TÜM AIRPORTHABER OKURLARININ KURBAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK, BAŞARI VE MUTLULUKLAR DİLİYORUM.
Fetö ile ilgili olarak kaleme aldığım son yazı beni bu seslenişi kaleme almaya itti. Öyle yorumlar aldım ki? Şaşırtıcı. Bazı konuları uzatmamak gerek. Uzatıldıkça daha içinden çıkılmaz hale dönüşüyor. çalışanların Şirkete bağlı olmaları güzel. Keşke herkeste aidiyet duygusu bu denli gelişmiş olsa. Ancak gelen notları okuyunca anlıyorum ki insanlar şirkete bağlılıkla, yöneticilere bağlılığı karıştırıyor gibi.
Elimde 1970 yılında yazılmış ve aynı senede Türkçeye çevrilmiş bir kitap var. Yazarı RF. Tredgold, dilimize çeviren Dr. Cevdet Aykan. Kitabın ismi “Çağdaş Çalışma Düzenin de Kişiler Arası İlişkiler “ Bu kitap yazıldığından bu yana 46 yıl geçmiş. 1970 Kasım. Ben Türk Hava Yollarına girmeden tam bir yıl önce yazılan bu kitabın bahsettiği çağdaşlık ise neredeyse yarım asır önceki çağdaşlık. Tabii ki bu gün her şey değişti. İş yaşamı da çok çok yol kat etti. Ancak kitabın ruhunu teşkil eden “ Kişiler arası ilişki” 46 yıl önceki gibi bile değil. Mehter takımı misali bile ilerleyememişiz. Daha gerilemişiz desem daha doğru.
Üzücü ama iş yaşamındaki dengesizliklerin çalışana aksetmesi 46 yıl öncekinden maalesef farklı değil. Bu dengesizlikler neden ortaya çıkıyor? Öncelikle yöneticilerin ve sistemin etkisi yanında çalışanların bu atmosferden kaynaklanan ruh hali, uzun senelerdir tesis edilemeyen ve bir türlü yerli yerine oturtulamayan dengeyi daha da bozması ve daha oynak hale getirmesinden ibaret.
Son olayları takiben THY toplumunun ürkek üyeleri altına imza koyma zorunluluğu olmayan mecralarda ( APH yorum köşeleri ) birbirini suçlamaya başladılar ve dönem için geçerli olmayan ve tepki çeken ve hatta suç addedilen yakıştırmalarla kişileri yıpratmayı benimsediler. Saldırılar daha çok tepedekiler hariç diğer şirket idarecilerine yönelik olarak yapıldı. Bu suçlamaların hangisi doğru, hangileri daha önceki yaşanmışlardan kaynaklanan kin ve öç alma duygusu ile şekillendirildi? Belli değil. Aslında çok merak ediyorum. Şayet yorum yazmak için vatandaş kimlik numarası yazılma zorunluluğu olsa ve de sistem bu numaranın doğruluğunu kontrol edebilse bu klavye kahramanları ne yapar? Neyi nasıl yorumlar?
Konu tabii ki salt Türk Hava Yolları ile ilgili değil. Ülkemizin tüm kamu kuruluşlarında veya devletin ağırlığının hissedildiği tüm kurumlarında görünüm maalesef böyle.
Cumhurbaşkanımızın .” At İzi İle İt İzi Birbirine Karıştı” ve de bir gün sonra da Valilere söylediği “ Memurları Açığa Alma Yarışına Girmeyin “ sözleri çok anlamlı ve de bu gün yaşanan sıkıntıyı net ve açık bir şekilde özetliyor. Bu arada Sn. Cumhurbaşkanımıza bir bilgi arz etmek isterim. Bizim muhitte çalışanlar açığa alınmıyor. Direk iş sözleşmesi feshediliyor.
Tabii ki çalışanlar tarafından fütursuzca sergilenen bu tablonun ortaya çıkmasında Türk Hava Yolları insanları arasında uzun yıllardır süregelen bölünmüşlüğün en kuvvetli etkenlerden biri olduğu kabulü zorunlu olan bir gerçek. Başka bir deyişle bu İnsanların eline bölünmüşlükten kaynaklanan birbirine karşıt tutumlarını toplumca da kabul edilebilecek değişik bir argümanla ortaya koyma fırsatı geçti demek yanlış bir ifade olmayacaktır. Üç Beş ay önceye kadar THY’ nda eski çalışanlar, 2003 sonrası işe girenler diye iki grup vardı. Bu gruplara şimdi bir de Fetöcüler eklendi. Daha doğrusu 2003 sonrası şirkete giren grubun içindeki Fetöcüler su yüzüne çıktı.
