İşyerlerinde patronlar veya atanmış tepe yöneticiler konuşmalarında sık sık düşünerek veya hiç düşünmeden bazı vaatlerde bulunurlar. Vaatte bulunmak, bir konuyu hedefleyip gerçekleştirileceğini söylemek kısaca verilen sözlerde durmak bazen zor, bazen ise kolaydır. Eğer sözü yerine getirmeden önce yapılacak olan alt yapı çalışmaları kurum için de başlayıp, kurum için de noktalanıyorsa, hazırlık çalışmalarında başka bir veya birkaç kuruluşla rekabet unsuru ve dış etkenler yer almıyorsa verilen söz veya vaat edilen konuyu yerine getirmek veya hedefe ulaşmak nispeten daha kolay görünür. En önemlisi vaat bir satın alma ise satın alımın ana unsurunu teşkil eden olan maliyet analizi doğru olarak yapılmış ise gerisi sanki daha kolay gibi geliyor insana. Örneğin uçak alımı gibi. Tabii uçakları alıp onları uçuracak ekibin temini ile eğitimini dikkate almaz iseniz o başka. Saçma, böyle şey olmaz demeyin. Bu saçmalık bir zamanlar yaşanmıştı.
Evet Bay Bolat THY’nin hayli büyük miktarda uçak satın alacağını açıklamıştı. Daha sonra uçak alımının satın alma opsiyonları ile birlikte 355 adet için programlandığı belirtildi. THY tarihinin en büyük alımıydı bu. Ve de THY söz konusu uçaklara ait siparişin verildiğini 13 Kasım 2023 günü resmen açıkladı. Demek ki THY aşağıda zikredilen çalışmaları ve yapılması gereken diğer hususları vb. uzun sayılmayacak bir dönemde başarı ile sonlandırdı.
Bir havayolu filosuna yeni uçakla almak, şirket için önemli bir karar. Bu kararın alınması için birçok faktör göz önünde bulundurulmalı. İşte bir havayolu filosuna yeni uçaklar almadan önce yapılması gereken çalışmaların bir kısmı: Filo Plânlaması- Maliyet Analizi- Uçak Seçimi- Eğitim – Sertifikasyon- Müşteri Beklentileri – Teknik ve Uçuş İşletme gruplarının uyum değerlendirmesi Vb. olarak ifade edilebilir
THY’ nin uçak siparişlerine bakınca, A320—321 NEO ve A350. Bu uçak tiplerinin THY filosunda zaten mevcut olduğu görülüyor. Siparişler 10 seneye yayılmış durumda. Dolayısı ile kesin sipariş ve alım opsiyonlu uçaklar hangileri onu bilemiyorum. Her şey bir tarafa görüşünü istediğim bu konuda uzman olarak kabul ettiğim bir dostumuz bu uçak tiplerinin önümüzdeki on senelik periyot içinde satın alınabilecek en iyi seçenekler olduğunu ifade etti. Bay Bolat’ı ve karar verenleri kutlamak gerek. Rolls-Royce motorları için yorum alamadım. Çünkü sözleşme şartlarını bilmiyorduk. Mutlak ki motor seçimi yaparken akılcı bir şekilde uzun dönemli bir bakım anlaşması yapmıştır diye düşünmekteyiz. Uçak sayılarına gelince yeni alınan bu uçaklar mevcuda ilave mi yoksa, THY filodaki B777 A330 ve B737 leri elden mi çıkaracak. Yapılan duyuruda bu konuda bir açıklama bulunmuyor. Belirtilen uçak tipleri filo da mevcut olup halen operasyonda olan uçaklar olması nedeni ile performans değerlendirmesi, spesifikasyon ve fiyat pazarlığı uzun sürmemiştir. Bu günkü ortamda Boeing’ in devrede olmaması tabii ki doğru bir yaklaşım.
Evet, dikkat ederseniz yukarıda yapılacağı belirtilen, planlama, analiz ve seçim ve belirlemelerin tümü Havayolunun iç yapısında yürütülecek olan çalışmalar. Dış etkenlerin bu çalışmalarda rolü yoktur. Eğer takım şirket menfaatleri konusunda iyi anlaşan yöneticilerden oluşuyorsa bu çalışmaları yapmak, karar vermek ve işi sonuçlandırmak aşağıdaki konuda belirtilen türde bazı vaatleri yerine getirmekten nispeten rpt nispeten kolay ve belki de zevklidir. Bize uçakların seçimi ve alımı konusunda THY yöneticilerini kutlamak, hayırlı olmasını dilemek düşer. Allah kaza ve beladan korusun.
