Evet doğru söylemiş. Kendi penceresinden görünen bu. Ancak onların yaklaşımı ile cehenneme dönen THY değil. THY bugün kendi şartları içerisinde kavruluyor. Bir değişiklik yok. 2013-2014-15 yıllarında “Yabancı Pilot Cenneti” olan THY’ de bu zümre için uygulanan istihdam şartları ve tanınan sosyal haklar konusunda THY kanadı frene basınca, istihdam şartları değişince bu eski uçucu çalışan THY cehenneme döndü yakıştırmasını yapmış. Başka bir deyişle o senelerde kendilerine THY’ de tanınan hakları yaşayan yabancı pilot o günleri, 4-5 sene sonraki şartlar ile mukayese edince bu sonuca varmış. Doğrusu bu. Anlayamadığım ise bu hususları duyurmakta neden bu kadar geç kaldığı. (?) Elbet vardır bir sebebi hikmeti. Belki de şu anda görevde olan biridir. Kendini afişe etmek istememiştir. Kim bilir (?)
Tabii ki bu oluşumdaki hata Türk Hava Yollarına cennet – cehennem yakıştırmasının yapmasına neden olan uygulamalar ve yabancı pilotlara tanınan özel imkanlarla onları istihdam eden THY’ nin tepe yöneticisinde / yöneticilerinde.
CENNETTEKİ UYGULAMALARIN BİR BÖLÜMÜ.
Evet 2013 -2014 yıllarında yabancı pilotlar bizimkilerden daha fazla maaş ödemesi alıyorlardı. İzinleri, istirahat süreleri her şeyleri farklı olup bunlar ülkelerine sık sık gitmelerini sağlayacak şekilde programlanıyordu. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü pilotlara 2 günlük bölümler halinde boş gün (istirahat günü) öngörürken mevzuatın aksine yabancı pilotlara ülkelerine gidebilmeleri için 10 günlük boş gün veriliyordu. Bu nedenle sistemde oluşan istihdam açığını ise Türk pilotları her yere uçarak kapatıyorlardı. THY tarafından yapılan en anlaşılmaz ve düşündürücü uygulamalardan biri ise THY’ nin yabancı pilotların periyodik sağlık muayenelerini kendi ülkelerinde yaptırmalarını kabul etmiş olmasıydı. THY onları havalimanına en yakın olan 5 yıldızlı otelde ikamet ettiriyor ve konaklama giderlerini de karşılıyordu. Ülkelerinden gelen bayan misafirleri de (?) THY tarafından ağırlanıyor ve onlara Türkiye’ye geliş ve Ülkelerine dönüş için ikram bileti veriliyordu.
Genelleme yapmak istemem ama Türk Hava Yollarının sonuçta kendi ülkelerinde iş bulamayan yabancı pilotları istihdam ettiği açıktı. THY’ yede uçmayı kabul eden (?) yabancı cock-pit personeli kendi memleketlerinde sahip olmaları hayli zor olan niteliklere ülkemizde görülmemiş bir süratle kavuşuyorlar ve Türkiye’ ye gelirken sahip oldukları niteliklerin çok üzerinde bir seviyedeki iş becerisine kısa bir sürede sahip oluyorlardı.
Şu anda bunları hatırlayabildim.
2014 ve 2015 ve 16 yıllarında de bu konu ile ilgili 3-4 yazı kaleme aldığımı zannediyorum.
Şirkette yaratacağı dengesizlik bir tarafa bu uygulamanın sonuçlarını ve 2013’ de 1.905 TL olan ortalama USD döviz alış kurunun 2017’ de 3.644 TL’ ye, 2020’ de 7,006TL’ ye yükselebileceğini düşünememişlerdi THY’ nin hesap adamları. Bu günkü kurdan bahsetmeme gerek yoktur herhalde.
YUKARIDA VERİLEN BİLGİLERİN DOĞRULANMASI
Yukarıda anlattıklarımın teyidini 2013 senesinde THY’ de bulunan tüm pilotlardan alabilirsiniz. Muhtemelen eksikliklerimi de sizlere söyleyeceklerdir. Fazlasının olmadığına eminim.
DUYMAZLAR AMA YİNE DE THY YÖNETİMİNE SESLENİYORUM.
Bu konunun 442 bin üyesi bulunan “Professional Pilots Rumour Network" adlı platformunda yayınlanmış. Ve haberde anlatımın büyük yankı uyandırdığı yazıyor. Her ne kadar bu camianın üyeleri THY’ nin ticari hedef kitlesi kapsamına girmiyorsa da platformun THY ile aynı meslekten insanlara hitap ettiği hususu dikkate alınarak anlatımda yer alan belirli konularda (THY yönetimi Hava-Sen’i yok etmeye çalışıyor iddiası ve Yorgun argın uçuşa gidiyorduk) ilgili üniteniz tarafından BU GÜNKÜ UYGULAMALARI DA kapsayan bir bilgilendirme yapılıp yapılmamasını stratejik bir karar olması nedeni ile takdirinize sunuyorum
TEMENNİM (?)
