Herhalde sütunlarında Türk Hava Yollarını benim kadar misafir eden yoktur veya çok azdır. Türk Hava Yolları için İyi olana sevinir, kötülerine kalbi üzüntü duyarım. 1971 yılında şirkete girdim. Biricik kızımı şirkette çalışırken büyüttüm. Bu gün bildiklerimin tamamına yakınını o okulda öğrendim. Dolayısı ile kendimi her zaman borçlu hissettim. Peki; neden Türk Hava Yollarının bu sütundaki misafirliği hiç sonlanmıyor? İnşallah sonlanır. Bir gün her şey yoluna girince. Zaman zaman kendime gülüyorum Ama bana ters gelenleri yazmasam da olmuyor. Yazsam da bir şey değişmiyor. Bu nasıl bir ikilemdir? Ben de anlamıyorum.
Geçen gün bir arkadaşımla futbol konuşuyorduk. Finlandiya maçı öncesiydi. Arkadaşım Fatih Terim’i hiç sevmeyen biriydi. Söylediği söz beni çok şaşırtmıştı. İnşallah bizimkiler yenilir de Terim de gider dedi. Akşam Türk Hava Yollarını konu ederek kaleme aldığım bir yazım için Airporthaber’ e gönderilen bazı yorumları tekrar okudum. Yazanlardan bir kısmının THY tepe yönetimini tasvip etmediği ifadelerinden anlaşılıyordu. Ve de onlarında THY başarısız olsun, büyük zarar etsin de bu insanlar gitsin diye düşünebilecekleri aklıma takıldı. Zira bunu beklediklerini ifade eden saçma yorumlar okumuş ve mesajlar almıştım. Böyle düşünenleri en hafif deyimi ile ayıplıyorum. Bu ayıplıyorum yerine her istediğiniz kelimeyi yazabilirsiniz. Sizinle beraberim. Malum yazıda “sin kaf ” kullanmak doğru olmayacaktır Siyasi düşüncemiz ne olursa olsun, bu tutum ( bizim siyasilerin sık kullandıkları deyim ile ) kabul edilemez.
Türk Hava Yolları kimin? Hepimizin. Yalnız şu anda veya geçmişte şirkette çalışanların değil tüm Türklerin, hepimizin bayrağını taşıyan bir havayolu. Dolayısı ile hepimiz mal sahibiyiz. Sizde, bende. Ve tabii ki her Türk gibi Türk Hava Yolları ile iftihar etmek isteriz.Bunun tersini düşünmek bizim açımızdan mümkün değil.
Evet; Türk Hava Yolları bizim. Hepimizin. Bunu, yazılarımdaki olası hataları açık açık belirterek onların düzeltilmesini istemek yerine; SANA NE, KABAK TADI VERDİN, EKMEK YEDİĞİN ŞİRKETE VE DEVLETE SALDIRMA, GÜLÜNÇ OLUYORSUN diye bağıran okumuş cahillere duyurmak istedim. Ve de bunu 50 uçak ve 10000’nin üzerinde çalışanı olan bir havayolunda görev yapmak konusunda kendisini yetersiz gören, aklınca başkasını küçük düşürmek için çabalarken kendi aczini yorum formatı altında yazan düşünme yoksunu THY EMEKLİSİNE, duyurmak istedim.
Türk Hava Yolları A.O ’ nın oluşan bilanço zararı geçmişte de olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden, halkın her sene ödediği vergilerden karşılanmakta olup karının ise bir bölümü yol, su elektrik olarak yine vergi ödeyen Türk halkına dönmektedir. Tapunun teslim alınmasından bu yana bu sorumluluğu taşıyan Türk Milleti bu gün de yarında Türk Hava Yollarının sahibi olacak ve mal sahibince üstlenilmesi gereken tüm görevleri, tenkit ve ikaz başta olmak üzere yerine getirecektir. Unutmayın ki; kanuna göre bir yapının demirbaşlarının ve ortak kullanım alanlarının bakım ve onarımı da mal sahibine aittir.
Dolayısı ile Türk Hava Yollarında devlet hissesi var olduğu sürece hiçbir kimse, başka bir kimseye Türk Hava Yollarından veya nasıl yönetildiğinden sana ne diyemez. Derse de, bunun cevabı atasözleri için de var.
Airporhaberde yer alan yazılarıma gelince; Hani orman yangınını söndürme çalışması yapılırken gagasına su alıp, o bir damla suyu alevlerin üstüne bıraktıktan sonra defalarca aynı şeyi yapan serçenin “Ne yapıyorsun, taşıdığın bir damla su bu yangının söndürülmesine ne faydası sağlar ki ” diye soran diğer kuşlara “Bunu biliyorum ama ben elimden geleni yapmış olayım da. “ cevabı var ya. İşte o hesap. Tabii ki bu anlatım anlayabilenler için.
