Bildiğim kadarı ile her türlü toplumsal faaliyetin temelinde insani ilişki yatar ve bu tür uğraşlarda özellikle başı çekeninin kişilerle ilişki kurma konusundaki mahareti görüş ve fikirlerin paylaşılmasında önemli bir etkendir. Tabii ki sendikacılığı ve sendika yöneticiliğini de yaşamın bu genel kuralından soyutlamak mümkün değil. Buna rağmen Hava İş Başkanından talep ettiğim randevu için bana nezaket gösterilip müspet veya menfi dönülmedi. Oysaki aşağıda değineceğim konularda görüşlerini almak istiyordum. Ama olmadı. Yazı doğal olarak benim görüşlerimle oluştu.
Eskiye Bakarsak,
30 Eylül 1986 yılında sivil havacılık sektöründe hizmet veren 7 havayolu ve 2 yer hizmeti kuruluşu olmak üzere toplam 9 kuruluşun sendikalı olduğu biliniyor. 1992 Haziran ayı itibarı ile sektördeki 7 kuruşun üyeliğini sürdürdüğü ve bunun dışında 217 çalışanın ise dayanışma aidatı ödediği görülüyor. Bu gün ise elde bir tek THY’nin belli bir bölümü kaldı. Bu şirketlerin bazıları ile o tarihlerde akdedilen toplu iş sözleşmeleri mevcut. Personele o tarihlerde tanınan akçeli veya akçesiz hangi hakların zaman için de nasıl buharlaştırıldığını bu sözleşmelerden görebilmeniz mümkün. Tabii ki bu günkü durumun sorumlusu TSHS’ nın bu günkü yönetimi değil. O tarihten bu yana tüm yönetimlerin bu konuda belirli eksiklikleri ve hataları var.
İşveren Hiç Sendika Yönetimini Destekler mi?
Bildiğim kadarı ile normal şartlarda desteklemez. Buna rağmen İşverenlerin Sendika Başkanlarını desteklediği tabii ki hiç görülmeyen bir şey değildir. Örnekleri var. Halk dilinde bu tür bir rengin sıfat olarak kullanılması ile ifade edilir ya. HAVA-İŞ seçimi yaklaşırken, bu kadronun THY tepe yönetimi tarafından desteklendiği söyleniyor ve bunu doğrulayacak birçok hareket açıklıkla görülüyordu. Tabii ki bu desteğin altında başka nedenlerin de mevcut olduğunu konunun içinde olanlar ve Hamdi Beyi iyi tanıyanlar biliyordu. Bunun bu Sendikanın yönetimine talip olanlar açısından çok arzu edilecek bir durum olmadığını düşünüyorum. Kanaatimce; .Sendika Yöneticiliğine aday olup açık seçik olarak işveren tarafından sağlanan desteği kabul eden kişilerin hizmet sürecinde bu görevi nasıl yapacağı her türlü izahtan varestedir.
İşverenin desteği bir yana THY çalışanları iş yaşamında zor görülebilecek bir olayı gerçekleştirmiş ve işverenin işaret ettiği yönetime HAVA-İŞ’ i teslim etmişlerdir. Bunun nedeni ise, Hamdi beyin gazabına uğrayıp işlerini kaybetme korkusundan öte olmadığı biliniyor ve zaten çalışanların da bir bölümü bunu açık açık ifade ediyorlardı.
Hamdi Topçu Beyin Hava İş’i Çökertmeye Yönelik Antipatik Planı.
Kişisel görüş; THY Yönetim Kurulu eski başkanının seçim için gelen delegeler üzerindeki yaptırımlarını yaşayan birçok kimse var. Bu açık desteğin nedeninin yalnız Atılay Ayçin beyin ve ekibinin HAVA İŞ ’ten uzaklaştırılması ile ilintili olduğuna Hamdi Topçu beyi tanıyan hiç kimse inanmamıştı. Onun planı daha büyüktü. Hedefi Sendika Yönetimini değiştirmek ve daha sonra da HAVA İŞ’i sektörden tamamı ile silmekti. Bu plan halen yürürlükte mi? Bilemem. Gelişmeler aşağıdaki gibi olursa ( ? )
Şu Anda Sektör Ortamı ve Şartlar Sendikalaşmaya Müsait.
