Şöyle sağa sola bakıyorum, “dünyada nasıl bizde nasıl” mukayesesi yapıyorum. Ben hala “hata bende mi” muhasebesi yaparken, bilançoda hep yöneticilerin baskıcı düzenle personeli idare ettikleri, kraldan çok kralcı oldukları hesabın sonuç kısmında görülüyor.
Havacılık sektörünün çalışanları bugünkü iktidarın “Baskıcı, senden olan/benden olan” anlayışıyla, alt yöneticilerde çok daha bir büyük bir mobbing tarzına bürünmüş durumda.
Aslında istenilen şu; tüm çalışanlar “Başüstüne Efendim” anlayışında olmalı, şefin, müdürün, daire başkanının, genel müdür yardımcılarının velhasıl iğneden ipliğe tüm yöneticilerin taleplerini sorgusuz sualsiz yapmalı.
Mesela, Sivil Havacılık Genel Müdürü her türlü insanı işe almalı, onlara tüm gizli ya da normal evraklara ulaşma imkanı vermeli. Bu kişilerin devlet memuru olmasına gerek olmadığına dair kararı da Sivil Havacılık Genel Müdürü vermeli ve bu kararlara devlet ciddiyeti açısından, sakınca açısından hiç kimse itiraz edememeli ve “Başüstüne Efendim” demeyi bilmeli.
Es kaza gemileri yakmış, devletin çıkarlarını her şeyden önde tutan bir vatansever için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde cadı avı başlatılsın ve kimsenin sesi çıkmayarak “Başüstüne Efendim” deyip kenara çekilmesi mi istenmektedir?
Mesela, DHMİ Genel Müdürü Hüseyin Keskin, hakkında önemli iddialar olan Uğur Hızal ile VIP’den geçmeli (Hangi hakla geçiyorsa) kimse ona “Bu adam kim, hangi hakla buradan geçebiliyor” sorusunu yönetmemeli ve “Başüstüne Efendim” demeli. Ve aynı Uğur Hızal Çukurova Havalimanı koordinatörü olsun. Peki, bu koordinatörlük Hüseyin Keskin’den mi geçti diye kimse sormasın ve herkes “Başüstüne Efendim” demeli öyle mi?
THY’de, TGS’de, THY Teknik’te - Turkish DOCO’da aslında tüm iştiraklerde Ahmet Bolat abimiz ne derse o olsun diğerleri “Başüstüne Efendim” desin kenarda dursun.
Söylemek istediğim şu;
Havacılık sektörü bağsız başsız. Bugün Ankara’dan yönetilen ülkemizde hak hukuk, adalet madalet kalmadı. Sadece yolunu bulanlarla, işini bilenlerin rahat gezdiği bir ülkenin havacılık çalışanları olarak artık açlık sınırında yaşayanlar da var.
Geçen hafta yazdığım köşe yazısı açık bir delildir ki, insanlar açlıkla karşı karşıya. Yetmiyor, yetmiyor.
Artık “Başüstüne Efendim” karın doyurmuyor. Milletin yaşam standartlarını yükseltmek için işçinin teri kurumadan ücretini ödemek yetmeyecek, açlık her geçen gün cinnete dönüşecektir.
REZA ZARRAP CEO’SU YİNE CELALLENMİŞSİN…
Hava İş Yapı Kooperatifi ile ilgili ne zaman gerçekler Airporthaber aracılığı ile ayyuka çıksa ortalıkta bir anda yalan furyası dolanıyor.
Marifetli CEO Ş.N yine sallamış.
Şimdi şunu izah et; genel kurul neden iptal edildi?
Tescil edildiniz mi?
Hayal dünyasında çok senaryo yazarak milleti oyalamayın Sayın Zarrap CEO’su.
Sizden beklenti gazeteci veya sizin tabirinizle “sözde gazeteci’nin” doğrularını inkar etmek değil, milletin evini vermektir, yaptırmaktır, aldığınız her kuruşun hesabını vermektir, aidatların nereye gittiğini açıklamaktır.
Göreve geldiğiniz günden beri millete, eski yöneticilere, sizinle karşıt görüşlü olanlara iftira, ya da imalı sözler söyleyip kendinizi temize çıkartma yönünü değil işinizi yapın.
Bakın hakkınızda bilirkişilerle temasa geçtiğiniz, bu kişilere önerilerde bulunduğunuz iddiaları var. Hatta bilirkişi dediğinizi yapmadığı, kendi işini yaptığı için “rüşvet istedi” şeklinde şikayetçi olduğunuz biliniyor.
Ve soruluyor ki; madem bu bilirkişi rüşvet istedi anında neden suç duyurusu yapmadınız, mahkemeye bilgi vermediniz, bilirkişiyi reddetmediniz?
Haydi buyurun REZA ZARRAP CEO’su konuşun…
Neden?
Yorumlar Tüm Yorumlar (62)