03 Mayıs 2021, Pazartesi
Servet BAŞOL
Servet BAŞOL [email protected]

YÖK, SHGM ve UTED

UTED'den 'Lisansiyer' bildirisi;

YÖK “Eleman” unvanına yapılan itirazı yerinde buldu ve yine akıllara durgunluk veren yeni bir unvan üretti. Yeni unvan “Lisansiyer”

“Eleman” itirazını kabul eden ve “Lisansiyer” unvanını mesleki bir kavram olarak, aynı aklı evvellerin ürettiği görülmektedir. Bu aklı evveller okkalı bir tebriği hak ediyor.

“Uçak Bakım Mühendisliği” için yapılan itirazı anlamayan ve hala başvuruyu “Uçak Mühendisliği” müfredatı ile karşılaştıranlar ya bunu kasten yaparak suç işliyor ya da anlama kıtlığı çekiyor.

“Lisansiyer” olarak verilen yeni unvanı iyi niyetimizle değerlendirirsek; yapılan başvuruyu anlamakta sorun yaşayan ve üniversitelerimizde görev yapan akademisyenlerimizle küresel ölçekte neden katma değer sağlayan bilim üretemediğimizi anlayabiliriz.

Bu yaklaşımda olanların kafalarını kumdan çıkarmalarını ve havacılık alanında gelişmiş ülkelerdeki havacılık insan kaynağı yapısını, onların mevzuatını ve bu ülkelerdeki havacılık bakım uygulamaları alanındaki mesleklerin müfredatlarını takip etmelerini öneririz.

Bu ülkede “unvan” konusunda yapılan itirazın içeriğini anlamayan veya kavrayamayan “Akademisyen”lerin nitelik olarak yeniden değerlendirilmesini yapacak akademik kurumlarımızın olması ülkemizin gelişebilmesi için de önem arz etmektedir.

Küresel ölçekte “Endüstri 4.0 Toplum 5.0” gibi yenilikçi yaklaşımlarla toplumsal ve sektörel gelişmeler hedeflenirken, biz hala “12 Eylül ve 28 Şubat” darbe kalıntıları ile tüm dünyada en değerli kaynak olarak kabul edilen “insan kaynağımızı”, geleceğimiz, gençliğimizi ve enerjimizi tüketiyoruz.

Ya bu gençlere hak ettikleri unvan verilsin ya da hepimizin vergileri ile maddi kaynak sağlanan bu okullar kapatılsın.  Gençlerimizin umutları karartılmasın. Bu okullar 2 yıllık Meslek Yüksek Okulu statülerine geri getirilsin.

“Unvan” sorunu beklenen nitelikte çözülmezse, üniversite sınavlarına girecek gençlerin yeni öğretim yılında YÖK’e bağlı havacılık bakım alanında eğitim verilen 4 yıllık okulları tercih etmemesi yönünde “kampanya” başlatılması dahil her aksiyonu değerlendireceğiz.

Kamuoyuna önemle duyurulur…

- / -

Meslekî ve Teknik Eğitim Bölgesindeki Meslek Yüksekokulu ile İlişkilendirilen Meslekî ve Teknik Orta Öğretim Kurumları Arasında Yapılacak İşbirliğine İlişkin Esas ve Usulleri Belirleyen Millî Eğitim Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurulu Arasında Yapılan Çerçeve İş Birliği Protokolü imzalanalı nerede ise yirmi yıl (2002) olmuş.

İş birliği esasları

Madde 6-Bu Protokole göre:

a) Meslekî ve teknik eğitim bölgesinde yer alan yüksekokullar ile kurumlar arasındaki ilişkilendirme, organik bağlılık ve yönetim bütünlüğünü ifade etmez. Kurumlar Milli Eğitim Bakanlığınca, yüksekokullar ise 2547 sayılı Kanun hükümlerine göre yönetilir.

- / -

YÖK ayrıca, 05-07-2012 tarihinde imzalanan Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve Milli Eğitim Bakanlığınca uygulamaya konan Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Geliştirilmesi Projesi’nin (METEK) ana faydalanıcısı Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı olarak bu projeyi yürütmekte.

