Ülkemiz ekonomisinin kaptanı konuştu. Ve de kem küm etmeden, insanlara boş ümitler zerk etmeden açık açık konuştu. AKP eğilimli biri olmamama rağmen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Beyi ilk günden beri beğenirim. Bir de Sn. Ali Babacan’ı Belki de kökende politikacı olmamalarından kaynaklanıyor bu sempatim.
Evet; işsizlik yalnız Türkiye’mizin değil neredeyse tüm dünya ülkelerinin sorunu. Bu kalabalık dünyada bu hastalıktan muzdarip olmayan yanlız 10 ülkenin mevcut olduğunu okumuştum. Tablo değişmiştir belki de. İşsizlik oranı, bir ülkenin gücü ve büyümesinin çok önemli bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Bir ülkede İşsizlik oranının düşmesi genelde hızla büyüyen ekonominin sonucu olarak yeni iş imkânlarının sağlanması ile ilişkili olduğu açık. Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Amerika 2015’ de işsizlik oranını 5,5 &’ ye düşürebildi. Bundan ötürü çok mutlular.
Her ne ise darısı başımıza diyelim. Ne söyledi Sn. Başbakan Yardımcımız. 01 Kasım 2015 seçimlerinden önce yapılan OVP uygulamasından vazgeçildiğini ve de yeni bir program hazırlandığını, bu programda işsizlik hedefinin 10,2 olarak belirlendiğini ifade etti. İşsizliğin 2017’ de 0,3’lük bir azalma ile 9,9’ a, 2018’ de ise yine aynı oranda bir düşüş ile 9,6’ ya düşmesi öngörülmüş bu çalışmada. Sonuçta yükseltilen hedeflerde dâhil olmak üzere yeni Orta Vadeli Programda fazla ümit verici bir rahatlama ışığı yok gibi. Başka bir deyişle önümüzdeki üç sene süresince bu günden çok farklı bir durum yaşamayacağız. Bu arada sektörümüzde yaşanan birçok sıkıntının kökeninde işsizlik konusunun olduğuna inandığımı da tekrarlamak isterim. Ben sektöre girdim gireli tablo benzeri renkte.
Bunu bir kenara koyalım. Ve bizler bu günü nasıl muhafaza edebileceğiz’ e bakalım. Seçim öncesi vaatler büyük ölçüde yerine getirildi. Gel gelelim, yaşam unsurlarında beklenen zamlar her halde bu artıları alıp götürmüştür.
Tabii ki bu günkü konumun devamını sağlayabilmek bu şartlarda yapabileceğimiz en önemli husus.. Şartlar şöyle, maaşlar böyle, patronlar, yöneticiler başka türlü demeyi bir kenara bırakıp işimizi daha iyi yapmaya çalışacağız ki, bu günkü konumumuzu muhafaza edebilelim. Asgari ücretle bile çalışıyor olsak aylık 1300 TL’ lik gelirin, 0’ dan 1300 kere büyük olduğunu aklımızdan çıkartmamak gerekir .İş yerinizden mutlu olmayabilirsiniz. Ama şunu hep aklımızda tutmamız gerekir ki, şu an için en iyi iş, daha iyisini bulana kadar bu gün sahip olduğunuz iştir. Ve de bu günkü yaşam şartları ona asılmanızı öngörüyor. Ve de yaşam şartları zor. Dolayısı ile kimse, kimsenin gazına gelip iş yeri ile ilgili ulu orta konuşmamalı, yazıp çizmemeli. “ Hepimizin, sessizce, işimizi yapmamız galiba en doğrusu..” Bu sözüm bir takım arkadaşlarımızın ağırına gidebilir. Hakkımız yeniyor, yönetim tarafgirlik yapıyor vb. Ve bize sessiz kalalım diyor bu adam diye düşünenler olacaktır. Onu da şöyle yorumlamalısınız. . Şimdiye kadar, söylendiniz, bağırıp çağırdınız ne fark etti ki? Ben yazdım, çizdim. İşlenen konuların tümü doğruydu. Bir değişiklik mi oldu? ? Hiç bir konuda en küçük bir düzelme sağlandı mı? Hayır? İleri bir adım atıldı mı? Hayır. Sessiz kalmayı sisteme esir olmak diye düşünmeyiniz. Basit bir düşünce olur. Evde bir eşiniz ve çocuğunuz varsa sizi bekleyen, onların sizi buna mecbur kıldığını düşünün. Bekârsanız Anneyi ve babayı aklınıza getirin. Bu düşünceyi omuzlarınıza yükleyenler en sevdiğiniz varlıklar olduğuna göre, onları sürmek ve zaman zaman taşan duygularınıza kalkan yapmak bu konudaki manevi yükünüzü hafifletecektir. Kimse nasihatten hoşlanmaz ama bazen dinlenmeyeceğini de düşünse insan kendini bir şeyler söylemeye mecbur hissediyor. Hele hele yaşlı ise. Belki de önümüzdeki günleri sizden daha net görebildiğimi düşünüyorum.
