Evet; çalışanlara Mobbing uygulamak artık eskisi kadar kolay değil. Ben bu rezil davranışı üstlerinden aldığı talimat üzerine bir çalışana uygulayan üstün karakter sahibi ( ? ) yöneticiler tanımıştım. Sonuçta iş gören konuyu uzatmak isterse şirketi dava ediyordu ne de olsa. Dolayısı ile saygıdeğer yönetici bu konuda yapabileceğini her şeyi en üst seviyede ortaya koymaktan çekinmiyordu. Dava sonrası yaptırımlar kendisine yansımıyordu ne de olsa. Bu çirkin zihniyet söz konusu davranışı yalnız şirket / patron gözden çıkartılan personele şirketten ayrılışında para ödemesin diye yapıyordu. Tabii ki üstlerin gözüne girmek arzusu ile. Şimdi kazın ayağı öyle olmaktan çıkıyor gibi.
Aşağıda belirtilen Kanunların ilgili maddeleri Mobbing’ e karşı çalışanı koruma altına alırken nasıl oluyor da işverenler veya vekilleri halen bu çirkin yaptırımı sürdürüyorlardı? Anayasada ve diğer yasalarda mobbing ile ilgili düzenlemeler esasen mevcut. Türk Ceza Kanunu'nda İşyerinde Psikolojik Taciz suç olarak belirlenmiş. Bu bile tek başına yeterli.. Anayasa madde 12-17; Türk Ceza Kanunu madde 94-96, 117, 122, 125; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 77'nci maddesi 1 ve 2. Fıkralar; 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu'nun 417. maddesi; 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31’inci Maddesi ve Türk Medeni Kanunu 24. maddesi bu düzenlemeleri içeren maddelerden bazıları. Bir işverenin 3 ila dört kez aynı konudan ceza yemesi kanunu önemsemediğini göstermez mi? O İŞVEREN BU KONUDA SABIKALI SAYILMASI GEREKMEZ MİYDİ? Evet; bu çirkinliğe alet olan yöneticiler için onları yeterince aşağılayacak bir söz bulamıyorum. TEMENNİ EDERİM Kİ İNSANLARA YAŞATTIKLARININ BİN BETERİNİ BİR GÜN KENDİLERİ DE YAŞASINLAR.
Bu anlatımın tümü iyi ve de çalışanın hakkını korumak amacına matuf gelişmeler.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi işyerinde psikolojik taciz anlamına gelen mobbing davaları ile ilgili emsal olacak bir karar verdi. Buna göre kamuda mobbing kişilerin şahsi husumetlerinden kaynaklanıyorsa ( ki bunun örneği hayli fazladır ) mağdur çalışan artık şirkete değil doğrudan mobbing uygulayan amirine yargıda tazminat davası açacak ve mobbing’ci amir tazminatı cebinden ödeyecek. Kanaatimce bu konuda mahkemeye verilen yöneticiye işyerinin avukat tahsis etmesi mobbing’in işverenin talimatı ile şekillendiği düşüncesine yol açabileceğinden, yöneticinin hukuk savaşında yalnız kalması muhtemeldir.
Ancak şimdi çalışanın bir, iki şey sorma hakkı var gibime geliyor. Daha önce de bu sualleri yöneltmiştim. Bu güne kadar bunun cevabı kimse vermedi.
Birincisi çalışanın bu konu ile ilgili ( olayı hukuki platforma taşımak ) bir uğraş içine girdiğinin çalıştığı kurum tarafından öğrenilmesini takiben, işveren onu kaşının üzerindeki gözü nedeniyle diğer bir deyişle “ başka bir nedenden ötürü “işten çıkartırsa ne olacak?
İkincisi ise; Türkiye’de hukuki işlemler hayli uzun sürüyor. Ya işten çıkartılan “Mobbing mağduru” bu sürecin sonlanmasını bekleyecek ekonomik güce sahip değilse ne olacak? Evet, sorun burada.
O zaman sessiz kalıp uygulanan mobbing’ e nasıl tahammül edileceğini düşünmek kalıyor. Başka bir deyişle eski hamam eski tas’ın devamını kabullenmekten başka çare yok demek yanlış olmayacaktır. Neymiş şart olan? Bu süreci atlatmaya yeterli mali güç. Evet; maalesef çok şeyin başında maalesef bu geliyor.
