ÖNEMLİ NOT: Yazımda İnsan Kaynakları ünitelerinden bahsederken “ bazıları ” ifadesini kullanıyorum. Zira mutlak ki; sektörümüzdeki bazı şirketlerin söz konusu üniteleri, insani ve vicdani prensiplere ve yönetim kıstaslarına uygun planlamaları ile çalışanların genelinin saygı ile kabul ettiği bir hizmet üretiyorlardır. Böylesine düzgün çalışan İnsan Kaynakları gruplarını yazımda belirttiğim türlerle aynı isimle anmak istemedim. Bu nedenle ifadelerimde yer alan hoş olmayan tür faaliyetleri yürüten toplulukları “ İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA“ ünitesi olarak anacağım.Sizler ( K ) ‘lar dan birini kullanın isterseniz. Önce İnsanları seven, insanın bir değer olduğu noktasından hareketle, çalıştıkları şirkete, patronuna olduğu kadar çalışanlarına da yakın ve tüm faaliyetlerini konu ile ilgili mevzuat ve prensiplere uygun, insancıl bir tarzda yürüten İnsan Kaynakları ünitelerini ve de görevlilerini selamlıyor ve yazıda yer alan anlatımların tümünden tenzih ediyorum.
Öncelikle İnan Kaynakları ünitelerinin görevlerine genel olarak hatırlamakta fayda var. İnsan Kaynakları Yönetimi, örgütün ihtiyaç duyduğu insan kaynaklarının temini, bu kaynaklardan en etkili, en verimli ve akılcı bir biçimde yararlanılması bu kaynağın yönlendirilmesi ve motive edilmesi ve belirtilen kaynağın örgüt kültürünün bir öznesi üst düzey yöneticilerine görev ve sorumluluk yükleyen bir ünitedir. Bu görev ve sorumluluk örgüt piramidinde IK üst yöneticisinin hangi kademede yer aldığına göre artmakta veya azalabilmektedir. Ayrıca, çalışanların bilgi ve becerilerini en iyi şekilde kullanmalarını sağlayarak, onların işletmeye olan katkılarını en üst seviyeye çıkartmak, iş yaşamının kalitesini yükselterek çalışanların yaptıkları işten zevk almalarını sağlamak bu ünitenin temel görevleri arasında.
Bir akvaryumunda vahşi Barracuda diğer balıklara saldırmaya çalışırsa da, araya konulmuş olan cam bölme buna engel olur. Burnunu bu bölmeye defalarca çarptıktan sonra Barracuda artık denemeden vazgeçer. Sonra aradaki cam bölme kaldırılır. Ancak Barracudanın akvaryumda bölmenin önceden durduğu yere kadar yüzüp durduğu görülür. Birçok insanda böyledir. Bir yere kadar ilerlerler ancak kendilerine dayatılan sınırlayıcı bir tutum nedeni ile dururlar ve de yapılan hiç bir şeye tepki göstermezler. Nedeni ise Barracudanın burnunu defalarca cam bölmeye çarpmasından, başka bir deyişle bu denemelerde canının çok yanmasından farklı değildir. İş yerlerinde Barracudanın akvaryuma koyulması ile birlikte, aynı anda bu kısıtlayıcı bölmeyi balıkların yaşam alanına yerleştirende, alıştı artık sesi çıkmaz diyerek kaldıranda yukarıdaki genel görevlerden de anlaşılacağı üzere “ İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA “ ünitesidir. Ve de kısıtlamalarına uymayanları nasıl cezalandıracakları bellidir. Yapılacak olan değerlendirmede performansı düşük çıkacaktır.Evet işte sonuç bu.
Değerli İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA uzmanlarımız izlemiş midir bilemiyorum? 22 Mart günü saat 10.00’da CNN Türk Televizyonunun HAFTA SONU KEYFİ programında Hakan Çelik tarafından yönetilen bir söyleşi vardı. Hayatımızdan ne kadar memnunuz? İşte, evde, özel hayatımızda mutluluğu nasıl yakalarız? Neden giderek mutsuzlaşıyoruz? İş Kadını Tijen Mergen ve Araştırmacı Vural Çakır Hafta sonu keyfinde bu soruları ağırlıklı olarak iş yaşamına üzerinden cevapladılar.( LİNK : http://tv.cnnturk.com/haftasonukeyfi - 22 Mart Hafta sonu keyfi ) İzlemenizi öneriyorum. Sayın Hakan Çelik’in beyin söyleşide belirttiği üzere bir çalışanın İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA ünitesince aranması halinde ilk aklına gelen “ acaba iş akdimi mi sonlandıracaklar “ oluyor. Bu ne kadar kötü bir durum değil mi? Programın linkini yukarıda bilginize sundum. . Bu bölümünü izlemelisiniz.
