Evet, evet yerli üretimden yanayım ve bu konuda da ısrarcıyım. Geçen hafta "İsyan Edesim" var başlığı altında yazdığım yazı oldukça ses getirdi. Hem üreticilerden hem hükumet nezdinde hem de uygulayıcılardan oldukça yoğun mesaj aldım.
Hemen dikkatinizi çekmek istiyorum. Üçüncü havalimanı yolcu köprülerinin THYSSEN Krup'a verilmesini eleştirmiş en azından bir kısmının yerli yapıma verilmesi gerektiğini yazmıştım.
Ne oldu biliyor musunuz? THYSSEN Krup apar topar açıklama yaptı Almanya'da. Sanki bu anlaşma yeni yapılmış gibi servis ettiler haberi. Oysa biz biliyoruz ne zaman anlaşma yapıldığını. Bizim yazımız üzerine yapılan bu açıklama manidar değil mi? Üstelik şirketin CEO'su Alexander Pfurr'da "Bu projede olmaktan mutluyuz" şeklinde beyanat verdi. Elbet mutlu olursun. Milyonlarca Euro Almanya'ya akacak.
Şu bir gerçek ki THYSSEN bu işi iyi yapıyor. Lakin bizim var olmamız için yerli üretime de şans vermemiz lazım.
Üçüncü havalimanı devasa bir proje. Elbette seçimi onlar yapacak ve elbette üçüncü havalimanının aksaksız hizmete girmesi için her türlü olası aksaklığı minimize etme zorundalar.
Dedimya yazımıza çok tepki geldi diye. Olumlu ya da olumsuz bütün tepkiler kıymetli benim için. Örneğin İGA Kurumsal İletişim Direktörü Gökhan Şengül mail yolu ile bilgilendirme notu gönderdi.
Diyor ki Gökhan Şengül "İGA olarak, bir buçuk yıldır hem iş gücü rekabeti hem de nakliye avantajını en üst düzeyde kullanabilmek için yerli imalatçıları tercih ediyoruz. Havalimanı inşaatında kullanılan hafriyat, beton, demir, çelik, seramik temininde 1000’e yakın yerel firma ile çalıştık ve bunların 400’e yakını direkt imalatçılardı. Ayrıca son dönemde iki büyük üretici firma ile anlaşma imzaladık; bunlardan bir tanesi AKSA (jeneratör) diğeri ise HKS Mekanik (Havalandırma sistemleri)"
Devamla "İstanbul Yeni Havalimanı’nda yüzde 80 oranında yerli kaynak kullanmayı hedefliyoruz. Ancak havacılık sektörü en fazla regüle edilmiş sektörlerden birisi olduğundan, havalimanı sektöründe de hizmet verecek firmalar için en önemli gerekliliklerden birisi, uluslararası sertifikasyonlara ve aynı sektörde benzer deneyimlere sahip olmaları oldukça önemli. Özellikle bu tür büyük projelerde uluslararası standartlara uygun sertifikasyona sahip olmayan firmalarımız ne yazık ki ihale dışında kalıyor.
Öte taraftan projemizde ihale dönemlerinde en önemli değerlendirme unsurlarından biri de firmaların kapasiteleri. Taktir edersin ki; proje süremizin çok kısıtlı olması nedeniyle dünyanın en büyük siparişlerini en kısa süre içinde imal edebilecek kapasiteye sahip olunması çok önemli. Dolayısıyla kapasitesi sınırlı olan üreticilerimiz maalesef bu tür durumlarda ihale dışı kalabiliyor.
Yukarıda da kısaca özetlediğim gibi bu kriterlere sahip yerli üreticilerin tercih edilmesi, en önemli öncelik bu tarafta.
Her zaman fikirlerine, görüşlerine ve katkılarına ihtiyacımız var. Dolayısıyla yine bu tür konularda yönlendirme ve geri bildirimlerini bekliyor olacağız."
İGA Kurumsal İletişim'in bu anlayışına da hayran kaldım. İşte basınla diyalog böyle olmalı.
Bizim amacımız milli duygularla, milli üretimden yana.
Funda Ocak'ın açıklamaları umut verici...
DHMİ'nin çiçeği burnunda genel müdürü Funda Ocak'ın açıklamaları umut verici. Dışa açılım, adalet, paydaşlarla sorunların çözümü konusunda ortaya koyduğu irade geleceğe dair umut veriyor. Zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı yönetim şekli olmalı. Türkiye'deki tüm havalimanlarının yeniden elden geçirilip, neler yapılabileceği masaya yatırılmalı. Devletçil mantık yerine, DHMİ kasasına daha çok para girecek stratejik atılımlar yapmak gerekir.
Ankara Eseboğa Havalimanı ile ilgili işadamlarından gelen taleplere kulak vermeli. Yurtdışına açılımın yeni kapısı Esenboğa olmalı. İstanbul'da sıkışan trafik, Anadolu'dan getirilecek yurtdışı yolcuları buradan Anadoljet marifeti ile yine yurtdışına götürülmeli. Özel şirketlerde bu konuda ortak bir çalışma yapabilir.
Pegasus'a talip var.
Pegasus Havayolları neredeyse her hafta personel kıyımı yapıyor. Bu durum Pegasus'ta ne oluyor sorularının sıkça sorulmasına sebep oluyor.
Ben söyleyeyim. Pegasus Havayolları'na ciddi talip var. Görüşmeler alt düzeyde devam ediyor. Çin merkezli Hainan Grup (HNA Group) Pegasus ile ilgileniyor. Bildiğiniz gibi Hainan Grup, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki My Technic'in büyük ortağı. Hatta, Ankara merkezli bir havayolu şirketi kurmak istemiş ancak SHGM'den randevu dahi alamamıştı.
Sözüne güvendiğim etkin bir isim "HNA Group sadece Türkiye ile ilgilenmiyor, Brezilya ve Kanada gibi ülkelerdeki havayolu şirketleri ile de ilgileniyor" şeklinde konuştu.
O halde "Ateş olmayan yerden duman çıkmıyor" demektir. Pegasus ciddi ciddi satılıyor mu bundan sonra çok konuşulacak gibi duruyor.
Not : Pegasus Havayolları yazımın yayınlanmasının ardından şu açıklamayı gönderdi.
Sayın Ali Kıdık
Airport Haber,
Airporthaber’de yer alan 17 Ekim 2016 tarihli “Yerlide ısrarlıyım – Pegasus Satılıyor mu?” başlıklı köşe yazınıza istinaden bilgilendirme yapmak isteriz.
Yazınızda sözü edilen Hainan Grup (HNA Group) da dâhil olmak üzere herhangi bir yerli/yabancı firma ile Pegasus A.Ş.’nin satışı hususunda bir görüşme yapılmamıştır.
Misafirlerimizin ve yatırımcılarımızın doğru bilgilendirilmesi adına konuyu bilginize sunar, gerekli düzeltmenin yapılmasını rica ederiz.
Saygılarımızla,
Pegasus Hava Yolları
Yorumlar Tüm Yorumlar (42)