Evet, bu konu da nereden çıktı. Malum yılbaşı. Bu günler gerek havayollarında ve gerekse Yer Hizmeti kuruluşlarında çalışanların maaşlarına uygulanacak olan artımlarla ilgili olarak yetkililerin karar verme dönemi. Havayollarının babası durumundaki Türk Hava Yollarında çalışanlar sendika üyesi. Onlar yılbaşında ne kadar artım alacağını zaten biliyor. Malum THY’ de artımlar Toplu İş Sözleşmesi ile belirleniyor. Diğer Havayolları ve Yer Hizmeti Şirketlerine gelince yapılacak olan maaş artımlarının açıklanmasından sonra çalışanlardaki memnuniyetsizliğin artacağı da geçmiş dönemlerde yapılan uygulamalar sonrası olanı biteni düşününce anlaşılıyor. Son bir haftadır gelen mailler geçmişin yaşanmışlarına dayalı olan bu varsayımın doğru olduğunu gösteriyor. Evet; gelelim esas konumuza.
Bu yazımı yanlış değerlendirmeyin lütfen. Konu, tanıdığım sektör şirketlerimizin tümünü kapsıyor. Türk Hava Yollarını, TGS, HAVAŞ ve ÇELEBİ’ yi ve de tabii ki diğer havayollarını. İşte size bir sual ve de o sualin cevabı.
Sual: Sektörde şartları en iyi olan iş hangisi?
Cevap: Mevcut şartlarda daha iyisini bulana kadar en iyi iş, sahip olduğun iş.
Tüm çalışma yaşamımda çözümünün mümkün olmadığı bilinen uygulamalara kızan ve işten ayrılma konusunu sürekli gündeminde tutarak bunu uluorta dile getiren iş arkadaşlarımıza söylediğim sözdür bu. Kaldı ki ülkemizdeki işsizliğin iki haneli rakamlara tırmandığı bu dönemde anlatımın doğruluğu daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Ne hikmettir bilinmez. Kimse işinden memnun ve mutlu değildir. Ben onun, oda başkasının işine imrenir. Herkes birbirine kendi işinin kötü taraflarını anlatır. Nitekim bu köşeye yazdığım yazılarda hiçbir firmanın ismini vermememe rağmen okuyucuların yorumlarında, yazıda kendi çalıştığı şirketin konu edildiği noktasından hareketle değerlendirdiklerini ve bazen acımasızca olduğunu düşündüğüm yorumlarını tüm okurlarla paylaştıklarını gördüm. Dahası bir yazıyı üç Yer Hizmeti şirketi ve bir havayolu mensubunun “ yazıda anlatılan bizim şirket “ kelimeleri ile başlayarak olabildiğince menfi yorumladıklarını hatırlıyorum. Nedense çalıştığı şirketin doğrularından bahseden kimse yoktu. Hatta tüm yöneticilere hakaret eden kendini bilmezi de gördüm bu yazışmalarda.
Geçenlerde bir okur kardeşimiz yazı konusu itibarı ile yorum sayılması mümkün olmayan bir not yazmıştı, “Saygıdeğer makale yazarları THY yer hizmetleri ihalesi hususunda bizleri bilgilendirip değerli yorumlarınızı da katarsanız çok seviniriz. Teşekkürler” diyordu satırlarında. Kardeşimiz bir TGS çalışanıydı. Rumuz hanesinde “ TGS çalışanları “ ibaresi mevcuttu. Merak ettiği husus ise kanaatimce ihaleyi TGS’ kaybetmesi halinde çalışanların ne olacağıydı. Ben de olsam konu ile ilgili kişilere aynı noktadan hareketle bunu sorardım. Aynı mealde bir mail de özel adresime gelmişti. Mail gönderen arkadaşıma kendi kanaatimi aşağıdaki şekilde yazdım. AIRPORT’’a yorum yazan kardeşimize de aşağıda belirtilen metnin özeti ile seslendim. “İhaleyi TGS’nin almamasının ne demek olduğunu düşünebiliyorum. Şartnameyi görmedim. Detay bilgim yok. Yine de üzülmeyin. Normal şartlarda ihale TGS' de kalır. TGS' nin teşkilatlanamadığı yerlerde HAVAŞ varsa oralarda hizmeti sürdürür. HAVAŞ’ın bulunmadığı Anadolu istasyonlarında ise ÇELEBİ hizmete devam eder. Başka bir deyişle bu günkü uygulama aynen devam eder. Şartlar normal gelişmez ise hususunu şu an için düşünmemek gerek. Bana göre böyle bir ihtimal yok. Aslında çalışanlar için de hayırlısı bu. Farz edin ki ihaleyi ÇELEBİ veya HAVAŞ aldı. Kiminle yürütecekler bu işi. Kendi yer personelinin adet olarak yeterli olmadığı malum. Zorunlu olarak TGS' den ayrılan personeli hali ile bünyelerine katacaklardır. Tabii ki kendileri ile çalışırken istifa ederek TGS’ ye geçmiş olanlar dışında. Doğrusunu isterseniz ben de olsam aynı şeyi yapardım. ÇELEBİ’ nin ve HAVAŞ’ ın işi daha az personel ile yürütecekleri ise malum. THY şartnameye her tip uçağa yolcu durumuna da bağlı olarak kaç personel ile hizmet verileceğini ve uçak başında hizmet verecek olan tecrübeli personel ile tecrübesiz personel adet veya oranını da ilave etti ve de bu hususa uyulmamasını küçük olmayan bir parasal cezai hükme bağladıysa herkes bu gün olduğu yerde kalacaktır.