“Projenin seçilen 4 alanında (Adalet, Denizcilik, Tarım ve Sağlık), 2 (iki) yıl boyunca yukarıda sıralanan ana çıktıları sağlayacak faaliyetlerde görev almak üzere ‘kısa dönem uzman CV havuzu’ oluşturulacaktır” cümlesinde ise “Havacılık” bulunmamaktadır.

- / -

Nihayet 23.11.2012 tarihinde, SHGM ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) arasında, sivil havacılığın tüm alanlarını kapsayacak şekilde üniversitelerde ilgili branşların açılması ve müfredatlarının oluşturulmasından, ihtisaslaşma ve sektörel analiz çalışmalarına varıncaya değin çok yönlü bir İşbirliği Protokolü imzalandığını açıkladı.

Hedeflerinin de Türk sivil havacılığındaki gelişmeler çerçevesinde, sektörümüzün artan nitelikli insan kaynakları ihtiyacının karşılanması ve sivil havacılığımızın sürdürülebilir bir şeklide büyümesini sağlamak amacıyla, Sivil havacılık eğitimlerinin üniversiteleri içerecek şekilde yaygınlaştırılması olarak açıkladılar.

Eğitimi içeren her alanda işbirliği…!

Protokol kapsamında her iki kurum, öğrenci, öğretim elamanları ve halka yönelik eğitim, seminer, konferans, panel, açık oturum gibi bilimsel etkinliklerin düzenlenmesi konularında da işbirliği yapacaktır. Bunlarla birlikte YÖK, sivil havacılık ile ilgili araştırma, sektörel analiz, çalışma grupları ve araştırma merkezlerinin oluşturulması konularında SHGM'ye destek verecektir.

- / -

Günümüzdeki eğitim sistemi, akademik yetenek üzerine kuruludur. Kamu yararı hiç düşünülmemiştir. Her şey, endüstrinin gereklerine bağlıdır. Bundan dolayı kamu eğitimi ikiye bölünmüş durumdadır. Endüstriyel iş sahaları önceliklidir. Geriye kalan sahalar ise desteklenmez. Müzisyen olma, resim mi yapmak istiyorsun, vazgeç. Tiyatrocu mu olacaksın, aç kalırsın. Sanat seni geçindirmez, sporcu olacaksan futbolcu ol.! gibi.

1.ci dünya savaşından sonra öngörülen bu akademik eğitim sistemi, yaratıcılığı öldürüp “başarı” ile özdeşleştirilmiş, bu sisteme uyan ülkemiz de işe alınacak herkese önce “üniversite mezunu” şartı koymuştu. Yani üniversite, başarının anahtarı olmuştu. Kimse yetenek, girişimcilik ve zeka istemiyordu. “Çamurdan olsun, üniversite mezunu olsun” düşüncesi o günlerde işi kotarmakta idi.

UNESCO önümüzdeki 30 sene içerisinde tüm dünyada, insanlık tarihinden bu yana gelmiş-geçmiş tüm nüfustan daha fazla üniversite mezunu insan yetiştirmiş olacağımızı hesaplamış. Şu anki durumumuza bakarsak, artık “üniversite mezunu” olmak işe yaramıyor. BA yapmış olanlar bir kısma, PhD yapmış olanlar diğer kesime hitap ediyor. Yani akademik eğitim iflas etmiş durumda. Ülkemizdeki “kaza” haberleri de onca eğitim görmüş insanlarımızın hangi seviyede olduklarını göstermekte.!

Peki yetenek, zeka ve girişimcilik nerede kaldı?

Geleceğin ve insanlığın kurtuluşu, “İnsan Kapasitesi”nde gizlidir. İnsanımızın bu kapasitesini ortaya çıkarmaya yönelik bir eğitim, günümüzün eğitimi olmalıdır.

- / -

“Licentia”, müsaade etmek, serbest kılmak anlamında kullanılır. Latince “licentia docenti” diye birlikte kullanılan bu iki kelime ‘öğretme müsaadesi’ yani bu yetkiye sahip birisinin bir mesleği yapma, uygulama ve öğretme yetkisine denir (lisans).

