TÜM TÜRKİYE’MİZE BU ACILARI BİR DAHA YAŞAMAYACAĞIMIZ VE HUZUR İÇERİSİNDE KUTLAYACAĞIMIZ NİCE BAYRAMLAR DİLİYORUM.
İş ve ekonomi mecmuaları yönetimsel konularda çok öğretici konuları işliyorlar. Normal konularının akışında şirket patron ve yöneticileri ile yaptıkları görüşmelerden de çalışanların birçok şey kapmaları ve ufuklarını genişletmeleri mümkün.
Geçtiğimiz hafta saygın bir ekonomi mecmuasının Editörü “ Her Şeyin Başı İnsan “ başlıklı bir yazı kaleme almışlardı. Bu yazı mecmuanın o haftaki ana konusunun tanıtımıydı sanki. Ve de çok doğru şeyler söylüyordu. Ana konuyu okumaya başlayınca biraz duraksadım. Konu “ Ana başlık. En Güçlü 50 IK Lideri / Büyük harf ve küçük puntolarla kapağın en alt bölümüne yazılmış alt başlık “Türkiye’nin en çok istihdam sağlayan şirketlerinin IK Yöneticileri. “
Öncelikle ifade etmek isterim ki bu 50 dev IK yöneticisi arasında çalışmaları hakkında fikir yürütebilecek kadar tanıdığım çok az insan var. Dolayısı ile yazdıklarım / yazacaklarım, tanıdıklarımda dâhil olmak üzere hiç kimsenin şahsına veya görev yaptığı kuruma yönelik değil. Tövbeler olsun kimsenin gücünü yok farz etmek gibi bir hedefim de yok. Kaldı ki, sektörümüzden 3 şirket ve bu şirketlerin 3 IK Yöneticisi yer alıyor bu listede. Ben, konuya ana başlık nedeni ile girmek istedim. Zira bu başlık kapağı bütünü ile kaplıyor.
Bu arada en fazla istihdam yapan güçlü şirketlerimizi mevcut işsizlik ortamında bu kadar insana işveren durumda olmalarından ötürü saygı ile selamlıyor ve konularının uzmanı olan bu 50 yöneticimizi bu şirketlerde görev yapmalarından ötürü kutluyorum.
Eskiden yöneticilerin en hassas olduğu konulardan biri ekibinin sayıca azalması ve çalışanların başka ünitelerde görevlendirilmesiydi. O senelerde bir yönetici ağabeyimiz vardı başımızda. Rahmetli oldu. Sayın İlhan Tufan. Benzeri bir konu için Başmüdürlük odasında yaptığımız münazara ( ? ) sonunda, herhalde sabrı tükendi ki, o ana kadar yapılan konuşmalarda hiç dile getirmediğimiz bir yerden yanaştı konuya. “Yöneticinin kuvveti, büyüklüğü veya kendisine şirket tarafından verilen önem yanında çalıştırdığı insan sayısı ile ölçülmez. Burada yanında en fazla insan çalıştıran yönetici benim. Bu durumda ben hepinizden iyi ve kuvvetli bir yönetici mi sayılıyorum? Siz neyin kavgasını yapmaya çalışıyorsunuz? “ deyiverdi. Bir iki kişi tabii ki sizi onun için seçip bu makama getirdiler vb. durumu kurtaracağını düşündüğümüz laflar geveledik. Ve hepimiz sus pus olduk. Münazara bitmiştir sözü ile de dışarı çıktık. Sonuçta kimsenin ekibinden o ay ayrılan olmadı. Ama Sn. Tufan bizi bu yönden de tanımış oldu. Biz tam bu işi artık unuttu diye düşünürken, İki ay sonra ekiplerimiz tarumar oldu. Ve de hepimiz bir şey daha öğrendik. Bu yaşanmıştan sonra bizim için Güçlü Yönetici tarifi“ Herkesle çalışmayı beceren, haklarında doğru değerlendirmeler yapabilen ve insan kaynağını şirkete en faydalı olacak en doğru şekilde eğiten, yönlendiren ve yöneten kişi “şeklini aldı.
Bu mecmua tarafından yapılan çalışma ve hazırlanan yazı nedense aklıma hemen saygı ile andığımız rahmetli Müdürümüzü getirdi.
Evet; bu çalışmada “ En güçlü 50 yönetici, görev yaptıkları şirketin çalışan sayısı temel alınarak “ belirlenmişti. Kapaktaki ana başlık dizaynından bu anlaşılıyordu. Ben mecmuanın kapağını Migros’da kitap ve gazete bölümü rafında okuyunca, mutlak bu belirlemeye esas teşkil eden diğer faktörlerde yazı kapsamında yer alıyordur düşüncesi ile mecmuayı aldım. Ve de yazı içerisinde belirlemenin istihdam sayısı temeline dayandığı net bir şekilde belirtiliyordu. O zaman bu çalışmanın adı” En güçlü 50 IK Lideri yerine Türkiye’nin en çok istihdam sağlayan şirketlerinin IK Yöneticileri olmalıydı. Tıpkı Kapağın en altında yer alan büyük harflerle, küçük puntolarla yazıldığı gibi.” Tabii ki buna bir hata gözü ile bakmak zor. Bu denli profesyonel yayıncıların herhalde dikkati çekmek istedikleri bir şey olmalı. Mutlak ben anlamadım.