Bu arada üstteki konu ile birleştirerek dikkatinizi çekmek istediğim husus APH' a TGS ve diğer kuruluşlar ile ilgili olarak yazılan menfi yorumlar. Bakın herkes şimdi işi düşünür oldu. TGS mensubu olup ta 2015’ de maaşlarına ne oranda zam yapılacağını soran, düşünen kimse yok. Şu anda TGS uygulamalarından şikâyetçi olan kimse de yok görüldüğü üzere. Konu TGS ihaleyi alacak mı? Ve bizler çalışmaya devam edecek miyiz? Bu dönemi hayırlısı ile atlattıktan sonra konuyu bir kez daha değerlendirin isterseniz. İşte, ağırlığını omuzlarınızda hissettiğiniz yaşamın realitesi bu. Bu realiteyi dikkate alıp, salt kendinizi düşünerek adımlarınızı dikkatli atmakta fayda var. ÇELEBİ mensupları için de, TGS ve HAVAŞ çalışanları için de, THY’ nın iş görenleri için de durum farklı değil.
Reklamcılığın bu günkü kadar gelişmemiş olduğu günlerde ( 1995-96) televizyonlarda bir banka tanıtımı yayınlanırdı Reklam spotunda “Yok birbirimizden bir farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız” sözü geçerdi. O dönemde sloganlaşmıştı bu spot. Çalışanlara yönelik özellikle akçeli uygulamalarda Havayollarımızın ve Yer Hizmetleri kuruluşlarının birbirlerinden pek bir farkı yok gibi.
İçinizi dökme ihtiyacınızı anlamasına anlıyorum. Buda bir ihtiyaç onu da biliyorum. Yine de bu boşalmayı, böyle günlerin de gelebileceğini ve bu durumda sessiz kalma durumunda olabileceğinizi de düşünerek yapmalısınız. Unutmayınız ki; zamansız ve düşünmeden konuşmanın cezası sonradan düşünmeğe mahkûm olmaktır. Gelin böyle bir sıkıntıya ve bu denli ağır bir mahkûmiyet çekmeye kendinizi mecbur bırakmayın.
Aslında sıkıntıyı baştan kabul etmişiz. Senelerce önce. Şimdi zamları tartışıyoruz. Fıkra bu ya.
Şirkette çalışanların maaş alırken imzaladıkları kâğıtta patronun bir mesajı yazılıymış." Maaşlarınız tamamıyla sizinle patron arasında özel bir konu olup miktarı sizden başka hiç kimse bilmemelidir” Notu okuyan yeni eleman parasını alıp kâğıdı imzalarken bu cümlenin altına bir iki satır yazmış. “ Takdir edilen maaşın tarafı olmam ve kabulümden ötürü ben de en az sizin kadar utanç içindeyim. Bu nedenle kimseye maaşımın tutarından bahsetmeyeceğime lütfen inanınız.”
Belki okuyanlar hatırlıyordur. Yer Hizmeti şirketlerinden birinde çalışan bir kardeşimiz parasal konulu bir yazıya yazdığı yorumda aynı şeyleri söylemişti. “ Birisi maaşımı soracak diye korkuyor ve utanıyorum “ diyordu. Aslında fıkradaki gibi sizin için öngörülen maaşın takdir makamında bulunan kimseyi utandırdığı yok. Bunu beklemeyecek kadar sistemi iyi tanıdığınıza eminim.
Evet, buna rağmen, her şeye yaşadığınız tüm olumsuzluklara rağmen şu anda sizin için en iyi iş sahip olduğunuzdur. Ta ki daha iyi şartlarla bir yenisini bulana ve o kuruluş ile sözleşme imzalayana hatta yeni işe başlayana kadar. Bu devirde işsizliğin sıkıntısı yaşadıklarınızın hepsini anında unutturur ve de hepsinden kötüdür. Muradım sizlere 2015’ de işinizi bu çerçevede değerlendirmeniz gerektiğini dilim döndüğünce anlatabilmek. Ona mümkün olduğunca daha sıcak bakın. Bakmaya çalışın. Kendinizi buna zorlayın. Önünüzde duran klavyeyi de daha düşünceli kullanın.
Yorumlar Tüm Yorumlar (21)