Mutsuz, güven duygusunu yitirmiş, yarınını düşünemeyen, çalışırken sürekli ailesinin geleceğini kurgulamaya çalışan insanları değil yönetmek, bir arada tutmak bile çok zor. Yaşanan pandemi’ nin artarak devam eden maddi ve manevi etkilerinden ötürü ruhsal sağlıkları da hayli zedelenmiş olan çalışanlar psikolojik kişisel bir krizi de aynı anda yaşıyorlar.
“ Kriz döneminde yönetimin açık ve dürüst davranması, krizin insan boyutunu ekonomik ve teknik boyutlarından önde tutması, sorumluluklarından kaçmayarak saygınlığını ve güvenilirliğini koruması her şeyden daha önemlidir. İyi yönetilmeyen krizlerin en büyük faturalarından biri insanların yönetime olan güvenlerini kaybetmeleridir. Saygınlığını kaybeden bir liderin ve yöneticilerin kriz sonrası dönemde işleri çok daha zor olacaktır diyor” İpek Aral.
Net bir bilgi sahibi olmamama rağmen sektörümüzdeki orta yönetici kuşağının genç çalışanlardan oluştuğunu düşünmekteyim. Ve de biliyorum ki önümüzdeki sezonda bu yöneticilerin işi iyice zor.
Evet, 152 işletmenin yöneticilerini kapsayan bir araştırma yapılmış ve yöneticilerin yaşları ilerledikçe, deneyimleri arttıkça ve yönetim kademeleri yükseldikçe, çalışanların ruhsal sağlığını koruma politikalarının krizin çözümüne olan etkilerine daha fazla inandıkları bulgusuna ulaşılmıştır. Temenni ederim ki bu sonuç geneli, hepinizi, tüm yöneticileri kapsasın.
İşte genç yöneticilerin hem kriz döneminde hem de normal zamanlarda dikkat etmeleri gereken 13 altın kural. Sn. Yöneticiler bunları uygulamanız size duyulan güveni artıracak ve de yönetimin kolaylaşacağını göreceksiniz. Yönetiminizdeki çalışanların memnuniyeti sizlerin başarısı olacaktır. Ancak bu arada aşağıdaki yazıya Sn. Yöneticilerimize hitaben küçük dört, beş satırlık bir ilave yapmak isterim.
GENÇ YÖNETİCİLERE 13 ALTIN KURAL ( Danişmend )
“ 1.SINIRLARINIZI GENİŞ TUTUN: Her insanın hayatta kendisi için belirlediği sınırlar vardır. Önemli olan bu sınırları geniş tutabilmeyi bilmektir. Neden mi? Çünkü sınırlar sorumluluk alanınızı belirler. Kendinizi yalnız belirlediğiniz alanla sınırlamayın, tabi eğer istediğiniz yöneticilikten üst düzey yöneticiliğe geçmek ise. Peki; ama sınırlarınızı geniş tutmanın size sağlayacağı ne gibi faydaları olabilir? Bir kere her şeyden önce belirlediğiniz alanda ilerlemek için karşınıza daha iyi ve daha büyük fırsatlar çıkacaktır. Hem unutmayın ki ne kadar yükselirseniz o oranda da kazancınız artacaktır. Yapmanız gerekenler çok basit; sadece ne istediğinizi düşünün ve bir plan hazırlayın, kendinize güveninizi Kaybetmeyin, asıl yapmanız gereken ise planlarınıza bağlı kalın!
2.YÖNETİCİLİK VASFINIZI ŞAHSİ AMAÇLAR, KAZANÇLAR İÇİN KULLANMAYIN: Bu cümledeki şahsi kazançlar ülkem insanlarının pek te yabancı olmadığı 2 kelime olsa gerek. Hemen hemen her gün TV de izler, gazetelerde okuruz, insanların bulundukları konumu şahsi kazançları için kullandıklarını, çoğu zaman da bu konuların kahramanları iş adamları, sanayiciler, belediye başkanları, askerler, politikacılardır. . Örnekler çoğaltılabilir ama gelin bulunduğu konumu kötüye kullanmayan yöneticinin kendisi için sağlayacağı faydaları sıralayalım, mesela kendi kendinize yetmenin gururunu yaşayabilirsiniz, güven duyulan insan ilan edilebilirsiniz, örnek alınan kişiler olduğunuzdan iyi bir örnek teşkil edebilirsiniz. En önemlisi de dürüstlüğünüzü kaybetmeyeceksiniz.