Bir arkadaşımız beni Haziran ayında serbest bırakın. Ekimde şirket sendikalı olur derdi. Nedeni ise mutlak çalışan şikâyetlerinin bu sezonda yoğunlaşmasıydı. THY çalışanları başta olmak üzere sektör personelinin çalışma şartlarından ve işverenler ve yöneticilerinden şikâyeti hayli fazla. ( tayin, terfi, çalışanların sizden, bizden şeklinde ayırımı vb ) ve bunlar yalnız akçeli konular değil. Serzenişler şu veya bu şekilde duyuluyor. Sendika olarak bu konular ile ilgili yaptırımlarının ise fazla duyulduğunu söyleyebilmek mümkün değil.
Sektörün hangi şirketi ile ilgili yazı yazarsanız yazın, çalışanların bu konuda yaptıkları yorumlarda serzenişler tüm açıklığı ile yer alıyor. Dolayısı ile şirketin maddi imkânları müsait olmasa bile bu yönetimsel hususların düzeltilmesi mümkün. Çalışma şekil ve saatleri ile ilgili olarak iş güvenliği yasasının amir hükümlerinin uygulanması ( ki bildiğim kadarı ile uygulanmaktadır) ile bu konudaki şikâyetlerin asgariye indiğini düşünüyorum. Ancak tayin, terfi ve bizden sizden ayırımı, özel sektörde TÜRK HAVA YOLLARI uygulamalarından farklı olarak patrona veya patronun gözdelerine yakın olanların tercih edilmesi şeklinde ifade edilebileceği çalışanlarca bilinmektedir. Yöneticilerin bu ve benzeri tutumlarının çalışanı işyerinden soğuturken aidiyet duygularını da törpülüyor.
Hava – İş Pegasus’ u Sendikalı Yapabilecek mi ( ? )
PEGASUS’ un yer hizmetleri için istihdam edeceği ve şu anda eğitimde bulunan 1000 kişiyi de hesaba katarsanız toplam 5000’ e yakın çalışanının olduğunu söyleyebilmek mümkün. Bu durumda çalışmaları yalnız kabin ve kokpit çalışanları üzerinde yoğunlaştırmak matematik olarak adı geçen kuruluşta örgütlenmeğe ve toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi alabilmek için yeterli mi? Bu suali Murat bey kardeşimde yazısında sormuşlar. Görüşüme göre eğitimde olan söz konusu yer hizmetlerinin 1000 çalışanı olmasaydı bu rakamın yeterli olabileceği tartışılırdı. . Senelerce önce, alt işverenlik veya ayrı bir şirketleşme kanalı ile istihdam yapmak konusuna cevaz veren yönetmelik değiştirilmişti. Bu değişikliği takiben bu statüde görev yapan personele apron kartı verilmemişti. Bu durumda 1000 yer hizmetleri personeli PEGASUS kadrosunda olup dolayısı ile salt kokpit ve kabin çalışanları ile sonuca gitmenin ilk bakışta mümkün olmadığı görülmektedir.
HAVA İŞ eğer bu konuya ciddi olarak eğilseydi yalnız uçucu personeli değil, PEGASUS’ un tüm çalışanlarını nişangâhın 12’ sine yerleştirmesi gerekirdi. Ve unutulmamalıdır ki PEGASUS’ da Sendikaya destek sağlayacak bir Hamdi Topçu bulunmuyor. Şu an için PEGASUS’ un şansı ise ÇELEBİ’ den devralacağı Yer Hizmetinde çalışmak üzere temin ettiği 1000 kişilik istihdamı mecburen şirket kadrosuna almış olmasıdır. PEGASUS’ un yer hizmetini ÇELEBİ’ den daha getirimli bir maliyetle ve daha kaliteli bir şekilde yapmasının zor olduğu bu konudan anlayan insanlar tarafından ifade ediyor. Bu durumda bu hizmetin devralınma kararını bu günün sendikalaşma konusu ile birleştirip bunu bir ileri görüşlülük olarak düşünmek bile PEGASUS’ a hayli fazla, hak etmediği bir iltifat olur.