Üzücüdür ki bu çirkin tablonun ortaya çıkmasının birinci nedeni maalesef kuruluşlarımızın tepe ve orta kademe yöneticileri ve yaptıkları uygulamalar.
Farz edelim ki Memur Bay ( X ) düşüncenin ve bu örgütün sempatizanı. Ve de bir kuruluşta işe girdi. Memur Bay ( X ) tek başına ne yapabilir ki? Mutlak elinden tutacak ve aynı anda onu önlere itecek etkin ve yetkili birileri gerekir ki ben üç beş ayda Müdür olabilsin. Varsa ne ala. Memur Bay ( X ) THY’ de yeni işe girmiş ise Yurt Dışı Büro Müdürü de olur, hatta Başkan bile. İnanabilirsiniz ki, onu itekleyen etkili ve yetkililerde aynı şekilde yükselmişlerdir görevlerinde. Bu yapının, bu oluşumun sorumluluğu nereye kadar gider? Kime kadar uzanır? Cevap. Genel Müdüre kadar. Örnek yine bildiğimiz şirketten. THY’ da Müdür veya Başkan unvanı almak ve organizasyondaki konumu resmileştirmek için İnsan Kaynakları ünitesince hazırlanan ve ünitenin en üst amiri tarafından imzalanan Durum Fişi, o personelin görev yaptığı ve terfien gideceği ünitenin en üst amiri tarafından atamanın kabulü anlamında imzalanır. Bu arada İnsan kaynakları Genel Müdür Yardımcısının imzası atamanın tüm THY yönetmelik ve talimatlarına uygunluğu anlamındadır. Ve de atama belgesi en son olarak Genel Müdürün görüşüne sunulur. Durum fişini onunda imzalamasından sonra işlem kesinleşir. Neticeten bu dokümanda personeli alan ve veren ünitelerin Başkan ve Genel Müdür Yardımcıları ile birlikte Genel Müdür de dâhil olmak üzere şirketin asgari 5 tepe yöneticisinin imzası bulunur
Her ne ise bu yöneticilerden hiçbirinin aklına “ Bu kadar kısa sürede bu kadar yükselebilmek için bu adamda ne tür bir özellik var” diye sormak gelmez. O dönemde sorulamazdı diyerek bir anlamda aczin mevcudiyetini itiraf edecek düşüncesizler çıkar mı? Eminim çıkacaktır.
Eğer bu tepedekiler, 20 senedir şirkette çalışan aynı veya daha üstün evsafta bir garibim dururken şirkete 5 ay önce girmiş Memur Bay ( X ) Müdür, Yurt Dışı Büro Müdürü, Başkan Yardımcısı ve Başkanlık gibi üst görevlere sorgusuz sualsiz getirebiliyorlarsa bu bir ikrardır. Emin olabilinirsiniz ki onlar da etrafa Memur Bay ( X ) ile aynı pencereden ve de aynı noktaya bakıyorlar ve de bakışları da malum merkezde kesişiyordur. Yoksa kimse durduğu yerde Memur Bay ( X )’in karakaşı, siyah gözü için böyle bir işlem yapmaz.
Hadi şimdi hep birlikte Memur Bay ( X ) ‘ i suçlayalım. İyi de ya diğerleri? Onu yukarılara itenler. Kimler daha kabahatli? Her ne ise şimdi bizler, yazıp çiziyor ve “Şirketinizdeki Fetöcüleri belirleyin” diyoruz bu adamlara. Onlarda arıyor, tarıyor şirkete 15 sene önce Part Time memur olarak giren ve bu sürede özverili çalışması ile ancak ve ancak şef olabilen birini bulup “ Buda Onlardan” diyerek şirketten atıyorlar. Biraz daha hassas bir aramayla bir sene önce “şirketin gülen yüzü” olarak lanse ettikleri bir kabin amirini dışlıyorlar vb. Eminim ki bunun gibi onlarca, belki de yüzlerce örnek vardır.
