Her hatayı eleştiren yönetici,
Çalışanların yaratıcı gücünü yok eder.
Oysaki topyekûn büyümek ancak
Yaratıcı gücü yüksek çalışanlarla olur.
( Versiyon )Lewis Lebr
Eğer ülkede İşsizlik varsa,
Severek çalıştığı işi kim bırakır da gider?
Giderse de neden gider?
Bu konu genel bir inceleme olup tüm Turizm de dâhil olmak üzere hizmet sektörünün genelini kapsamaktadır. Örneklemelerin ve anlatımın bir bölümü içinde yaşamış olmam nedeni ile Çelebi üzerinden yapılmıştır. Esasen Ahmet’in, Mehmet’ten Mehmet’in ise Hüseyin’den görünümde bir farkı yoktur.
Bir kitap görmüştüm.
“Çalışanları elden kaçırmanın 50 Muhteşem yolu.”
Bizim sektörümüz, kendine özel uygulamaları ile kitaptaki 50 maddeyi, 100 adet çok daha muhteşem maddeye çıkartabilecek bilgi ve beceriye sahip.
Gelelim konumuza. Örnek yukarıda da belirttiğim üzere Çelebi’ den. Son işyerimde çalışan arkadaşlarımla “Yöneticilik bir sanattır” isimli bir sohbet toplantısı yapmıştım. 2009 ve 2010 senelerinde. Sunumu bire bir hali ile dönemin Genel Müdürü Sn. Samim Aydın’ a göndererek müsaade talebinde bulunmuştum. Sorgusuz ve teşekkürle kabul etmeleri beni şaşırtmıştı. Aldığım izni takiben aynı sunumu bilgilendirmiş olmak amacı ile Can Çelebioğlu Bey, Canan Çelebioğlu Hanımefendi ve İnsan Kaynakları Direktörü Derya Tekin hanıma da göndermiştim. Onlardan da menfi bir ses çıkmayınca şaşkınlığım katlanmıştı.
Geçen yazılarımdan biri için gelen bir yorumda yer alan, “insanları konuşturmuyorlar” şeklindeki söze cevaben bir not düşmek istiyorum. Çelebi’ de Kimsenin hiçbir kimsenin konuşmasını engellediği yoktu bana göre. Tüm Çelebi yaşamımda arkadaşlarıma bunu anlatamadım. Hep kendimden örnek verdim. Usulüne uygun olarak patronlara her zaman fikrinizi hatta konulara veya uygulamalara itirazınızı ifade edebilirsiniz. Dinleyeceklerdir. Üst seviyenin bu tavrı bana özel değildi ya. Bundan çekinmeyin Yeter ki itirazlarınızı usulüne uygun yapın ve nezaketinizi koruyun. Buna rağmen konuşan var mı derseniz o, yok ama bunun kabahatlisi de tabii ki patronlar değil. Alt ve orta seviyedeki çalışanlar fazlası ile suskunlar ( kibar olsun diye suskun kelimesini kullanıyorum) ve de her kuruluşta kraldan fazla kralcı bir, iki zihni evvel çıkar mutlak. Başka Şirketlerde de bunun farklı olduğunu zannetmiyorum. Genel şartlardan bizim sektör kuruluşlarını soyutlamak tabii ki mümkün değil. Havaş’ ta Hikmet vardır, TGS’ de Hüseyin, İSG’ de ise Gülay hanım vardır zihni evveller familyasından.
Her ne ise beş yüz elli ila 600 arası genç yönetici kardeşimiz iştirak etmişti bu toplantılara. Daha sonra Metin Göksel ve Mesut Gökaşan arkadaşımız İstasyonlarımızın bulunduğu tüm havalimanlarındaki yöneticilerimizle bu sohbeti yaptılar ve iştirakçi çerçevesini genişlettiler. Bu sohbetin renklendirilmesi amacı ile kullanılan inek görselleri ile birlikte sunduğum metinleri konumuzla ilgisi neden sizinle paylaşmak istiyorum. Göreceğiniz üzere sunumda yer alan aşağıdaki iki paragrafta görüşünüze sunulan metinde şirketin uygulamaları bir şekilde zemmedilmektedir. Ve de bu tenkit yukarıda da ifade edildiği üzere şirket üst yönetiminin izni ile yapılmıştır. Bu nasıl bir kısıtlama ki?
“ İnsanların işyerimizden neden gittiklerini, neden kaçtıklarını bulmanız gerekir. Öncelikle bunu çözümleyiniz. Buna neden olan şartları uygun hale getirmek için üstlerinizden ısrarla talepte bulunmaya mecbursunuz. Kimse hiçbir sıkıntısı yokken, durduğu yerde ateşe veya kızgın kuma basmaz. Unutmayın ki uluslararası istatistikler işten ayrılan personelin yalnız % 25’nin akçeli konulardan % 75’nin ise yönetim hatalarına bağlı uygulamalardan ötürü işten koptuğunu belirtiyor. Küçük bir araştırma bu sonucun şirketimiz içinde geçerli olduğunu bize gösterdi.”