Ayrıca; Sivil Havacılığın uçucu personelinin sendika yöneticiliği yapma konusunda ne denli isteksiz olduğu bilinmektedir. THY’ de çalıştığım uzun dönemde sendikacılıkla profesyonel anlamda uğraşan 4 kokpit çalışanı hatırlıyorum. Sonuçta 40 senede gördüğüm bir elin parmak sayısını geçmez.
NEDEN TGS HEDEFE KONULMADI? HAVA-İŞ SİSTEMİN DIŞINA NASIL ÇIKARTILIR?
Evet, neden kolayı varken zorundan başlanır ki? 08 Aralık 2013 tarihinden önceki TSHS yöneticileri görevlerinin son üç senelik bölümünde TGS ile ilgili dikkat çekici çalışmalar yapmış olduğu biliniyor. Bu süreçte HAVA-İŞ bu kuruluşta sistemli üyelik faaliyetleri yürüterek firmanın sendikalaşması konusunda sektörün başka bir şirketinde görev yapıyor olmamızdan ötürü tarafımızca da dışarıdan ancak yakından takip edilen önemli adımlar atmıştı. Bu şirketin sendikalaşması için hiçbir gayret sarf etmeyen yeni Hava –İş yönetiminin atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra oturup zayıf ve çelimsiz bir duyuru ile yaptırımı protesto etmesinin ne faydası olduğunu anlayabilmek zor. TGS çalışanlarının / yönetiminin ÖZ TAŞIMA İŞ Sendikasını tercihi ile bu hususu birleşince ortaya çıkan bu tabloyu yorumlamak / anlayabilmek sanki daha da daha da kolaylaşıyor gibi. Bilindiği üzere özellikle alt seviyedeki personelin TGS’ deki çalışma koşullarının PEGASUS’a nazaran daha ağır olması bir yana HAVA-İŞ açısından TGS’nin Türk Hava Yollarına hizmet vermesinden ötürü daha kolay ulaşılabilir bir konumda olduğu kabulü zorunlu olan bir gerçek. Hal böyle iken, TSHS’ nın hareketsiz kalması ve TGS yönetiminin sendikal sahnenin yeni aktörü ÖZ TAŞIMA İŞ sendikasını tercih etmesi ve çalışanlarına bu yönde baskı yapmasını sizce nasıl yorumlamak gerekir? Bunun TGS çalışanlarının tercihi olduğuna inanılması zordur. Evet; bir süre sonra ortağı olduğu TGS misali TÜRK HAVA YOLLARI Yönetimi, pardon çalışanları ÖZ TAŞIMA İŞ sendikasını HAVA-İŞ ’e tercih ederse bundan nasıl bir sonuç doğacaktır dersiniz? Hamdi beyin HAVA-İŞ’İ Sivil Havacılık sisteminin dışına çıkartma / sahnelerden indirme planı uygulamada yerini bulmuş olmaz mı? Oysaki TGS çoğunluğu sistemi sektör için de ayakta tutabilecek bir sayı değimlidir? Siz ce de olasılığı yok mu bu işleyişin isterseniz bir düşünün. Bu arada TÜRK HAVA YOLLARI’ nın Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı Bey ve 17 / 1 (*)Genel Müdür beyefendi ne yapıyor dersiniz. Gazetelere şirketin nasıl büyüdüğünü anlatıyorlar. Hamdi beyin planının halen işler durumda olmasını yönetimlerin devamlılığı ilkesine bağlıyorlardır herhalde. Kim bilir?
Bu Konuda Duyduğum En Doğru Söz
Bu güne kadar konu ile ilgili duyduğum en doğru sözdü. Patronlarımdan biri şöyle söylemişti. Sendikalaşmanın bize ( x ) maliyeti var. ( x- y ) ödeyerek şirketi sendikalaşmaktan uzak tutabilirsek hem başarılıyız, hem de karlıyız demektir Söz doğruydu. Konu şirketler açısından işte budur. .İş patronların ( x – y )’ yi göze almaları. Alırlar mı? Sözün sahibi göze alamamıştı.
Taşımacılık İş Kolu.
