17 Temmuz 2017, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

Türk Sivil Havacılık Sektörünün Çalışanları: Bu R.Branson Ne Anlatıyor Ki?

Capital 2017 Haziran Sayısında R.Bronson’un imzalı yazının bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim. Virgin Atlantic Havayollarının patronu olan Richard Bronson sektörün en dikkat çekici isimlerinden biri.

Daha önce bir yazıda Bronson’un şirket çalışanlarına bakışını anlatan bir söyleşini okumuştum. Not almışım. “ Şirkette son senelerde disiplin cezası uygulamasının minimum bir seviyede olması çalışanların işe, şirkete bağlılıkları ile,  insan kaynaklarına yönelik uygulamalarının samimiyetine bağlayan Bronson’un “ Ne Virgin onları ne de onlar Virgin’i kaybetmek istemez”. Bu duygu yerleşene kadar tabii ki iki taraflı gayret sarf ettik.  Şimdi herkes birbirini daha iyi tanıyor. Ve Virgin çalışanları şirkete, birbirine ve yöneticilerine tabii ki yolcularımıza daha fazla sevgi ve saygı ile yaklaşıyor.  Başarımızın ana faktörü bu.” diyordu Bay Bronson Önce İnsan.

ÖNCELİĞİNİZ KAR ETMEK DEĞİL İNSANLAR OLSUN.

Neden serbest girişimci oldum. Bunun cevabını 40 yıl önce ilk şirketimi kurduğum zaman verdiğim cevapla birebir aynı. “ Amacımız, İnsanların hayatlarında olumlu yönde bir farklılık yaratmak.”  Ben hangi endüstride olursa olsun diğer şirketlerinde kendi çekirdek değerlerinde benzer bir amacı olması gerektiğine inanıyorum.

Ne zaman yeni bir işe girsek Virgin’ deki ekibimiz bunu daima aklında tutar. Havayolu endüstrisine bir bakalım. Biz burada yolcuların daha iyisini hak ettiklerine inancından yola çıkarak Virgin Atlantic, Virgin Australia, Virgin America adlarında üç tane çok sevilen havayolu şirketi kurduk. Biz insanların bir havayolu şirketi seçtiklerinde onların nezaketi ve ilgili hak ettiklerini düşünüyoruz. Onlar ayrıca saygıyı ve eşsiz bir deneyimi de hak eder. Onların asla hak etmedikleri ise bilançodaki rakamlar gibi veya kabindeki bir sığır gibi muamele görmek.

Ne yazık ki bu akış açısını her şirket benimsemiyor. ( Eminim aklınıza benim isim vermeden bahsettiklerimden okuduğunuz bir veya ikisi gelmiştir ) Bu gibi şirketler önceliği insana değil, kara verir ve eninde sonunda piyasadan silinip gider. Her şirket ve iş insanı hata yapar. Ben kendi adıma fazlası ile hata yaptım ve gelecekte daha fazlasını da yapacağımı biliyorum. İyi haber ise onlarla yüzleştiğinizde şapkayı önünüze koyup düşünerek, hızlı hareket ederek ve oturmuş bir şirket kültürü ile herhangi bir yanlıştan çabucak geri dönebilmek.

Güçlü bir şirket kültürü oluşturmak önceliği insana vermekle başlar ve bunun için de samimi olmak gerekir. Bunun sırrı ise ekibinize kendileri gibi olma özgürlüğünün tanınması ile başlar. İşler sarpa sardığında, aşırı derecede süreç ve prosedür olması çalışanlarınızın kendi deneyimlerine, kendi insani değerlerine ve şirket kültürüne dayanan kararlar almasını engeller.

İLK GÜNDEN BERİ, ÖNCE İNSAN DİYORUZ.

“ Biz ekibimizde çalışanlarımıza modası geçmiş kurallara göre değil sağduyuyu temel alan kararlar alabilecek şekilde yeterince özgürlük vermek için çırpınırız. Biz çalışanlarımıza işlerini yapmaları için doğru araçları vermeye ve sonra onların doğru işler yapmalarına güvenmenin doğruluğuna inanırız.

Söz konusu ister fazladan alınmış rezervasyon, ister kaçırılmış bir tren ya da telefon faturası ile ilgili bir sorun olsun ön “cephedeki ekibinizi vuku bulan bir soruna anında müdahale edebilmesi için yetkilendirin.”

Hızla hareket etmek size biraz para kaybettirebilir, ancak gecikme veya sert bir cevap size muhtemelen kaybedilen iyi niyetle çok daha fazlasına mal olacaktır. Ve de sosyal medya devrinde her hangi bir müşteri sorunu internet üzerinde kontrolsüz bir yangın gibi yayılarak onarılması mümkün olmayan bir hasara yol açabilir. Ben geçenlerde dünyanın dört bir yanındaki Virgin şirketlerini ziyaret etmek amacı ile çıktığım ve bu fikirler hakkında derinlemesine düşünmek için bana yığınla zaman veren kasırga gibi hızlı ve uzun bir yolculuk yaptım. Bu bir haftalık dünya turunu Seattle bitirmek çok etkileyiciydi, çünkü burası Boeing’in bana 33 yıl önce Virgin Atlantic’i kurmamız için genç bir plak zenginine ikinci el bir B 747 yolcu uçağını kiralayarak şans tanıyan şirketin merkeziydi.

