Genç Kardeşlerim,
Bir kısmımız şimdilik kaydı ile iş yerinden memnun değil. Herkesin çalışma hayatı şu anda bulunduğu iş yerinde sonlanacak diye bir şey yok tabii ki. İş yaşamı sürecinde birçoğunuz başka iş yerlerine taşınacak veya bulunduğunuz şirkette yükselip yönetici olacaksınız. Bu gün muhatabı ve hatta şikâyetçisi olduğunuz bir yönetim tarzının benzerini uygulamak sizi üzecektir mutlak. Bu nedenle hazır olmalısınız. Hazır olmak için de okumalısınız.
Pazar akşamı bu yazımın duyurusunu gönderdiğim binin üzerindeki arkadaşımıza “ Yönetim Bilimi “ isimli bir dosya gönderdim. Bir asır önceki Yönetim anlayışından başlıyor anlatmaya ve bu günlere geliyor. Bu konuda bizim nerelerde, hangi noktada durduğumuzu da görebilmek mümkün. Bu bilgiyi [email protected] adresine ( konu bölümünde Yönetim Bilimi yazan ) boş bir mail gönderen arkadaşlarımla paylaşmaktan mutlu olacağım.
Evet, malum geçen haftalarda konu ettiğimiz dava halen devam ediyor; Mecburen gittim Hâkim beye. Sakıp Ağanın kitabını verdim kendilerine. Sonra’da Cahit Karaç beyefendinin dört buçuk sayfalık yazısını sundum. Eğer bu ikisi yetmez ise, toprağı bol olsun Üzeyir Garih beyin “ Yönetim İlkeleri “ kitabını da getireceğimi belirttim. Erteledi bu haftaki celseyi. Yorum yapmadan.
Güvenilir olun. / Çalışanlarınız size güvensin, sizde onlara güvenin / Her Başarı Öyküsü bir Çekirdek Kadronun eseridir. / Çekirdek Kadronuzu elden kaçırmayın, değiştirmeyin. / Çekirdek kadronuzu koruyun ve onlarla bütünleşin / Maddi ve manevi tatmin var ise, kimse takımdan ayrılmayı düşünmez. / Takım arkadaşlarınızın kişisel sorunlarına ilgi duyun ve huzurlu yaşamlarına yardımcı olun. / Çalışmayanı çalışana taşıttırmayın. / Başarının her aşamasında, başarının mükâfatını takım arkadaşlarınızla paylaşın. / Adam yetiştirin. / Birlikte çalıştığınız insanları dinleyin. / Yağcılardan kaçının. / İşçiyi verimine göre ücretlendirin. / Dinin ve inancın önemini her zaman aklınızda bulundurun. / Başarınızı ve unvanınızı taşımayı iyi bilin. / Para ve unvan üstünlüğünü çalışanlara karşı güç üstünlüğü olarak kullanmayın.
Bu tür sözleri söylemek beni aşar. Kütüphanemi karıştırırken Rahmetli Sakıp Sabancının bir kitabını buldum. Baktım aynı kitaptan iki tane vardı. O tarihlerde Sayın Sakıp Sabancı beyin kitaplarını okuyordum. Hem öğretici hem de eğlenceliydi onları okumak. Yanılmıyorsam 11 tane kitap yazmıştı rahmetli. Hatırladım ki “ Başarı Şimdi Aslanın Ağzında “ kitabından 8-10 adet almış ve birilerine hediye etmiştim. Kitabın geliri “ Spastik Çocuklar Vakfına “ bağışlanıyordu. Bu kitabı tekrar karıştırdım ve de bazı bölüm başlıklarını not ettim. Not aldıklarımı bir kez daha okuyunca bunların bölüm başlığı olmaktan ziyade rahmetlinin nasihatleri gibi algılamanın daha doğru olacağını düşündüm. Sizlerden ricam, yukarıdaki bölüm başlıklarını bir zahmet tekrar okumanızdır. Ümit etmek isterim ki, bizim tepelerin insanları bu nasihatleri Sakıp ağa söyledi diye değil de, iyi bir insan ve iyi bir yönetici olmalarından ötürü zaten uyguluyorlardır. Eğer bunları uyguluyorlarsa bir takım söylediklerimin yanlışlığını kabul edeceğim. Ama inanınız ki bu durumdan kesinlikle üzüntü duymayacağım. Eğer bunlar uygulanıyorsa çalışan arkadaşlarımız mutlular demektir. Bir Adana seyahatinden sonra kalbimde kurmuş olduğum “ İnsan-SA ” ismini verdiğim şirketin Onursal Başkanı, saygın yönetici Sakıp Sabancı beyefendiyi rahmet ve hürmetle ile anıyorum.