3.VERECEĞİNİZ KARARLARDAN KORKMAYIN: Yöneticilik sıfatıyla elde ettiğiniz en önemli olanaklardan biri de düşüncelerinizi hayata geçirebilmektir. Ama çoğu yönetici, yöneticilik kademesine ulaştıktan sonra genelde aynı hataya düşer. Yani düşüncelerini hayata geçirmek için verecekleri kararı bir türlü veremezler. Çünkü verilecek yanlış bir kararın sorumluluğunu taşımaktan çekinirler. Kararınızı vermeden önce iyice düşünün mesela neden o kararı aldığınızı. Yapmanız gerekenler tüm gerçekleri ortaya koymak, doğruluk ve uygunluk testi de yapabilirsiniz bu gerçekler üzerine, avantajlar ve dezavantajları değerlendirmelisiniz, deneyimlerinizi göz önünde bulundurarak ta kararınızı bir başka açıdan değerlendirebilirsiniz -“tecrübe bir gözlüktür, onların sayesinde ikinci defa daha iyi görürüz”- Kuruntularınızdan kurtulun, son ve en önemli adımı atın! Düşüncelerinizi hayata geçirin!
4.KENDİ ALANINIZI İLGİLENDİREN DEĞİŞİMLERİ VE GELİŞİMLERİ TAKİP EDİN: Gelişimleri takip etmek demek alanınızda uzmanlaşmak demektir. Alanınızdaki noksanlıklarınızı değiştirmek sizin elinizde, yeni fikirlere açık olun, eleştiriler doğrultusunda kendinizi geliştirmek babında hareket edebilirsiniz. Yöneticilik demek çok yönlülük demek, uzmanlık alanınız ne olursa olsun, tüm alanlar sizin için çok değerlidir. Eksik olduğunuz alanda açığınızı kapatmak için harekete geçmelisiniz. Gelişmeleri takip etmenin en iyi yolu size hitap eden etmeyen her tür gazete dergi ve kitapları okumaktır.
5. GEREKLİ DENETİMLERİ YAPIN: Eğer üretiminizin artmasını, daha uygun, temiz şartlar altında çalışmak ve çalıştırmak, işçi-işveren iletişimini güçlendirmek istiyorsanız yapılanları denetleme konusunda çok dikkatli olmalısınız. Kendinize denetlemek için bir nokta belirleyin, her gün denetim işi için kendinize bir zaman aralığı belirleyin, bulduğunuz yanlışları not edin ve tekrar kontrol edin ve denetimleri kesmeyin. Çalışanlarınızı ve yapılan işleri denetlemenin en uygun zamanı çalışanların en verimsiz oldukları vakitler yani Pazartesi sabahları ve Cuma öğleden sonralarıdır.
6.FAZLA SORUMLULUKTAN KAÇMAYIN: Sorumluluk almaktan korkmayın! Eğer bir üst düzey yönetici olmak istiyorsanız, olmazsa olmaz denen bir kuraldır. Sorumluluk almak size karar almayı öğretir, hem güven hem saygı, hem de destek kazanırsınız. Yükselmenin tek ve çabuk yolu, üstlerinize daha fazla sorumluluk almak istediğinizi göstermektir. Fazla sorumluluk üstlenmeden önce yapmanız gerekenler ise; 1.Kendi sorumluluklarınızı bilin 2.Kararlı ve istikrarlı olun 3.Hatalarınızı reddetmeyin 4.Eleştiriye açık olun 5.Yükselmek istediğinizin bilinmesini sağlayın.
7.ÇALIŞANA YÜKLEDİĞİNİZ SORUMLULUĞUN ANLAŞILDIĞINDAN EMİN OLUN: Bazen verilen işin tam anlamıyla yapılamaması iletişim eksikliğinden kaynaklanır. Ya işveren yapılacak işi yeterince açık anlatamamıştır ya da işi yapacak olanın dinleme eksikliği vardır. Bu eksikliği telafi etmenizin yolları ise gereksiz iş yüklemeyin, doğru kişiye doğru işi verdiğinizden emin olun. Unutmayın ki herkesin bir kapasitesi vardır, vereceğiniz işi çalışanınıza emir şeklinde değil de bir rica olarak sunun, sade ve anlaşılır bir üslupla anlatın; hızlı ve karmaşık konuşmayın, çalışanınıza anlayıp anlamadığını sorun, anlamadığı takdirde tekrarlamaktan kaçınmayın. Gerekirse talimatınızı anlayıp anlamadığından emin olmak için tekrarlatabilirsiniz, onların da size soru sormalarına fırsat verin. Bunları uyguladığınızda zahmetinizin karşılığını alacağınızdan ve çalışanların sizin için ellerinden geleni yapacaklarından emin olun.
