Sizinle konuşurken yaklaşık 10.000 TL param var desem ne anlarsınız? Cebimde 9.000 ila 10.000 TL arası bir nakdin bulunduğunu düşünmeniz normal. Ancak, bu beyanım üzerine aklınıza yalnız 5000 TL paramın olabileceği gelmez herhalde.
Gelelim konumuza. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Aycı’ nın Âlem FM radyosundaki röportajını okudum. Tabii ki medyanın seçimi kendi takdirleridir Bizim radyolarımızın hedef kitleleri internette bulabilmek mümkün. Bu medyanın THY’ nın hedef kitlesine ne denli yakın olduğunu ( ? ) mutlak profesyonelleri Sn. Aycı’ ya görüşme öncesi bildirmişlerdir.
Alem FM’e verdikleri röportajda Sn Aycı Amerika’ya günde yaklaşık 10.000 yolcu taşıyoruz demişler. Yönetim Kurulu Başkanının bu beyanını Airporthaber’ de okudum. Okur okumaz bizim sitenin yöneticilerinden birini arayıp haberde yazılan bu rakamda yanlışlık olduğunu belirterek, haberi siteye geçerken bir hata yapıp yapmadığımızın kontrol edilmesini rica ettim. Hata yok dediler ve Âlem FM’ den gelen basın bültenini gönderdiler. Evet, hata yoktu. Yönetim Kurulu Başkanı Alem FM mikrofonuna Türk Hava Yolları’nın her gün Amerika’ya yaklaşık 10000 yolcu taşıdığını söylemişti..
Türk Hava Yolları bu gün New York Chicago, Washington, Los Angeles, San Francisco’ya Haftada 7, Houston, Atlanta, Miami’ye Haftada 5, Boston’a Haftada 4 uçuş olmak üzere Amerika’nın 9 noktasına haftada toplam 47 uçuş yapıyor. Bu uçuşlar her halde 281 koltuk kapasiteli A 330-200 tipi uçaklarla ( Filoda 220 ve 250 koltuk kapasiteli, A-330-200 uçakları da mevcut ) yapılıyordur. Yine de biz hesabı yaparken Amerika’nın bu 9 noktasına THY’ nın tarifesinin aksine her gün uçtuğunu varsayalım. Buda demektir ki gidiş ve dönüş seferinde bir noktaya yapılan uçuşa tahsis edilen koltuk miktarı 281 + 281 = 562’dir. ) Günün 9 R/T seferi için de tahsis edilen ( 562 x 9 ) koltuk miktarı 5.058 olacaktır. Türk Hava Yollarının en son ilan edilmiş olan 2016 / 3 - 3 aylık dönem faaliyet raporunda Dış Hat uçuşlarının doluluk oranı 73. 4 olarak belirtilmiş. Bu durumda taşınan yolcu miktarının ( 5058x 73,4 % hesabı ile ) 3713 olduğu görülecektir. Bu hesabı haftanın Pazartesi günü için eldeki verileri kullanarak yaparsanız ( 281x2x7x73.4 %) o gün taşınan yolcunun 2888’ den öte değildir. Demek ki; Türk Hava Yollarının Amerika uçuş noktalarına günde 10.000 yolcu taşıyabilmesi için günde 18 seferi % 100 doluluk oranı ile icra etmesi gerekir. Böyle bir hesap çıkıyor ortaya.
Peki; ben bu hesabı neden yaptım. İlker beyin verdiği bilginin yanlışlığını afişe etmek için mi? Hayır. Kim olursa olsun ben Türk Hava Yollarının tepelerinin şu veya bu niyetle böyle bir bilgiyi bu kadar çarpıtıp kendi ağzı ile sunacağına inanamam. Hem de tersinin ispatlanması bu denli kolay olan bir konuda. Buna hiç bir şekilde inanmak istemem. Bir adım öte İlker Bey çıkıp dilim sürçtü benim hatam deseler yine de inanmam.