HEDEF KOYMAK= SÖZ VERMEK
THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, Türkiye Tanıtım Etkinlikleri ve THY'nin 90'ıncı kuruluş yıldönümü sebebiyle Güney Kore'nin başkenti Seul ile Japonya'nın başkenti Tokyo'da, basın mensupları ve önde gelen sektör temsilcileriyle bir araya geldi. Bu nedenle yaptıkları konuşma ile “THY'yi değil, Türkiye'yi anlatıyoruz-, Kore, Japonya, Singapur ülkelerinin ziyaretçileri deniz, kum, güneş değil; kültür ve tarih peşindeler- Medeniyetin kökü,
başlangıcı Türkiye- Taş Tepeler' in restorasyonunda sponsorluğu THY üstlendi- Yabancı misafirlerin (turistin) kültür seyahatlerine ücretsiz bilet projesi- Türkiye'yi daha çok keşfedin, dünyanızı genişletin- THY'nin Japonya'da 36'ncı yılı, kardeş Japon halkını ülkemize davet ediyoruz- Türk mutfağını yerinde tatmak en iyisidir- THY Stopover programıyla ücretsiz konaklama, Vb. Ülkemiz Turizmi ile ilgili önemli başlık ve THY programlarına değinerek milli Havayolunun yöneticilerinin aynı zamanda ülkemizin Turizm, Tanıtım görevlisi olduklarını ortaya koyarcasına, güzel ve etkinliğin amacına yönelik geniş bir bilgilendirmede bulunmuşlar Tabii ki böyle yapılması gerekir ve de öyle yapmışlar.
Buraya kadar güzel. Doğrusunu isterseniz bundan sonrasını anlayamadım. Türk Hava Yollarının ne denli büyüdüğünü anlatan bölümler dışında tabii ki. Onları belirtmek, ifade etmek şart. Anlayamadığınız hangi bölüm diye sorarsanız. Türkiye’de basının haberin başlığına taşıdığı konu. “THY olarak, halen yüzde 80 civarında olan transit yolcu oranını tersine çevirerek, yurt dışı uçuşlardaki transit yolcu oranını yüzde 20- 25'lere düşürüp, geri kalanların ise ülkemize gelen yolculardan oluşmasını sağlamayı .......................... Vede devamı.
Ben THY’ den kopalı 21 sene oldu. Bu durumda benim THY uzmanları kadar konuya hâkim olmadığım mutlak. Yine de soracağım. THY mevcut transit yolcu oranını %’ 25’ e nasıl çekmeyi düşünüyor acaba? Basit bir örnekle bir sual daha yöneltmek isterim. İstanbul Londra uçağında tek bir koltuk kalmışsa ve bu koltuğu Tokyo Londra yolcusu yerine İstanbul Londra yolcusuna verirseniz Tokyo’dan gelecek uçakta ki koltuk boş kalır ve de gelir kaybına uğramış olunmaz mı? Ne dersiniz?
Turizm atağı konusunda 10 ülkenin hedef olarak belirlendiğinin, bu konu içinde zikredilmesinin amaca ne katkısı olur ki? O ülkelerin havayolları yok mu? THY’nin bu atağından ötürü onlar yolcu kaybetmeyecekler mi? Ve de onlarda bu konu için kontr tedbir üretmezler mi? Cepheyi genişletmekte ne fayda umulur? Anlamak mümkün değil. Bu tür konularda rekabeti kızıştıracak söylevlerden kaçınılması gerekmez mi?
“10 tane hedef ülke seçtik şimdi. Bu 10 ülkeden 10 milyon turist gelse, her birinden 1'er milyon gelse ve 3'er bin ortalama bıraksa, 30 milyar ediyor, yani 10 milyon turist ve 30 milyar hedefimiz olmalı.” Sayın Bolat, THY gibi dünya sıralamasında ilk başlarda, Avrupa’da ise birinci olan bir şirket “gelse, bıraksa, yapsa, etse “, kelimelerini kullanarak hedef koyar ve bunu açıklar mı? Takdir sizin.
Bu haberi iyi kötü sivil havacılıkla ilgili olanlar okuyacaktır. Dış hat uçuşlarında taşıdığınız yolcunun size maddi açıdan büyük bir faydası yoksa son senelerde ilan ettiğiniz kârları nasıl sağladığınızı izahta güçlük çekmeyecek misiniz? 20 % dış hat yolcusuna ilaveten taşıdığınız iç hat yolcularından mı sağladınız bu kârı? Size sormazlar mı? Personele yaptığınız prim ödemelerinin ve + ikramiyelerin şirketin kârı dışında nasıl bir kaynağı olabilir ki?