Saygıdeğer okurlar bir Amerika uçağının 60 kişi ile uçtuğu konusunu sakız gibi uzatırken,” inşallah siz doğrusunuzdur, bundan memnuniyet duyarız” benzeri cevabıma 8 kişinin aynı anda beğenmedim diye oylaması ve daha sonra da bu yazdıkları yorumun en fazla okunan yorum olmasını sağlayacak miktarda menfi yorumcu bulabilmeleri size ne anlatıyor bilemem? Kendi söylediklerinin doğru olması dileğine bile karşı çıkan bu insanlar unutmamalıdırlar ki her tepki, gündeme başka bir iddia getirir. Hele menfi sayılabilecek mühimmat bu denli fazla ise.
Bu insanlar; THY’nin son bir yıl içerisinde hizmete yeni açtığı 21 hattın 17.nde zarar ettiğini ve de bu yirmi bir hattın ancak dört tanesinde karlılık sağlanabildiğini hatırlamalıdırlar. Doluluk oranı % 20’nin altında olduğu ifade edilen seferlerin kaç yolcu ile gidip kaç yolcu ile döndüğünü yorum yazan THY çalışanları mutlak sistemden görebilirler Bu haberi doğrulayan medya organı Türkiye’mizin on yıl önce de bu günde en fazla okunan gazetesi.
Evet; THY, bir yıl içinde 21 dış hat açtı. Bu hatlardan dördünde doluluk oranı yüzde 20’nin altında, dördünde yüzde 30’un altında, beşinde yüzde 40’ın altında, altısında yüzde 50’nin altında. Sadece ikisinde doluluk oranı yüzde 50’yi aştı. Her ne kadar, Genel Müdür Sn. Kotil bu konu ile ilgili bir açıklama yapmış ve de bilginin yanlış olduğunu ifade etmişlerse de, bu iddia bir medya kuruluşumuz tarafından araştırılmış ve bilgi doğrulanmış. .
Ben bakmadım ama bu 21 uçuş noktasının kaçında Hizmet Harekâtının ( FETÖ ) Okulu, lisan eğitim kuruluşu mevcut bir bakın. Hatta isterseniz Fetönün okul, kültür merkezi ve dil kursu olarak isimlendirilen organizasyonları dünyanın hangi noktalarında var. Bir liste çıkartın. Ve de genelini karşılaştırın ve bir kontrol edin.
Bir bakın bu noktalara uçuş hangi senelerde başlamış ve hangilerinde THY verimli bir işletme yapıyor. Bu uçuş noktalarında kimlere kaç adet İkram bileti verilmiş. Kimin talimatı ile bu noktalara giden / gelen ikram bileti sahibi hangi yolcular THY CIP salonlarından istifade etmiş? Şimdi bir kez daha düşünün. Bunu planlayanlar ve onaylayanlar dururken başkaları neden aranıyor?
Hizmet hareketinin Fetö formatına dönüşmeden önceki masum yüzüne, Türklerin eğitim seferberliğini olarak lanse edilen organizasyonlara inanan ve aldanan alt kademe çalışanları içinde devletin parasını bu anlayışa yaranmak için sarf etmekten çekinmeyen kötü örnekleri bulamazsınız.
Cumhurbaşkanının “ Memurları Açığa Alma Yarışına Girmeyin “ sözünü hatırlayın. İzleri İyi Takip Edin. At İzi İle İt İzi Karışmasın. Benim tek ümidim Cumhurbaşkanının bu sözlerine kayıtsız kalmayacak kadar onu çok sevmeniz. Buna inanıyorum. Hiç olmaz ise onu dinleyin.
Evet, izleri birbirine karıştırarak sürek avı başlatılmasını sağlayan bizleriz. Körüklüyoruz. Doğru olmadığını bile bile asılları dururken diğerlerine bu damgayı vurarak işlerinden olmalarını sağlayan da bizleriz. O Fetöcü bu Metö’cü diye bağırıp duruyoruz. Oysaki onların kim olduğu apaçık ortada.
Bu tutum ve davranış Yüce Türk Milleti sözleri ile başlayan söylevlerdeki Türk İnsanı tarifine uymuyor. Ve de 07 Ağustos Yenikapı Mitingindeki birlik ve beraberlik çağırısına alkış tutan insanların davranışı ile de hiç uyuşmuyor?
Yorumlar Tüm Yorumlar (46)