Ben tepedekilerin yönlettikleri işyerine ilişkin tüm detayları bilmeleri gerektiğine inanan biri değilim. Bilemezler. Hele hele Türk Hava Yolları gibi dünyanın 280’nin üzerinde noktasına uçan 22.000 çalışanına ilaveten direk uçağa hizmet götüren iştirak şirketlerinin personeli ile birlikte yaklaşık 40.000 - 42.000 arası personeli çatısı altında bulunduran devasa uluslararası bir yapıyı yönetiyorlarsa. Sistemde bu kadar ara kademe yöneticisinin bulunmasını yalnız “ Bizden “ kelimesinin etrafında dönerek izah edebilmek mümkün değil.
Türk Hava Yollarında Tanıtma ve Halkla İlişkiler Başkanlığı görevim süresince dört Genel Müdürle çalıştım. Çok kısa bir süre Sn. Yılmaz Oral, daha sonra Sn. Cem Kozlu ve sırası ile Sn. Tezcan Yaramazcı ve Sn. Yusuf Bolayırlı. Hepsini saygı ile anıyorum. Bu dört Genel Müdüründen son üçünün müşterek bir tarafı vardı. Bir gazeteci ile görüşme yapacakları zaman şirket gündemine uygun olarak kendilerine bu röportaj sırasında yöneltilmesi muhtemel suallerin çıkartılmasını ve de özellikle rakamsal bilgilerle birlikte ( Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Başkanlığı ile mutabık kalınmış olunması şartı ile ) cevaplarının hazırlanarak, görüşmeden bir gün önce kendilerine verilmesini isterlerdi. Özel sektörde de Çelebideki patronum Sn. Can Çelebioğlunun aynı yöndeki isteğini yadırgamamıştım. Bu hazırlığa rağmen çoğunlukla hazırlanan metne bağlı konuşmazlardı ama rakamsal bilgilere göz attıklarına emindim. Zira konuşurken bu konuda hata yapmazlardı. Öyle veya böyle o dönemlerde böyle bir hata olsa suçlusu belliydi. Ben. Tanıtma ve Halkla İlişkiler Başkanı.
Geçen gün bir vesile ile Türk Hava Yollarından ayrılmış olan bir arkadaşımla konuştum. Uzun bir süre çalışmıştı THY’ da. Dolayısı ile kişileri tanıyordu. Konu döndü dolaştı İlker Bey’e geldi. Ve benimde daha önce bir iki yazımda değindiğim ve de çoğunlukla çalışanların yorumlarından da anlaşılacağı üzere orta ve bazı üst yöneticilerin mesleki zafiyetlerinden bahsetti. Ve örneklerle bu insanların çalışanların sıkıntılarını ve tepe yönetimin uygulamalarından kaynaklanan mağduriyetlerini vb. birçok şeyi tepe yöneticilere ya nakletmediklerini veya yanlış ilettiklerini anlattı. Şirketteki en büyük sorunun yönetmeye çalıştıkları konudan çok uzak, işi bilmeyen orta ve hatta Başkan seviyesindeki yöneticilerden kaynaklandığını anlatırken bu yöneticilerin o makamlarda halen tutulmalarının ise “ bizden “ faktörü dışında bir nedeninin olmadığını / olamayacağını ifade etti. Verdiği isimli ve doğruluğu rahatlıkla teyit edilebilecek örnekleri o kadar enteresandı ki, şaşırdığımı söylemeliyim.
Şimdi İlker Bey ne yapmalı? İlker Bey Aynen eskiler gibi bu tür görüşmelerden önce Kurumsal İletişim ünitesini çalıştırarak görüşme için gerekli bilgilerin komprime halinde kendisine sunulmasını sağlamalıdır. Ve de Amerika’ya taşınan günlük yolcu miktarı konusunda hafızası kendisini yanıltmadıysa bu bilgiyi kendisine veren yöneticisini yarın çok daha önemli bir konuda kendisini istemeden de olsa yanıltabileceği noktasından hareketle oturduğu koltuktan kaldırarak daha az ziyanlı olabileceği bir göreve atamalıdır. Bu arada bu yazının İlker Beye gösterilip gösterilmeyeceği de ayrı bir konu ki düşüncem sunulmayacağı yönündedir.
