Şu Etik Kurul yazısı ile başlayan süreçte SHGM’deki olumsuzlukları yazdıkça sinirleri kabardı Sivil Havacılık Genel Müdürü Kemal Yüksek beyin. Bilemiyorum belki de tansiyonu yükselmiştir. Ama bugün yazacaklarım kimyasını bozacak. Zira olumsuzlukları yazmamam için aracı üstüne aracı koydu.
Yazımızın başında soralım; Kemal Bey yazmamam için neden aracı gönderiyorsunuz?
Hatırlarsanız eski yazılarımda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne Türksat üzerinden personel getirildiğini, bu kişilerin de TÜGVA üyesi olduklarını yazıp; doğru olmadığını ifade etmiştim.
Ancak uyarılara rağmen bu tutum değişmemiş, artarak devam etmişti.
Sivil Havacılık Genel Müdürü kime hizmet ediyor bilinmez ama bizim kaygımız havacılık sektörü ve sadece oraya hizmet etmesinden yanaydık. Ama maalesef koltuk kaygısı, birilerine yaranma içgüdüsü havacılığın emniyet sübabı olması gerekirken birilerinin iş sübabı olması kabul edilemezdi.
Solvera ve Pusula adlı şirketler üzerinden yapılan usulsüzlükler alıp başını giderken, yaptıklarını doğru kabul eden SHGM Genel Müdürü sektörün işiyle ilgilenmesi gerekirken, kendi beyliğinin peşinden koştu.
Ne zamana kadar? Ta ki sistemi de devlet memuru olmayanların idaresine bırakıncaya kadar.
Devlet memuru olmayanların, sorumluluk sahibi olmayanların sorumlu gibi ulaşılması zor bilgilere ulaşmasına yol açan uygulamalar, devletin etik kurulu tarafından sorgulanmaya başlanınca Kemal Yüksek beyi korku sardı.
Etik Kurulu’nun SHGM’ye adeta “Siz ne yapıyorsunuz” şeklindeki sorusunu içeren yazı AirportHaber’de haberleştirilince de kızılca kıyamet koptu.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde resmen bir bilgi sızdıran avı başladı. Bu çok inançlı arkadaşlar milletin günahına girip, sorgu odaları kurup; tek gayesi bu devlete hizmet eden, sektörün doğru dürüst hizmetinde olan kişilere türlü iftiralar, baskılar ve mobbingler yapıldı.
Bütün bu gelişmeler Kemal Yüksek’in tahmin edemeyeceği kaynaklarımızdan bize aktarıldı ve biz de gerekli uyarıları yazılarımız aracılığı ile yaptık.
Sonuçta birilerinin canı yanmıştır ama en çok canı yanan Kemal Yüksek oldu. Zira canı yanmasaydı araya ta Antalya Bilim Üniversitesi’nde rektörlük yapan ve benim de saygı duyduğum abisi İsmail Yüksek aracılığı ile haber gönderdi.
İsmail Yüksek, Kemal Yüksek’in benle görüşmek istediğini, onunla ilgili yazı yazmamam gerektiğini ve kardeşinin çok huzursuz olduğu yönünde bana bilgi gönderdi.
Sorarım size şimdi!
Bir insan neden aracı gönderir?
Bir genel müdür abisinin hatırı kırılmayacak düşüncesi ile hareket eder?
Sorarım size Kemal Yüksek kendisi arayamayacak kadar cesaretsiz mi?
Ve sorarım size hem aracı gönderip hem de mahkemeye vermek hangi aklı evvelin işi olabilir?
Yorumlar Tüm Yorumlar (83)