“ İnsanlardan yapamayacakları şeyleri istemeyin. Önce kendinizin bunu yapma durumunda olmanız halini değerlendirin. Sizi bir ayda toplam 24 gün çalıştırıp 15 gün gece nöbetine getirseler mutlu olur musunuz? Eğer ekipte bu personelin yerini tutacak başka biri mevcut değilse ve bu görevlendirmeyi zorunlu olarak yapma durumundaysanız, bu nitelikte insan yetiştirmemiş olmakta sizlerin yöneticilerin hatasıdır. Lütfen bunu iyi düşünün.”
Bildiğiniz üzere slayt’ lar da kayıtlı kısa metinler, konuşmacıya konuyu hatırlatma amacı taşır. Konuşmanın kalan bölümünün seyrini belirlemek konuşmacıya aittir. Önemli olan bir husus var ki oda konuşmalar esnasında üstleri astlara şikâyet eder veya çekiştirir duruma düşmemek olup iş yaşamında bu çok önemli ve dikkat edilmesi gereken bir husustur.
Bu konuşmaları yapmaya hazırlanan birine patronlarca veya Genel Müdür tarafından yol verilmesi ya onların iyi niyetli yaklaşımını veya “ bu ne söylerse söylesin, bizimkileri etkilemez, onlar zaten konuşmaz “ düşüncesinin bir tezahürüdür. Ben yine de verilen bu müsaadeyi iyi niyetli bir yaklaşım olarak yorumluyorum.
Gelelim “ Çalışanları İşyerinden Kaçırmanın 50 Muhteşem Yolu” na. Belirlenmiş olan 50 yöntemi de buraya almamız mümkün değil. Kendi düşüncemle şekillenen maddeler dışında, bu kitaptan aldığım başlıkları hafif değiştirip yakından tanıdığımı zannettiğim Turizm ve Sivil Havacılık sektörünün özel kokusunu biraz da olsa sıktım üzerlerine.
Bunun amacı yönetici olan / olacak genç kardeşlerimin DBE yayınlarının bu minik kitabından mutlak edinmeleri ve okumalarını sağlamaktır. Bu minik kitapta yazılı olan maddelerin tersini yapmayı becerebildiğiniz takdirde, sevilen ve sayılan bir yönetici olarak başarılı olacağınız kesin.
Hani işten ayrılan personelin % 75’i yönetim hatalarından ötürü kuruma arkasını dönüp gidiyordu ya. Gidenlere bir sorunuz lütfen. Aşağıdaki maddelerin içinden seçsinler bakalım. Kendi, nedenleri bunlar için de mevcut mu? Bulamaz iseniz Burcu hanımın kitabını alsınlar. Güzel bir anlatımla süslenmiş toplam 50 madde var. Bu arada bu kitapçığı sizlere de önermiş olduğumu düşünüyorum.
1. Çalışanlarınız ile yaptığınız ender görüşmelerde veya mümkün olan her fırsatta personelin yadırgadığı / benimsemediği tüm uygulamaların patronun emri ile yapıldığını ısrarla belirtin. Onlar size “ Peki de siz ne işe yararsınız” diye soramayacaklardır nasıl olsa.
2. Çalışanları dinlemeyin. Gönderdikleri mailleri okumayın. Siz çok meşgul bir yöneticisiniz. İşiniz başınızdan aşkın. Bu yetmezmiş gibi bir de çalışanlarla mı uğraşacaksınız.
3. Çalışanların da bir sosyal yaşamı olduğunu hiç dikkate almayın. Çalışma saatlerini uzatın. Az uyusun, çok çalışsınlar. Evdekilerin onun işte olduğunu bilmeleri yeterli.
4. İş kanunu dâhil tüm mevzuatı kendinize göre yorumlayın. İşinize geldiği zaman mevzuatı öne sürüp, işinize gelmediği zaman çalışana “ siz bilirsiniz? “ deyin. Bu siz bilirsiniz’ in ne anlama geldiğini arif olan çalışanlarınız nasıl olsa anlayacaktır.
5. Çalışanlarınızın sizin tarafınızdan kiralanmış bir makine olduğunu düşünün. Makineler çalışır. Yağını suyunu zamanında koyun.. Kontağı açınca çalışacak, kapatınca duracaklardır.
6. Çalışanlarınıza kesinlikle güvenmeyin. Tüm diğer insanlar gibi onlarda dünyaya sizi aldatmak için gelmiştir. Siz çalışanlara güvenirseniz bu bulaşıcı hastalık astlara da geçecektir. Aman dikkat edin. İş yerinizde dostluk ve arkadaşlık rüzgârı esmesin.