Türk Hava Yollarının sportif alandaki başarıları tabii ki hepimizi gururlandırdı. Büyük sevinç duyduk. Daha iyilerini diliyor ve bekliyor, takımı ve yöneticilerini yürekten kutluyoruz. Bizler Sn. Aycı ve Sn. Ekşi’ den sportif alanlardaki başarısını Türk Hava Yolları konusunda da göstermesini bekliyoruz. Bu arada Sn Aycının bu görüşmede Piontek taktiğini uyguladığını söylemesine fazla bir anlam veremedim. Piontek’in profiline bakmanız halinde kendisinin antrenörlüğü sırasında çalıştırdığı takımların maçlarının % 35,9’ nu galibiyet, % 23’nü beraberlik ve 41,1’ni ise mağlubiyetle sonlandığı görülecektir Türkiye millî takımına tarihinin en başarısız dönemini yaşatan da yanılmıyorsam Piontek olmuştu. . Bu tablo hangi taktiğin yansımasından oluşur? Anlamak zor gibi. Sn. İlker Aycı hesabına bu benzetmeye itiraz ediyorum. Kendilerine haksızlık etmişler. Bizler THY Yönetimlerini daha başarılı görmek isteriz. Guardiola tabii ki yakıştırmaya daha uygun.
Aynı fikirde olmadığımı peşinen söyleyerek İlker Bey’in röportajda geniş yer verdiği başlayayım. Türk Hava Yollarının reklam yüzü olarak Morgan Freeman seçiminin yanlış olduğunu yazan ve konuşan çok kimseler oldu. Daha iyisi bulunamaz mıydı? Tabii ki mümkündür, bulunabilirdi. Ancak film beklenen tanıtım atağı görevini yaptı gibi görünüyor. Dünya genelindeki marka bilinilirliğinde % 67’ ye yükselmek kolay bir iş değil. Ancak reklamın tam tadında ve dozunda olduğunu söyleyebilmek için reklamcı olmaya da gerek yok. Ancak Türk Hava Yolları Dünya Marka bilinilirliği çalışmasını yapan kuruluşun ismini ( haberin kaynağını ) duyursa ve hatta listeyi yayınlasa tabii ki daha iyi ve haliyle daha inandırıcı olacaktır. Denedim ve bulamadım. Anladım ki; insanların bu bilgiye ulaşmaları hayli zor. THY’nin yöneticileri bunu düşünebilmeliydi.
Bilal ve İlker Beylerin kamuoyuna izah etmeleri gereken bir konu var. O da parkta 50’ ye yakın uçak yatarken son olarak filoya katılan 2 adet A 321 ve bu günlerde teslim alınacak olan 1 adet A 330 uçağının alımlarının neden ertelenmediği / ertelenemediği konusuna çok basit bir şekilde açıklık getirilmesi gerekli. Alımların neden sürdürüldüğünün insanlara anlatılmasının ( Daha önce yapılmış sözleşme, yeni uçakların menzili ve uçabildiği noktalar, tarife vb ) gerekli olduğu açık. Anlayan veya anlamayan herkes özellikle akçeli konularla ilgili neden üretmekte fazlası ile usta. Tabii üretilenler rahatsızlık verici. Türk hava Yolları bunu hesap verme olarak değerlendirmemelidir. Bu bir bilgilendirmedir. Ve de halka açık bir şirkette bunun yapılmış olması ve çirkin ağızların kapatılması gerekirdi.
