Değerli sektörüm, kıymetli okurlarım. Uzun bir yolculuk yaptım. Türlü türlü baskılara maruz kaldım. Ama tek başıma kalacağımı bilsem bile vazgeçmeyeceğimi söz verdim kendi kendime. Şu satırlarda asla siyaset yapmadım. Aksine iktidarın iyi yaptıklarını da alkışladım. Muhalif görünsem bile satırlara yansıtmadım.
Bütün hayatım da hayalim de havacılık için şekillendi. O yüzden sadece bu alanı seçtim. Hikayeler çok, anılar çok, yazmadıklarım, yutkunduklarım çok. Biriktirdiklerim, rafa kaldırdıklarım çok. Acılarım, sevinçlerim, hüzünlerim, kırgınlıklarım, kızgınlıklarım çok.
Yanımda adam olup sonra karşıma dikilenleri mi desem, satanı mı desem, arkamdan konuşanı mı desem, ihaneti mi desem, hıyaneti mi desem çok. İnsanoğlu olmayı etten kemikten sanıp karakteri oluşmayanı çok.
Ama bizim hayalimiz havacılık hayatımız havacılık oldu. Üstüne daha çok koymak, havacılığı daha çok geliştirmek, haksızlıklara boyun eğmemek, tehditleri umursamamak, mahkemeler karşında adaletsiz dünyanın adaletine güvenmek, satılmışların karşısında ahlaklı-adil insanları aramak hep bizim yolumuz oldu.
Üç kuruş reklam verip seni satın aldığını sananlara geçit vermedik. “Al reklamını git” dedik, dik durduk eğilmedik. Reklam vermesine rağmen yolsuzluklarını, ihanetlerini affetmediğimiz reklama rağmen yazdığımız, adalet karşısına çıkarttığımız insanlar oldu.
THK konusu da böyleydi. THK Airporthaber’e reklam desteği sağlarken yolsuzlukları yazdık, korkmadık. “Beyninin tasından şarap içeceğim” diyenlere inat gerçekleri haykırdık. MASAK raporlarına yansıyan “Airporthaber’de yayınlanan haberler ihbar kabul edilerek başlanan soruşturma neticesinde” diye başlayan iddianameleri gördük şükür.
Bunları bilen alçaklar arkamızdan “THK’dan komisyon aldığımız” yalanı ile öteki dünyanın adaletine gitti ki hakkımız helal değildir. Sessiz kaldım, yüce adalete güvendim ve hep güvenirim. Yaradana “Sayın Allah”, Peygamberimize “Muhammet bey” demedim.
Ruh hastalarına cevap vermek benim yapım değildi. Zürriyetinin yazdıklarını da umursamadım. Zira onun neler yaptığını da iyi bilirim. THK hikayesini de bilirim, Çelebi hikayesini de. Zira THK’ya sayemde girip ekmek yiyip sonra ekmek yediği çanağa pisleyenler aynı damarın uzamasıdır. Gerektiği zaman onları da buzdolabında tutuyoruz.
Velhasıl dostlarım, sektörümün tavizsiz karakterleri sizlere seslenmek bana yeter. O sebeple siyasetimin vakti geldi. Yine aklımda havacılık ve yine aklımda dünya havacılığında söz sahi olması gereken bir havacılık.
Adaletsizliğin hüküm sürdüğü, “Sabiha Gökçen’e slot verirsem İstanbul Havalimanı’na uçak inmez” anlayışından sağlıklı rekabeti oluşturmak, memleketin her köşesindeki havacılığımızı geliştirmek, bu anlamda öncü olmak, olmayan havacılık kanunlarını çıkartmak, sektörde eşitliği sağlamak, disipline etmek, adam kayırmacılığı önlemek, torpili ortadan kaldırmak için yola çıktık.
Lütfen yalnız bırakmayın…
Zira bu ülkemiz adına önemli. Şahısların kasalarını dolduran düzenleri yıkıp atalım. Sen şu cemaat ben bu cemaat yapılanmalarını ortadan kaldıralım.
Anadolu çocuklarının önünü açalım. Saray sempatizanları, cemaat çocukları, tarikat evlatları değil bu ülkenin gariban çocuklarını yüceltelim, yükseltelim.
Yalakalık değil ahlaklılık ön planda olsun, dürüstlük ön planda olsun. Ülkeye çakılan her çivinin sahibi olalım, her tuğlanın harcı olalım ama adaletle olalım.
Samimiyetimden şüpheniz olmasın.
Kavgalar, gürültüler son bulsun.
Milletvekilli olabilmek için yedi yıldır yapmış olduğum adaletsizliğin karşısındaki dik duruşumun; milletim için, havacılık sektörü için, turizm sektörü için enerjiye dönmesini çok istiyorum.
Bu düzenin böyle devam etmesi halinde inanın geri dönüşü olmayan bir yolun köleleri olmak zorunda kalacağız.
Bizler cesur insanlarız. Ya bugün ya da hiç…
Allah’a emanet olun..
Yorumlar Tüm Yorumlar (29)