Daha önceleri de yazdığım üzere insanların çoğu bizi o dönemde başarısızlığa mahkum etmiş ve asla hayatta kalma şansımızın olmadığını söyleyip duruyorlardı. Oysa havayolumuzu müşteri deneyimleri çerçevesinde kurarak ve geniş yetkilerle donatılmış bir ekip yaratarak daha işin başındayken doğru olan şeylere odaklanmıştık. Bu sayede sadık yolcuları cezbeden ve bizim de uyum göstermemizi sağlayan bir servis kültürü yaratmayı başarabilmiştik. Çok daha konforlu koltuklar, açık büfe ve kotluk arkası eğlence sistemleri gibi yenilikler yapmıştık. Ancak şayet çalışanlarımıza kendileri gibi olma özgürlüğünü tanımamış olsaydık bu yeniliklerin hiç birinin çok da fazla bir etkisi olmazdı.

33 yıldan uzun bir süre sonra Virgin Atlantik halen daha o ilk gündeki güveni ve eğlence anlayışını sunuyor. Bu  ilk günden itibaren  şirket kültürünün içine gömülmüş bir değer haline geldi.

Şayet şirketiniz insanı ön planda tutarak çalışmıyor ise  o zaman sadece kusurlarınızı örtmeğe, gizlemeye çalışırsınız.

Eğer şirketiniz öncelikle kendi çalışanlarını ve desteklemenin ve onları geliştirmenin önemine inanıyorlarsa o zaman işinizi büyültebilmek, hizmetlerinizi yolcularınızın arzularına uygun bir formatta detaylandırabilmek için yeterince kozunuz var demektir.  Ve müşteri kaçırmak gibi bir durum ile karşı karşıya kalmanız mümkün değildir “

Hatırlar mısınız bilmem. İlk çıktığı zamanlarda Önce İnsan eğitimleri çok gözdeydi.  Başta tanıdığınız veya tanımadığınız tüm İnsan Kaynakları yönetici ve çalışanları bu eğitimi alabilmek için yarış halindeydi. Yöneticiler bu eğitime iştirak etmek için yarıştaydı adeta. Eğitim esnasında ezberlenilen güzel ve parlak sözleri her fırsatta kullanılıyordu. Ama kimse kimseye sormuyordu? Bu eğitimde öğrendiklerini uygulayabiliyor musun? Belki de sormaya gerek görmüyorlardı. Bilmem anlatabildim mi?

Türk Sivil Havacılık Sektörünün Çalışanları: Bu R.Branson Ne Anlatıyor Ki?

Yorumlar

Eski şef ~ 7 yıl önce
Türkiyede son yıllarda elemanın hakkını çalmak haklarını yemek dolayısıyle morallerini düşürmek başta patronlar ve onlara şirin görünmek isteyen müdürler tarafından adet haline gelmiştir. Havacılık sektöründe THY başı çekmektedir. Hal böyleyken elemanlarında şirkete karşı negatif tavırları olmaktadır. (Etki tepki meselesi) Bizler gibi çalışkan parayı ikinci planda tutan insanlar bu arkadaşlarımızın işi gevşetme ,kaytarma durumlarına kızmaktayız. Fakat elemanı dinlediğimizde haklı olduklarını görüyoruz. Sözün özü patronlar havacılıkta çok para kazanmaktadırlar ,elemama çok düşük üçretler ödemektedirler ,kefenin cebi yok hep bana hep bana deyip kasalarını dolduruyorlar. Biraz paylaşmayı ve elemanına değer veren patronlarda başarıya ulaşıyorlar. Yazıda çok güzel anlatmış R.Branson Onurair ve Pegasus patron ve üst kademe müdürler okusun ders alsın tekniğin değerini bisin hak yemesinler.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
GSV.ŞF ~ 7 yıl önce
SN. ÇETİN BEY ALLAH SİZE UZUN SAĞLIKLI,HAYIRLIRLI,AİLENİZLE VE SEVDİKLERİNİZLE UZUN ÖMÜRLER VERSİN SİZİNLE ÇALIŞAN BİR İNSAN OLARAK NE DERECE DÜZGÜN DÜRÜST İYİ BİR İNSAN OLDUGUNUZU BİLİYORUZ BİLİNKİ SİZE UZAKTA DA OLSA DUA EDEN İNSANLAR VAR .ALLAH CC SİZDEN RAZI OLSUN

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP GSV ŞF ~ 7 yıl önce
TEŞEKKÜRLER EDİYORUM İYİ DİLEKLERİNİZ İÇİN. SAĞOLUNUZ.
Çetinime ~ 7 yıl önce
Çetinim her başarıda güzel kadınların imzası vardır. Virginin de işe aldığı güvercinler çok güzel.. gelde uçma buna :)))))

