Ve her konuda ve de her zaman olduğu üzere yolcuların bu bilinçsizliği havayollarında yolcu ile bire bir karşı karşıya olan çalışanların başında patlıyor. Özellikle de Yer hizmetlerinde görev yapan personel ile Kabin Memurlarının tabii ki.
YOLCUYA BU UYGULAMA NASIL DUYURULUR? BİR ANI.
Bir dönemde yolcuların havalimanına geç gelişleri nedeni ile uçakları zamanında kaldırmamız mümkün olamıyordu. Arkadaşlarla konuştuk ve biletlerin ön iş kapağında yazan “ kontuarların uçağın tarifeli kalkışına 20 dakika kala kontuarların kapatılacağına ve geç gelen yolcuların uçağa kabul edilmeyeceklerine ilişkin “ uyarı notunun gereğini yapmaya karar verdik. Dönemin Genel Müdürüne bu kararımızı söyledik. Ve de hayret ettik. Hiç düşünmeden “ Tabii ki” dedi. Bu arada bu uygulamadan ötürü yaşayacağımız sıkıntıları da bize hatırlatmayı ihmal etmediler. Uygulamaya başladık inanılmaz zorluklarla. Hiç unutmam TAV CEO’ su Sani Şener bey ve de Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür ağa ilk takılanlar oldu. Şirket uygulamaya inanmıştı ama yolcularla sorunlar ve de haliyle şikâyetler her gün artıyordu. Sonunda konuyu kamuoyuna duyurma imkânı elimize geçti. Allah selamet ve sağlıklar versin büyük ses Sn. İbrahim Tatlıses kontuara 2 dakika geç müracaat etti ve de uçağa almadık. Bu arada Havalimanı basınını da anında haberdar etmeyi ihmal etmedik. Ertesi gün uygulama ve İbrahim beyin uçağa alınmadığı tüm gazetelerin birinci sayfalarında yer aldı. Belki inanmayacaksınız ama uygulamaya itirazlar, kontuarlardaki kavgalar ertesi gün itibarı ile son buldu. Kamuoyu bilgilenmişti. Eh İbrahim Tatlıses bile uçağa alınmadıktan sonra. Kontuarları uçağın tarifeli kalkışına yirmi dakika kala kapatınca Trafik hizmetinden kaynaklanan gecikmeler neredeyse sıfırlanmıştı o dönemde. Siz yine de Hamdi beye geç kaldınız uçamazsınız falan demeyin. Ne olur ne olmaz. Yönetim Kurulu eski Başkanımız bu tür konularda kendisini aşmış kompleksi olmayan bir insandı. O dönemde şirketten kovulmadımsa, bundan sonra kovulmam demiştim kendi kendime. Yine yanılmışım.
SİVİL HAVACILIĞIMIZIN MALUM GELİŞİMİ
Bir önceki yıl yolcu bazında Avrupa sıralamasında 6. olan Türkiye, 2013’ de İtalya'yı geride bırakarak 5. sıraya yükseldi. İç hat yolcu trafiği, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 17,7 artışla 76,1 milyona, dış hat yolcu trafiği ise yüzde 11,7 artışla 73,2 milyona yükseldi. İç hatlarda 6 hava yolu şirketince, 7 merkezden toplam 52 noktaya, dış hatlarda ise 15 merkezden 236 noktaya sefer yapıldı. Böylece, iç hat uçuşlarına 5, dış hat uçuşlarına 44 yeni nokta eklenmiş oldu.
2013 yılının Mart ayında İç Hat uçuşlarında yolcu artışı oranına göre ilk beşe giren havalimanlarının büyük çoğunluğunu ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan havalimanları olduğunu ifade ediliyor. Şanlıurfa GAP Havalimanı'nın yüzde 81, Nevşehir Kapadokya Havalimanı'nın yüzde 69, Mardin Havalimanı'nın yüzde 68, Batman Havalimanı'nın yüzde 65 Elazığ Havalimanı'nın ise yüzde 41'lik bir yolcu artışı oranı ile yolcu sayısı en fazla artan ilk beş havalimanı olduğunu belirtiliyor. 2014’ de bu tablonun çok fazla değişmesi beklenmiyor. Şimdi bu bölgemizdeki okuma yazma oranlarına bakarsak, yolcu eğitiminin ne kadar şart olduğu kendiliğinden görülecektir
ÇALIŞMAYA KİMLER İŞTİRAK ETMELİ
Şimdi hayal kuralım biraz. Malum Türk Havayolları var, Pegasus ve Atlas da reklama milyarlar harcayan diğer havayollarımız. Tabii ki Havayollarımızın tümü karınca kararınca reklam faaliyetlerini yürütüyor.. Hepsi de ülkemizin iyi reklam ajansları ile çalışıyorlar. Acaba bu ajanslar, birleşip böyle bir çalışma yapsalar, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü de destek olsa ve havalimanı İşletmecisi kuruluşlarında iştiraki ile Uçak yolcusunu bilinçlendirme çalışması yapılsa ve de bu çalışma kampanya haline dönüştürülerek bir şekilde yolculara ulaştırılsa, gerek havalimanlarındaki ve gerekse uçaklardaki hizmet sunumu daha da kolaylaşmaz mı? Ben bu konuda halkımızın, yolcularımızın eğitilmesinin şart olduğuna inanıyorum.