Evet; rahmetli Sakıp Ağa’dan esinlenerek bu haftaki yazı konumu “ İyi İnsan & İyi Yönetici “ Başlığı altında şekillendirmeyi düşünmüştüm. Sağı, solu biraz karıştırınca Şair, Yazar ve Düşünür Cahit Karaç beyin bu konuyu benzer bir başlık altında işlediğini gördüm. ”İyi bir insan ya da iyi bir yönetici nasıl olmalı” Okudum, bir daha okudum. Bu konuyu bu kadar güzel ve açık bir şekilde anlatmamın mümkün olmayacağını gördüm. Yazının kendilerinden müsaade talep edip bu köşede sizlere sunulması uzunluğundan ötürü mümkün değil. Ancak sizlerle alıntıları paylaşmak için izin istedim. Sayın Karaç yöneticiyi 4,5 sayfalık bir yazı ile bir anlamda tarif etmişler. Bu tarifin, yağına tuzuna fazla dokunmadan bazı yerlerini çekip aldım ve minik ilaveler yaptım. Bu yazının tamamını okursanız çok daha çarpıcı bölümlerin bulunduğunu göreceksiniz. Size C. Karaç beyi sitesinden okumanızı ve takip etmenizi önermek isterim
İyi bir yönetici;
· Her şeyden önce iyi bir insan olmalı.
· Karşısındaki her insanı en azından tanımadan önce kendisi gibi bilip, kendisi gibi görmeli,
· İş arkadaşlarının yaratılışına saygı duyup, onu yaratandan ötürü sevmeli,
· Kişiye kazanım ve yetenekleri ölçüsünde değer vererek o kişiye öncelikle güven verip, yeteneklerini ortaya çıkartmasını sağlamalı ve yardımcı olmalı,
· Kendisi ve kendisine yakın çalışanlar için her şeyin en iyisini hak görürken, diğerlerini bunlardan mahrum edip haksızlık yapmamalı,
İyi bir yönetici;
· Verimi artırmak için personelinin hep iyi ve olumlu yönünü görüp ortaya çıkarmalı ve herkese yeteneği ölçüsünde görev verip sorumluluk yüklemeli,
· Hiç kimseye yeteneğinin üstünde ya da altında görev verip sorumluluk yükleyerek onu hak etmediği kadar büyültüp veya onu ezip, küçümseyip alçaltmamalıdır.
· Her şeyden önce herkese eşit mesafede durmasını bilmeli ve cinsiyetine, fiziğine kendine yakınlığına, benzerliğine vs. bakıp seçim yapıp kişiyi haksız yere öne çıkarıp güç verip ilerleterek personel arasından haksız rekabete neden olmamalıdır.
İyi bir yönetici;
· Yakınımız, eşimiz, dostumuz, hemşerimizdir diye herkese olur olmaz görev ve sorumluluk vermemeli. İşi ehline vermeyen yöneticinin Allah katında bu sorumluluktan kurtulamayacağını aklından çıkartmamalı. Bu konuda kendine emanet edilen Hak’a riayet etmeyip çevresindekilere haksız görevlendirmeler yaparsa işte o zaman ileride kendisini yargılayıp ateşe atacak birçok sahte yönetici yetiştirmiş olacaktır. Ve sonunda devleti ve şirketlerimizi kemiren kene türleri üretilmiş olacaktır.