8.AYRINTILARLA VAKİT KAYBETMEYİN: İyi bir yönetici ayrıntılarla fazla zaman kaybetmez, sorumluluk vermekten korkmaz. Hem unutmayın ki eğer çalışanınıza sorumluluk yüklemeyi başarabilirseniz onların saygısını kazanırsınız ve kendilerini geliştirmelerine, yeteneklerini fark etmelerine fırsat vermiş olacaksınız. Amacınız denetimi elden bırakmadan serbestliği sağlamak olmalı. Böylece her iki taraf ta kazanacaktır.
9.KENDİNİZİ ELEŞTİRMEYİ BİLİN: Her aşamada kendinize dürüst olun, kendinizi eleştirmeyi bilin, böylelikle eksik yanlarınızı tamamlar, güçlü yanlarınızı ise daha da güçlendirirsiniz.
10.ÇALIŞANLARINIZIN ŞİKÂYETLERİNİ ÖNEMSEYİN: Elemanlarınızın size getirdiği şikayetleri önemsemeniz, size hem çalışanlarınızı anlamayı sağlayacaktır, hem de çalışan memnuniyeti için yapmanız gerekenleri öğretecektir. Unutmayın ki çalışan memnuniyeti ile üretim verimliliği doğru orantılıdır. Çalışanlarınıza verdiğiniz önem size saygı, sevgi olarak geri dönecektir. Hem problemleri dinlemek ve bunlara çözüm yolları bulmak sizin göreviniz, dolayısıyla iyi bir dinleyici olmalı, doğru iletişimi sağlayabilmelisiniz. Anlayış ve sabrın bu işin altın kuralı olduğunu unutmayın!
11. ÇALIŞANLARINIZIN ÖNERİLERİNE KULAK VERİN: Bunun için öncelikle çalışanlarınıza bu işin, takımın bir parçası olduklarını hissettirebilmelisiniz. Daha sonra öneri ve yardımları kabul edebilirsiniz, bu işi kolaylaştırmak için örneğin bir öneri kutusu hazırlayabilirsiniz, ancak bir ödül koyabilirseniz daha etkili olacağını aklınızdan çıkarmayın, taktir edilmekten herkes hoşlanır, en etkili ödül ücret artışıdır. Düşünün, öneri ve yardımlara başvurduğunuzda yeni yetenekler keşfetmiş olacaksınız, fikir alışverişi yapmış olacaksınız, çalışanlar önemli olduklarını hissedecekler ve ellerinden geleni sizin için yapacaklardır. Böylece çalışan performansı da artacaktır.
12.ÇALIŞANLARINIZA YARDIMLAŞMA DUYGUSU YAŞATIN: Çalışanlarına yardım göstermeyen bir yönetici, aynı şekilde yardım göremez ya da görse de isteksiz çalışan grubun yardımını görür ve bu da pek te güvenilir bir yardım olmaz sanırım…Siz yardım gösterirseniz, çalışanlarınız da size aynı karşılığı verecek, sizinle iş birliği içine girecektir. Bunu başarmak için onların da yönetimin bir parçası olduklarını hissettirin, kararlar vermelerine yardımcı olun, toplantılara katılımlarını sağlayın
13.ÇALIŞANLARA İYİ ÖRNEK OLUN: Siz bir yönetici olarak aynı zamanda çalışanlarınız için örnek kişisinizdir, çünkü onlar da
bir gün sizin kariyerinize sahip olmak isteyeceklerdir. Siz onlara çalışmalarınızla, zamanınızı nasıl değerlendirdiğiniz ile, gösterdiğiniz performansınızla örnek olacaksınız. Siz ne kadar olumlu davranışlar sergilerseniz, çalışanlarınız da o kadar olumlu davranış göstereceklerdir. Disiplinsiz bir yöneticinin disiplinli çalışanları olma ihtimali çok düşüktür herhalde.
Yorumlar