İKİ ANI
İç Hat uçuşlarından konu açılmışken, THY emektarı Ayşegül Öztopuz kardeşimizin bir yaşanmışını sizlerle paylaşmak isterim. Eski iç hatlar terminalindeyiz. TK olarak 1ve 2 numaralı boarding kapılarını kullanıyoruz. Anonslar Türkçe ve İngilizce olarak peş peşe yapılıyor. Her İngilizce anons yapılışında "Gate number one" dendikçe bir yolcu bana gelip " Bacı Van’dır? Diye sormaya başladı ve ben de her seferinde Van İngilizce kapı numarası bir demek bu Van sizin Van değil diyerek anlatmaya çalıştımsa da başarılı olamadım. Yolcumuzu küçük boarding odasında görev yapan bir personelimizin yanına oturtup Van uçağının kalkış saatine kadar arkadaşımızı bu yolcumuza uçağına kadar refakatle görevlendirdim. .
Tabii ki yolcularımızı eğitelim derken bu yolcumuza İngilizce öğretelim demiyorum.
Bu arada bizleri de eğitebilecek yolcularımızın da bulunduğu bir gerçek. Anlatım yine Ayşegül hanım kardeşimizden. İç Hatlar terminali gece nöbeti 23: 45 İzmir uçağı. Uçağa yolcu alım işlemlerinin bitmesine yakın santrale bomba ihbarı yapıldığı bilgisi geldi. İşlemleri durdurduk ve bomba ihbarı prosedürlerini başlattık. Saat 00: 15 gibi terminale elinde beyaz çiçek buketi ile genç bir bey geldi ve İzmir uçağında olan kız arkadaşına, kendisi adına özür dileyerek bu çiçekleri iletmemizi istedi. Ben uçağın kalkış saatinin 23: 45 olduğunu dolayısıyla geç kaldığını, uçağın kalktığını söyledim ama genç arkadaşımız kendinden çok emin bir şekilde “yok kalkmadı “ben biliyorum lütfen çiçekleri yetiştirin dedi. O zamanlarda cep telefonu filanda yok. Polisler devreye girip yolcuya ihbarın kendisi tarafından yalnız sevgilisine bu bir buket çiçeği ulaştırabilmek amacı ile
yapıldığı hususunu itiraf ettirdiler.
Evet, yolcularımızın bilinçlendirilmesinin gerekliliğini gösteren birçok yaşanmışı naklederek sayfalar doldurmak mümkün. Ancak havalimanında çalışıp yolcu ile muhatap olan herkes bunun önemini ve çalışmaları ne denli rahatlatacağını bilir.
Benzeri bir anıyı da da Mehmet Atmaca arkadaşımız naklettiler. Bagajlar uçak altına dizilmiş, güvenlik nedeni ile yolcuların bagajlarını göstermelerini takiben uçağa yükleme yapılıyor. Uçak altında tek bir bagaj kalmıştı. Belli ki yolcu uçağa bagajını göstermeden binmişti. Bagaj etiketinden yolcunun ismi bulundu ve kabin amirine yolcunun soyadının ER olduğu bildirilerek anons etmesi rica edildi. İki dakika sonra genç biri uçaktan inerek buyurun beni çağırmışsınız ben askerim, beni çağırmışsınız diyerek yanımıza geldi. Herkes birbirine baktı. Ve Yolcuya aranan şahsın soyadının ER olduğu anlatıldı. Er soyadlı yolcu kaçıncı anonstan sonra geldi ve bagajını gösterdi hatırlamıyorum.
TÜM ULAŞIM SEKTÖRÜNDE AYNI EKSİKLİK VAR.
