev yaptığım kuruluşlarda yazı konusu olan “insanımsı” lar pek bulunmuyor. Değil mi? Mutlu şirketlerde, mutlu insanlar çalışır. Mutlu insanlar ise bu tür aşağılık davranışlarda bulunmazlar. Aslında Ülkenin genel şartlarından benim eskiden çalıştığım kurumlar soyutlanabilir mi? Bilmiyorum. Evet konuya ülke genelinde bakıp çok çok uzun zamandır sistemde bulunan yalakaları gururlandırıyorum aslına bakarsanız.
Sık sık onlar için görüşlerimi ortaya koyarken “Vasıfları uygun olmamasına rağmen tavassutlarla işe kabul edilme şekillerinden ve iş yaşamının devamında sürekli lehlerine kullanılan tercih nedenlerinden (tayin, terfi vb.) ötürü tepe yöneticilere kaşı hissettikleri şükran borçlarını, alkışlayarak, her yapılana doğru diyerek ve de onlara methiyeler düzerek ödeyen tipler olarak lanse etmiş ve her ne kadar genelde bu çirkinlikleri tasvip etmesem de kendilerini tenkit ederken “vefalı” olduklarını “örtülü bir anlamla” da olsa söylemlerimde vurgulamış oluyordum. Peki anlıyorlar mıydı? Hayır. Yine de bu türler için mümkün olduğunca yandaş, yalaka, dalkavuk vb. küçültücü ifadelerden kaçınmaya çalıştım. Yazılarımda tepe yönetimlerin uygulamalarını tenkit ettiğim zamanlarda bu insanların seviyesi hayli düşük ifadelerle bezenmiş isimsiz yorumlarına muhatap oldum. Esasen bu hastalıklı davranış sahiplerinin birine saldırmaları için yazı ve söylevlerinde yönetimler veya kendilerinin aleyhinde bir şey söylenmesi şart bile değil. Artık yazıyı okumadan saldırılarını ortaya koyuyorlar.
Bir yazı okumuştum. Eskinin soytarıları şimdinin dalkavukları oldu başlığı vardı yanlış hatırlamıyorsam. Eskinin Soytarıları sarayda “kral çıplak sözünü söyleyebilen tek kişi şaka ile de olsa haşmetliye doğruları söyleyebilen tek canlıydı. Padişah öldükten veya tahtan indikten / indirildikten sonra soytarısının kralın halefine hizmet verdiği görülmemiş. Tek başına bu özellikleri bile onların ne kadar nezih yaradılışlar olduğunu göstermiyor mu? Ya bizim dalkavuklar (?)
BİR DALKAVUKLUK ÖRNEĞİ: Av uşakları çevredeki ördekleri kışkırtıp, kralın önüne getiriyorlar. Sonunda hazret önünden geçen bir ördeğe ateş ediyor, heyecanla dalkavuğuna soruyor- Nasıl? Vurdum mu? Vurdum mu? Dalkavuk: Majesteleri zavallı ördeğin hayatını bağışlamak alicenaplığında bulundular. Evet, bu mesleği gerektiği şekilde ifa etmek için pratik zekâya sahip olunmasının gerektiği açık.
VE DE KELİME ANLAMI
Dalkavuk kelimesinin sözlük anlamı, “çıkar ve yarar beklediği ya da kendisinden çıkar sağladığı kimselere, makamca, daha üst durumda büyüklere karşı saygı ve abartılı hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse” şeklindedir. Yalakalık ise bambaşkadır. Dalkavukluğu da içinde barından yalakalık, sözlük anlamıyla “söz götürüp getiren, söz taşıyarak arabozan, dedikoducu, boşboğaz, sırnaşık, ikiyüzlü, dalkavuk, arsız, onursuz” insanın yaptığı iştir. Dalkavukluktan çok daha öte bir menfaat beklentisiyle hareket etmeyi içerisinde barındırır
Evet bu sözlük anlamlarına bakıp şayet mevcutsa etrafınızdaki örnekleri istediğiniz gruba koyun. Benim görüşümü sorarsanız “Yalakalık “kelimesi tarifine uygun ve de nam olarak da tanıma imkânı bulduğumuz örnekleri bu tarife daha çok yakışıyor.
TOPKAPI SARAYINDAKİ BELGELER NE DİYOR.