Çok önemlimi bilemem ama iş yaşamında hasreti çekilen Güçlü Yönetici kavramını nedense yapılan çalışmaya oturtamadım. Bilindiği üzere Güçlü bir insan olmadan güçlü yönetici olmak mümkün değil. Güçlü insan, güçlü yönetici şirketin sağladığı hakları çalışanlara bir lütuf olarak sunmaz. ( * ) vb.
Yazıda LC Waikiki İnsan Kaynakları Koordinatörü Edward David Souhal İyi bir IK Yöneticisinde olması gereken dokuz Özelliği sıralamış. Ve de cuk oturtmuş. Kitabi ve insan kaynakları eğitim dokümanlarında belirtilen tür bir sıralama değil. Adeta çalışanların bir IK Yöneticisinde görmek istedikleri hususları dile getirmiş. 1. İşinde başarıyı sağlayan şeyleri anlaması. – 2.Davranışları ile örnek teşkil etmesi.- 3.Her zaman bütünlük sağlaması.- 4. Söz kesmeden dinlemeyi bilmesi. – 5.Olaylar karşısında bağımsız ve tarafsız olması.- 6.Öğrenmeye açık olması.- 7.Başkalarının başarısından mutlu olması.- 8. Girdiği tartışmaları kazanması ama rakibinin itibarını kaybetmesine asla izin vermemesi.- 9.Polis memuru değil, İnsan Kaynakları memuru olması. Bu sıralamada en çok 9 maddedeki “Polis memuru değil, IK memuru olması” dikkatimi çekti. Zira insanlar zaman zaman patronlar ve tepe yönetim tarafından kendisine verilen yetkilerden kaynaklanan gücü hazmedemeyip bunu yanlış kullanabiliyorlar. Ben bu 9 maddeye iki küçük ilave yapmak istedim.10. Güvenilir olmak. 11. Tüm çalışanlara ayırım yapmadan eşit uzaklıkta bulunmak. Tabii ki yabancıların güvenilir olmayı insanın doğasında mevcut olan olmaz ise olmaz bir özellik olarak yorumladıklarını biliyorum. Yine de gerek yerli ve gerekse yabancılar arasında olsun bunun tersini o kadar sık gördük ki.
Tüm yöneticiler gibi IK yöneticileri de etrafındaki kişileri etkilemek, yönetmek, işleri yaptırmak, istediklerini elde etmek için çeşitli güç kaynaklarını kullanırlar.(*) En çok bilinen güç kaynakları literatürde yer alan tariflerde mevcut. (**)
Pozisyon Kaynaklı Güçler
Yöneticinin kendinde var olmayan ancak bulunduğu pozisyonun ona verdiği dışsal güçlerdir.
1-Yasal Güç: Pozisyona resmi olarak atanma ile beraber elde edilen güçtür. Sadece bu güce dayanarak yöneticilik yapmak uzun vadede mümkün değildir, mutlaka kişisel güç ile desteklenmelidir.
2- Ödül Gücü Yöneticinin ödül verebilecek olması sebebi ile sahip olduğu güçtür. Ödül gücü ile istediği işlerin ve davranışların yapılmasını sağlayabilir.. Çalışanın ödüle ulaşma isteği yöneticiye onun davranışlarını etkileyebilme gücünü verir.
3- Ceza Gücü: Yöneticinin ceza verebilecek olması sebebi ile korkutmaya bağlı olarak sahip olduğu güçtür. Cezalar performans notunu düşürme, önemsiz işler verme, işten çıkarma gibi şekillerde olabilir. Aşırı kullanıldığında çalışanların mutsuz olmalarına, ekipten ve işten ayrılmalarına sebep olacaktır.
Kişisel Güçler
Dış kaynaklı olmayan, tamamı ile kişinin yetkinlikleri, bilgisi, davranış, karakter ve özellikleri dolayısı ile sahip olduğu etki gücüdür.
4- Uzmanlık Gücü: Yöneticinin deneyim, bilgi ve yetkinliğine dayanan doğal gücüdür. Çalışanlar yöneticilerinin bilgi, deneyim ve yetkinlikleri oranında onlardan etkilenirler. Bu etki ile yönetici istediği davranışları ve işleri yaptırabilme gücüne kavuşur . Yöneticinin bu gücünü koruyabilmesi için sürekli yetkinlik, bilgi ve becerilerini arttırması gereklidir. Bu gücün en önemli tarafı elde etmek için başkalarına ihtiyacınızın olmaması, kendi isteğiniz ile elde edebilmenizdir.
5- Benzeşim ve Karizma Gücü: Kişilik ve davranışların birlikteliğinden oluşan karizma ve çekiciliğin verdiği etkileme gücüdür. Yöneticinin kendini sevdirmesi bu gücü elde etmesi için bir yöntemdir.
HİÇ BİR GÜÇ KAYNAĞI TEK BAŞINA YETERLİ OLMADIĞI İÇİN EN ETKİLİ YÖNETİCİLER ÇEŞİTLİ GÜÇ KAYNAKLARINI BİRLİKTE KULLANABİLENLEDİR. VE DE EN GÜÇLÜ YÖNETİCİ YUKARIDA İRDELENEN ÖZELLİKLERİN TÜMÜNÜ EN HASSAS ŞEKİLDE KULLANMA BECERİSİNİ GÖSTERENLERDİR. DOLAYISI İLE BU KONU YÖNETİCİNİN ÇALIŞTIĞI ŞİRKETTEKİ GÖREVLİ SAYISI İLE İLİNTİLİ DEĞİL.
( * ) http://yonetimgunlugu.blogspot.com.tr/)
(**) İletişim:[email protected])
Yorumlar Tüm Yorumlar (13)