Farz edin ki, daha lise tahsilindeyken Havalimanında görev yapan bir şirkete girmeyi kafanıza koydunuz. Havayolu olabilir, yer hizmeti şirketi de olabilir. Uçaklar, renkli havalimanı yaşamı ve hareketli bir çalışma temposu gençlik hayallerinizi süsleyen öğe. Üniversiteyi bitirmenizi takiben müracaat edip imtihana / mülakata gireceksiniz. İngilizcenizin üst seviyede, mevcut genel bilginizle tahsilinizin birleşmesinden kaynaklanan görgünüzün yanında fiziğinizin yapacağınız işe uygun olmasının bu sınavı mutlak başarı ile atlatmanıza yeterli olacağını düşünebilirsiniz. Ama kazın ayağı pek öyle değil. Her ne ise, mülakat / sınav sonlanır. Sonuçlar açıklanır. Panoda asılan bir kâğıttan öğrenirsiniz ki bu yarışta başarılı olamamışsınız. Her ne ise hayal o kadar benliğinize işlemiş ki seneye tekrar deneyebilirsiniz. Evet, bir kez imtihana girip kazanamayan adayın 2 sene süreyle aynı şirkete müracaatını engelleyen yönetmeliği karşınıza çıkacaktır bu kez. Zaman çabuk geçiyor. Bir deneme daha. Aynı üzüntüyü bir kez daha yaşamaktan kaynaklanan çöküntü bile sizi hayallerinizden vazgeçirmeyecektir. İki senelik bir beklemenin ardından yeni müracaat yapmak için gittiğinizde bu kez de işe kabul için yaş kıstasının değişmiş olduğunu görmek sizin için ayrı bir yıkım olur. Evet, gençlik hayalleriniz siz daha ihtiyarlamadan yıkılmıştır. Ve de Sivil Havacılık Sektörü bir hayranını ve belki de kendisine en iyi hizmet verebilecek bir müstakbel elemanını yitirmiştir. Belki inanmayacaksınız ama bu bire bir yaşanmıştır.
Bir işe başlamak için en ideal yaşın ne olduğunu mutlak uzmanlar belirlemişlerdir. İyi de her sene bu kıstas bir aşağı bir yukarı nasıl değişir ki? Şimdi bu genç ne düşünsün? İlk mülakatta kıstaslara benden daha fazla uyanları tercih ettiler diye düşünebilirsiniz. İyi niyetli iseniz ikincisinde de aynı durumu yaşadığınızı kabul etmeğe hafiften zorlansanız bile çalışabilirsiniz. Evet; üçüncüsü için aynı iyi niyetli düşünceyi sürdürmeniz pek olası değil. BURASI TÜRKİYE. ŞARTLARI TORPİLLİ BİRİNE UYDURMA İHTİYACI HİSSETTİLER HERHALDE DİYE DÜŞÜNECEKSİNİZ MUTLAK. HELE MÜRACAAT ETTİĞİNİZ ŞİRKET ADAM KAYIRMA, KİŞİLERİ AYRIŞTIRMA VB. KONULARDA NAM SALMIŞ BİR KURULUŞ İSE.
Aşağıda verilen bilgilerin de bu çerçevede değerlendirilmesinde fayda var. Doğrusu bu ama. Burası Türkiye her şey olur sözünü sevmiyorum da yaşananlar yine de bu sözü söyletiyor.
1970’li yılların ikinci yarısında Havalimanında çalışıyorduk. O sırada İstanbul’a gelen Air France ve Bristish Airways’ in kabin memurları gümrükten geçip otele giderlerdi. Hatırlıyorum da genelde orta yaşlıya yakın veya orta yaşlıydı kabin görevlilerinin hatırı sayılır bir kısmı.. Müşterek bir tarafları vardı. Hepsi güzeldi. O sırada Air France’ da çalışan bir Türk arkadaşımıza söz konusu görev için neden bu yaş kuşağının tercih edildiğini sordum. Kendisinden aldığım cevap Hizmet sunumu konusunda olgunluk çağına gelmiş ve hatta aşmış insanlar daha başarılı oluyor. Gördüğün bu orta yaşlı kabin görevlilerinin her birinin yanında iki veya üç genç hostes var. Onlar işin eğitimini bu görevlilerden iş başında alıyorlar. Bu nedenle de kabin hizmetlerimizden hiç bir yolcu şikâyeti almıyoruz.” şeklindeydi. Senelerce aklımda kaldı bu söz.