THY’ DE BUGÜN GÖREV YAPAN HERHANGİ BİR ZÜMREYE YÖNELİK OLARAK YAPILAN UYGULAMALARIN İLERİDE CENNET VE CEHENNEM ÇAĞRIŞTIRMASINA NEDEN OLMAMASINI TEMİNEN SONLANDIRILMASI İLE TEPE YÖNETİCİNİN / YÖNETİCİLERİN BU CEHENNEMİN ZEBANİLERİ OLARAK ANILMALARININ ÖNÜNE GEÇİLMESİNİ TEMENNİ EDİYOR VE DİLİYORUM. UMARIM SUYA SABUNA DOKUNMADAN MERAMIMI ANLATABİLMİŞİMDİR (?)
Rahmetli Nuri Ataizi ve “Sevgili Patron”
Miami Üniversitesi İş İdaresi Okulunda Profesör unvanı ile üst düzey yöneticilik yapan Werther JR, patronuna senelerce önce bir mektup yazmış. Aslında mektup formatındaki bu sesleniş tüm patronlara hitap eden bir tarzda kaleme alınmış gibi. Söz konusu mektup ülkemize ancak 1997 yılında HYB yayıncılık tarafından ulaştırılmış. Ne kadar tuhaftır ki bu mektupta patronlara yönelik olarak ifade edilen serzenişleri bugün 17 sene sonra halen yaşamaktayız. Bu kitabın muhteviyatından siz okurlar ile paylaşılabilecek başlık ve konuları seçmek hayli zor.
Ama deneyeceğim. Keşke yönetici unvanına sahip tüm çalışanlar bu kitabı okuyabilse. İnternette kitabın 2. El ‘ni bulabilmek mümkün. Evet, bu kitabı bana Rh. Nuri Ataizi Hediye etmişti. “Hediye, duyguların renklendirilmiş hali gibidir derler. Nuri’nin duygularını, işyerinde daha mutlu olabilmenin yollarını gösteren bir kitap. Kendine yakışır bir hediye. Ve kendisine yakışır nükteli tarzda sesleniş. Yanağını okşarken hafiften kulağını çekip kibarca “bunlardan sende ders al” der gibi.
RAHMETLİ NURİ ATAİZİ İYİ BİR İNSAN, ŞİRKET SEVGİSİ VE BAĞLILIĞI ÇOK ÜST DÜZEYDE OLAN İYİ BİR YÖNETİCİYDİ. BİZE ÖRNEK OLDU. TEMENNİM THY’NİN ŞİMDİKİ ÇALIŞANLARINA DA ÖRNEK OLMASI.
SEVGİLİ PATRONDAN ÖZET BÖLÜMLER.
Bu tür seslenişlerde ve kitaplarda ifade edilen hususların iş yaşamınızla hangi noktada çakıştıklarına açıklık getirmek için zaruri olarak bazı notlar konulması zaman zaman gerekmektedir. Aşağıda belirtilen maddelere bu notlar yatık ve bold karakter ile tarafımca konulmuştur.
İÇ VE DIŞ UNSURLAR:
Dış Unsurlar tarafından yönetilen kişiler genellikle içinde yaşadıkları ortamın kurbanı olmuş kimselerdir. Ve de bunu uygulamalarında değişik şekilde ortaya koyarlar.
AMİRLERE KÖRÜ KÖRÜNE BAĞLILIK:
Gönülden bağlı olduğunuz üstünüzün emirlerine ve yönetimde bulunan yandaşlarınızın görüşlerine harfi harfine riayet etmenizin size neye mal olduğunun farkında değilsiniz. Onun / onların yanlış kararlarını körü körüne desteklediğiniz zamanlarda İtibarınız bizim gözümüzde sıfıra iniyor.
BAŞKALARI HAKKINDA KONUŞMAK:
Sizin personelinizi açık açık eleştirmeniz çalışanlarda sürekli “acaba bizim hakkımızda daha neler söylüyor “sorusunu sorduruyor. Bu bir paranoya değil. İşe aldığı çalışanlara vasıfsız diyen bir yöneticinin diğerleri hakkında da konuşacağını varsaymak mantıklı değil mi?
ŞİRKETTE GÜVEN DUYGUSU NE KADAR AZ.
