Aslında teknik açıdan yorum yapacak ne bilgiye ne de tecrübeye sahibim. Hele Sefa İnan gibi bir tecrübenin yanında ahkam kesmek, teknik değerlendirme yapmak kendi haber portalımın gelmişine geçmişine hakaret olur. Lakin ben ne bir uçağın bakımı ile ne de bakımın nasıl yapılacağı ile ilgili yazmayacağım.
Elbette bizim de dilimizin döndüğü, iki kelam edebileceği sözler olmalı diye düşünüyorum. Zira bu sözler bakımla alakalı değil gözlemle alakalı.
Birçoğu gibi THY’yi parça parça düşünmüyorum. Ayrı şirketmiş, ayrı yönetimleri varmış bunlara takılmıyorum. Her ne kadar ticari unvanları ayrı olsa bile organik bağlarından dolayı işin sonu Türk Hava Yolları’na dokunuyor.
HABOM’la ilgili olan bitenler havacılık kamuoyu tarafından pek bilinmese bile, ilk TİS sürecinde kapalı kutunun açılmaya başladığına şahit olmaya başladık. Kutunun içinden tavşan mı çıkacak, kuş mu çıkacak bilinmez ama çok can sıkacağı kesin. Teknik tabirle değil de halk ağzı ile söylemek gerekirse THY HABOM’da teknik bakımların onaylarını veren teknisyenlerin birer birer istifa ettikleri haberleri küçümsenecek haberler değil. Uçak bakımlarının nasıl yapıldığına dair gelecekte soru işareti doğuracaktır.
HABOM teknisyenlerinin özellikle ücret konusundaki rahatsızlıklarının dikkate alınması gerekiyor. Maliyet hesaplaması yaparken merdiven altı fason işyeri gibi düşünmemek gerekir teknik bakım üstlerini. Türk Hava Yolları low cost bir şirket değil. Maliyetleri düşüreyim derken, kaliteden ödün vermemek gerekir. Ucuz etin yahnisini bilmeyen yok. “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim” sözünü bilmeyenimiz de yok.
Bu sektörde pilot çabuk bulursunuz ama teknisyen yetiştirmek en az 5 yıl demektir. O yüzden pilot arkadaşlar kızmasın ama THY, teknisyenleri pilotlar kadar önemsemeli diye düşünüyorum. Uçak kazaları açısından baktığımızda THY’nin sicili pek temiz değil. İşte bu açıdan yetişmiş personelin çok para alması kimsenin gözüne batmasın.
THY’nin hat bakım başkanlığındaki teknisyenlere de kanca atıldığı haberini geçen hafta sonunda Airporthaber aracılığıyla paylaşmıştık. Pegasus Havayolları, Katar Havayolları reddedilmeyecek teklifler sunuyor THY teknisyenlerine. Bazı teknisyenlerin de Emirates Havayolları’na CV gönderdiklerine dair haberler geliyor. THY bu tabloyu değerlendirmeli.
Özel şirketler THY’nin pilot transferlerinden rahatsız idi. Şimdi suyun ters yöne akmaya başladığına şahit oluyoruz. Pegasus, Onur Air, Atlasjet, Sunexpress, Corendon ve hatta Borajet bile THY’den deneyimli teknisyen alma hesapları içinde. THY’nin bir okul olduğu gerçeğinden yola çıkarak başöğretmenlerin kaybedilmesi halinde ortaya çıkacak riski birilerinin, özellikle de THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun iyi hesaplaması gerektiğini vurgulamak isterim.
HAVA-İŞ SENDİKASI BAŞKANI BÖYLE OLMALI…
Geçen hafta Libya'da öldürülen THY muhasebe şefi Uğur Tezcan’ın cenaze töreninde idim. Hava-İş Sendikası Başkanı Ali Kemal Tatlıbal da oradaydı. Hemen gözümün önüne bir fotoğraf karesi geldi. Eski başkan Atilay Ayçin’in Taksim’de gaz maskesi takmış yasadışı olayların içinde yer aldığı o kare. Bir başkan temsil ettiği, haklarını savunduğu toplumun lehine olan gösterilerde yer alır. Yani THY çalışanlarının eylemi olmalıydı.
Neyse ki yeni başkandan o imajı aldık. THY personelinin cenaze töreninde olması, acıyı paylaşıyor, arkadaşları ile aynı hissi taşıyor, acının da tatlının da paylaşımcısı olacak görüntüsü veriyor. İşte bugünün sendikacılığı böyle olmalı. Öteleştirici değil sahiplenici, kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı bir anlayış. Bu duruşu Ali Kemal Tatlıbal sergileyecek. İnşallah Ali Kemal Tatlıbal ile THY çalışanları hem haklarını layıkıyla alacak hem de iş barışını en üst seviyede tutacak.
Yorumlar Tüm Yorumlar (87)