Yolcu bilgilendirme, şüphesiz toplu ulaşımın en önemli unsurlarından biri. Bu bilgilendirme açık, anlaşılır ve amacına uygun şekilde yapılmalı. Yolcuların bilgi edinme ihtiyaçlarının karşılanması için hızla gelişen teknoloji de göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Peki; yolcu bilinçlendirilmesi hangi kanalların kullanımı ile şekillendirilebilir. Havalimanlarına yerleştirilecek LED / LCD Ekranlar, Havalimanlarında yolcuların bekleme yerlerine konulacak kısık anons sistemleri, uçak içinde mobil Uygulamalarla kısa uyarılar,, Web Sitesi, ve bilet satış anında yolculara verilecek olan basılı doküman ve bültenlerle bu bilinçlendirmenin sağlanması mümkün. Tabii bu planlama Havayolları ve uzman iletişimcilerce yapılmalıdır. Çağdaş ulaşım politikaları konusunda dünyada gelinen nokta ülkemizdeki uzmanlar tarafından bilinmesine ve benimsenmesine karşın, bunları toplumun çok geniş bir bölümüne aktarmak mümkün olamamıştır. Evet en basitinden bizler de bunu uçak yolcularına anlatamamış durumdayız. Görünen o dur ki, yalnız sektörümüzde değil tüm ulaşım sektöründe yolcuyu bilgilendirme ve bilinçlendirme eksikliği var ve de çoğunluk tarafından kabul edilen bu eksilik ülkemizde ulaşım konusunda kapsamlı bir bilinçlendirme programı ya da kampanyası düzenlenmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ve sizler, sivil havacılık sektörü mensupları olarak bunun öncülüğünü yapmalı ve örnek olmalısınız..
FATURA ÇALIŞANA KESİLMESİN.
Ama lütfen dikkat ediniz. Her şey gibi halkımızın, yolcularımızın bu bilinçsizliği çalışanların başında patlıyor derken çalışmanın maliyetini kastetmedim. Bu işe çok para harcadık deyip, faturayı 2015 yılı zamlarının yapılacağı zaman çalışanların önüne mazeret olarak koymadan, yapabilirseniz çok iyi olur. Şimdi birileri çalışanların eğitimi tamam da, yolcuların bilinçlendirilmesi eksik kaldı diyecekler.
Tabii ki benim ki yukarıda da söylediğim üzere hayal. Ama güzel ve gerçekleştiği takdirde faydalı olacak bir hayal.
GÜLÜMSEYEREK BİTİRELİM.
Bu yaşanmışı ( 14 Kasım 2013 ) Nihat Sırdar radyoda kısmen de olsa anlatmaya çalışmış. Ancak olayı kendisine nakledenin konuyu tam bilmemesi nedeni ile anlatım eksik kalmış. Ben de sizlere hikâyenin tamamını nakletmek istedim. Diyor Halit Ürkmezgil arkadaşımız.
O saatte Dalaman, Bodrum ve Trabzon uçakları peş peşe yolcu alıyor ve bende operasyonu Başmüdürlük odasından W/T konuşmalarını dinleyerek takip ediyordum. Bodrum ve Dalaman uçaklarının yolcu alımından sonra, Trabzon uçağı yolcularını kabul etmeye başladı. O zamanlar hatırlarsınız güvenlik nedeni ile yolcular biniş esnasında uçak başına dizilmiş olan bagajlarını gösteriyor ve bagajların uçağa yüklenmesi bunu takiben yapılıyordu. Ve de Trabzon uçağında her zamanki gibi uçağın altında gösterilmeyen yolcu bagajları kalmıştı. Bagajların üzerindeki isim adres etiketlerinden yolcuların isimlerinin belirlenmesini takiben isimler uçak içinde anons edilerek bagajını göstermeden uçağa binmiş olan yolcular aşağıya davet edilerek işlemin tamamlanması sağlanıyordu. Uçağın rötara girmemesi için bu arada diğer işlemlerde hali ile yapılıyordu.
Ve de yapı olarak aceleci olan Koordinatör arkadaşımız, son bagaj gösterim işlemlerinin uçağın rötara girmesine sebebiyet vermemesini teminen uçağın arka merdivenini çektirmişti bile. Bu arada bagajını göstermemiş olan bir Karadenizli yolcumuz arka kapıya giderek, aşağıda dizilmiş olan bagajların içinde kendisine ait olanı göstermek üzere kendisini aşağıya atmıştı. Uçak 737-800. Arka kapının yüksekliği oradan düşen bir kişiyi perişan edecek boyutta. Ve de yolcumuz kan revan içinde bagajını gösterdiği sırada Koordinatör Coşkun kardeşimizin kendisine yönelttiği “ Size ne oldu böyle, bu haliniz ne? “ sualini rahmetlinin annesinin hatırını sorarak cevapladıktan sonra koşarak tekrar uçağa binmek üzere ön kapıya seğirtmiş. Uçağa çıkan yolcu bu kez de olan bitenden haberdar olmayan kabin amirinin aynı suali ile karşılaşmış. Yolcumuzun kabin amirine verdiği cevap Coşkun’a verdiğinden tabii ki farklıymış.“Haçem ben size kizginimdur. Madem ki, burada merdiven vardi, neden beni merdivensüz arka kapuya göndereysunuz ki “
Yorumlar