Hiç farkında mısınız? Burada ne kadar çok konu gizli tutuluyor. Neyi gizlemeye çalışıyorsunuz? Kimden? Herhalde rakip kuruluşların işine yarayacak bilgileri koruyorsunuz? Bu bilgi eksikliği içimizde şüphe uyandırıyor. Bize güvenmediğiniz duygusuna kapılıyoruz. Ve bizde size güvenmemekle karşılık veriyoruz. Güvenilmek için güvenmelisiniz bize. Ama kuşku yabani bir ot gibi büyüyüp her tarafı saracak ve size güvenimizi kökünden kopartacak. Koparttı bile.
DÜRÜSTLÜK
Birkaç gün için yeni bir tutum izlemenizi rica ediyoruz; bir konunun ne derece dürüstlük gerektirdiğine karar verin. Ondan biraz daha fazla dürüst olun. Önceleri zor olur ama giderek kolaylaşacaktır. Böylece hayatınızın daha da basitleştiğini görürsünüz ve bu avantaj daha da dürüst olmanızı sağlar. Eğer bize karşı dürüst olamıyorsanız bunu bize söyleyin. Masal ya da bahane uydurmayın. Bizimle aynı seviyeye gelin. Malum maddi dürüstlük var bir de manevi dürüstlük diye bir mefhum var. Kimsenin maddeye karşı dürüstlüğü için bir şey söyleyemem. Çirkin olur. Ancak bu beyzadenin manevi açıdan dürüst olmadığına ilişkin örnekler sıralayabilirim. Hoş bunları sizlerde bilirsiniz. Bu güzel konuyu kirletmek istemememden ötürü bunu yapmıyorum.
HATALARINIZI İTİRAF EDİN;
“Hata yaptım” sözü saygıya giden en kısa yoldur. Yanlış bir şey yaptığınızı itiraf etmeniz kendinize güvendiğinizin bir göstergesidir. Çünkü ancak kendine güvenen insanlar, yöneticiler hatalarını açıklıkla kabul ederler. Üstelik sizin hatalarınızı itiraf etmekten kaçınmadığınızı görürsek, diğer kararlarınızın doğru olduğunu anlarız. İtibarınız yükselecektir.
KARAR ALMAK:
Size karar almanız için değil, karar aldırmanız için maaş veriliyor. Bu fark, etkili kararlar alma, iyi önderlik ve motivasyon için çok önemli, Kararları kendi kendinize aldığınız zaman, bizi yaratıcı olma şansından mahrum bırakıyorsunuz. Bizim fikirlerimiz tehdit değil, Fikirlerimizi dikkate almayarak gücünüzü sergilemeniz gerekmez.
Onları kullanmak sizin zayıf olduğunuz anlamına gelmez. Düşüncelerimizde sizin kendinize verdiğiniz değere saldırılar değil. Eğer bizim gözümüzde nasıl göründüğünüzü gerçekten merak ediyorsanız o zaman bizin fikirlerimizi ve görüşlerimizi isteyin ve onları kullanın. Sizinkiler daha iyi olsa bile. Kendine güveni daha yüksek olan bir görünüm sergilersiniz.
KAYIRMACILIK.
Kayırmacılık sizinle kolaylıkla konuşabileceğimiz bir konu değil. Özellikle sizin gözdelerinizden olmadığımız için. Evet; bu konuya kendi görüşlerimi ilave etmeden yalnız yaşamışları yazsam bir 10 sayfada bitiremem. Malumun tekrarında fayda yok.
Bu kitapta 14 bölüm altında 102 adet konu işlenmiş. Neler mi var? Şikâyet etmek- Kararsızlık-Üstünlük yarışı- Zayıf noktalarımız- İtibar Kazanmak- Boş vaatler- Kapalı kapılan ardında yöneticilik- Bize söylemedikleriniz- Başkalarının düşüncelerine saygı göstermek- Düşük performans- İmparatorluk binası- Ya batarsın ya çıkarsın zihniyeti- İlgi toplamak Vb. Yukarıda kısaca detaylandırılanlar yalnız birkaç adedi.
Rh. Nuri kardeşimizin hediye seçiminin “Sevgili Patron’ un” bugünün çalışanları ve yöneticileri için de çok faydalı olacağı inanıyorum. Temenni ederim ki” Yahu bu kitap bizi açıktan tenkit ediyor” diye düşünmesinler. Düşünmemeleri gerek. Bilinen o dur ki “YAPICI BİR TENKİT, AKILLI İNSANLARI GÜÇLENDİRİR. AHMAKLARI ÖFKELENDİRİR.” Dünyanın sayılı ve saygın havayollarından birinde görev yapanlar ve onu yönetenler için böyle düşünmek / düşünmemiz mümkün değil. Yeter ki kitap ilgilerini çeksin.
Yorumlar Tüm Yorumlar (63)