Gelelim oluşturulan hedefe. Türkiye gelmek isteyen turist uçak mı bulamıyor? Transit trafik olmasa THY bu kadar uzun menzilli uçağı nasıl doldurmayı düşünür acaba? Türkiye’mizi mevcut yöntemle dünya ya bağlamanın bir ekonomik getirisi yok mu? Kusuruma bakmayın ama 30 milyar ilave gelir hedefi gerçekçi değil. Temenni ederim ki ülkemize gelen yabancı misafirler sizin de beyanatınızda ifade ettiğiniz gibi kişi başı 3000 USD bıraksınlar ama maalesef gerçek 1000$ in altında. 2023 yıllık raporu henüz çıkmadı bildiğim kadarıyla; ama Turizm Proje Dergisi'nin Sputnik üzerinden aktardığına göre 2023 yılında Türkiye'ye ilk 11 ayda 52.742.526 turist geldi. Ortalama harcamaları bildirilmemiş; ancak 2023'ün başında turist sayısı hedefi 60 milyon, turizm geliri 56 milyar dolar olarak hedeflenmiş; eğer bu tutturulabildiyse (11. ay itibariyle epey yaklaşılmış gözüküyor), kişi başı 933 Amerikan doları harcamış olacaklar. Bu hedefi koyan THY Yönetim Kurulu Başkanının bunu bilmemesi şaşırtıcı değil mi?
2023’ün 10. ayında bu konu ile ilgili olarak yazdığım bir yazıda Bay Bolat’a aşağıdaki şekilde seslenmiştim. Tekrarlıyorum.
“Sayın Bolat bizden çok daha iyi bilirler ki, hedef belirlemenin araştırma şirketleri ve uzmanlar tarafından doğruluğu kanıtlanmış 5 temel kuralı var. Konu ile ilgili tüm neşriyatlarda bu bilgi yer alır. Umarım bunları geçte olsa göz önünde tutarsınız. Aşağıda bilgi ve ilginize sunuyorum.”
Seyahat, uçuş uzun. İnsanlar gazetecileri görünce fazla mı konuşuyor dersiniz? Tanıtma ve Halkla ilişkiler Başkanlığına atandığım sıralarda şimdi rahmetli olan bir ağabeyimizin nasihatini hep aklımda tuttum. “Şirketin müfettişleri ne soruyorsa onu cevapla ve sus. Gazetecilerle de konuşurken konunun dışına çıkma. Ve de anlatımı başka argümanlar ekleyerek uzatma. Hata yaparsın.” Bay Bolat bunu yapmamış.
Evet Bay Bolat işte bu nedenlerle bazı hedefleri gerçekleştirmek daha zordur. Kaldı ki bu konuda şu ana kadar rakiplerden bir kontr atak görmediniz. Bunlar sizin hedefinizin önüne bizzat yerleştirdiğiniz küçük olmayan taşlar.
Size Kum, çimento ve su vermişler. Bu malzemeleri kullanıp yukarı çıkarak hedefe ulaşmanızı kolaylaştıracak bir, iki basamak yapabilirsiniz veya bir duvar örebilirsiniz önünüze. Tercih sizin.
Stephen Covey’ in şu sözü umarım bir şeyler söylüyordur. “Önemli olan bir hedef belirlemek değil o hedefe ulaşmak için yapmış olmanız gereken plana bağlı kalarak o yolda nasıl yürüyeceğinize karar vermiş olmanızdır. Hedefinize hangi yoldan ve nasıl ulaşacağınıza ilişkin belirli bir planınız olmadığı sürece hedefiniz bir hayalden öte değildir.”
Her ne kadar sonucu açısından Türk Hava Yolları için verimli olacağı açık olan bu hedefi açıklamanızı takiben geçen 5-6 ay süresince konu ile ilgili olarak sizden tek bir kelime daha işitilmemiş ve bu yolda ilerlediğiniz intibaını veren bir çalışmanız görülmemiş / hissedilmemiş olmasına rağmen yine de bu konuda başarılı olmanızı kalben diliyorum. Hedefe ulaşılabilirse THY’ nin bu uygulamadan kârlı çıkacağını düşünüyorum. İnşallah hayaliniz gerçek olur.
Yine de söylemek isterim. Karanlık, zifiri karanlık bir odada kara kediyi aramak ve bulmak ne denli zorsa, hangi yöntemle ulaşılabileceği bilinmeyen bir hedefe ulaşmakta bir o kadar zor olur. İnşallah kedi bulununca haberimiz olur. Bizde sevinmek isteriz.