http://www.turkishairlines.com/tr-tr/kurumsal/basin-odasi/bir-bakista-thy/is-gucu lütfen bu linki açınız. Burada grup personelinin 22.030 İştiraklerde çalışan personel adedinin 24.868 ve toplamın ise 46.898 olduğu görülüyor. Şimdi bir kez de http:// www.turkishairlines.com/tr-tr/kariyer/calisan-profili linkine bakalım. THY çalışanlar profiline bakınca çalışan toplam personel sayısı 19.341 olarak görünüyor. Geri kalan çalışanlar hangi profilde değerlendiriliyor anlayamadım.? Düzeltmek mi gerek yoksa güncel liste mi koymak gerek bilemiyorum. Belki de ........ Tarihi itibarı ile şeklinde bir not koymakta çözüm olabilir Bu linklere bakınca THY çalışanlarının ortalama kıdem yaşı 6,5 olarak görünüyor. En azından bir senedir bu değişmedi. Eminim ki realitede bu ortalama kıdem yaşı bir tık kıpırdamıştır. Tabii aşağıya doğru ( ? ) Evet, 20 Haziran 2016’ da yazdığım bir yazı için bu linklere bakmışım. Yazımın başlığı “ Türk Hava Yolları dışarıdan nasıl görünüyor? Yazıyı APH’ da bulmak mümkün. Kullandığım cümle şöyle. “THY nın 19.341 çalışanı var. Basın için hazırlanan bilgi de ise grup personeli 20.030 ve hizmet tamamlayıcı unsur olarak kabul edilmesi gereken yan kuruluşlarda ise ( Kargo, Yer Hizmeti, Teknik, Destek hizmetler vb. ) 24.868 olmak üzere toplamda 46.898 çalışan THY uçak ve yolcularına hizmet sunuyor. Yan kuruluşların bilançoya rahatlama getirdiği malum. Ama Türk Hava Yolları çalışanları yalnız 20.030 kişiden ibaret denirse bu doğru değil. Bu arada Türk Hava Yolları çalışanlarının ortalama kıdem yılının 6,5 olması herhalde bir şeyler anlatıyordur.” Bu da demektir ki THY’ de en azından bir senedir personel hareketi olmamış. Mümkün mü? Geçmiş yazılarıma bakarsanız aynı rakamların 2015 yılında da kullanıldığını görmeniz mümkün.
Kriz nedeni ile THY’ den bir kısım personel işten çıkartıldı. Toplu İş Sözleşmesi sonrası kaçı geri döndü bilemiyorum ama emekliliğin cazip hale getirilmesi üzerine 15 senelik hizmeti olanlarında bir kısmının emekliliğini istediği malum. İş güvenliği yasasının falan maddesi uyarınca münferit işten çıkartmaların süregelmesi de normal. Eh bu durumda çalışan miktarı çoğalacak değil ya. (?) Çıkanların yerine aynen ve fazlası ile istihdam yapıldıysa ( ? ) onu bilemem. Bunlar Google’da listenin en başında çıkan iki konuya bağlı iki link. Bildiğim tek şey rakamların birbirini tutmasının gerektiği.
Her ne ise bu tür örnekleri çoğalmaya gerek olduğunu zannetmiyorum. Yoksa, on dört sayfa yazabilmek mümkün.
Şimdi, THY Amerika’ya haftada kaç sefer uçuyor ve kaç yolcu taşıyor diye sorsam ve şirketin kaç çalışanı var diye sorsam, yine düşman diyecekler bana. Bunları yazmak için sana ne ödüyorlar diyende olmuştu.
Evet, THY’ nın Orta ve Üst kademelerdeki Sn. yöneticileri Her şeyi bilmeyi ve cevaplamayı tepedeki iki insandan bekleyemezsiniz. Hiç olmaz ise onlara bu tür bilgileri gerektiği zaman ve doğru olarak vermelisiniz.
Sahi İlker Bey, sizin orta ve üst kademe yöneticileriniz ne yapıyor? Ne ile meşguller? Nasıl olsa cevap almayacağım ama yine de bunu sormuş olayım.
Yorumlar Tüm Yorumlar (52)