Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Maalesef ülkemiz havacılığında bu tür insanların varlığı mevcut. İşte bu yüzden önereceğiniz ya da bilgi sahibi olduğunuz konuları açıklamanızın düşmanları, negatif tetikçileri çok oluyor. Birkaç örnekle bu durumu özetlemeye çalışacağım.
Geçen hafta yazmış olduğum yazıyı okuyan binlerce okurumdan birkaçı, burada sizinle paylaşmadığım yorum gönderdiler. Açıkçası kaale bile almıyorum. “Havacılık Bakanlığı” kurulmalı önerim olumlu karşılanırken kendini hiçbir yere monte edemeyen, emir eri olmaktan çıkamayan, maaşlı tetikçilerin saldırısına uğradım.
Önerimin faydası ya da zararı tartışılması gerekirken, “Sen kimsin, oldu sende havacılık bakanı olursun, Amerika’da bile havacılık bakanlığı yok bizde neden olsun” gibi densiz yorumlar geldi. Dediğim gibi bunlar sinek vızıltısı.
Ben kimim? Ben fikir işçisiyim. Peki, sen kimsin? Uşak mı, tetikçi mi, paralı asker mi, kapı gıcırtısı mı? Var mı bir fikrin? Yok. O halde bu dünyada hiç bir şey değilsin. Kendin olamadığın sürece böyle kapı gıcırtısı olmaya devam edeceksin.
Bir de şu var; ben havacılık bakanı olayım demedim. Bu bakanlık kurulacaksa sektörde o kadar çok insan var ki bu makama oturabilecek. Mesela Hamdi Topçu,Temel Kotil, Murat Ersoy, Orhan Coşkun, Ali Sabancı, Sertaç Haybat, Ali Arıduru, Orhan Birdal, Bilal Ekşi, İsmail Demir, Funda Ocak. Antalya bölgesinde hep turizm bakanı çıkıyor. Örneğin Yıldıray Karaer bal gibi de havacılık bakanı olabilir. Daha saymamı ister misiniz? Hatta benim beğenmediğim THK Başkanı Osman Yıldırım, THK Üniversitesi rektörü Ünsal Ban. Hepsi potansiyel birer bakan.
Sani Şener. Havacılık Bakanlığı için bal gibi, biçilmiş kaftan gibi. TGS Genel Müdürü Bayram Özçelik. Yeter ki düşünceye ortak olunsun. Olmaz diye bir şey yok.
Söylemek istediğim ortaya attığım fikir olumlu ya da olumsuz tartışılmalı.
Tu-kaka demenin anlamı yok.
Amerika’da bile yok diyen okur. Aklınla bin yaşamazsın. Her şeyi Amerika’dan almak istediğin için senden bir baltaya sap olmaz. Olsa olsa negatif hayatında ezilip kalan bir bilgisiz olursun.
“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözünden yola çıkarak yazdığım bu yazıda birkaç hatırlatma yapmak istiyorum.
Türk Hava Kurumu’nun Onur Air’i almak için girişimde bulunduğu, görüşme yapıldığı haberini havacılık sektörü ile biz paylaşmıştık. Sonra bütün medyada yer almış ve bu haberin perde arkasını devamlılığını kimse takip etmemişti. Günümüz medyasının en büyük eksikliği bu. Fikri takip kuralını asla uygulamıyor.
Ben THK’nın Onur Air’i alamayacağını yaptığım kısa araştırma ve gelen bilgiler ışığında yazdığım vakit, tetikçi olduklarına adım kadar emin olduğum bazı hadsizlerin saldırısına uğradım. Hatta, adam tutulup darp edilme planlarım bile yapıldı. Ama biz sözümüzü söylediğimizde gözümüzü budaktan sakınmayacak kadar eminizdir.
Kredilerle ayakta kalan, maaşları zar-zor veren, stopajları ödeyemeyen bir kurumun, Onur Air gibi bir kurumu alması mümkün değil.
Yine THK’nın başka palavralarını da hatırlatayım. Örneğin 2014 Haziran ayında kendi uçağını uçuracaktı. Nerede uçak. Yamaç paraşütü dahi uçuramadı. Almanya’dan bilmem kaç milyon euroya alınan bir uçak çizimini hayata geçirmek için paran olacak, dirayetin olacak, her şeyden önce verdiğin sözü tutacak gücün olacak. Oldu mu? Olmadı. Peki, medya bunu takip etti mi? Etmedi. Sorguladı mı? Hayır. Oysa medyanın asli görevi takip etmektir. Verilen sözlerin gerçekleşmemesi halinde sorgulamaktır.
Birbaşka söz.
THK Havayolu şirketi kuracakmış. Mış, mış, mış. Olmuyor, mış mış’larla olmuyor. Daha Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne başvuru bile yok.
Peki, o sözler gerçekleşmeyince kimse neden sorgulamıyor da bizler bunu yazınca kötü insanlar oluyoruz.
İşte biz bu düzene karşıyız. Yalan düzenine karşıyız. Verilen sözlerin takipçisi olmayanlara karşıyız. Tetikçi olanlara karşıyız.
Yeni Türkiye düşüncesini çok tutuyorum. Hatta destekliyorum. Sil baştan düzenin değişmesi lazım. Örneğin, sektörün kanını emen bürokratların olmadığı bir havacılık hayal ediyorum. Karısına, kızına, oğluna, gelinine, damadına, bacanağına devletin gücünü kullanarak imkanlar sağlanmayan bir havacılık hayal ediyorum. Sektörün alabildiğince kanun ve kurallar çerçevesinde serbest bırakılacağı bir havacılık hayal ediyorum. Üniversitlerin, para odaklı değil yetenekli iş gücü yetiştireceği bir havacılık hayal ediyorum.
Çok mu hayal ediyorum? Hayır olması gerekeni hayal ediyorum.
İşte bu yüzden Yeni Türkiye’de Havacılık Bakanlığı kurulacağı günleri hayal ediyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (38)