YAPAY ZEKÂ KONUSU
Hazırladığım bir soruyu (Yaşanmışın anlatımı) 3 yapay zekâ adresine gönderdim. 2’ sinden cevap aldım. Biri halen düşünüyor. Hatta daha sonra soru yöneltirken yaptığım ilk açıklamanın yeterince açık olmadığı düşüncesi ile soruyu (üzerinde biraz oynayarak- düzeltmeler yaparak) tekrar gönderdim. Amacım her 3 yapay zekâ’ nın bu tür bir bu konuya nasıl yanaşacaklarını, düşünce ve fikir üretip üretmeyeceğini görmekti.
Konuyu tekrarlamamış olmak için burada yönelttiğim suali ve konuyu yayımlamıyorum. Hazırladığım soruda hiçbir şirketi veya hiçbir şirketin yöneticisini küçük düşürme emaresinin olmadığına inanmanızı dilerim.
A Yapay zekanın x konuya hukuki yaklaşımını ifade eden cevap cümlelerini sunuyorum.” Yapay zekâ teknolojisi hukuk alanında da kullanılabilmektedir. Örneğin, yapay zekâ, hukuk alanında belge analizi, yargı kararları, hukuk davaları, sözleşmeler, patentler, telif hakları, fikri mülkiyet, ceza hukuku, insan hakları ve daha birçok alanda kullanılabilmektedir. Ancak, yapay zekâ teknolojisi hukuk alanında belirli etik sorunları da beraberinde getirebilir. Örneğin, yapay zekâ teknolojisi, insanların haklarını ihlal edebilir, önyargılı olabilir, adaletsizlik yaratabilir ve daha birçok soruna neden olabilir. Bu nedenle, yapay zekâ teknolojisi hukuk alanında kullanılırken, etik sorunlar da göz önünde bulundurulmalıdır.” Bu yuvarlak cevabı veren makinenin bir şekilde söz sahibi olduğunu düşünün. Nasıl ilerleyebileceğinizi düşünün? Bu bir tarafa şirket yönetmeliklerinin “olmaz “dediği bir konuyu makinenin yöneticinin takdirine bırakmak gibi bir tarz içinde olması beni şaşkınlığa uğrattı.
Evet, rahatlıkla söyleyebilirim. Bu makine Torpil’e yabancı. Tamamı ile torpil’ i akla getirecek bir anlatım yaklaşımını “bu sözün ne anlama geldiği konusunda kesin bir yargıya varmak için daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.” cümlesi ile ifade eden makinenin konuya yabancılığının bir vurgusu olarak yorumladığımı da söylemek isterim.
Makineye hak vermeğe en yakın olduğum konuda aldığım cevabı sağa sola esneterek kendi yorumumu katarak o yakın noktaya gelmeye kendimi zorlarsam” Her konu için hukuka başvurmak, konunun yayılması ihtimali nedeni ile kamuoyu nezdinde şirketi küçük düşürebilir. Bu konuda yöneticinin takdir hakkını kullanması vb. vb. Görüşü ortaya çıkıyor.
B Makinesini de sanki aynı üretici kuruluş tarafından programlamış gibi. En çok dikkatimi çeken husus ise bu makinenin gönderdiğim 9 satırlık açıklayıcı bilgiyi özetleyerek kısaltmış ve 5 satıra indirmiş olması. Dolayısı ile gördüğüm kadarı ile yanlış anlama veya hatalı değerlendirme diye bir sıkıntı yok ortada. Buna rağmen cevapları yukarıda da ifade ettiğim gibi aynıya yakın. Veya benzeri. İşverenin yetkisi vb. sözler kullanılıyor. Yukarıda makinenin sorumu çok doğru olarak özetlediğini söylemiştim. Ve de bu özet ............................konularında yapay zekanın görüşü talep ediliyor.” Cümlesi ile bitmektedir. Evet bu makinenin görüşü ise “..........................konularda yasal tavsiye alması önerilir. Daha fazla bilgi için, hukuk danışmanınızla veya yerel yasal düzenlemelerle ilgili kuruluşlarla iletişime geçebilirsiniz” sözleri ile bitmektedir. Bilmem anlatabildim mi?
C makinesinden ise bir cevap alamadım. Belki de bu daha akıllıca bir davranış. Kim bilir?
3-5 AYDIR YAPAY ZEKANIN SORU VE CEVAP HİZMETİNİ KULLANIYORUM.
Yine kullanıma devam edeceğim. Arama motoru gibi. İnternette aradığım konuları yapay zekâ soruyorum. Araştırıyor ve bana gönderiyor. İlgili linkleri de. Örnek: 2022 ve 2023 yıllarında Türkiye’ye gelen turistler kişi başı kaç USD harcadı. Cevabı ile birlikte kaynak linkleri de veriyor. Bu tür çalışmaya devam edeceğim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (27)