İyi de, bize söylediğin gibi yapmak gerekiyorsa, sen neden boş yere yazıp duruyorsun diye soracaksanız. Neden olacak; benim şimdi ki işim ve değerlim de Airporthaber’deki bu sayfa.
Büyük bir orman yangını başlamış. Bütün köy halkı ve ormanın tüm hayvanları ellerinde kovalarla su taşır ve yanan ağaçları söndürmeğe çalışırlarmış. O sırada bir serçe dikkatini çekmiş hortumu ile ağaçlara su püskürten filin. Yahu, bir taraftan da sana bakıyorum gagana aldığın bir damla suyu gidip yanan ağacın üzerine boşalttıktan sonra yine dereye koşuyorsun. Senin taşıdığın o damlanın yangını söndüreceğini mi zannediyorsun? Kaldı ki senin yuvan ormanın dışındaki ağacın tepesinde. Boşuna neden yorulursun ki? demiş. Serçe yine dereye doğru uçarken fil’e seslenmiş. Biliyorum, taşıdığım bir damla su ateşi söndürmeyecek. Ama ben bu çabam ile sizlere dostluğumu gösterirken elimden geleni de yapmış oluyorum diyerek gagasındaki bir damla suyu yanan bir ağacın üzerine bırakmış.
Evet benim değerlim Airporthaber, bir değerlim de sektörün çalışanları olan sizlersiniz.. Bilmem anlatabildi mi?
Yönetim Kurulu Bağımsız Üyeleri beni çok ümitlendirmişti.
Hürriyet Gazetesinde Türkiye Kurumsal Yönetim Derneğinin Sabancı Center’da düzenlediği 9 Kurumsal Yönetim Zirvesine büyük ilgi gösterildiğini okumak beni çok sevindirdi. Sevincim kursağımda kaldı desem yalan olmaz. Yazıda Sn. Hülya Güler tarafından işlenen konu “Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerinin gelirleri “ ile ilgiliydi. Allah artırsın. TKYD Kurumsal İletişim ünitesinden konu ile ilgili detay bilgi istedimse de bir geri dönüş alamadım.
2012 yılında halka açık şirketlere bağımsız Yönetim Kurulu üyesi atanacağını öğrendiğim zaman çok sevinmiştim. Öyle ya, şirket patronları ile ilgili olmayan ve şirketlerdeki bir anlamda halka açık hissenin Yönetim de temsilini sağlamak amacı ile bir insan görevlendiriliyordu. Aptal kafam bu bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerinin bir anlamda halka açık hisseler i temsil ederken bağımsız ve tarafsız bir gözle faaliyetleri mercek altında tutarak çalışanlara da belirli konularda fayda sağlayacağını düşünmüştüm. Zira bizim şirketlerimizdeki en keyfi uygulamaların istihdam konusunda yapıldığı açık.
Öyle ya; bağımsız yönetim kurulu üyelerinin atanması ve görevlerinin sürdürülmesinde bağımsızlık kıstası birinci planda dikkate alınan faktördü ya. Ne denmişti bizlere: Kurumsal Yönetim ile ilgili en önemli kavramlardan biri olan Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği, Sermaye Piyasası Kurulunun bu konuda yayınladığı tebliğ ile yönetim kurullarının daha profesyonel bir yapıya dönüşmesinin de önünü açacaktır... Sadece kanunda genel kurulun devredilemez yetkiler başlığı altında toplanmış olan hususlar dışında, şirketin işletme amaçlarının gerçekleştirilmesi için gerekli her çeşit iş ve işlemlerle ilgili yönetim işlevini kullanmaya ve karar almaya yetkililer ya. Yönetim işlevini kullanma ve karar almaya yetkili olanların uygulamaları gözlemleme yetkisinin de olacağı bana göre kuşkusuz. Her çeşit işler ve işlemler kelime grubu neleri kapsıyor hele siz bir düşünün. Biraz zorlar, sağa sola sıkıştırırsanız bu kalıba her şeyi sığdırabilmek tabii ki mümkün.