Eğer hukuk ve Bakanlık bu konuda çalışanların ve haklının yanında yer almayı istiyorsa açılacak olan mobbing davası sonuçlanana kadar ) çalışanın başka ve uydurma bir takım nedenlerden ötürü ( işe devamsızlık, yüz kızartıcı suç kapsamına giren hal ve davranışlar haricinde ) işten çıkartılmasını engelleyecek uygulamaları kurallaştırmaları yeterli olacaktır
Çalışanlara mobbing uygulayan çirkin zihniyetin genel karakteristiğine daha önce bir yazımda değinmiştim. Bu karaktersizleri; korkak ve aciz olmalarına rağmen daima güçlü olma isteği ve iktidar açlığı içinde olan, başkalarına yaptırdığı işi sürekli sahiplenen, kötü niyetli, hileli eylemlere başvurmaktan çekinmeyen, itici özellikler ( Yağcılık ve yalakalık vb. ) taşıyan kişiler olarak tarif etmek mümkün. Bir düşünsenize. Bu tarif mutlak sizin şirketinizdeki örneklere de uyuyor mu? .
Bana inanın ki, olası bir mahkeme sonucunda şekillenecek olan maddi ceza bu şahsiyetsizlere yansıdığı takdirde hemen frene basacaklardır.
Türkiye’nin en büyük özel 500 Şirketi ve Svl. Hv. Sektörü Kuruluşları
Capital 500 “ araştırmasının ciddi ve tarafsız bir gözle ekonomik kriterlerin değerlendirilmesi ile yapılan bir çalışma olduğunu uzun senelerdir biliyor ve takip ediyorum. Yapılan bu araştırma sonuçları Türkiye’mizin Ekonomisinin bel kemiğini teşkil eden 500 şirketin en büyük sağlık göstergesini teşkil eden karlılık konusunda 2015’ da bir önceki yıla göre reel olarak % 3 iyileştiğini ortaya koyuyor. Oysa ki bu 500 şirketimizin toplam karı 2008, 2011, 2013 ve 2015 yıllarında reel olarak küçülmüştü ve ülkemizin normalleşmek için terör sorununun yanı sıra adalet ve hukuk gibi temel kavramlar üzerindeki tartışmaları çözmesi gerekir diyor Capital.” Evet; Bu araştırmanın Sivil Havacılık Sektörü açısından sonuçları aşağıdaki tabloda yer alıyor.
Sıra No | Şirketin Adı | Ciro ( TL) | Vergi Öncesi Kar (TL) | İhracat (USD) |
3 | TÜRK HAVA YOLLARI | 29.468.000.000 | 2.000.000 | ( - ) |
51 | PEGASUS HAVA TAŞIMACILIĞI | 3.707.471.135 | 143.669.575 | 531.933.474 |
55 | TAV HAVALİMANLARI | 3.450.223.000 | 702.051.000 | ( - ) |
178 | İSMİNİ AÇIKLAMAYAN ŞİRKET | 1.248.567.599 | ( - ) | 355.460.587 |
57 | GÜNEŞ EKPRES HAVACILIK | 3.281.487.264. | ( - ) | ( - ) |
252 | TGS YER HİZMETLERİ | 925.308.844 | 28.977.774 | ( - ) |
327 | ÇELEBİ HAVA SERVİSİ | 709.524.691 | 38.416.282 | ( - ) |
396 | CORENDON AIRLINES | 585.760.713 | 16.709.701 | 167.723.946 |
Yazılı medyanın insan Kaynakları ekleri tarafından yapılan bu tür araştırmalarda kriter olarak yalnız finansal değerler alınmasa da, hiç birinde çalışanların görüşüne yer verilmediğini veya seçilmiş çalışanlara sipariş görüşleri ile araştırma sonuçlarının belirlendiğini kuvvetle tahmin ediyorum Tahmin diyorum zira bu tür araştırmalarda sonuca etki eden kriterler ağırlık sıralamasına göre açık bir şekilde verilmiyor..
Peki, ben ne yaptım? Havayolu ve Yer Hizmeti şirketi olmak üzere THY, PGS, TGS, ÇLB şirketleri ile ilgili olarak yazdığım yazılara gelen yorumları gözden geçirdim. Çalışanların şirketlerinden olan şikâyetlerini bir kez daha okumuş oldum. Şirketlerin büyüklüğü yalnız ciro ve kar’la mı ölçülürü düşündüm. Bana göre hayır. Yine de sağı solu karıştırdım. Bir işletmenin büyüklüğü, girişim tarafından bir araya getirilen üretim araçlarının tümünün hacmi olduğuna göre büyüklük ifadesinin içinde bulunan bu ” tüm “ kelimesi neleri, hangi unsurları kapsıyor? Demek ki konu yalnız ciro değil.
Bu tarif doğru olduğuna göre CAPİTAL’İN ARAŞTIRMASINI TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 500 ŞİRKETİ OLARAK DEĞİL, TÜRKİYE’NİN EN FAZLA CİRO YAPAN ŞİRKETLERİ BAŞLIĞI ALTINDA YAYINLAMAK GEREKİR.
Yine de sektör şirketlerimizin bir bölümünün bu tabloda yer alması tabii ki gurur verici.
Yorumlar Tüm Yorumlar (11)