Şirket üniteleri ile ilişki artınca insan bazı şeyleri daha iyi görüyor. Gençlik sınırını aşmış, deneyimli, iş başında eğitmen olabilecek evsafta ki Kabin Amirlerini emekli edebilmek için uğraşan, çaba sarf eden bir şirkette çalışıyordum. Hoş şirketin bu uğraşı yalnız Kabin Amirleri için değil, uzmanlık gerektiren diğer iş kolları için bile geçerliydi. Hiç unutmam bir ara pilotluğun üst yaş sınırı ile hayli oynanmıştı.
Bu konuda uzman seviyesinde düşünebilmem ve fikir yürütebilmem mümkün değil. Ancak edindiğim bilgileri yapabildiğimce doğru yorumlamaya çalışarak bir yerlere varabiliyorum.
Yazının bundan sonraki kısmı aşağıdaki not ile bilgi talep eden arkadaşımızın beklentilerine cevap verecek yapıda değil maalesef. Keşke onların düşüncelerini destekler bilgilere ulaşabilseydim.
Ve İstihdamda yaş konusu ile ilgili olarak bana ulaşan yorumu aşağıya nokta ve virgülüne dokunmadan aynen alıyorum
“ Bu kadar işsiz insan varken neden halen yeni istihdam ilanlarında ısrarla 1990 ve sonrası doğumluları almak istemekte ısrar ediyor ilker aycı başkan ve yönetimdeki büyükler 26 yaşındaki insan mesleğinde ne kadar deneyim elde etmiş olabilir? Biz ülke olarak neden yaş takıntısını aşamıyoruz? yaşı 30 olmuş ya da 35 olmuş insan neden kurum içinde bir işe yaramaz gözüyle bakılıyor? Neden istihdam edilmiyor? Dünyada ki ve Avrupa’daki havayolu şirketlerinin neredeyse hiçbirinde yaş takıntısı yok. Hangi zeki insan yaşı genç olanın liyakat sistemiyle işini düzgün yapabileceğin bu kadar emin olabiliyor ve ilanları bu şekilde veriyor? Siz yazar olarak neden bu konu üzerinde durmuyorsunuz? Ülkedeki işsizlik oranlarını muhakkak takip ediyorsunuzdur diye düşünüyorum. Bu kadar vurdumduymaz olmaya devam ederseniz gerçektende ilerleyen dönemler hepimiz için zor geçeceğini düşünüyorum. Bu yaş takıntısını dile getireceğiniz yazınızı bekliyoruz. Yazacağınız o yazıyı da THY başkanı umarım okur.”
Bu arkadaşımıza konu ile ilgili bir uzmanın yazısını gönderebileceğimi söyledimse de maalesef buna gerek görmediğini belirtti. Öncelikle belirtmek isterim ki, bu konu salt THY’ nin değil, tüm sektörlerin konusu ve de hiç kimsenin 30- 35 yaş ve üzerindeki kimselere işe yaramaz gözü baktığı yok. Üstelik Türkiye’mizde bu yaşlar çalışanların işteki adaptasyon ve deneyim süresin takip eden yukarı sıçrama yaşı olarak görülüyor.
Tabii ki her kuruluş her konuda istihdam edeceği personelin yaş sınırını belirleme hakkına sahip. Bunda sorun yok. Ancak hangi yaşta işe başlayan personelden yüksek performans alınabiliri belirlemek hakikaten bir uzmanlık işi. Tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de işe başlama yaşı konusundaki tercihler sektöre göre değişiyor. Hatta bir şirketin değişik ünitelerine göre bile bu değişkenlik arz edebileceğini düşündüm.. Tabii ki bu ülkenin ve sektörlerin koşulları ve de yapısı ile ilgili. Bazı işlerde yaratıcılık, fiziksel performans ve yorulmamış beyinlere ihtiyaç duyuluyor.