Topkapı Sarayı'nda bulunan belgede dalkavukluk mesleğinin icrasına ilişkin şu bölümler yer almaktadır: Hani görev tarifi dediğimiz, her şirkette bulunan ama çoğunlukla uygulanmayan iş tarifleri var ya. Ta o zamanlarda bu soytarılar için hazırlanmış.
"Dalkavuklar, soylu ve yüksek mevkili kişilerin huzurlarına girdiklerinde etek öperler. Oturacakları yer, tırabzan yanındaki küçük minderlerdir. Vazifeleri, hane sahibi olan zatın mizaç ve tabiatına uygun şekilde konuşmak, meclise neşe vermek, keder verici sözlerden zikr-i müstekreh tabirlerden (iğrenç sözlerden) ve küfürlerden gayetle sakınmaktır. Hane sahibi ne söylerse fevkalade yardakçılıkla tasdik edecekler ve asla aykırısından söz söylemeyeceklerdir. Verilen ihsanı gizlice alacaklardır, verilen paranın çokluğuyla meslektaşları arasında övünmeyeceklerdir."
KARİYERİNİZİN EN BÜYÜK DÜŞMANI KURUMSAL DALKAVUKLUK (KURUMSAL YALAKALAR)
IK Uzmanı Durdu Güneş Dalkavukluk konusunu aşağıda şekilde ele alıyor. “Dalkavukluk aşağılayıcı bir kavram olarak kullanılmakla birlikte, geçmişten günümüze şekil değiştirerek varlığını devam ettirmektedir. Çıkar sağlamak amacıyla başkalarına saygı ve hayranlık gösterisi yapmak, yaranmaya çalışmak, dalkavukluğun en belirgin niteliklerindendir. Peki, “Kurumsal Dalkavukluk Nedir? Zararları Nelerdir? Yönetimde ne tür hasarlara yol açar? Ve Dalkavukluğu önlemek için neler yapılmalıdır?” Dalkavukluk aşağılayıcı bir kavram olarak kullanılmakla birlikte, geçmişten günümüze şekil değiştirerek varlığını devam ettirmektedir. Çıkar sağlamak amacıyla başkalarına saygı ve hayranlık gösterisi yapmak, yaranmaya çalışmak, dalkavukluğun en belirgin niteliklerindendir.
Kurumsal Dalkavukluk: Eskilerde dalkavukluk gerek sarayda gerekse zengin konaklarında bir meslek olarak sürdürülmüş ancak günümüzde bir hayat tarzı olarak toplum hayatında, yükselme ve itibar görme aracı olarak bürokraside yerini almıştır. Geçmişte dalkavukluk, toplumsal hayatı veya devlet idaresini etkilemeyen, lokalize olmuş bir meslek alanı ve mizah konusu iken; günümüzde, hayatımızı ve tüm yönetimleri istila eden kaygı verici bir durum olarak yaşanıyor. “Kurumsal Dalkavukluk” kavramıyla, bürokraside dalkavukluğun yükselme aracı ve muteber bir davranış tarzı olarak benimsenmesi kastedilmektedir. Dalkavukluk, günlük dilde aşağılayıcı bir kavram olarak kullanılmasına rağmen hayatımızda neden se etkili bir davranış tarzı olmaktadır?
BU DA THY’ DE KENDİLERİNİ İKTİDARLA ÖZDEŞLEŞTİREN BİR KARTALLI.
Bu günkü dalkavukluk doğrudan kişiye yapılan bir şey değil. Kişinin makamına, servetine ve gücüne yapılır. O makam, servet, güç kaybedildiğinde o kişiye dalkavukluk anında kesildiği gibi yeni efendilere yaranmak için eski efendilere ihanet kaçınılmaz olur. Kayıtlar böyle diyor.
Kurum yönetimlerinde dalkavukluğun egemen olması birçok konuyu dejenere ederken kurumda denetimi de ortadan kaldırır. Dalkavuk bir yandan iş yapmamaya diğer taraftan açıklarını dalkavukluk yaparak gidermeye çalışır. Eğer makam sahipleri dalkavukluktan hoşlanıyorsa -ki bu durumda kendisi de dalkavuktur.- “en büyük sensin” sözlerine muhatap olur. Hukuku çalıştırmaz. Kendisine izafe edilen ilahi bir güçle dalkavuğu hoş görür. Suçlunun cezasını çekmediği her yerde suçlular kahraman olur. Düzen de yerle bir olur.” Bilmem anlatabildim mi?
Yorumlar Tüm Yorumlar (70)