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Abi ~ 7 yıl önce
Abi kokpit mi muhabbeti bu:)
Sn.Çetin abi ~ 7 yıl önce
şirketleri yücelten yöneticileri ve çalışanları.geçmiş yıllarda bir yönetici ile çalışmıştık. maaşımıza zam yapmadı.İzinlerimizi artırmadı.İşi kaytaranlara müsamaha etmedi.anlayacağınız düz çalışanların bu yöneticiyi sevmeleri için hiç bir neden yoktu. Yalnız, taraf tutmadı.Bize kendi amirlerimizin dışında özellikle Genel Müdürlük yöneticilerinin hiç bir söz söylemesine izin vermedi.Hep önümüzde durdu.Söylenmesi gerekeni kendisi söyledi.Bizi hep sahiplendi. Sabahları güle yüzle günaydın dedi.bizlerle sohbet etti. Akşam ayrılışımıza rastlayınca " yoruldunuz teşekkür ederiz " diye uğurladı. İşçi arkadaşlarımızla oturdu. Şakalaştı ve bir iki vesile ile Şirketi sevdiğini bizlere gösterdi hatta ispat etti.Kendisini sevdik. İyi yönetti bizi. Biz ona ne yaptık? yüzlerce çalışan onu uğurlamak için bir araya geldik. İsim versem yorumumu yayınlamayacağınızı biliyorum. Bronson tabii ki doğru yapıyor ve doğru söylüyor.Ama elinde Bronsonun imkanları yokken çalışanları mutlu eden yönetici de gördük

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP SN.ÇETİN ABİ ~ 7 yıl önce
EMİNİM Kİ O YÖNETİCİNİZ AİRPORTHABERİ TAKİP EDİYORSA, BU YORUMUNUZU OKUYUNCA MUTLU OLACAKTIR. MUTLAK O DÖNEMDE ÇALIŞANLARDA BUNA LAYIKTIR.O YÖNETİCİNİZ ADINA SİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM. ARTIK NE O TÜR YÖNETİCİLER VAR, NEDE SENELER SONRA YÖNETİCİLERİNİN İYİ TARAFLARINI SÖYLEYEN ÇALIŞANLAR VAR. TAKİNÜBİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.
sn üstat ~ 7 yıl önce
Maalesef ülkemizde en değersiz şey insan. Gelişmiş ülkelerin diğerlerinden en büyük farkı, insanına değer vermesi,haklarını koruması,gerçek ve doğru eğitime yatırım yapması ve adalete önem vermesi, gerisi zaten geliyor bu kadar basit,açık ve net ancak ülkemizde bu durum tam tersi. İnsan, psikolojik ve sosyolojik bir varlıktır bunu hep göz ardı ediyoruz. Biz, insanımızı sömürüyoruz,işsizlikle tehdit ediyoruz,hakkını ya vermiyoruz ya gasp ediyoruz,adaleti,eşitliği sağlamıyoruz,onları başta siyasi olmak üzere birçok olguyla yargılıyor birbirlerine kutuplaştırıyoruz,işi ehline değil ahbaba,yandaşa veriyoruz ondan sonra da niye geriyiz diye birbirimize soruyoruz. İnsanımız, ne acı ki zaten büyük oranda okumuş olsalar dahi cahil bir de bunun üstüne geçim derdi eklenince belki isteyerek belki istemeyerek çıkarcılığa,yalana,sahtekarlığa,hak yemeye zorlanıyorlar bu da zincirleme birçok sosyal ve ekonomik sorunu da beraberinde getiriyor. Ülkemizde sendikalı çalışan sayısı son 15 yılda 5.5 milyondan 1 milyon civarına düşmüş, havacılık sektöründe thy hariç sendikalı çalışan yok, sektörün en büyük firması thy'de 14 yılda 10 binden fazla insan, iktidar partisi destekçilerine yer açılması için zorla ya atılmış ya emekli edilmiş, liyakat yerini sadakat'e bırakmış,haksızlık almış yürümüş,tehdit ve korku heryerde, durum bu haldeyken hangi çalışan,hangi istek ve azimle verimli olur,önce kendisine sonra çevresine ve ülkesine faydalı olabilir ki? Bizler bu kafada olduğumuz müddetçe ileri gidemeyiz,gidemiyoruz ayrıca yüce Allah, bu kadar haksızlığın,adaletsizliğin,yanlışın olduğu bir ülkeye huzur,bereket,mutluluk verir mi vermiyor da ancak akıllanmıyoruz,ders almıyoruz ama ne yöneten ne vatandaş kimin umurunda ki ? Önemli olan para,çıkar ve günü kurtarmak gerisi boş. Saygılarımla...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP SN.ÜSTAT ~ 7 yıl önce
MAALESEF Kİ SÖYLEDİKLERİNİZİN TÜMÜ DOĞRU. NE ÇIKARTABİLECEĞİM NEDE İLAVE EDEBİLECEĞİM BİR ŞEY VAR. ALLAH HEPİMİZE İZAN VERSİN DEMEKTEN BAŞKA YAPACAK BİR ŞEY YOK.İNŞALLAH ÇOCUKLARIMIZ, TORUNLARIMIZ DAHA İYİ GÜNLER GÖRÜRLER. TAKİBİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000