Kaldı ki mevzuatta bu üyelerin bağımsızlıklarını ve tarafsızlığı kaybetmeleri halinde nasıl davranılacağı da açıklıkla belirtilmiş olması bu ihtimalin de olabilirliğinin dikkate alınmış olduğunu ifade ediyor. Öyle ya. Her şey insanlar için.
Evet; Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu veri Bankası kayıtlarına göre Türkiye’ de 515 adet halka açık şirket var. Şu anda rakam değişmiş midir bilemiyorum? Bizim sektörde de dört şirket halka açık. Konu ile ilgimiz bundandır tabii.
Gelelim Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerinin gelirlerine. Bu araştırmayı Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği yaptırmış. Doğrusunu isterseniz amacını kendimi zorladımsa da anlayamadım. Belki de kamuoyu merakı en fazla akçeli konularda geliştiği için hayli uzun sayılabilecek yazıda bu husus ön plana çıkartılmıştır. Kim bilir?
Araştırmadan elde edilen sonuç: “ 28 şirketten oluşan grup 1 şirketler arasında. 3 şirketin bağımsız Yönetim Kurulu üye geliri yıllık 350 bin ile 1 Milyon 50 bin TL arasında. Dokuz şirketin ücretleri 200.000 ile 240. Bin T arasında. On şirketin bu üyelere ödediği yıllık 100.000 ila 199 bin TL arasında.5 şirketin Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerine yaptıkları ödeme yıllık 50 bin ila 99 bin TL arasında. 1 şirketin ise yaptığı yıllık ödeme 6 bin ila 29 Bin TL arasında. Bu arada yıllık gelirleri 1 Milyon TL’ yi aşan üyelerinde mevcut olduğu belirtiliyor.
Ve de bu ( 676 kişi) yöneticilere şirketler tarafından toplamda ödenen yıllık meblağ ise 68 milyon 554. Bin TL’yi bulmuş.
Buna ilaveten Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerinden 3’ nün 5- 5 adet üyenin 14 şirkette- 34 üyenin 3 şirkette- 83 bağımsız denetim kurulu üyesinin 2 şirkette- 517 bağımsız yönetim kurulu üyesinin 1 şirkette görev yaptığı, ve de 33 üyenin ise ücret almadan görev yaptığı araştırma sonucunda belirlenmiş.
KANAATİMCE BU UYGULAMANIN EN ZAYIF NOKTASI ŞİRKETTE BAĞIMSIZ YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİ YAPABİLECEK ADAY ŞAHISLARIN ŞİRKET YÖNETİM KURULUNCA BELİRLENMESİ VE DE SPK’ NIN BU ADAYLAR ARASINDAN BAĞIMSIZ ÜYEYİ SEÇMESİDİR. BU ÜYELERİN GÖREV SÜRESİ ÜÇ YIL OLUP, TEKRAR ADAY GÖSTERİLMELERİ HALİNDE TEKRAR SEÇİLMELERİNDE MEVZUAT AÇISINDAN BİR SAKINCA YOK.
EVET; BAĞIMSIZ YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN ÜCRETLENDİRMESİNDE HİSSE SENEDİ OPSİYONLARI VEYA ŞİRKETİN PERFORMANSINA DAYALI ÖDEME PLANLARI KULLANILMAYACAĞINA GÖRE, BU YÖNETİCİLERİN ÜCRETLERİNİN BAĞIMSIZLIKLARINI KORUYACAK DÜZEYDE OLMASI GEREKMEKTE OLDUĞU AÇIK. BENİM ANLAYAMADIĞIM HUSUS İSE, DÜŞÜK MAAŞIN BAĞIMSIZLIĞI ZEDELEYEBİLECEĞİ CEĞİ GİBİ YÜKSEK MAAŞIN DA, BAĞIMLILIK YARATABİLECEĞİNİN GÖZ ARDI EDİLMİŞ OLMASI.
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneğinin bu araştırmayı neden yaptığını yukarıda da ifade ettiğim üzere anlamış değilim.
UNUTTUM SÖYLEMEYİ. YÖNETİM KURULUNDA BAĞIMSIZ ÜYESİ OLAN ÜÇ KURULUŞUN BİRER ÇALIŞANINA SORDUM. DEĞİL BAĞIMSIZ ÜYENİN İSMİNİ BİLMEK, YÖNETİM KURULLARINDA BU STATÜDE BİR ÜYE BULUNUP BULUNMADIĞINDAN BİLE HABERLERİ YOKTU.
Benim söyleyeceğim bu kadar.
Siz düşünün ve değerlendirin.
Yorumlar