AMERİKA VE İNGİLTERE’NİN GÜVENLİK MAZERETLİ TEKNOLOJİK YASAĞI
Şu Amerika Birleşik Devletleri çok değişik bir ülke. Kendi menfaatlerine uygun olmayan her atılımı köreltmek için gerekli tedbirleri süratle alıyor. Malum son seçimdeki slogan bile “ Önce Amerika“ Kendi açılarından doğru, dünya ülkeleri açısından egoist bir ifade.
ABD ve İngiltere bazı ülke havayollarının Amerika’ya yönelik uçuşlarında kabinde elektronik cihaz bulundurma ve kullanma yasağı koydular ve bunu güvenlik gerekçelerine dayandırdılar. Ancak uygulamanın kökeninde Amerika havayolu şirketlerinin bazı ülkelerin Havayolları ile aralarında mevcut rekabete destek konusunda Başkandan istekte bulunduklarına ilişkin haberler de okuduk.
Cumhurbaşkanımız ve Başbakan ve diğer ilgililer konuya ilişkin açıklamaları yaptılar, alınan kararı kınadılar ve uygulamadan vazgeçilmesini istediler. Hepimizin kanaati bu kararın siyasi olmadığı ve de ticari olduğu yönünde. Artık Amerika’ya yönelik uçuşlarda dizüstü ve tablet bilgisayarlar, elektronik kitaplar, Fotoğraf Makineleri, Taşınabilir DVD oynatıcıları, Oyun konsolları ve taşınabilir yazıcılar yolcu beraberi olarak kabine alınmayacak. Allah razı olsun yine de, hiç olmaz ise medikal ( tıbbi) cihazları da yasak kapsamına almamışlar.
Evet; Amerika Birleşik Devletleri çok enteresan bir ülke. Devletin tepesi bir yasaklama koyuyor ve alınan kararın gerekçesini Amerika halkının en hassas olduğu konu ile ilişkilendiriyor. Bu arada Amerikan Washinton Post gazetesi ABD Başkanının ülkeye sekiz farklı kentten belirli hava yollarıyla yapılacak direkt uçuşlara yönelik elektronik cihaz yasağının gerçek nedeninin güvenlik değil, ekonomik misilleme olduğunu öne sürüyor.
Acaba; diğer gazeteler arasında Washinton Post’a Amerikan yönetiminin kararına ve uygulamasına ters olan bu haberinden ötürü saldıran adı geçen gazeteyi Amerikan ulusunun menfaatlerine ters hareket etmekle ve hatta teröre ışık yakmakla suçlayan basın kuruluşları olmuş muydu? Bu merakımı gidermek için Amerika’da ikamet eden bir arkadaşımıza telefon ederek sordum. Görmediğini ama istersem araştıracağını söyledi. Ertesi gün hayır başka bir haber yok şeklindeki cevap ile merakımı giderdi. Evet; Amerika’ nın tepeleri “ Önce Amerika “ deseler bile demek ki bu egoist ülkede Başkana rağmen doğruyu söyleyebilen basın kuruluşları var. Hem de bizim lehimize. Türkiye’nin lehine
Evet: gelelim İngiltere’ye. Aynı yasağı Kraliçenin ülkesi de uygulamaya koydu. Gel ki, o ülkeden de çatlak bir ses yükseldi. BBC muhabiri Daniel Sandford, İngiltere'nin bu uygulamaya iştirak etme kararının "çok açık bir şekilde ABD ile koordineli bir şekilde hareket etme çabası olduğunu" ifade etti. Aynı yasağı kendi ülkelerinin havayollarına da uyguladıkları görülüyor. Haberde aynı yasaklamanın British Airways, EasyJet, Jet2.com, Monarch,Thomas Cook, Thomson Havayollarını da kapsadığı yazıyordu.Yasağın uygulandığı diğer havayolları ise: Türk Hava Yolları, Pegasus, Atlas-Global, Middle East Airlines, Egyptair, Royal Jordanian,Tunis Air, Saudia.
Konuya başka pencereden bakarsak; TAV Yönetim Kurulu Başkanı Sani Şener. Amerika hattına giden uçakların yolcu aldığı kapılara bir ne EDS cihazı koyarak bu işin çözülebileceğini söylüyor beyanatında. Nitekim bu cihaz 245 bin dolarlık bir cihazdır diye de ekliyor. Peki, Sanı Beyin aklına gelen bu çözümü Amerikalı yetkililer, Başkanın Sivil Havacılık Danışmanları düşünemiyorlar mı? Düşünmesine düşünürler ama adamların, uygulamanın amacı güvenliği sağlamak değil ki? Bu kurgunun amacı başka.
Evet;:zaman zaman böyle efeleniyoruz, söyleniyoruz ama maalesef Amerika’dan da vazgeçemiyoruz.
Yorumlar Tüm Yorumlar (11)