Ancak şunu da altını çizerek belirtmek isterim ki, bu yazılanlar tabii ki normal yapıdaki şirketler için geçerli olabilir. Yönetmeliklerinde belirtilen hususları veya yakın maddeler mevcut olan işyerlerinde bunun aksi uygulamaları görebilmek mümkün. Özellikle bizim sektörümüzde.
Bu sektörde yaşayanlar okuyunca derin bir iç çeker ve de haklıdırlar ama, Sivil Havacılık Sektörün e 22-23-24 yaşlarında adım atan bir çalışanın 30’lu yaşlarda liderlik yetkinliklerini geliştirerek yöneticiliğe adım atması olası. Bunun ilk bir ve ikinci senesini işe adaptasyon süreci olarak görüyor uygulayıcı IK’cı Serkan Binici. Üniversite Di Parma’nın yaptığı bilimsel araştırmaya göre Turizm sektörü için ideal verimlilik süreci 8 ila 10 yıl olarak belirlenmiş. Yüksek teknolojide bu süre düşerken örneğin otomotiv sektöründe daha yukarılara çıkıyor. Bizde görülen o dur ki; Türkiye’mizde iş hayatına atılma yaşı daha genç. Ve de bizim sektörümüz perakende sektörü ile birlikte vücut yaşının en önemli olduğu sektörlerde biri. Türkiye’de insanlar 30’lu yaşlarda yönetim pozisyonuna gelebilirken yurt dışında ise 30’lu yaşlarda iş hayatına atılanları görebilmek mümkün. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde verimli yaş aralıklarının daha yukarıda şekillendirilmesi normal.
Türkiye’nin en büyük holdinglerinin insan kaynakları direktörlerine diğer uzmanlara göre de genelde yönetici ( Müdür ) olma yaşı 30’larda başlıyor. Hizmet, reklamcılık ve teknoloji sektörlerinde ise çalışanlar bu yarışa bir adım önde başlayıp daha hızla yükseliyorlar.
Ancak uzmanlar bir konuda birleşiyorlar. Oda şirketlerin işe alım ve terfi kararlarında tek kriterin yaş olmamasının gerektiği ve işe kabulde yaştan bağımsız olarak kişinin yetkinliğinin, başarı grafiğinin ve deneyiminin ağırlıklı faktör olarak değerlendirilmesinin gerektiği. Fikren aynı noktada buluşulan bu görüşler uygulamalara aksediyor mu? Bana sorarsanız Hayır.
Türkiye İstatistik Kurumunun Nisan 2016 dönemi ile ilgili açıklamasına göre işsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalış ile %9,3 seviyesinde gerçekleşti. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1,6 puanlık azalış ile %16 oldu. Konuya bu açıdan yaklaşılırsa Genç İşsizlerin ( 15 – 24 yaş arası ) Türkiye’mizde % 16’lık bir yüzde ile en büyük işsiz gurubunu oluşturulduğu görülüyor.
İşsizlik oranlarını diğer bulgularla birleştirmemiz halinde Sivil Havacılık Sektöründe ( Teknik, Elektronik vb.. ünitelere göre mutlak küçük değişkenlik arz edecektir ) işe giriş için uygulanan yaşın yadırganacak bir tarafının olmadığı ortaya çıkmaktadır. Hatta uygulamanın doğru olduğunu söylemek mümkündür. Yukarıda da ifade ettiğim üzere yadırgadığım husus başlangıç yaşının 22-23-24 olması değil, bu limitin bazı personel alım süreçlerinde değiştirilmesi. Bunun da yorumu maalesef uygulayan şirket açısından iyi değil. Tabii ki şirket buna aldırıyorsa.
( * ) Bu yazıda Sn. Elçin Cirik ve Sn. Hande Yavuz’un ( Kapital ) görüşlerinden faydalanılmıştır.
Yorumlar Tüm Yorumlar (25)