Havacılık işkolu yapılan son düzenleme de taşımacılık işkolu olarak değişti. Şu an bu işkolunda 750 bin civarında sendikalı olma hakkına sahip işçi bulunuyor ( Demiryolu Karayolu, Havayolu, Lojistik Vb İşçiler) ve bu işkolunda ise ülke işkolu barajını aşmış 4 sendika mevcut. TÜRK-İŞE BAĞLI DEMİRYOL İŞ TÜMTİS HAVA-İŞ VE HAK-İŞ'E BAĞLI ÖZ TAŞIMA İŞ. Bu sendikaların mevcut üye sayıları aşağıdaki linkte görünmekte olup bu liste her ay güncelleştirilmektedir.
Http://www.csgb.gov.tr/csgbportal/showproperty/wlp%20repository/csgb/dosyalar/istatistikler/2015_temmuz_6856 Bir müddet önce ülke işkolu barajı %2 idi yani sendikalar bu oranı aşamazsa zaten toplu iş sözleşmesi yapmaları mümkün değildi. Bu açıdan o dönemde HAVA-İŞ iş için kritik üye sayısı 15000 idi. Bu nedenle toplu iş sözleşmesi dışı üye kaydetmek o zamanlarda tabii ki önemliydi. Yapılan son değişiklikle bu %2 ‘lik iş kolu barajı %1'e düşürüldü. Bu durumda HAVA-İŞ iş için toplu iş sözleşmesi dışı üye sayısının kritik seviyede olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Türk Hava Yolları HAVA-İŞ’den vazgeçerse Temmuz 2015 itibarı ile kayıtlı 16.150 üye kaça düşer bilemiyorum.
Vehbi’nin Kerrakesi
Gelelim Vehbi’nin kerrakesine. Bülten yayınlamak. TÜRK HAVA YOLLARI pilotları şunu alıyor, bunu alıyor, uçucuların şu hakları var demek bu işi kotarmak için yeterli değil. Yapılan dünya kadar anket var. Akçeli konular çalışanlar açısından artık birinci sırada değil. Millet işini muhafaza etmeye ve imkân bulursa daha iyi şartlarla başka bir işe girme peşinde. Şu anda kokpit personeli için bu mümkün görünüyor. Kabin çalışanları için nispeten daha zor ise de yine de olası.
Peki; farz edelim ki ben PEGASUS’ da uçucuyum. Ve de sendika üyesi oldum. Kaşının üzerinde gözün var dediler ve beni haklı veya haksız bir şekilde kapıya koydular. Haydi; TÜRK HAVA YOLLARI beni kadrosuna almaz ise hangi şirket sendika üyesi veya sempatizanı Çetin Özbey’i işe alır dersiniz? Şirketler arasında bu konuda çok iyi bir iletişim olduğuna eminim. Üyeliğin gizli olması ve e-devlet kanalı ile yapılması konusunda ise fazla bir şey söylemek istemiyorum. Bakanlıktan bir veya iki kişi kimlerin sendikalı olduğu hususunda bilgi sahibi olacağına göre. Hani bir söz var ya “ iki kişinin bildiği bir şey gizli değildir” diye
Sonuç.
Evet; mantık bu senaryonun TÜRK HAVA YOLLARI tarafından yazıldığını söylüyor. Düşünülen budur. Başrolde ise haliyle HAVA İŞ bulunmaktadır. TGS ve PEGASUS ise yalnız figüranlardır.. BU KONUDA YANILMIŞ OLMAKTAN BÜYÜK SEVİNÇ DUYACAĞIM. VE DE TABİİ Kİ TÜM OKURLARIN HUZURUNDA HAVA İŞ YÖNETİMİNDEN ÖZÜR DİLEYECEĞİM.
1962 yılında kurulup, 53 yıl gibi uzun bir zaman TÜRK HAVA YOLLARI çalışanlarına hizmet vermiş bulunan HAVA-İŞ Sendikasının bir takım ayak oyunları ile bu duruma düşürülmesini adı geçen sendikanın hayli eskide kalmış, dönem dönem anlaşmazlığa düşmüş hatta karşılarında yer almış bir üyesi olarak insani açıdan üzüntü ile karşılıyorum.
(*) Hamdi Topçunun Televizyon programında Temel Kotil için yaptığı yakıştırmadır.
Yorumlar Tüm Yorumlar (16)