Türk Hava Yolları’nda çalışan bir pilotun siyasi düşüncesi nedeniyle işten atıldığı apaçık ortada iken işi sulandırmak resmen dalga geçmektir, çalışanları aldatmaktır, üç-beş reklam verdiğiniz yerleri uyutmaktır ki onlar zaten uyuyor. Biz hem hizmetleri, hem de aksaklıkları yazmaya her daim devam edeceğiz.
Aslında bu konuya değinmek istemeyecektim ama kamuoyuna verilen bilgilerin ne kadar yalan-yanlış olduğunu yazmak zorundayım. Zira bu millet yalan-yanlış bilgilerle hep uyutuluyor ve oyalanıyor.
Geçen hafta Türk Hava Yolları’ından sorgusuz/sualsiz, disiplinsiz/savunmasız atılan bir pilotun; Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu’nun twitlerini beğendiği için işine son verildiğini yazdık.
Bu haber çokça medya kuruluşu tarafından kaynak gösterilerek haberleştirildi. Haberimizin arkasındayız, doğruluğundan eminiz ve teyitlidir. Zira biliyoruz ki THY’den adam atmak, üstelik İcra Komitesi Kararı ile işten atmak ancak bu tür şeylerle gerçekleşiyor.
Size çokça örneklerle açıklayacağım. Kimlerin nasıl korunduğunu, kimlerin nasıl işten el çektirildiğini kanıtları ile yazacağım.
Yukarıda da bahsettiğim gibi bu konuya fazla girmek istemiyordum. Zira THY siyaset üzeri olsun isteyen bir düşünceye sahibim. Ama Ahmet Bolat’ın yapmış olduğu açıklama bardağı taşırmış durumda.
Ahmet Bolat diyor ki açıklamasında “inandığı güvendiği partiyi ya da yöneticisini ‘lanse eden’ hiç kimseyi işinden etmedik. Doğru söylüyor çalışanlar korkudan böyle bir niyet beyan edemiyor. Eden de kaptan pilot gibi hemen işine sessiz sedasız son veriliyor. Eğer öyle değilse adamı işinden neden ettiniz bi açıklayın da bilelim. Açıklamazsanız 25 Temmuz’da ben açıklayacağım yüzünüze baka baka.
Gazeteci kisvesi altında demişsiniz. O kisveyi bence kendinde hissedenler yalan söylüyor, milleti kandırıyor, yönetici kisvesi oynuyor.
Ahmet Bolat Bey; biz sizinle Miami ofisinizden yapılan kaçakçılığı konuştuk değil mi? Dediniz ki “iki valiz ile kaçakçılık mı olur”
Siz iki valiz dediğiniz kaçakçılıktan kimler neler kazandı biliyorsunuz. Ama üstünü örtmeye çalıştığınız pislikten kimi koruduğumuzu açıklamayacağım. Seni çok aşıyor çünkü. Şu kadarını söylemem yeterli. Ekip arkadaşını ve oğlunu korumak zorundasın. Ben de olsam senin gibi davranırdım.
Ama Miami ofisinden ve belki de diğer ofislerden kaç VIP’nin üzerine valiz bağlandı meçhul.
Yunus Özbek sana neyi hatırlatıyor Sayın Ahmet Bolat?
Kaç kişinin üzerine valiz bağladı açıklamamı ister misin?
Bir iki örnek yeter mi?
Mesela Ak Parti eski grup başkanvekili Özlem Zengin, mesela eski bir AKP Milletvekilinin kızı.
Peki İstanbul Havalimanı VIP salonundan kim aldı o valizi? Yunus’un kardeşi ile yanında senin koruduğun benim de çok sevdiğim birinin oğlu olabilir mi?
Beni zorlamayın Sayın Ahmet Bolat. Ben kimsenin yaptığı işe “kisve” demem, “partizan müfteri” hiç demem. Kapınızı açtığınızda, aynaya baktığınızda bunları hep kendinizde bulabilirsiniz.
Siz asıl seçim döneminde taşeronları THY çatısı altına alacağım deyip sonrada birer/ikişer, beşer/onar işten çıkartmanızın sebebini açıklayın da öğrenelim. Ama yönetici kisvesi altında değil, bir zamanlar Temel Kotil’in odasında secdeye gittiğiniz ve hatta orada uyuya kaldığınız dinlenme salonunda değil kendi odanızın dinlenme bölümünde alnınızı secdeye koyduğunuzda inandığınız değerler üzerine açıklayın.
Biz milletin derdini her daim anlatacağız. Her ne pahasına olursa olsun….
Yorumlar Tüm Yorumlar (34)