“Doctorate”, docēre fiilinden gelmektedir ve Latince anlamı “öğretmek” dir (Doktora) Doceo, ‘öğretiyorum’ fiilinden gelen Doctorate, ortaçağ Avrupasında “Licentia docendi”; öğretme yetkisi anlamında üniversitelerde ilk defa kullanılmaya başlandığında örnek alındığı yer, çok eski zamanlardan beri bu yetkiyi kullanmakta olan din adamları ve o dönemde eğitim veren din kurumlarıdır. Din kurumlarında bu yetkiyi almak için önce bağlılık yemin edecek, sonra da karşılığı belli bir ücreti ödeyecektiniz. 13. yüzyılda Bologna ve Paris üniversitelerinin bu yetkiyi vermeye başlamaları ile bu yetki, akademik bir unvan olarak kullanılmaya başlandı.

“Ducendi” Latince önderim (ben önderlik ediyorum) bir çalışmayı, araştırmayı ilk başlatan anlamındadır (doçent).

“Profes” Latince açıkça söylemek anlamındadır. “Professor” de açıkça söyleyen, anlatan. Genelde bilim ve sanatta uzman olmuş kişilerin anlatımları ve öğretimleri için kullanılır. Fransızca öğretmen, profesör “professeur” demektir. Eğitimin çeşitli kademelerinde ve çeşitli ülkelerde bu unvan daha değişik anlamlarda kullanılmaktadır.

Fransızca sözcük Latince elementum "temel ilke, ilk öğrenilen şey" sözcüğünden alıntıdır. YÖK’ün kullandığı Fransızca kökenli eleman; bir bütünün içinde yer alan basit öge, unsur, yapı taşı, kimyada bileşen" sözcüğünden alıntıdır. TDK'ye göre eleman sözcüğünün anlamı şu şekildedir:

- Öge; Bir toplulukta çalışan insanların her biri; Kümeye ait varlıklardan her biri.

Yani sıfatı, kişiliği ve/veya özelliği olmayan birey.

TDK ise lisansiyeri şöyle tanımlıyor;

-isim, Fransızca licencier: Üniversitede okuyan öğrenci:

“Lisansiyer kelime kökeni olarak Fransızca üniversite okuyan anlamına gelir. Yükseköğrenim Kurulu tarafından 2014 yılında yayınlanan 698 sayılı yazılı ile Sağlık Bilimleri Fakülteleri Programlarından mezun olanların Sağlık Bilimleri Lisansiyeri olarak değerlendirilmesine karar verildi.”

Birbirinin verdikleri “lisans” ları karşılıklı tanımayan YÖK ve SHGM için sivil havacılıktaki yetkinlik konusunda YÖK, asla söz hakkına sahip değildir.

Arapça مُهَنْدِس‎ (mühendis); Arapçadaki geometri ya da genel olarak bilim anlamına gelen "hendese" kelimesinden gelmektedir. "mü-hendese" ise, geometriyi bilen, bilim bilen anlamına gelir. Genel olarak ‘hesaplayıcı’ dememiz yanlış olmaz.

Sözcüklerin anlamını, etimolojisini (kökenbilim) bilmeden kullanıyor olmak, kişisel bir eksikliktir. Kendi dilini öğrenmeden lisans (öğretici) sahibi olmak ise YÖK denen kurumun eğitimsiz nesiller yetiştirme gayretinin ibretlik göstergesidir.

Bunca sene sonra diplomalı cahil ve diplomasız muktedir örneklerini çokça görmeye başladık.

Ne diyelim. Hayırlı ramazanlar.

www.servetbasol.com

 

YÖK, SHGM ve UTED

Yorumlar

Suat Koyun ~ 4 yıl önce
Servet bey , çok güzel bir yazı olmuş , kaleminize sağlık , verilen ünvanların hukuken karışılığı olmadığı için sürekli iptal edilmesi ve yeni bir şey uydurulduğu gün gibi ortada , asıl önemli konu bunu kim neden yapıyor , hiç bir kurum ya da kişi ortada gün gibi gerçek olmasına rağmen ısrarla yanlış karar vermek için uğraşmaz tabi bir çıkarı yoksa , bu çıkar gurubu kimdir neyin peşindedir , sanırım bu da yargı ile ortaya çıkacak , günün sonunda 4+1 yıl emek veren gençler hakkını elbette alacaktır ve bu kararın bu zamana kadar ertelenmesine sebep olan kişi ve gruplar da ortaya çıkarılacaktır.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000