Çalışanların birçoğu, İşten atılmayı kılıfına uyduran bir ünite gözü ile bakıyorlar onlara. Tabii ki yalnız bu kadar da değil. “Kim kaydırılacak, kim nasıl kaydırılacak ve kaydırılırken kime ne kulp takılacak “
Yaşadığımız süreçte ahbap-çavuş ilişkilerinin bir kurum kültürü anlayışına dönüştüğü Türkiye’mizde yasaları hazırlayanlar, performans değerlendirilmesinin İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA ünitelerince bu denli saptırılacağını düşünebilselerdi, sağından solundan çekiştirilerek zorlaştırılan iş akdinin feshini kolaylaştırıcı bir unsur getirilen performans değerlendirmesi uygulamasını 4857 sayılı kanun kapsamına alırlar mıydı? İşte bundan emin değilim. Evet, işte bu zihniyetin işyerlerine yerleştirdiği cam bölmeler o denli kalındır ki, kırılmaz ve aşılamaz. Tabii ki akvaryumumuza bu bölmeleri yerleştiren zihniyet tepelere yakındırlar. Varın siz düşünün gerisini.
Evet; insanları baskı ve korku salarak yönetmek bir süre işe yarayabilir veya öyle görünür. Aslında genelde kabul görür ki, insanları baskı ile yola getirmeğe çalışmak ilkel bir düşüncedir. İnsanı baskı ile yola getirmek bir tarafa, belirlediğiniz yolun üzerinde tutmanız bile mümkün değil. Bu ancak ve ancak, insanlar arasında ayırım yapmamakla, onlara adaletli davranmakla ve güvenilir olmakla mümkün olabilir ki galiba bizim sistemdeki “ İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA” ünitelerinin en büyük eksikliği de bu.
Başlıktaki deyiş benim değil. Hafiften kısalttım o kadar. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra İnsan Kaynakları alanındaki kariyerine profesyonel olarak başlamış olan ICF Akredite Profesyonel Koçluk Sertifikası sahibi Selin Yetimoğlu’ na ait. Bu güzel yazıyı okumanızı öneririm. Kendileri yazılarında,” BİR ŞİRKETİN AMACI YALNIZ KAR ETMEKSE VE EĞER SİZ İNSANSANIZ ORADA ÇALIŞMAK SİZİ MUTLU ETMEZ “ Eğer bir robotsanız sizin için ortam harika. Bu yazıyı robot olmayanlar ve robot çalıştırmayanlar için hazırladım diyor. İşte bu son cümle yazının sektörümüze uyumunu bozuyor. Bizim sektörün şirketlerinin önemli bir kısmı başka hiçbir şeyi dikkate almadan yalnız kar sağlamak için çalışıyor. Çalıştığınız şirketin kar etmekten başka bir düşüncesinin olup olmadığını sizler benden iyi bilirsiniz. Ama kim bilir? Gençsiniz. Belki ileri de bir gün kendinizden de bir şeyler katabileceğiniz, başka bir deyişle robot gibi çalışmayacağınız bir şirkette görev alırsınız. Yetimoğlu yazısında bazı şirketlerin İnsan Kaynakları uygulamalarından örnekler veriyor. Nutricia: Çalışanlara doğum günlerinde izin veriliyor, ayda 4 güne kadar evden çalışma olanağı tanınıyor. Annelere 2 hafta ekstra doğum izni, babalara da yine 2 hafta babalık izni veriyorlar. Bedenen yorulanlar için masaj odası, ruhen yorulanlar için backup hizmeti sunuyorlar. 8 Mart’ta kadın çalışanları düşündükleri gibi 8 Nisan’ı da erkekler günü olarak belirlemişler. Tüm bunları neden mi yapıyorlar? Temelde robot değil insan çalıştırdıklarını bildikleri için. Çalışan mutluluğunun iş verimliliğini doğrudan etkilediği araştırmalarla deneylerle defalarca kanıtlandığı için. Keyifle çalışmak için. Sabahları ayakları geri geri giderek ofise gelen çalışma arkadaşlarının tüm ekibin motivasyonunu yerle bir edeceğini bildikleri için. Bireyin hayatını kolaylaştıran şirketlerde, bireylerin de şirketin ilerlemesini kolaylaştıracaklarına inandıkları için. Çalışana yapılan yatırımın mutlaka yol, su, elektrik olarak döndüğünü gördükleri için. Bizim tanıdığımız “ İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA “ ünitelerinden çıkışlı yeni bir proje uygulaması anlatılmaya başlanınca çalışanlar ilk önce bu proje uygulamasının sonucunda ne şekilde istismar edileceklerini düşünüyorlar.