İyi bir yönetici;
· Akıl ile yüreğini birleştirmeli ve görevini yaparken de aklıyla hareket etmelidir. Unutmamalıdır ki, dünyada öğretmeni Allah olan tek ilahi okul vicdandır.
· Kibir ve gururdan uzak durmalıdır. Kibir ve gurur bir anlamda insanın ayağına bağdır. Bu bağ başarıyı engelleyecektir. Personeli yanında olur olmaz zamanlarda bilgiçlik yapıp, bilgisiyle övünüp karşısındakini utandırıp mahcup etmemeli. Karşısındakinin dünyasını karartmamalıdır.
· Aşırı sertlik ve yumuşaklıktan uzak olup, davranışlarındaki tatlı ve sertliği ince bir çizgide korurken sevecen ve hoşgörü içerisindeki davranışıyla mütevazı olup anlayışlı bir davranış biçimi sergilemelidir. Çünkü bu davranış biçimi ile yönetici çalışanın zekâsını parlatıp ufkunu açacaktır.
· Şahsi çıkar peşinde koşmaz. Zaten konumu onu bulunduğu her yerde koruyup gözetecektir. Bulunduğu yerde şahsi menfaatine yönelik işlerle uğraşan üst düzey yönetici ya da personel varsa onları fark edince sistemden dışlamayı mutlak bilmelidir. Yoksa iyi bir personel, ilerisi için iyi bir yönetici değil, iyi bir hırsız yetiştirmiş olacaktır.
İyi bir Yönetici,
· Astlarını korurken onun kişiliğine özen gösterip zarar vermemelidir. Aşırı korumacılık kişiyi gölgede bırakır. Büyültmeyip küçültür. Kişiliksiz yapar.
· Her ortamda kendisine yönelik eleştiriye katlanmalıdır. Buna fırsat vermemek için de daha eleştirilmeden kendi kusurlarını bulup düzeltmesi onu büyütecektir.
· İyi bir yönetici dinlemeyi bilmeli. Hiç kimseyi anlamadan ulu orta kararlar alıp yanlış şeyler yapmamalı. Bunun için aklı ile yüreğini birleştirmeyi bilmelidir. Çok iyi bir dinleyici, açık yürekli ve doğru sözlü bir insan olmalıdır
İyi bir yönetici,
· Nazik, kibar ve centilmen olmalı. Bunu, doğal hayat yaşamı olarak kabullenip içselleştirerek özden göstereceği güzel davranış biçimindeki incelik ve zarafetiyle personeline yansıtmalıdır.
· Hal ve hareketlerinde ölçülü olmalı ve ölçüsünü astlarına yansıtacağı davranış biçimine bağlı nezaketiyle göstermelidir.
· Hayata ve olaylara karşı duruşu, tavrı ve davranışı tecrübesiyle ölçülü olmalıdır. Bulunduğu ortamda acıyı küçültüp, sevinci büyültüp paylaşmayı, tatlı dilli olup, güler yüzüyle gönül almayı, mutlu etmeyi, sözün en güzeliyle konuşup, insanları soğukluktan, kinden, nefretten, düşmanlıktan uzak tutmayı bilmelidir.
Şimdi isterseniz bir düşünün. Kendi yöneticilerinizi gözünüzün önünden geçirin. Bu vasıflara sahip oldukları mutlak da, hani belki onlarda mevcut olup, bu yazılarda belirtilmesi sehven unutulmuş olan bazı ilave vasıfların bulunması da mümkün. Rahmetli Sabancıya duyuramayız ama Cahit Karaç beyefendiye ulaşabilir ve yazılarına yöneticilerimizin bu vasıflarının da ilave edilmesi ricasında bulunabiliriz.
Yorumlar Tüm Yorumlar (20)