7. Haklarını sorgulayanları, bu kötü huy yaygınlaşmadan diğerlerine emsal teşkil edecek şekilde susturun. Masum bir isteği isyan olarak görmek ve cezalandırmak suretiyle ortama tam hâkim olabilirsiniz. Bu konuda hoşgörülü olmayın.
8. Çalışanlarınızı sık sık işten çıkartmakla tehdit edin veya ettirin. Bu tehdidi sizin yerinize zevkle yapacak bir yönetici bulmanız zor olmayacaktır. Size yaranmak için bu ulvi görevi üstlenmeye meraklı hayli astınız olmalı.
9. Çalışanların dedikodu yapmaları için uygun zemini hazırlayın. İş yerinde her şeye ““Gizli “ damgası vurarak bunu başarabilirsiniz. Bu yöntemin amaca uygunluğu belgelenmiştir. Yine de herkes her şeyi duyar ve bilir. Açığa vuramaz.
10. İşten çıkarttığınız personel için bir tören düzenleyin. Bu insani ve duygusal bir ilişkidir. Orada yapacağınız duygusal konuşmada aranızdan ayrılan eski çalışanlarınız için “kovulanlar “ sıfatını kullanın.
11. Siz çalışanları tanımaya mecbur değilsiniz. Onlar sizi tanımalı. Örneğin organizasyon yapısı ile size bağlı olarak yedi sene gibi uzun bir süre şirketinizde çalışmış bir personelin sizi hiç görmemiş olması doğaldır. Onunla, İşten çıkartılması sonrasında yapılacak olan törende tanışabilirsiniz. Bu bile onun için bir lütuf olacaktır. Tabii nezaket gösterip davetinizi kabul eder ve törene katılırsa. Etmez ise “ bozguncudur ve iyi ki de kovulmuştur.
12. Her sene çalışan memnuniyeti anketi yapın. Ama bu araştırma sonucunda hiçbir aksiyon almayın. Toplantılarda işinize gelen sonuçları paylaşırsınız.
13. İnsan Kaynakları ünitesinin kapısına “ Personel Giremez “ yazın. ( Bu yazı bir şirkette mevcuttu. Yok diyene on şahit ve muhtemelen resim de gönderebilirim. Resim çektiğimizi söyleyince yazıyı kaldırmışlardı.)
14. Tüm süreçler kapalı bir kutu içinde veya yalnız itimada şayan gördüğünüz bir tek yöneticinin bilgisi dâhilinde belirlenmeli, gelişmeli ve uygulanmalıdır. Şeffaf olmaya diğer yönetici hele hele çalışanların görüşlerinin alınmasına asla gerek yoktur.
15. Bazı uygulamalar popülaritenizi artırır. Özellikle İnsan Kaynakları Uygulamalarına Alman ciddiyeti ile başlayın. Nasıl olsa Türk gibi bitirmeyeceksiniz. O anda hangi projenin prim yapacağını düşünüyorsanız ona saldırın. Sonuç alınması önemli değil zira kimse size bunu sormaya cesaret edemeyecektir. Bu üniteye hiçbir çalışanın güven duymasının gerekli olduğu düşünülmemelidir. .
16. Şirketin organizasyon yapısını sık sık değiştirin. Başarısız olursa bir daha değiştirirsiniz. Unutmayın ki bu çalışmanın dışarıdan bir kuruluşa yaptırılması halinde ortaya daha tarafsız bir yapı konulabilecektir. Bir üst Yönetim temsilcisi neyin nasıl yapılacağını çalışmayı yürüten firmaya fısıldar nasıl olsa. Çalışmanın sonucunda size “ Bu paralar neden böyle sarf ediliyor” diye bir sual sorulmayacaktır nasıl olsa. Bir haddini bilmez buna tevessül ederse, bu kesin olarak bir isyandır.
17. Sene başlarında yapılan ücret artışlarının izahı ve performans çalışmaları da dâhil hatta başta olmak üzere sistemi en karmaşık ve anlaşılmaz hale getirin. Çalışanların hiçbir şey anlamamalarına özen gösterin. Nasıl olsa çalışanlarınızın sorgulama alışkanlıkları yok
Sayın. Patronlar ve Saygıdeğer Genel Müdürler.
Eminiz ki mal sahibi ve vekili olarak sizler böyle davranmazsınız.
Yöneticilerinize söyleyin lütfen.
Kendilerine dikkat etsinler.
Kraldan fazla kralcı olmanın alemi yok.
Böyle davrananlar mevcutsa, bir törenle geçmiş hizmetleri için teşekkür edin ve şirketteki görevinden de affedin.
Böylesi herkes için daha hayırlı.
Yorumlar Tüm Yorumlar (46)