Şirketlerin yaptıkları işe oranla en kalabalık ve kurumun her türlü imkânını ( tayin, terfi, maaş artımı vb.. ) en dikkat çekici şekilde ve de fütursuzca kendi lehlerine kullanan bu zihniyet, tasarrufun salt işten personel çıkartmakla sağlanabileceğine inanan ve üst yönetimlerden aldıkları güçle çalışanların hareket ve düşünme kabiliyetini, bunun şirkete yansıyan olumsuzluklarını dikkate almaksızın sınırlayan bir çalışanlar topluluğu haline dönüştü zaman içerisinde.
Şimdi buyurunuz bir performans değerlendirmesi de siz yapın. Uygulananlar gibi karışık, nereye çekersen çek her şeye uysun mantığı ile yapılan bir değerlendirme olmasın bu çalışma Bizler de oturup şirketimizdeki “ İNSAN KAYIRMA& KAYDIRMA” ünitesini değerlendirelim. İnsan Kaynakları Yönetiminin on adet ilkesinin olduğu uzmanlarca ifade edilmektedir. Bu husus kitaplara da aynen böyle geçmiş. Bunlar; İnsana saygı-Tarafsızlık- Eşitlik- Gizlilik- Açıklık- Bilimsellik- Yeterlilik- Kariyer- Güvence ve Disiplin ilkesi olarak ifade edilebilir. Şirketinizdeki bu ünitesinin yukarıda sayılan on ilkeden hangisine uygun hareket ettiğini tarafsız bir görüşle değerlendirin. Sonuç kurumda çalışanların yaşanmışları dikkate alındığında zihninizde oluşacak birçok “ nedeni “ açıklayıcı mahiyette olacaktır. Bundan sonra oturup bu köşede yazılanların doğru olup olmadığını düşünün. Vardığınız sonucu bana da yazarsanız sevinirim.
İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA ünitelerinin üst yönetime danışma hizmeti veren kurmay bir organ olduğunu da düşündüğünüz takdirde durumun vahameti tüm açıklığı ile ortaya çıkmaktadır. İnsana saygı duymayan, taraflı, eşitlik mantığına sahip olmayan, bilimsellikten uzak, hiçbir konuda kimseye güvenmeyen ve kendiside güvenilir olmayan vb. bir sistem danışmanından alınan hizmetin işvereni nerelere götürebileceğini buyurun siz takdir edin.
Afrikalılar, beyaz adamlarla birlikte bir seyahate çıkmışlar. Beyaz adamlar hep hızlı yol almak istiyorsa da Afrikalılar ikide bir durup oturup istirahat ederlermiş. “Niye oturuyorsunuz? Acelemiz var” denildiği zaman, Afrikalıların verdiği cevap ise “O kadar hızlı gidiyoruz ki, ruhlarımız geride kalıyor”. Sizler maddi ve manevi açıdan tatminsiz bir iş yaşamında çırpınıp duruyorsunuz. Ancak Afrikalılar gibi ruhumuzun geri kaldığı falan da yok. Hepimiz o ruhu çoktan kaybettik. Biz o ruhu bazılarına kurban ettik. Hem de kurbanı keserken kör bıçak kullanan “ İNSAN KAYIRMA” & KAYDIRMA uzmanlarına.
NOT: Sayın Balçık. Gönderdiğiniz bilgileri ancak bu şekilde toparlayabiliyorum. Zira bunların doğruluğunu düşünüyorum. Ancak, bir şirketin, yetkilisi için belirli nedenler dışında özel yazı yazmam. Verdiğiniz çok sayıdaki isimli örneği de aynı nedenden ötürü kullanamam. Anlatımınız maalesef bu şekilde. En iyisi siz oturup kitapçık yazın bence. Tüm sayfalar sizin olsun ve istediğinizi, istediğiniz şekilde anlatın. Ha bir de nasihat. Oturup 3,5 saat sohbet ettiğiniz birine hitaben yazdığınız yorumlara dikkat edin. Kabalık yapmak kimseye bir şey kazandırmıyor. Size de yakışmıyor.
Yorumlar Tüm Yorumlar (23)